Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/431 E. 2023/99 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/431 Esas
KARAR NO : 2023/99
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/06/2022
KARAR TARİHİ : 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun kullanımında olan tesisatta müvekkil şirket tarafından yapılan kontrolde … numaralı Luna marka sayacın giriş – çıkış sigortası arasında bakır tel vasıtası ile “şönt” yapılarak kaçak elektrik enerjisi kullanıldığının tespit edildiği, bunun üzerine zabıt tarihinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği 17.08.2020 tarih ve … seri numaralı Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı tanzim edildiğini, söz konusu tahakkuklara istinaden 1281 kwh karşılığı 1.814,83-TL bedelli fatura ile 9634 kwh karşılığı 8.959,36-TL bedelli faturaların düzenlendiğini, davalı tarafça süresinde ödeme yapılmaması üzerine 10.774,19-TL tutarında ödenmemiş kaçak elektrik bedeline 195,37-TL tutarında gecikmiş gün faizi ve 35,16-TL tutarında faizin KDV’si ilave edilerek 11.004,72-TL’nin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü 2020/… Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, itiraz nedeniyle takibin durduğunu beyanla davalının itirazının iptali ile %20’den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalının süresinden sonra vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yetkiye itiraz ettiğini, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, davacının takip talebinde takibe dayanak herhangi bir belge sunmadığını ve alacak kalemlerinde dahi bu hususlardan bahsetmediğini, kaçak elektrik kullanmamasına rağmen davacının başka bir iş yerinin borcunu kendisine ödetmek istediğini, faturalarda ve borca konu tutanaklarda esas alınan adresin dükkanına ait olmadığını, dükkanının Covid 19 tedbirleri kapsamında uzun süre kapalı kaldığını, kapalı bir dükkana fatura edilen bedelin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini ve davacının % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak davalının terk mükellefi olduğuna dair, davalının bağlı bulunduğu … na ve … ‘ne müzekkere yazılarak v.s. gelen tüm yazı cevapları dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; … İcra Dairesi’nin 2020/… esas sayılı dosyasına konu edilen kaçak elektrik faturaları sebebiyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-b, 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince yargı yolu ve görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle bu noktalarda incelenmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nun 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Yargıtay 11.H.D.’ nin 06/03/2018 Tarih ve 2016/11515 E-2018/1718 K sayılı kararında da vurgulandığı gibi, TTK’nin 12. Maddesine göre “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü yer almaktadır.
TTK’nun 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.”, aynı yasanın 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu kapsamda yapılan incelemede; huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinin “a-f” bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, nispi ticari dava niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda ise her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması kriterinin bulunması gerekmekle, davalı hakkında ticaret sicile yazılan müzekkereye gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunduğu bildirilmiş ise da vergi dairesine yazılan müzekkereye; davalının dava tarihi itibarıyla faaliyet kaydının sona erdiği ile vergi mükellefi olduğu dönemde dahi VUK’nun 177. maddesindeki hadleri aşmadığı yanıtı verildiğinden davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı mevcut olsa da belirtilen sınırları geçmediği ve TTK 19 madde uyarınca tacirin işlerin ticari olduğuna ilişkin karinenin aksinin de dosya kapsamı ile ortaya konulduğu gözetildiğinde eldeki davanın nispi ticari dava da olmadığı anlaşılmakla, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza