Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/338 E. 2022/605 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/338 Esas
KARAR NO : 2022/605
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … … Plaza Yöneticiliği arasında 25.06.2020-25.06.2021 dönemini kapsayan … numaralı Eletronik Cihaz Sigorta Poliçesi akdedildiğini, bu poliçe ile sigortalıya ait elektronik cihazların müvekkili şirket tarafından sigorta teminatı altına alındığını, … … Plaza grişinde kullanılan … Marka … model xray cihazına ait güç kaynağının enerji hattında voltaj dalgalanması sonucu 22.12.2020 tarihinde hasar meydana geldiğini, 04.01.2021 tarihli ekspertiz raporunda; meydana gelen arızanın voltaj darbesi sonucu oluştuğunun saptandığını, hasar miktarının 1.177,11 USD olarak tespit edildiğini ve müvekkili sigorta şirketi tarafından bu bedelin 05.01.2021 tarihinde poliçe kapsamında sigortalıya ödendiğini, dava konusu zararın davalı …’ın kusuru sonucu meydana geldiğini, verilen hizmet sırasındaki eksiklik ve aksaklıktan dolayı davalının sorumluluğunun olduğunu, hasar bedelini ödeyerek TTK’nun 1472 maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olan müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği hasarın tazmini için mevzuatın öngördüğü şartların ihtilaf konusu olayda mevcut olmadığını, hasarın davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ait elektrik tesisatından kaynaklandığını, davalı müvekkili şirketin sorumluluk alanının trafo ile bağlantı noktası kofra arasındaki hat olduğunu, kofra sonrasındaki elektrik hattının ise bina içi tesisat olduğunu ve sorumluluğun mal sahibine ait olduğunu, iddia edilen zarar ile müvekkilinin dağıtım faaliyeti arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacı tarafça sunulan ekspertiz raporunun kabulünün mümkün olmadığını, talep edilen meblağın fahiş olduğunu ve bu miktarın tespitinde hangi kriterlerin esas alındığının belirtilmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalı kurumdan rücuen tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin poliçe ile hasar dosyasına ait bir kısım evrakları ibraz ettiği, itirazın iptali istemine konu icra takip dosya örneğinin ve davalı kurum yazı cevabının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
TTK’nın 4 ve 5. maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenlemeye göre; bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Anılı kanuni düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; huzurdaki davada davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca davalı kurumdan rücuen tahsili talebi ile başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısının haklarına halef olmakla bunun neticesinde sigortalının haklarına tâbi olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte poliçenin içeriğinde dava dışı sigortalının … Yöneticiliği olduğu görülmekle tacir olarak değerlendirilemeyeceği, bu hali ile dava kapsamında haksız fiil hükümlerinin tartışılmasının gerektiği anlaşılmıştır. (Emsal ilam: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin 2020/382 esas, 2021/680 karar sayılı kararı.) Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/03/1944 tarihli, 37E,. 9K R.G. 03/07/1944 sayılı kararında da ifade edildiği üzere; sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Halefiyete dayanan davaları ticari dava olarak nitelendirmek mümkün değildir. Bu dava, sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibidir. Somut olayda ise davacı sigorta şirketi olup halefi olduğu sigortalısının tacir olmadığı, böylece davanın mutlak /nispi ticari dava niteliğini haiz olmadığı, uyuşmazlığın niteliğine bakıldığında haksız fiilden kaynaklandığı tespit edilmiş olup anılı gerekçeler ışığında; mahkememizin huzurdaki davada görevli olmadığı, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır