Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/468 E. 2022/715 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/468 Esas
KARAR NO : 2022/715
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun kullanımında olan tesisatta 26.03.2018 tarihinde kurum tarafından yapılan kontrollerde sözleşmesiz olarak elektrik enerjisi kullanıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği 26.03.2018 tarih ve … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı tanzim edildiğini, 8.318,20 TL tutarında kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapıldığını, …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı takip dosyası ile davalıya ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı , ancak davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; kaçak elektrik tahakkukuna dayalı alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı icra takip dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Davacı vekilinin kaçak elektrik tespit tutanağı ile tahakkuk fişine ait delillerini ibraz ettiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında reesen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5. maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenleme gereğince, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
İlgili kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; huzurdaki davada mesken aboneliğine dayalı kaçak elektrik tüketim tahakkukuna dayalı alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali isteminin ileri sürüldüğü, kaçak kullanım iddiasının mesken aboneliğinden kaynaklandığı, mesken aboneliği varken kaçak kullanımın aboneliği ve abonelik ilişkisini ortadan kaldırmayacağı, sözleşmenin yürürlükte olup 6502 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca; davalının tüketici, davacının satıcı sıfatını taşıdığı, taraflar arasında da yukarıda tanımları verilen mal ve hizmet satışına ilişkin hukuki işlem bulunduğu anlaşılmakla; davada 6502 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının gerektiği ve uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Emsal ilam: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2022/569 esas, 735 karar sayılı kararı.)
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK’nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır