Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/381 E. 2023/401 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/381 Esas
KARAR NO :2023/401

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/04/2018
KARAR TARİHİ:12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil arasında imzalanan 26/04/1998 tarihinde vefat eden dava dışı … ile elektrik aboneliği sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşme çerçevesinde …Mah. … Cad. … Apt. No:22 … adresine bulunan dükkana ait … tesisatta elektrik enerjisinin kullanılmaya başlandığını, yazı ekinde abonelik sözleşmesi ve ödenmemiş faturaların birer suretlerinin verildiğini, elektrik tarifeleri yönetmeliği elektrik kullananlara uygılanacak tarifesi gereğince davalı tarafın asıl alacak borcunun 2.579,47-TL takip tarihine kadar olan gecikme zammının 8.422,04-TL olduğunu ve 3065 sayılı KDV göre gecikme zammının 1.515,97-TL olduğunu, dava dışı … 11/03/2005 tarihinde vefat ettiğini, …’ün mirasçıları eşi … ve kızı … …’ün ödenmeye borçtan hukuken sorumlu olduklarına haklarında …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların icra takibine haksız bir şekilde itiraz ederek takibin durduklarını, davalıların icra dosyasına mirası red ettiklerine dair herhangi bir delil sunmadıklarını, icra dosyası incelendiğinde davalı tarafın yaptığı itirazın müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, davalıların müvekkilin tesisatını kullanarak elektrik borcunu meydana getirdiğini, davalılar tarafından, borca ferilerine haksız ve hukuksuz olarak itiraz edildiğini, iş bu dava ile davalı borçlu tarafından takibe yapılan kötü niyetli itirazın kaldırılarak takibin devamının sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar cevap dilekçesinde özetle; Muris …’ün borca konu olan dükkanı 20/03/1995 tarihinde açtığını, 31/12/1996 tarihinde kapattığını, dükkan açılış ve kanış vergi dairesi belgeleri, … ATM Hakimliğinin … Esas yaılı dosyasına sunulduğunu, mahkemenin aldığı bilirkişi raporunda da borcun tarafla bir ilgili olmadığı sonucuna varıldığını, borcun tarafa ait olmadığını, dolayısı ile icra takibi ile ilgili asıl alacağa, faiz ve tüm ferilerine haklı olarak itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulmasının istenildiğini, aleyhe başlatılan icra takibine karşı sunulan itirazların yasanın ön gördüğü çerçevede olduğunu, borcun tahakkuk ettiği tarih dikkate alındığında dahi zaman aşımı süresinin fazlasıyla dolduğunu, açılan davanın haklı ve hukuki temellere dayalı olmadığı tüm dosya münderecatı ile sabit olduğunu, bu nedenle her türlü delil ve belgeden yoksun açılan iş bu davanın tümünden reddine karar verilmesini, yargılama sırasında ortaya çıkacak sair nedenlerle, her türlü delil ve belgeden yoksun açılan iş bu davanın tümünden reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacı şirket ile davalıların murisi arasında akdedilen elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklı alacak talebi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; davacı tarafından davalılar aleyhine 2.579,47-TL enerji bedeli, 8.422,04-TL gecikmiş gün faizi ve 1.515,97-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 12.517,48-TL asıl alacağın takip tarihinden (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %16,80 oranında gecikme faizi ve işleyecek gecikme faizine ilişkin %18 KDV oranında avans faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizin … sayılı 28/10/2020 tarihli kararı ile; “1-Davanın kısmen kabulü ile, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, (…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) takip tarihi itibari ile davacının davalılardan 2.579,47-TL asıl alacak, 100,85-TL gecikme faizi, 18,16-TL KDV olmak üzere toplam 2.698,48-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 2.579,47-TL’ye takipten itibaren takipte belirtilen oranlarda takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine, 2-Davalıların asıl alacak olan 2.579,47-TL’nin % 20’si üzerinden hesaplanan 515,89-TL icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına…” dair karar verildiği, verilen kararın davacı vekili ile davalılarca istinaf edildiği, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/1402 esas, 2022/1288 karar sayılı 26/04/2022 tarihli kararı ile; “…Somut olayda ; dava itirazın iptaline ilişkin olup,davalılar borca itirazlarında zamanaşımı ileri sürmemişlerse de ,itirazın iptali davasında borçlular itiraz sebepleriyle bağlı değildir.Davacı ile davalılar murisi arasında bir sözleşme olduğundan dava 6098 sayılı TBK.’nun 146.maddesine göre on yıllık zamanaşımına tabidir. İcra takibinin 12/01/1999- 14/02/2005 dönemine ilişkin faturalara ilişkin olduğu, davacı tarafça aynı alacakla ilgili olarak ( süre itibarıyla faiz miktarı değişmiştir) … mirasçısı olarak … hakkında …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında , 26/09/2012 tarihinde icra takibi yapıldığı, sözkonusu takiple ilgili olarak itirazın iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği dava dosyası içindeki dosyadan anlaşılmıştır. Sözkonusu dava ,zamanaşımını kesen sebeplerden değildir. Ancak ,bu icra takibi ile zamanaşımı süresi kesilmiştir.Buna göre , son ödeme tarihi 12/01/1999 olan faturadan itibaren 12/01/2009 tarihine kadar 10 yıllık süre dolduğundan bu ara dönemdeki faturaların zamanaşımına uğradığının kabulü,sonraki faturalar yönünden kesilme tarihinden itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin başladığının kabulü gereklidir.
Buna göre ,davacı tarafça yapılan ilk icra takibi olan 26/09/2012 tarihinden önceki borcun zamanaşımına uğramış olduğu açıktır. Bu sebeplerle ,mahkemece icra takibine konu borcun , zamanaşımına uğrayan dönem dışındaki borç ve ferilerinin tesbiti yönünden (abonelik sözleşmesinde gecikme zammı yönünden oranı da belirtilmek suretiyle açık düzenmeme bulunup bulunmadığı ,düzenleme yok ise asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak faizin avans faizi olabileceği dikkate alınarak ) bilirkişiden ek rapor alınması suretiyle,sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden ,bu sebeple tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçeleri kapsamında mahkememiz kararı kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 03/03/2023 tarihli elektrik mühendisi bilirkişi… tarafından hazırlanan raporda özetle; “…… no’lu tesisata ait 16.01.2007 tarihinde bilgi işlem sisteminden alınmış Tesisat Cari Hesap Borç Dökümü incelendiğinde, ticarethane tarifesinden elektrik kullanılan dükkanda, davalıların murisi vefat etmiş … isimli şahsın aboneliği mevcut iken 01.12.1998 – 14.02.2005 tarihleri arasında toplam 49 adet ödenmemiş normal dönem tahakkuku olduğu görülmüştür. Davacı taraf icra takibine başlamadan önce söz konusu tesisatta birikmiş borç nedeniyle aboneliği 02.06.2004 tarihinde fesh edilerek elektrik kesme işleminin uygulamış ve sayacı 02.02.2005 tarihinde de kaldırıldığı anlaşılmıştır. Davalı idarenin dosyaya sunduğu ilamsız takiplerde ödeme emri, fatura bilgileri ve Tesisat Borç Dökümü incelendiğinde, ödenmeyen faturaların 12.01.1999 son ödeme tarihli 5,03 TL. meblağlı ve 14.02.2005 son ödeme tarihli 23,10 TL. meblağlı faturalar arası toplam 49 Ad. birbirlerini tarihsel olarak takip eden faturalar olduğu görülmektedir. Bu tarihler arasında elektrik enerjisinin hiç kesilmediği anlaşılmaktadır. Oysa, kök raporda verildiği gibi borcun oluştuğu tarihteki Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve abonelik sözleşmesi gereği elektriğin kesilmesi esas olup davacı taraf bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, borcu tahsil etmek için uzun süreler beklediği, borcun gecikme faizinin asıl alacaktan çok daha fazla olduğu görülmektedir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı yukarıda özetlenmiş olup, her türlü hukuki yorum Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, bu kararda zamanaşımı borcun meydana geldiği süreyle ilgili hukuki durumu değerlendirilmiş olup, kararda aynen icra takibi olan 26.09.2012 tarihinden önceki borcun zamanaşımına uğramış olduğu, bu sebeplerle, Mahkemece icra takibine konu borcun, zamanaşımına uğrayan dönem dışındaki borç ve ferilerinin tesbiti yönünden inceleme yapılması gerektiğinin belirtildiği görülmüştür. Bu durumda kök raporda belirtilen kanaatin zamanaşımına maruz kalmayan asıl alacak borçları için geçerli olacağı anlaşılmış olup, dosyaya konu olan borç dönemi 01.12.1998 – 14.02.2005 tarihleri arasında oluştuğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı gereği söz konusu borcun zaman aşımına uğradığı görülmektedir. Sayın Bedaş vekilinin istinaf talebinde talep ettiği ve tarafımdan yapılmayan indirimin konusuz kaldığı, davalı tarafın ise istinaf talebinde beyan ettiği zamanaşımının uygulanması gerektiği görülmektedir. Söz konusu kararın sözleşme hukuku ve/veya detaylı mali faiz hesaplamaları gerektirip gerektirmediği tarafımdan anlaşılamamış olup, elektrikle alakalı yönetmelikler, hukuki yorum gerektirmeyen sözleşme incelemeleri ve temerrüt faiz hesaplamaları dışında yazabileceklerimin sınırlıdır.
İstinaf incelemesi kararında belirtilen hususların yerine getirilmesi için dosyanın önceki bilirkişiye verilerek ek rapor alınması kararına varılmış ise de, teknik bilirkişi olarak herhangi bir yorum yapmadan anılan karar gereğince davacı Bedaş’ın itirazın iptali davasında haklı olmadığı, zamanaşımı nedeniyle asıl alacağını dahi tahsil etme girişiminde haklı olmadığı kanaati oluşmuştur…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Anılı Bam ilamı gereğince davacı tarafça yapılan ilk icra takibi olan 26/09/2012 tarihinden önceki borcun zamanaşımına uğramış olması kapsamında icra takibine konu borcun, zamanaşımına uğrayan dönem dışındaki borç ve ferilerinin tespiti yönünden (abonelik sözleşmesinde gecikme zammı yönünden oranı da belirtilmek suretiyle açık düzenleme bulunup bulunmadığı ,düzenleme yok ise asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak faizin avans faizi olabileceği dikkate alınarak ) bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup yapılan inceleme neticesinde 03/03/2023 tarihli ek bilirkişi raporunun bam kararı ile dosya kapsamına uygun olması karşısında hükme esas alınmaya elverişli olduğu saptanmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; … numaralı tesisata ait 16/01/2007 tarihli Tesisat Cari Hesap Borç Dökümü incelendiğinde, ticarethane tarifesinden elektrik kullanılan dükkanda, davalıların murisi olan … isimli şahsın aboneliği mevcut iken 01/12/1998 – 14/02/2005 tarihleri arasında toplam 49 adet ödenmemiş normal dönem tahakkuku olduğu, davacı tarafın icra takibine başlamadan önce söz konusu tesisatta birikmiş borç nedeniyle aboneliği 02/06/2004 tarihinde feshederek elektrik kesme işlemini uyguladığı ve sayacı 02/02/2005 tarihinde kaldırdığı anlaşılmıştır. Davalı idarenin dosyaya sunduğu ilamsız takiplerde ödeme emri, fatura bilgileri ve Tesisat Borç Dökümü incelendiğinde, ödenmeyen faturaların 12/01/1999 son ödeme tarihli 5,03-TL meblağlı ve 14/02/2005 son ödeme tarihli 23,10-TL meblağlı faturalar arası toplam 49 adet birbirlerini tarihsel olarak takip eden faturalar olduğu, bu tarihler arasında elektrik enerjisinin kesilmediği, ancak Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve abonelik sözleşmesi gereği elektriğin kesilmesi esas olup davacı tarafın bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, borcu tahsil etmek için uzun sürenin geçtiği ve bu nedenle borcun gecikme faizinin asıl alacaktan çok daha fazla olduğu, icra takibi olan 26/09/2012 tarihinden önceki borcun zamanaşımına uğramış olduğunun tespit edildiği, bu hali ile dosyaya konu olan borç dönemi 01/12/1998 – 14/02/2005 tarihleri arasında oluştuğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı gereği söz konusu borcun zamanaşımına uğradığı saptanmakla, zamanaşımı nedeni ile davanın reddine dâir aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 269,85 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 213,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 56,08 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır