Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/597 E. 2023/217 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/597 Esas
KARAR NO : 2023/217
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: 1-Davacı vekili dava dilekçesinde,: İşbu davanın, Müvekkili Şirket … A.Ş. ile Davalı … A.Ş. arasında imzalanan bir sözleşmeye dair Davalı Şirket’in sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmemesi, borcunu ifa etmekten imtina etmesi sebebiyle Müvekkili Şirketin nezdinde oluşan zararların tazmini talepli olduğunu, taraflar arasında dava şartı arabuluculuk süreci yürütülmüş olduğunu, tarafların anlaşmaya varamadıklarını , müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki sözleşmesel ilişki kapsamında, davalı şirket’in tek taraflı olarak borcunu ifa etmemesi sebebiyle müvekkili şirketin zarara uğramış olduğunu ve bu zararın tazmini gerektiğini, Müvekkili Şirket ile Davalı arasında 19.09.2017 tarihli Araç Kiralama Sözleşmesi imzalanmış olup işbu sözleşmenin halen yürürlükte olduğunu, Bu sözleşme tahtında Müvekkil Şirket’in ihtiyaçlarına yönelik Davalı Şirket tarafından, belirli sürelerde ve belirli bedeller karşılığında araç kiralama hizmeti verildiğini, anılan sözleşmenin taraflar arasındaki ticari ilişkinin çerçevesini belirlediğini, davalı şirketin kötü niyetli olarak bu sözleşmenin yükümlülüklerine uymadığını, araçları teslim etmediğini, bunun için kendisine ihtarname gönderildiğini, buna rağmen davalı şirketin 18/01/2022 tarihinde teslim etmesi gereken araçları teslim etmemesi sebebiyle müvekkilinin başka bir araç kiralama şirketi ile anlaşmak zorunda kaldığını, fiyatların artması sebebi ile de büyük bir zarara uğradığını, Müvekkil Şirket’in, Davalı’nın borcunu ifa etmemesi sebebiyle aylık olarak 21.690-TL zararı doğduğunu, Bu zararın kiralama süresi boyunca her ay tekrar edeceği göz önüne alındığında Müvekkil Şirket’in toplam zararının 780.840,00-TL olacağını , müvekkil şirket’in türk borçlar kanunu hükümleri ve yerleşik içtihat kapsamında uğramış olduğu müspet zararını davalı şirketten talep etme hakkının bulunduğunu, bu nedenlerle dava kabulü ile Müvekkili Şirket nezdinde oluşan 780.840,00-TL müspet fiili zararın ve bu alacağa Davalı Şirket’in temerrüde düştüğü tarih olan 04.03.2022 tarihinden itibaren değişken oranlarda işleyecek olan ticari avans faizinin davacı müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin Davalı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP-Davalı vekili cevap dilekçesinde; Kira ilişkisinden doğan tüm uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemeleri olduğunu, burada miktar açısından da herhangi bir sınır bulunmadığını, davacı yanın iddialarının son derece mesnetsiz olup, dayanaktan uzak, yasaya, ticari etik ve teamüllere aykırı olduğunu, müvekkili şirketle davacı şirketin 2008 yılından bu yana uzun dönem araç kiralama hizmeti kapsamında çalıştıklarını şirketin müvekkili şirketten 4’er ve 3’er yıllık sözleşmelerle 61 araç kiraladığını, 2018 yılından itibaren kiralanan araçların bakımlarının yapılmadığını hor kullanıldığını özen yükümlülüklerinin yerine getirmediklerini , müvekkili şirketi zarara uğrattıklarını teslim edilen araçların eksik gönderildiğini, bu yüzden müvekkili şirketin ek protokolü fesh etmek zorunda kaldığını, 15/12/2021 tarihinde ek protokolü fesh ettiklerini ve bunu davacı şirkete bildirdiklerini, müvekkili şirketin fesih hakkının bulunduğunu, davacının menfi zarar hesaplamasında kaçırılan fırsat olarak değerlendirilerek hüküm kurulmasının mümkün olamayacağını, Keza bu bedel, ilgili araçların ek protokol tarihindeki (21.10.2021) rayiç fiyatı değil, müvekkili davacı şirkete 13 yıllık hizmet ilişkisi nedeniyle verdiği fiyat olduğunu ve hükümsüz olan sözleşme yapıldığını, kaçırılan fırsata ilişkin bir zarar olan menfi zararın hesaplamasında hükümsüz sözleşmedeki fiyat değil, kaçırılan diğer sözleşme fırsatlarındaki fiyatın hesaplamaya esas alınması gerekeceğini , davacı yanın herhangi bir zarara uğradığı iddiası bu halde dahi asılsız olduğunu, keza ilgili ek protokolün imza tarihi olan 26.10.2021 tarihi ile müvekkilinin sözleşmeyi feshettiği 15.12.2021 tarihi itibariyle araç kira bedellerinde herhangi bir artış meydana gelmediğini, davacı yanın iddia ettiği zararı gerçek bir zarar olmayıp sayın mahkemeyi yanıltmak amacıyla yapıldığını, bu nedenlerle , davanın görevli mahkemede açılmamış olması sebebiyle davanın görevsizlik nedeniyle reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiş, mahkemece değerlendirilmiştir.
Dava; taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesi kapsamında, davalı kiracının sözleşme yükümlülüklerini sözleşme süresi içinde yerine getirmeyerek geçen süre boyunca uğranılan kazanç kaybı bedellerinin kiracı davalıdan tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan incelemede; 01/10/2021 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 4/1-amaddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda…” Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli olup somut olaydaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesine dayalı hukuki ilişkiden kaynaklandığı, bu hâli ile anılı kanuni düzenlemeler gereğince işbu davada Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda…” Sulh Hukuk Mahkemeleri görevli olup somut olaydaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesine dayalı hukuki ilişkiden kaynaklandığı, bu hâli ile anılı kanuni düzenlemeler gereğince işbu davada Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; Mahkememizin görevsizlik nedeniyle görev yönünden HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar VERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır