Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/54 E. 2023/524 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/54 Esas
KARAR NO : 2023/524
ASIL DAVA : Alacak
ASIL DAVA TARİHİ : 04/05/2000

Mahkememiz dosyası ile birleşen …. ATM’nin 2004/… Esas
sayılı dava dosyası yönünden;
BİRLEŞEN DAVA : Alacak
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 07/10/2004
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın … … Şubesinde yer alan yatırım hesabının davalı banka personeli tarafından müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında kullanılmak suretiyle boşaltıldığını belirterek öncelikle hesapta olması gereken 12.800 lot … hisse senetlerinin aynen iadesini, bu talep yerinde görülmez ise, 2000 yılı Ocak ayı itibari ile 345.600.000.000 TL (345.600 yeni TL) olan zararından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 45.000 TL’nin 18/10/1999 tarihinden itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş ve 21/12/2000 tarihli ıslah dilekçesi ile … Holding hisselerinin şimdilik 45.000 TL’lik kısmının iadesi şeklinde talebini ıslah etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; harcın eksik yatırıldığını, Eda davası açılacak yerde tespit davası açılamayacağını, ıslahın usulüne uygun olmadığını, davacının menkul kıymet alımı için müvekkiline her hangi bir talimatının olmadığını, ayrıca yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekilince, aynı sebeplere istinaden 201.400.000.000 TL (201.400 yeni TL)’nin tahsili için …. ATM’nin 2004/… Esas sayılı dosyasında açtığı dava aradaki bağlantıya istinaden dosyamız ile birleştirilerek yargılamaya dosyamız üzerinden devam edilmiştir.
Mahkememizce delillerin ibrazını mütakip celbi gereken delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Davacının dayanağı 16/07/1999 tarihli ve … A.Ş. ibareli kaşe içeren hisse senedi işlem müdürü olarak … , müdür yardıncısı olarak … ‘ye atfen imzalanmış belgenin … labaratuvarında incelenmesine ilişkin 31/01/2002 tarihli raporda … …ya atfetilen imzanın adı geçenin eli mahsulü olduğu, … atfetilen imzanın ise adı geçenin eli mahsulü olmadığı yönünde mütaalada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce muhasebe uzmanı Prof. Dr. … , bankacı … ve Doc. Dr. … ‘den oluşan ve bilirkişi … ‘un ayrık görüşünü içeren 02/11/2001 tarihli rapor hükme yeterli görülmediğinden heyet değişikliğine gidilerek, Ticaret Hukukçusu … , mali müşavir … ve bankacı … … ‘den oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler 30/06/2004 tarihli raporlarında özetle; davacının incelenen yatırım hesabına göre 22.000.000 adet … Holding, 5.000.000 adet, … hisse senedinin toplan 85.850.000.000 TL’ye aldığı ve aynı miktar hisse senetlerini değişik tarihlerde toplam 81.075.000.000 TL tutarı ile sattığı ve bu satıştan 4.775.000.000 TL zarar ettiği, davacının alımlarının yatırım hesabında para olmadan yapıldığı, diğer bir deyişle alımların yapıldığı tarihlerde yatırım hesabının eksi bakiye ile çalıştığı ve satış tutarları ile eksi bakiyenin giderildiği ve SPK mevzuatına uymayan bir kredi ilişkisi içersinde bulunulduğu, davacının yatırım hesabında yaptığı alım satımlar dikkate alındığında hisse senedi pörföyünde herhangi bir menkul kıymetin bulunmadığı, davacının davalı nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunduğuna dair tespit yapılamadığı, davacı talebinin yerinde olmadığına dair mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce ilk olarak dosya kapsamı mevcut delil durumu, bilirkişi raporu, şirket yetkililerinin imzasını taşımayan ve sahteliği subuta eren belge içeriği ve anılı belgenin davalı şirket kayıtlarında teyit edilememesi nazara alınırak davacının davalı nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığından bahisle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce asıl ve birleşen davanın reddine dair kararın davacı vekilince vaki temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi neticesinde;
“Dava dışı … …, davalı şirketin 06.01.1997 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirketi yurt içi işlemlerde temsil ve ilzama yetkili olmak üzere 1.derecede yetkili kılındığı, bu yetkinin 23.11.1999 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmaktadır. O halde davacının dayandığı belgelerin davalı şirketi temsilen … … tarafından imzalandığının kabulü gerekir.
SPK’nun Seri:… No: … sayılı Aracılık Faaliyetlerinde Belge ve ‘Kayıt Düzeni Hakkındaki Tebliğin 4 ncü maddesinde sayılan belgeler, ömekseme olarak gösterilen belgelerden olduğundan, davalı şirket cihazından gönderilen belgeler, davacı lehine delil teşkil edecektir. Ancak, davalı şirketin davacı lehine delil teşkil eden bu belgelerin akşini başka geçerli delillerle kanıtlaması mümkün bulunmaktadır.
Mahkemece, davalının çalışanının İstanbul’dan …’ya gelmek suretiyle, davacı tarafın ilgilisi olduğu şirkete ait “…” antetli, kareli kağıda yazdığı 14.10.1999 tarihli yazının … …’ nun C.Savcılığı ve Sulh Ceza Mahkemesinde ki beyanları gözetilerek davalıya bağlayıp, bağlanmayacağı, davacının “tüm naraları banka havalesi yolu ile, gönderdiği” iddiası dikkate alınarak, davalı şirket tarafından davacının banka hesabına geri gönderilen paraların miktarı ile kıyaslanarak, davacı lehine delil teşkil eden davalı şirket cihazından gönderilen belgeler ile tarafların tüm iddia ve savunmalarının değerlendirilmek suretiyle, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Akabinde taraf vekillerince vaki karar düzeltme istemi neticesinde;
“1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava ve birleşen dava menkul kıymet alım-satım ve saklama sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, Dairemizin düzeltilmesi istenen temyiz bozma ilamında da belirtildiği üzere dava dışı … … davalı şirket yönetim kurulunun 06.01.1997 tarihli kararı ile yurt içi işlemlerde temsil ve ilzama yetkili olmak üzere 1 nci derecede yetkili kılınmıştır. Bu itibarla mahkemenin davacı ve birleşen davaya dayanak yapılan belgelerin yetki aşılarak verildiği ve icazet de bulunmaması sebebiyle anılan belgelerin davalıyı bağlamayacağı yolundaki davayı ret gerekçesine itibar olunamaz ise de, gerek davacı ve yakınlarının anılan kişi ile olan ilişkileri ve gerekse de davacı ve yakınları tarafından da dolandırıcı olduğu iddia edilen bir kişinin herhangi bir dayanağı olmaksızın ve 2 nci imzası da sahte olarak gönderdiği faksların tek başlarına delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Dava konusu edilen ve varlığı davalı tarafça itiraza uğrayan hisse senetleri bakımından davalı taraf yargılamanın tüm safahatında davacının bu hisselerle ilgili bir alım talimatı bulunmadığını savunmuş ve bu savunma karşısında da bu hususu MK.nun 6 nci maddesi uyarınca kanıtlamak durumunda olan davacı da anılan hisselerin ne zaman ve hangi talimata dayalı olarak hangi fiyat ve fiyatlarla satın alındığı hususunda somut bir iddia ve delil ortaya koymamıştır. Oysa dava dilekçe içeriğinde de anlaşılacağı üzere davacı hisse senedi alımlarının kendi telefon talimatlarına istinaden yapıldığı iddiasındadır. Bu itibarla, davacı hayatın olağan koşullarına göre belirtilen hususları bilmek ve MK.nun 2 nci maddeleri hükümleri uyarınca da açıklamak durumundadır. Açıklanan bu nedenlere ve davacı tarafından aracı kuruma gönderilen havalelerin ağırlıklı bölümünün çok kısa aralıklarla davacı hesabına geri gönderilmiş bulunmasına ve davacıya ait hesapta hisse senedi alım-satımlan ile gerçekleşen tir ve zararların bilirkişilerce belirlenmiş olup, bunun dışında gerçekleşen alım-satımlarla ilgili nazara alınmadığı ileri sürülen karların hangi hisseler dolayısıyla ve ne şekilde gerçekleştiğinin somut olarak açıklanıp delillendirilmemiş olmasına göre davalı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme itirazlarının kabulüyle Dairemiz temyiz bozma ilamının bu yöne ilişkin bölümünün ortadan kaldırılarak, hisse senetlerinin aynen teslim veya bedellerinin tahsiline yönelik bölümünün ortadan kaldırımasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı taraf davada, davacının eşi ve yakınlan ile davalı arasında görülen benzer nitelikli davalarda delil olarak dayanılan “… ” antetli kağıda yazılan 14.10.1999 tarihli belgeye delil olarak dayanmadığı halde Dairemiz bozma ilamında anılan belge ile ilgili değerlendirmelere yer verilmiş olması doğru olmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişen karar düzeltme itirazının kabulüyle Dairemiz temyiz bozma ilamının bu hususa ilişkin bölümünün de ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Mahkemece, davacı tarafın nakit akış talebi yönünden davacının, davalıya gönderdiği tüm havaleleri banka kanalıyla yaptığı ve davalı tarafın da geri ödenemeleri banka kanalıyla gönderdiği nazara alınarak gerektiğinde ilgili banka kayıtları da incelettirilmek ve davacının talimatı_ olmaksızın başka hesaplara yapılan havaleler ve davacı dışındaki şahıslann hesaplarından rızaları dışında davacı hesabına yapılan havaleler dikkate alınmamak suretiyle bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yaptırılarak neticesine göre bir karar verilmek gerektiğinden, davadan önce davalı kurum yetkililerince davacıyı nakit bakımından alacaklı çıkaran hesaplamalara neden itibar edilmediğinin dayanak ve gerekçeleri gösterilmeksizin davacı tarafın bu yöndeki talebinin de reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, yerel mahkeme kararının bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmakla, dosya mahkememize aktarılmıştır.
Mahkememizce bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamında işaret olunan hususlar doğrultusunda yeni atanan bilirkişi heyeti bankacı … Birinci, altın borsası ve sermaye piyasası uzmanı …, hukukçu Yard. Doc. Dr….’dan 17/04/2009 tarihli rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı raporlarında özetle; davacı … ‘ın yatırım hesabına kendisi tarafından gönderilen havalelerin ve kendisine giden havalelerin yine üçüncü şahıslara ilişkin hesap hareketlerinin ve menkul kıymet hareketlerinin, yine hesaba kaydedilen diğer borç ve alacak kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacının davalı şirket nezdindeki pörtföy hesabında dava dilekçesinde belirttiği hisse senedi mevcudunun bulunduğu yönünde herhangi bir tespit yapılamadığını, nakit hesap ekstrelerindeki hareketlerinin incelenip değerlendirilmesinde ise, yine dava tarihi itibari ile davacı lehine 14,58 TL bir nakit hesap bakiyesinin olabiliceği değerlendirilmesinin yapıldığını, üçüncü şahıslara ilişkin para çekme ve yatırma hareketlerine ilişkin olarak davacının herhangi bir itirazının bulunup bulunmadığı yönünde bir tespit yapılamadığından bu hususun ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce tarafların rapora beyan ve itirazlarını da tespitini mütakip bilirkişilerden 13/09/2009 tarihli ek raporda temin edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişi heyeti anılı ek raporunda; davacının davalı şirket nezdindeki yatırım hesabından havalelerin … … şubesindeki hesabına gidip gitmediğinin belirlenebilmesi için bu hesap hareketlerinin incelenmesi gerektiğini mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce ek rapor doğrultusunda davacının … … şubesindeki hesabının incelenmesine ilişkin olarak … Asliye Ticaret Mahkemesi marifeti ile bankacı-mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen talimat raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce talimat raporununda değerlendirilmesi baabında bilirkişilerden 14/10/2012 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Bilirkişi heyeti 14/10/2012 tarihli ek raporunda; kök raporda ayrıntısı ile belirtilen davacının davalı nezdindeki 5116 sayılı yatırım hesabından yine davacıya gönderilen havalelerin davacının eşi … ile müşterek hesabına geçtiği, ayrıca yine bir kısım üçüncü şahıs hesaplarından davacının anılan hesabına havale yapıldığının anlaşıldığını ve neticeten davacının davalı şirket nezdinde kök raporda belirtilen 14,58 TL dışında herhangi hak ve alacağının olmadığı yönündeki kanaat ve sonucu değiştirecek yeni bir tespit ve değerlendirmenin söz konusu olmadığını mütalaa ettikleri görülmüş ve akabinde tüm itirazların ve davacı yanın mükerrek mahsup iddiasının değerlendirmesi baabında bilirkişilerden alınan 15/02/2013 tarihli üçüncü ek raporda bilirkişilerin önceki beyanlarını yineledikleri anlaşılmıştır.
Dava, menkul kıymet alım/satım/saklama sözleşmesine dayalı olarak davacı yanın davalı şirket elemanı aracılığı ile yaptığı hisse senedi alım/satım işlemlerine bağlı olarak aracı kurum nezdinde oluşan hisse senetlerinin aynen teslimi, olmadığı takdirde bedelinin ve meydana gelen zararının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce ikinci kez; Yargıtay bozma ilamında da işaret olunan hususlar doğrultusunda yeni oluşturalan bilirkişi heyetinden alınan kök ve ek raporlar neticesinde, davacı yanın davalı nezdindeki yatırım hesabında herhangi bir menkul kıymet ve hisse senedi mevcudu tespit edilemediği gibi davacı … ‘ın yatırım hesabına kendisi tarafından gönderilen havalelerin ve kendisine giden havalelerin yine üçüncü şahıslara ilişkin hesap hareketlerinin ve hesaba kaydedilen diğer borç ve alacak kayıtlarının incelenmesi neticesinde işlemlerin usulü uygun olduğu, mükerrer mahsubun söz konusu olmadığı ve neticeten hesapta 14,58 TL’nin olması gerektiği belirlenmiş olmakla, icra edilen yargılama ve tüm dosya münderecatından edinilen vicdani kanaat gereğince asıl davanın kısmen kabulü ile 14,58 TL’nin ( 14.578,341 eski TL) 18/01/2000 temmerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, yine birleşen … ATM’nin 2004/… esas sayılı davanın reddine hüküm davacı vekilinin ve katılma yoluyla davalı vekilinin vaki temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin 2013/… esas, 2014/… karar sayılı ilamı ile;
“Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin (2) ve (3) numaralı bentler ve davalı vekilinin (3) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dosya kapsamı itibariyle, davacı vekili tarafından davalı banka çalışanının usulsüz işlemlerde bulunduğu, bu kapsamda davacıya ait hisse senetlerinin satılarak başka hesaplara aktarıldığı iddia edilmiş, Dairemiz bozma ilamında davacıya ait hesaplardan davacının talimatı olmaksızın başka hesaplara yapılan havalelerin incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporunda davacının hesaplarından başka hesaplara yapılan havale işlemleri incelenmiş ve paraların büyük oranda davacı ve eşinin müşterek hesabına aktarıldığı hususuna değinilmiştir. Ancak, mahkemece davacının hesabından eşi ile olan müşterek hesabına aktarılanlar dışında kalan para miktarı ile bu hesapların kimlere ait olduğuna ilişkin olarak inceleme yapılmamıştır. Bu durumda, söz konusu havale işlem tutarları ile havale yapılan kişilerin kimler olduğu belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin harca ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesi ile bozularak mahkememize devrolmuş 2016/… esasına kaydedilerek yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınarak konuya ilişkin 24/04/2017 tarihli 5. Ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Son defa Yüksek Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 28/11/2014 tarihli, 2013/… esas, 2014/… karar sayılı hükmünde; ” Ancak mahkemece davacının hesabından eşi ile olan müşterek hesabına aktarılanlar dışında kalan para miktarı ile bu hesapların kimlere ait olduğuna ilişkin inceleme yapılmamıştır. Bu durumda, söz konusu havale işlem tutarları ile havale yapılan kişilerin kimler olduğu belirlendikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir…” hususuna yer verilmiş olup, bu yönde yapılan inceleme ve değerlendirmelerde;
Davacının davalı nezdindeki yatırım hesabında, 3. Şahıs hareketleri sonucunda hesaptan çekilen paraların tutarının 16.994.371.000 TL( bugünkü değeri 16.994,37 TL), hesaba yatırılan paraların toplamının 8.148.100.954 ( bugünkü değeri 8.148,10 TL), bakiye işlemlerin ise 8.846.270.046 TL ( bugünkü değeri 8.846,27 TL) olduğunun görüldüğü,
Davacı vekilinin itirazları çerçevesinde ve hukuki tavsifi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacının hesabından talimata dayalı olmadan 3. Kişiler için çıkarılan paraların toplamının 36.369.443.231 TL (bugünkü değeri 36.669,44 TL), 3. Kişiler tarafından davacı hesabına yatırılan paralar toplamının 2.000.000.000 TL( bugünkü değeri 2.000 TL), bakiye işlemlerin ise 34.669.443.231 TL (bugünkü değerle 34.669,44 TL) olduğu,
Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde ve davacının itirazlarının gerçerli bulunduğunun sayın mahkemece takdir edilmesi halinde kök raporumuzun 18. Sayfasındaki tabloya göre davacının dava tarihi itibariyle olması gereken varlığının, davacının hesap hareketleri sonucu toplam tutarının 23.192,65 TL olacağı,
Davacı vekilinin itirazları çerçevesinde sayın mahkemece değerlendirilmek üzere, davacının dava tarihi itibariyle alacak tutarı belirlenmiş ise de, heyetimizce teknik olarak kök raporda vardığımız sonuçta herhangi bir değişikliğin bulunmadığı” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce davacı vekilinin maddi hata bulunduğu itirazlarını da içeren ek rapora karşı itirazların değerlendirilmesi baabında bilirkişilerden tekrar ek rapor alınarak konuya ilişkin 18/12/2017 tarihli 6. Ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda yapılan inceleme ve değerlendirmelerde, hukuki takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere,
Davacının, son ek rapora yönelik itirazları çerçevesinde yapılan hesaplamaya göre, dava tarihi ( 04/05/2000) itibariyle davalı kurumdan 69.334,42 TL alacaklı göründüğü, davacının 5. Ek rapordan önceki itiraz ve beyanlarına göre rapor içeriğinde ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, 3. Bilirkişi ek raporuna yönelik itiraz ve beyanları ile, Yargıtaya sunulan dilekçesinde yer alan beyanları dava tarihi itibariyle davalı kurumdan 37.310,08 TL alacaklı göründüğü” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizin 3. kez verdiği 06/03/2018 tarihli, 2016/… Esas, 2018/… sayılı kararında;
“Asıl ve birleşen dava; davalı nezdinde bulunan yatırım hesabından rıza dışı işlemler yapıldığından bahisle hesapta bulunan … Holding hisselerinin aynen iadesi, olmadığı takdirde terditli olarak alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce yukarıda ifade edilen bozma ve karar düzeltme ilamları ile mahkememizin bozmaya uyma kararları doğrultusunda hisse senetlerinin aynen iadesi talebi kanıtlanamadığından ve bu yönde usuli kazanılmış hak oluştuğundan inceleme davacının hesabındaki paraya yönelik alacak istemine ilişkin yapılmıştır.
Bu kapsamda 28/11/2014 tarihli 2013/… esas, 2014/… karar sayılı Yüksek Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin mahkememizce de uyulan son bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi heyeti Doç Dr. … , … ve … tarafından hazırlanan 18/12/2017 tarihli son ek raporda ortaya konulan 1.alternatif davacının hesabına gelen havaleler toplamından (43.900.000,00 ETL) davacının hesabından çıkan havalelerin (6.915.606,200 ETL) mahsubu suretiyle havaleler arasındaki farkın (36.984.393,800 ETL) belirlenmesi akabinde davacının hesabına 3.şahıslar tarafından yatırılan paraların (8.148.100.954eTL) mahsubu ve davacının hesabından 3.şahıslara yapılan ödemeler (40.172.443,231 ETL)’nin ve bu miktara da repo gelirinin (325.685.487ETL) ilavesi suretiyle bulunan 69.334.421.564 ETL’nin (69.334.42YTL) olarak belirlenen hesaplamanın bozma içeriği ile uyumlu olduğu anlaşılmakla mahkememizce birinci alternatif benimsenerek asıl davanın kabulü, birleşen davanın kısmen kabulü” yönünde karar verildiği anlaşılmakla;
Tarafların mahkememiz kararını temyiz etmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 03/03/2020 tarih, 2018/…E., 2020/… sayılı kararı ile bozulmakla; Yargıtay … Hukuk Dairesinin 03/03/2020 tarih, 2018/…E., 2020/… sayılı kararında;
Asıl ve birleşen davalar, menkul kıymet alım satım saklama sözleşmesine dayalı olarak davacının davalı şirket elemanı tarafından yapılan işlemler nedeniyle uğradığı zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak devam olunan yargılamada bilirkişi heyetinden birden fazla ek rapor alınmış ve nihayetinde 18.12.2017 tarihli son ek rapora itibar edilerek asıl davanın kabulüne birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme esas alınan ek rapora göre, davacının hesabından 3. kişilere yapılan ödemeler hesaba geri eklenmiş, davacının hesabına 3. kişilerden gelen havaleler ise hesaptan düşülmüştür. Hesaplama yöntemi doğru olmakla beraber, 3. kişilerin hesabına yapılan havalelerin toplam 40.172 TL olarak hesap edildiği ve bu tutarın içerisinde davacı ve eşinin müşterek hesabına yapılan havalelerin de olduğu anlaşılmaktadır.
Dairemiz bozma ilamında ifade edildiği üzere hesaptan çıkan paraların büyük oranda davacı ve eşinin müşterek hesabına aktarıldığı, müşterek hesaba aktarılanlar dışında 3. kişilere aktarılan para miktarı ile bu hesapların kimlere ait olduğuna ilişkin olarak yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, yine davacı ve eşine ait müşterek hesaba yapılan havalelerin tereddüte mahal bırakmayacak şekilde tespiti gerekirken eksik inceleme yapıldığı, ayrıca … ile …’ın aynı kişiler olup olmadığı ve … ile … adına çıkan havalelerin davacı ve eşine ait müşterek hesaba girip girmediğinin tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca, havalelerde ismi geçen 3. kişilerin davacı ile arasındaki ilişki veya bağlantılarının da ortaya çıkarılması, bu şahıslar adına yapılan havalelerin de incelenmesi gerekmektedir. O halde, mahkemece Dairemiz bozma ilamında ifade edilen hususlarda yeterli değerlendirme yapılmaksızın eksik ve hatalı hesaplamalar içeren ek rapora itibar edilerek karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması” şeklindeki gerekçeye istinaden bozularak mahkememize tevzi olmuş, mahkememizin 2022/… Esasına kaydedilerek yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmiştir.
Mahkememizin 1 nolu celse ara kararı ile, dosyanın bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılmak üzere önceki raporu sunan bilirkişi heyetine tevdii ile gerektiği takdirde davalı şirket kayıtları yerinde incelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmesinin istenildiği, bilirkişiler … , …, … tarafından hazırlanan 08/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yapılan inceleme ve değerlendirmelerde, Kök Rapor, önceki Ek Raporlar ve bu Ek Rapor safahatında ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, Yargıtay Bozma ilamına göre yapılan tespit ve değerlendirmelerde; Davacının davalıdan dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacağının 63.256,12 TL olarak tespit edildiği (BEKz. Tablo 1, 2), Tarafların hukuki yorum gerektiren, iddia, savunma ve delillerinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu” yönünde ek mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı üzerinde, dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdii ile taraf itirazlarının ve dosyada mevcut Yargıtay bozmalarının ayrıntılı ve hukuki denetime elverişli olarak incelenmesi suretiyle yeni bir ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişiler … , tarafından hazırlanan 19/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kök Rapor, önceki Ek Raporlar ve bu Ek Rapor safahatında ayrıntılarıyla açıklandığı üzere ve T.C. Yargıtay …Hukuk Dairesinin 2018/… esas, 2020/… karar nolu 03.03.2020 tarihli İlamı ile, yine Yargıtay … Hukuk Dairesinin davayla ilgili olarak 25.01.2008 tarih, 2007/… esas, 2008/… karar sayılı ilamına istinaden yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmelerde; Davacının davalıdan dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacağının 23.395,83 TL olarak tespit edildiği (Bkz. Tablo 4), Tarafların hukuki yorum gerektiren, iddia, savunma ve delillerinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu” yönünde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizin 4 nolu celse ara kararı gereğince, 19/12/2022 tarihli son ek rapor incelendiğinde Yargıtay … Hukuk Dairesi 2018/… Esas 2020/… Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere davacı ve eşinin müşterek hesabına yapılan havalelerin hesaplama yönteminde dikkate alınarak sonuca varılmış olduğunun anlaşılamadığı görüldüğünden dosyanın rapor sunan heyete tevdii ile davacı ve eşinin müşterek hesabına yapılan havalelerin ayrı bir kalem olarak gösterilmesi ve müşterek hesaba yapılan havalelerin mahsubu sonrası ulaşılacak sonucun tespit edilmesinin ve yine tablolar halinde alternatifli ve açıklamalı bir şekilde gösterilmesinin tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişiler …, tarafından hazırlanan 07/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kök Rapor, önceki Ek Raporlar ve bu Ek Rapor safahatında ayrıntılarıyla açıklandığı üzere ve T.C. Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2018/… esas, 2020/… karar nolu 03.03.2020 tarihli İlamı ile, yine Yargıtay …Hukuk Dairesinin davayla ilgili olarak 25.01.2008 tarih, 2007/… esas, 2008/… karar sayılı ilamına istinaden yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmelerde; Dosyada mübrez (7). Ek Raporumuzda da ayrıntılarıyla yer verildiği üzere, davacının davalıdan dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacağının 63.256,12 TL olarak tespit edildiği (Bkz. Takip eden bölümde Tablo 1, 2), TABLO 1- (Davacının Hesabından 3.Kişilerce Çekilen Ve Hesabına 3.Kişilerce Yatırılan Paralar)
Yukarıdaki tablo esas alınmak suretiyle, yapılan sonuç hesabının ise aşağıdaki
abloda yer aldığı,
TABLO 2- (SONUÇ HESABİ)
Not:îETL)= Eski Türk Lirası (2005 yılından önceki Türk Lirası)
2- Davalı Vekilinin (7). Ek rapora yönelik itirazları ve dosyaya sunduğu bazı belgelere
göre, (8.) Ek Raporda da ayrıntıla’rxıyla açıklandığı üzere, davacının davalıdan dava tarihi
22
itibariyle talep edebileceği alacağının ise 23.395,83 TL olarak hesaplandığı (Bkz. takip
eden bölümlerde Tablo 1, 2, 3,4),
TABLO 1- (Davacı adına gönderilen havaleler)
¸08.07.2022 tarihli 7.Ek Raporumuz 8.sayfasındaki “Tablo 2 (Sonuç Hesabı)” başlıklı
Tabioda, — davacı adına giden havaleler toplamının (17.04.2019 tarihli Kök Bilirkişi
Raporunda tespit edilmiştir) 6.915.606.200 ETL (6.915,61 YTL) olarak belirlendiği, bu
Takamı oluşturan dekontların ise aşağıdaki tabloda yer aldığı (04 kuruşluk fark, liradan
sonraki kuruşların iki hane üzerindeki tutarlardan kaynaklanmaktadır)
¸Yukarıdaki Tablo 1’de yer alan toplam 20.829,86 TL’nin, (7) sayılı Ek Raporumuzun
Tablo 2-(sonuç hesabı) başlıklı tablonun “Davacı Adına Giden Havaleler” bölümündeki tutar
olan 6.915.606,200 ETL yerine dikkate alınması halinde, anılan Tablonun aşağıdaki gibi
olacağı,
TABLO 3-(SONUÇ HESABI)
Not: (ETL)- Eski Türk Lirası (2005 yılından önceki Türk Lirası)
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin davayla ilgili olarak 25.01.2008 tarih, 2007/13516 esas,
2008/571 karar sayılı ilamında özetle; “Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret
Mahkemesince verilen — 23.02.2005 gün ve 2000/… -2005/… sayılı kararı bozan Dairenin
05.07.2007 gün ve 2006/… -2007/… sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar
düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış
olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar,
duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü…3-
Mahkemece, davacı tarafın nakit akış talebi yönünden davacının, davalıya gönderdiği tüm havaleleri
banka kanalıyla yaptığı ve davalı tarafın da geri ödemeleri banka kanalıyla gönderdiği nazara alınarak
gerektiğinde ilgili banka kayıtları da incelettirilmek ve DAVACININ TALİMATI OLMAKSIZIN BAŞKA
HESAPLARA YAPILAN HAVALELER VE DAVACI DIŞINDAKİ ŞAHISLARIN HESAPLARINDAN RIZALARI
DIŞINDA DAVACI HESABINA YAPILAN HAVALELER DİKKATE ALINMAMAK SURETİYLE BİLİRKİŞİLER
VASITASIYLA İNCELEME YAPTIRILARAK NETİCESİNE GÖRE BİR KARAR VERİLMEK GEREKTİĞİNDEN…”
şeklinde hüküm oluşturulduğu,
Yargıtay’ın bu hükmü dikkate alındığında, yukarıda Tablo 3’te “Davacının Hesabına
3.Şahıslar Tarafından Yatırılan Paralar” ile “Davacının Hesabından 3.Şahıslara Yapılan
Ödemeler” bölümlerinin dikkate alınmaması halinde, sonuç tablonun aşağıdaki gibi olacağı,
TABLO 4-(SONUÇ HESABİI)
3- Bu Raporumuzda ayrıntılarıyla yer verilen (7). ve (8). Ek Raporlarımızda varılan
sonuçların hukuki değerlendirilmesinin, tarafların bu raporlara beyan ve itirazlarına göre
Sayın Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu, Raporumuzun önceki bölümlerinde açıklandığı üzere, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2018/… esas, 2020/… karar sayılı ilamında belirtilen hususlara ve tarafların itirazları ile beyarılarına heyetimizce düzenlenen (7). ve (8). EK raporlarımızda ayrıntılarıyla yer verildiği, ayrıca, önceki Kök ve Ek Raporlarımız da incelendiğinde, bilirkişi heyetimizin bundan sonra ve dosya kapsamına göre, konuya yönelik olarak teknik açıdan ilave görüş ya da değerlendirmesinin de bulunmadığı, Tarafların hukuki yorum gerektiren, iddia, savunma ve delillerinin takdirinin Bilirkişilik Kanunu ve Yönetmeliğine istinaden Sayın Mahkemeye ait bulunduğu”yönünde mütalaada bulundukları görülmüştür.
Yukarıda yapılan tüm bu açıklamalar sonrası somut olay değerlendirildiğinde; asıl ve birleşen davaların menkul kıymet alım-satım saklama sözleşmesine dayalı olarak davacının davalı şirket çalışanı tarafından yapılan işlemler nedeniyle uğradığı zararın tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkememiz kararı üzerine yapılan son bozmada özetle; müşterek hesaba aktarılanlar dışında 3. Kişilere aktarılan para miktarı ile bu hesapların kimlere ait olduğuna ilişkin yeterli inceleme yapılmadığı, müşterek hesaba yapılan havalelerin tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiği ve … ile … isimli kişilerin aynı kişiler olup olmadığı ve bu kişiler adına çıkan havalelerin müşterek hesaba girip girmediği, ismi geçen 3. Kişilerin davacı ile arasındaki ilişkinin ortaya çıkarılması gerektiği belirtilmiştir. Mahkememizce bozma ilamı uyarınca ilgili araştırmalar yapılmış, taraflara beyan süresi verilmiş ve akabinde ek raporlar alınmıştır. Yapılan araştırmada davacı beyanı ve nüfus kayıtlarının incelenmesinde …’ın ve …’ın farklı kişiler olduğu ancak kardeş oldukları ve dava konusu müşterek hesap sahibinin … olduğu anlaşılmıştır. Devamında alınan ek raporlar incelendiğinde 07/07/2023 tarihli ek raporda TABLO 4 başlığı altında yapılan hesaplamada davacı adına gelen havaleler toplamı 43.900.000.000 ETL, davacı adına giden havalelerin toplamı 20.829.860.000 ETL, ikisi arasındaki farkın (davacının kullanabileceği imkanı (A)) 23.070.140.000 ETL, Davacının repo gelirleri 325.685.487 (E) ETL ve sonuç olarak hesap hareketleri (A) + (E) = 23.395,83 TL olarak bulunmuştur. Tablo 4 te belirlenen bu hesaplamada davacının hesabından çekilen paraların ilgili bulunduğu 3. kişilerin gösterildiği, davacı ve eşi ile ilişkilerinin açıklandığı görülmekle dosyada mevcut son bozma ilamı ve önceki bozma ilamlarını karşılar nitelikte olduğu anlaşıldığından bu hesaplamaya itibar edilerek esas davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan asıl davanın KISMEN KABULÜ İLE,
23.395,83 TL’nin 18/01/2000 temmerrüt tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
2-Davacı tarafından açılan ve mahkememiz işbu dosyasına birleşen … ATM’nin 2004/… Esas sayılı DAVANIN REDDİNE,
Asıl davada;
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.598,17 TL harçtan 508,72 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.089,45 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, (Bozma öncesi 19/09/2018 tarihinde 2.565,30 TL harç tahsil müzekkeresi yazılmış olmakla, yazılan harç tahsil edilmiş ise, bu kısım yönünden yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına, 1.475,85TL fazla yazılan harcın yine tahsil edilmiş ise davalıya iadesine)
4-Davacı tarafından yatırılan 508,72 TL peşin harç ile 54,40 TL başvuru harcı toplamı 563,12 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan bozma öncesi ve bozma sonrası yapılan toplam 8.464,75 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 4.400,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 1.348 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 647,16TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 17.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 21.604,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Birleşen davada;
1-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 269,85TL maktu karar ve ilam harcın davacı tarafından yatırılan 2.718,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.449,5 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 32.210 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır