Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/313 E. 2022/579 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/313 Esas
KARAR NO : 2022/579
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2022
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının çocuk parkı ve diğer işler yapma konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirdiğini ve davalıya faturalar kesildiğini, bu konuda bir ihtilaf bulunmadığını, ancak müvekkilinin yaptığı işe karşılık alacağını tahsil edemediğini, bu nedenle … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine geçildiğini, yapılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini, borçlunun kendisine yapılan ödeme emrine haksız olarak itiraz ettiğinden ve takibe konu alacak likit ve muaccel olduğundan % 20’den aşağı olmamak üzere davalı icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında süregelen bir ticari ilişkinin olmadığını, davacının müvekkil şirketin yüklenicisi olduğu …’ne ait “Avrupa yakası ilçe ve alt kademe (… – … – …) Belediyelerinde semt parkı yapım işi” kapsamında müvekkili adına Alt Yüklenici olarak … İlçesi … Köyünde 1 adet ve … Beldesinde de 1 adet Park yaptığını , taraflar arasındaki ilişkinin 2007 yılına dayandığını, davacı ve ile müvekkil şirket yetkilisinin, davacının yaptığı işlerle ilgili olarak kendisi ile her hak ediş sonrası düzenli olarak görüştüklerini, Alt Yüklenicinin hak edişinin düzenlendiğini, fatura karşılığında alacağın kendisine avans, çek ve hesaba eft yoluyla ödenerek hesapların kapatıldığını, davacının müvekkili şirketten hiçbir alacağı bulunmadığını, davacının yaptığı icra takibi ile mükerrer tahsilat amacı güttüğünü, davacının davaya konu icra takibinde alacağın varlığına dair somut bir delil sunulmadan kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını beyanla davacı tarafından açılan işbu itirazın iptali davasının, öncelikle görev ve zamanaşımı sebebiyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın belirtilen sebeplerle esastan reddine ve davacı aleyhine takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; eser sözleşme ilişkisinden kaynaklı 1 adet faturaya dayalı hak ediş alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali istemine konu … İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı takip dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
İcra takibine dayanak fatura suretinin dosyada mübrez olup 18/09/2007 tarihli olduğu görülmüştür.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… esas sayılı dava dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir. Anılı dosyanın tetkikinde; istinaf incelemesi neticesinde önceki mahkeme kararı kaldırılmakla ilk derece mahkemesi nezdinde derdest olduğu, aynı taraflar arasında, aynı sözleşme ilişkisine dayalı olduğu ancak farklı fatura alacağı ile farklı icra takip dosyasına vâki itirazın iptali isteminin konu edildiği saptanmıştır.
Davacı asil yönünden tacir vasfını haiz olup olmadığının tetkiki yönünden Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Vergi Müdürlüğüne yazı yazılmış olup celp ve tetkik edilen ticaret sicil kayıtları kapsamında davacı yanın gerçek kişi ticari işletme kaydının mevcut olduğu, bu hali ile davaya ve icra takibine konu alacak istemi yönünden tacir sıfatını haiz olup davanın her iki tarafı da tacir olmakla TTK’nın 4/1 maddesi uyarınca ticari dava kapsamında mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi içeriğinde zamanaşımı def’i ileri sürdüğü görülmekle HMK’nın 142. maddesinin; ”1) Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def’ileri inceleyerek karara bağlar.” düzenlemesi gereğince tahkikata başlamadan evvel zamanaşımı savunmasının tetkik edilmesi gerekmiştir. Huzurdaki davanın tarafları arasında eser sözleşme ilişkisinin tesis edildiği, davacının alt yüklenici, davalının ise yüklenici olduğu hususları ihtilafsız olup davacı yanın iş teslimine dayalı hak edişten kaynaklı 18/09/2007 tarihli faturaya konu alacak istemini …. İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı takip dosyasına konu ettiği, ilamsız icra takibine itiraz edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda sözleşme ilişkisi tarihinde (2007) yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesi gereğince, yüklenicinin haksız veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere açılacak davalarda zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu düzenleme altına alınmıştır. Kasıt veya ağır kusur ile ayıplı imalât halinde ise zamanışımı süresinin BK’nın 125. maddesindeki genel hüküm uyarınca 10 yıl olacağı açıktır.
Sözleşme ilişkisinin tesisinden sonra 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 147/6. maddesi gereğince de yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar için zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu görülmektedir. Huzurdaki davada, taşınmaza ilişkin eser sözleşmesine dayalı olarak hak edişten kaynaklı fatura alacağı talep edildiğinden, bu dava için gerek 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesi, gerekse 6098 sayılı TBK’nın 478/1.maddesi gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olacağı ve eser sözleşmesinde zamanaşımı süresinin başladığı tarihin eserin sözleşmeye uygun olarak eser sahibine teslim edildiği tarih olduğu tespit edilmiştir. Bu hali ile davaya konu olayda teslimin hak edişten kaynaklı fatura tarihi olan 2007 yılında gerçekleştirilmiş olduğu ihtilafsız olmakla işbu tarih göz önünde bulundurulduğunda gerek icra takip tarihi, gerekse de dava tarihi itibariyle 5 yılık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu, 818 sayılı BK’nın 126/4 ve 125. maddeleri ile 6098 sayılı TBK’nın 478/1.maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durumun da mevcut olmadığı anlaşılmakla; davanın zamanaşımı nedeni ile reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin yatırılan 1.085,48 TL harçtan, 80,70 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.004,78 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 14.410,10 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7-Devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır