Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/494 E. 2023/142 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/494 Esas
KARAR NO : 2023/142
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2022
KARAR TARİHİ : 04/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2018 yılında yazdırdığı Android mobil uygulamalarının … …’de yayınlanarak reklam geliri elde etmek için … … -… … …’da bireysel Android Mobil Uygulama Geliştirici Hesabı ve reklam geliri için … …/ hesabı açtığını, tüm uygulamalarının … ekibi tarafından onlarca kurala göre test edilip bütünüyle kurallara uygunluğu yine … taraından onaylandıktan sonra … yazılım marketi olan … …’de yayına alındığını, büyük miktarda yazılım ücreti, reklam masrafları, sosyal medya masrafları v.b. Harcamaları sonucunda 2022 yılına gelindiğinde uygulamalarının en son aylık 5.000 USD kadar reklam geliri getirecek kadar popüler olmaya başladığını, reklam gelirinin yükselen bir ivme ile sürekli artması sonrası artık …’a reklam masrafı yapmaya gerek kalmaksızın hergün binlerce indirme sayısına ulaştığını, ancak tam bu anda Ocak 2022 tarihinde uygulama ve geliştirici hesabının … tarafından illegal olarak sonlandırıldığını, toplam 11 adet uygulamanın yayından kaldırıldığını beyanla davasının kabulü ile, 2022 Ocak ayına ait 3.458 USD’nin 2022 Ocak ayından itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, diğer toplam 3.775,504 USD kaybı olduğunu, toplam maddi kaybının miktarının alanında uzman bilirkişi tarafından tam ve kesin olarak tespit edilmesini, şimdilik 1.000 USD maddi zararının 2022 Ocak ayından itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile kendisine ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Reklamcılı’ğın … … hizmetine ya da … … hizmetine ilişkin iddiaların ve taleplerin doğru muhatabı olmadığını, dolayısıyla, huzurdaki davanın, … açısından husumet yokluğu nedeniyle reddini gerektiğini, davacının huzurdaki davada … … hizmeti ve … … Hizmeti ile ilgili iddialarını ileri sürdüğünü, müvekkilinin … … hizmetinin sahibi, işleticisi ya da sağlayıcısı olmadığı gibi, … … hizmetini Türkiye’deki kullanıcılara sağlayan … şirketinin Türkiye’deki şubesi, irtibat bürosu, acentesi ya da tüzel kişi ve temsilcide olmadığını, müvekkilinin … Ireland Limited şirketinden ayrı bir kurumsal varlığı bulunan bağımsız bir tüzel kişi olduğunu, davanın müvekkil şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın … Reklamcılık bakımından husumet yokluğundan reddini davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
… Vergi Dairesi’ne, … Müd.’ne, … CBS’ye yazılan müzekkerelere verilen cevaplar dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının geliştirdiği mobil uygulama geliştirici hesabı ve reklam hesabının davalı tarafından taraflar arasında imzalanan sözleşmelere aykırı olarak sonlandırdığı iddiası ile davacının davalıdan maddi tazminat isteminden ibarettir.
6100 sayılı HMK’nın 1., 114/1-b, 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince yargı yolu ve görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle bu noktalarda incelenmiştir.
Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4. ve 5. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6. maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 Sayılı Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 Sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; huzurdaki davanın davalıya ait dijital platformlarda davacının geliştirici olarak bulunduğu, aralarında sözleşmesel ilişki olduğu, uyuşmazlığın TBK kapsamında taraflar arasındaki sözleşmelere aykırılıktan kaynaklandığı bu nedenle davanın hukuki sebebinin haksız rekabet olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla eldeki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinin “a-f” bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı tespit edilmiştir.
Davanın nispi ticari dava niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda ise her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması kriterinin bulunması gerekmekle, davalı hakkında vergi dairesine yazılan müzekkereye davalının dava tarihi itibarıyla mükellefiyet kaydının bulunmadığı yine ilgili ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkereye, davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı cevabının verildiği, böylece eldeki davanın nispi ticari dava da olmadığı, davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, davacının geliştirdiği uygulamaların marka hakkını almadığını beyan ettiği uyuşmazlığın marka hukukundan da kaynaklanan bir uyuşmazlık olmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle işbu davanın yukarıda izah olunan ticari davalardan hiç bir kategoriye de girmediği, davanın ticari dava olmadığı, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza