Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/30 E. 2022/543 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/30 Esas
KARAR NO : 2022/543
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 10.08.2017 tarihinde “Stand Dekorasyon Sözleşmesi ” imzalandığını, bu sözleşmeye göre … fuarında 26-29 Kasım 2018 tarihlerinde fuarda yapılacak olan standın yapımı ile ilgili olarak 23.600,00 USD toplam bedel üzerinde anlaşıldığını, standın teslim edildiğini ancak bedelinin ödenmediğini, bilirkişi incelemesi ile tespit edilecek alacak miktarından şimdilik 10.000TL alacağın davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının işbu davadaki dava dilekçesi ile … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açtığını ve dosyanın halen derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, işbu davanın alacak davası olduğu düşünülürse davacı tarafından alacağa ilişkin arabuluculuğa başvurulmadığını, 06.05.2019 tarihinde başvuru yapılan arabuluculuğun konusunun … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğunu beyanla dava şartı yokluğundan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; eser sözleşme ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
… İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı icra takip dosyası ile … ATM’nin 2020/… esas sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
Davalı vekilinin kanuni süre içerisinde ibraz ettiği cevap dilekçesi kapsamında; derdestlik, hak düşürücü süre ve arabuluculuk dava şartına yönelik usuli itirazlar ileri sürdüğü görülmüş olup esasa yönelik incelemeden evvel usûli itirazların HMK’nın 114 ve 115. maddeleri kapsamında resen tetkik edilmesi gerekmiştir.
Dosya kapsamında ibraz ve celp ile tetkik edilen belge ve delillerin incelenmesi neticesinde; yanlar arasında 10/08/2017 tarihli stand dekorasyon sözleşmesinin akdedildiği, eser sözleşme ilişkisi kapsamında davacının yüklenici, davalının iş sahibi olup sözleşmeye konu standın teslim edilmesine rağmen iş bedelinin ödenmediği iddiası ile davalı aleyhine başlatılan … İcra Dairesinin 2019/… esas sayılı takip dosyası kapsamında (açık hesap alacağı) 79.676,14-TL’nin tahsilinin konu edildiği, davalı/takip borçlusunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyası kapsamında davacı tarafça davalı aleyhine itirazın iptali davasının açıldığı, yargılama neticesinde icra takibinin yetkili mercide başlatılmaması nedeni ile davanın usulden reddine karar verildiği ve kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Huzurdaki davanın aynı taraflar arasında ve aynı sözleşme ilişkisine dayalı olmakla birlikte (kısmi dava) 10.000-TL alacak istemli olarak ikame edildiği görülmekle netice-i taleplerin ve dava türlerinin farklı olması kapsamında … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyası ile derdestlik halini oluşturmayacağı gibi davanın alacak davası olması nedeni ile itirazın iptali davalarında geçerli olan İİK’nın 67. maddesi gereğince 1 yılık hak düşürücü sürenin uygulama alanı bulamayacağı anlaşılmıştır.
Anılı tespitler sonrasında huzurdaki açık hesap alacağı şeklinde 10.000-TL üzerinden ikame edilen dava yönünden ayrıca arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, davacı vekilinin aynı sözleşme ilişkisine dayalı olarak itirazın iptali davası ikame edilmeden evvel 2019 yılında başvurduğu arabuluculuk yoluna ilişkin tutanak aslını uyap üzerinden gönderdiği görülmekle, arabuluculuk başvurusuna ilişkin dava şartının huzurdaki dava yönünden yerine getirilip getirilmediği meselesinin tetkiki gerekmiştir.
Nitekim 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; 5/A; (1) Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile “Dava şartı olarak arabuluculuk” ”18/A- (1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin yürürlükte olduğu görülmektedir.
Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2020/1943 esas, 2020/4052 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; ”…Hukuk uyuşmazlıklarının artan nüfus, sosyal ve ekonomik gelişmelere paralel olarak büyük bir hızla arttığı, mevcut mahkemelerin kapasitelerinin veya hâkim sayısının artırılmasının tek başına çözüm olmadığı bir gerçek olup gelişmiş toplumlarda altarnetif uyuşmazlık çözüm yöntemleri geliştirilmeye çalışılmaktadır. Bu yöntemlerden en yaygın olanı arabuluculuktur. Arabuluculuk, taraflar arasındaki uyuşmazlığın arabulucu eğitimi almış tarafsız ve bağımsız üçüncü bir kişi aracılığıyla çözülmesi yöntemidir. Arabuluculuk kazan kazan ilkesi gereğince her iki tarafın da kazançlı çıktığı, sorunların iletişim kurularak çözüldüğü, uyuşmazlıkların da bu yöntemle giderildiği, toplumsal barışa katkı sunan para ve zamandan tasarruf sağlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Ülkemizde ilk olarak, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile ihtiyari (isteğe bağlı) olarak uygulanan arabuluculuk yöntemi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile iş uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurma zorunluluğu getirilerek dava şartı haline gelmiştir. 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe giren İş Hukuku Uyuşmazlıklarında Zorunlu Arabuluculuk uygulamasının sağladığı başarı nazara alınarak diğer uyuşmazlıklarda da bu yöntemin uygulanmasının fayda sağlayacağı düşüncesiyle 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenerek, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilen davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu getirilerek, bu uyuşmazlıkların temelinden çok daha kısa süre içinde daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesi amaçlanmıştır. Kanun koyucunun bu amacı ilgili maddelerin gerekçesinde de açıklanmış bulunmaktadır.”
Anılı içtihat ve kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; 06/05/2019 tarihinde 79.676,14-TL açık hesap alacağına yönelik itirazın iptaline ilişkin ticari uyuşmazlık kapsamında arabuluculuk görüşmesinin gerçekleştirildiği, yanlar arasındaki anlaşma ihtimaline binaen ikinci bir görüşme daha yapıldığı ve sürecin anlaşamama ile nihayete erdiği görülmüş ise de huzurdaki davanın 13/01/2022 tarihinde ikame edilen (kısmi dava) 10.000-TL açık hesap alacağının tahsili istemli olmakla yanların öncesindeki anlaşma ihtimali, dava miktarı ve netice-i taleplerinin farklı olması karşısında uyuşmazlıkların daha kısa süre içinde, daha az masrafla ve tarafların iradelerine uygun bir şekilde çözülmesini amaçlayan arabuluculuk başvuru yoluna her bir dava yönünden ayrıca başvurulmasının gerektiği kanaatine varılmakla; huzurdaki dava yönünden anılı dava şartının yerine getirilmemesi nedeni ile davanın 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a-2 maddesi, TTK’nun 5/a maddesi ve HMK’nın 114/2 maddesi ile 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a-2 maddesi , TTK’nun 5/a maddesi ve HMK’nın 114/2 maddesi ile 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan, 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu sonucu başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kalan 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır