Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/286 E. 2022/800 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/286 Esas
KARAR NO : 2022/800
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Müvekkili ile davalı … arasında 04/12/2018 tarihli adi ortaklık sözleşmesi bulunduğunu, bu adi ortaklık sözleşmesine göre tarafların, … Merkez, … Caddesi, No:… , … /İstanbul adresinde mukim … AVM isimli alışveriş merkezinde faaliyete giren … Franchise Restoranına sahip şirkete ortak olduklarını, söz konusu adi ortaklık sözleşmesine göre davalı …’nın, …ni kurduğunu ve tek ortağı olduğunu, fakat müvekkilinin söz konusu adi ortaklık sözleşmesine göre iş bu şirketin gizli ortağı olduğunu, adi ortaklık sözleşmesinin genel hükümlerinin taraflar arasında düzenlendiğini, işbu sözleşmeye aykırı davranışlarla ortaklığın sona ermesi veya feshi halinde işletmenin kar zarar hesabına bakılmaksızın davalı …’nın müvekkiline 750.000 TL ödemekle yükümlü olduğunu, bu parayı ödeyemiyorsa işletmenin tüm borçlarını ödeyerek 750.000 TL karşılığında işletmedeki hisselerini müvekkiline devredeceğini, sözleşmenin imzalanmasını müteakip davalı … şirketinin … AVM içinde mukim “…” isimli restoranı işletmeye başladığını ve son derece karlı grafik gösterdiğini, bu başarı üzerine tarafların yeni bir restoran daha açmaya karar verdiğini ve yine davalı şirket bünyesinde … AVM adresinde “…” isimli restoranın açıldığını, bu konuda yapılan sözleşmenin müvekkiline mail yolu ile gönderildiğini, fikrinin alındığını ve defalarca bu konuda yazışmalar yapıldığını, davalı … ile davacı müvekkilinin bacanak olduklarını, bu akrabalık ilişkisi nedeniyle de davalı …’nın bu kadar kötüniyetli olmadığına dair bir inanç ve güven oluştuğunu, adi ortaklık paraya ihtiyaç duyduğunda müvekkilinin babasının hesabından davalı …’ya borç olarak 285.00 TL havale yaptığını fakat aradan geçen zamanda davalının müvekkiline karşı hesap vermekten sürekli kaçındığını, sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin … Noterliğinden keşide edilme 21 Eylül 2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşme hükümlerine uyulmadığı, özellikle sözleşmenin 4/5 maddesinden hareketle sözleşmeyi tek taraflı olarak haklı nedenle feshettiğini karşı tarafa bildirdiğini, ayrıca yine sözleşmenin 7.maddesi mucibince hisse bedelinin tarafına ödenmesini talep ettiğini, bu ihtara karşı cevap verilmediğini, ayrıca herhangi bir bedel ödenmediğini beyanla taraflar arasında mevcut adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi nedeniyle sona erdirilmesine, müvekkili şirketin adi ortaklık nedeniyle gizli ortağı olduğu davalı şirketinin ve adi ortaklığını tasfiyesine, tasfiye sonucu ortaya çıkacak miktar sözleşmede belirlendiği üzere 750.000 TL’den fazla ise bu miktarın, aksi halde 750.000 TL’nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, ayrıca davalı şirket hisselerinin 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi bakımından öncelikle teminatsız uygun görüldüğü takdirde teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde : Her iki davalı yönünden de husumet itirazlarının mevcut olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini, taraflar arasında senetle ispat sınırının istisnalarından olan bir akrabalık ilişkisinin de olmadığını, dava dilekçesindeki beyanları ve eklerini kesinlikle kabul etmediklerini, dosyaya sunulan sözleşmenin sahte olduğunu, davacının gerçek dışı bir altyapı ile kötü bir senaryo yazdığını, müvekkili … ‘a yaptığı işin uzmanı olduğunu ve kendi emek & sermayesi ile … restoran şirketini kurduğunu, şirketin eşine devrinin sosyal sigorta mevzuatı nedeniyle olduğunu, şirketin eşine devri sosyal sigorta mevzuatı nedeniyle olduğunu, … şirketi yalnızca müvekkilinin çaba & bilgi & birikim & sermaye ile kurulduğunu, …’nın kredi çektiğini ve 3.kişilerden borç aldığını, iletişim kayıt görsellerini kabul etmediklerini, bir an için varlıkları kabul edilse dahi davacının iddiaları için sadece delil değil, yazılı delil başlangıcı dahi olamayacaklarını, sahte bir sözleşmeye dayanan davanın sahteliğin tespiti ile reddi gerektiğini, davacının genel iddialarının ise zaten adi ortaklık esaslı unsurlarını bünyesinde barındırmadığını, davacı tarafından sunulan Yargıtay kararlarının somut olay ile ilgisi olmadığını, davanın husumet yönünden reddine, davanın görevsizlik nedeni ile reddine, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ve incelenmiş, davalı şirket ticari sicil kayıtları getirtilmiş ve ön inceleme duruşması yapılarak öncelikle davalı yanın sıfat ve mahkememizce resen görev konusunda inceleme yapılmıştır.
Mahkememizde açılan iş bu dava taraflar … ve … arasında akdedilen 04/12/2018 günlü adi ortaklık sözleşmesi gereğince davacı …’nın … nün … sicil nosunda kayıtlı … Ltd.Şti.’nin ve adi ortaklığın haklı sebeple fesih ve tasfiyesi sonucu ortaya çıkacak miktar sözleşmede belirtilen miktar olan 750.000 TL’sinin, eğer tespit edilecek tasfiye payı fazla ise bu miktarın, aksi halde 750.000 TL’sinin davacıya ihtarname fesih tarihinden itibaren ticari alacaklara uygulanan en yüksek reeskont faizi masraf ve vekalet ücreti ile birlikte ödenmesi talebine ilişkindir.
Mahkememizce celp edilen davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına göre … Ltd.Şti.’nin 09/11/2018 tarihinde … Merkez Mahallesi, … Cad. No: … /İSTANBUL adresinde … ve … tarafından kurulduğu, şirket yetkilisinin münferiden şirket ortakları olduğu, şirketin son tescilinin 20/10/2021 tarihinde yapıldığı, şirket ortağı davalı …’nın şirketteki hissesini … Noterliğinin 03/09/2021 gün ve … yevmiye nolu Limited şirket hisse devir sözleşmesi ile diğer ortak … ‘ya devir ettiği, 10/10/2021 gün ve 2021/02 günlü ortaklar kurulu kararıyla devrin pay defterine işlenmesine karar verilerek şirketin tam sahibinin … … olduğu, …’nın da münferit şirketteki yetkisinin devamına karar verildiği, davacının hiçbir zaman şirketin ortağı olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı yanın şirketin gizli ortağı olduğu iddiası ile açtığı davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile, fesih sonucu tespit edilecek payın davalı iş bu şirketten alınarak kendisine adi ortaklık sözleşmesi gereğince davalı adi ortak ve şirketten tahsiline ve şirket hisselerinin 3.şahıslara devir ve temlikinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine ilişkin talepler yönünden değerlendirmede;
Davalı şirket vekili verdiği cevap dilekçesi ile birlikte davanın başından itibaren, davalıların davada taraf olarak husumet yöneltilemeyeceği özellikle davacı …’nın şirketin ortağı olmadığı, şirket ortaklığının şekil koşullarına tabi olduğu iddiasıyla yaptığı itiraz mahkememizce değerlendirilmiş, adi ortaklık sözleşmesinde yapılan atıf bulunsa dahi, şirket ortaklığı şirkete karşı ancak resmi şekilde limited şirketlerde noterden hisse devri ve ortaklar kurulu kararı ile pay defterine kayıt edilmesine karar verilmesi suretiyle kazanılabileceği, davacı …’nın adi ortak diğer davalı …’nın şirket adına yaptığı bir taahhüt bulunmadığı gibi, şirketin de hiçbir zaman ortağı olmadığı bu nedenle şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirketten adi ortaklık sözleşmesi gereğince ortaklıktan ayrılma payını talep etmesi hukuken mümkün olmadığı, davalı şirketin bu nedenle iş bu davada taraf sıfatının ve adi ortaklıktan kaynaklanan bir sorumluluğunun olamayacağı benimsenmiş ve şirket aleyhine açılan dava mahkememizce sıfat yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Diğer davalı …’nın, … ile aralarında yaptığı 04/12/2018 tarihindeki adi ortaklık sözleşmesinin tarafı olması ve imzanın da inkar edilmemesi karşısında iş bu davalı aleyhine açılan davada, davalı …’nın taraf sıfatının bulunduğu tartışmasızdır.
Ancak mahkememizce davacı … ve davalı … arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin fesih ve tasfiyesi sonucu sözleşme hükümlerine uygun olarak adi ortaklık sona ermesi halinde davalı …’nın ödemeyi taahhüt ettiği bedel veya tespit edilecek onun üstündeki ayrılma payının belirlenmesi ve tahsiline ilişkin dava yönünden mahkememizin görevli olup olmadığı, mahkememizce resen incelenmiştir.
Mahkememizce görev yönünden yapılan değerlendirmede; adi ortaklık sözleşmesinin tarafları gerçek şahıs olup, bu şahısların kurdukları adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmaması, yapılan işin iş bu adi ortaklık yönünden ve taraflar yönünden niteliği, tarafların tacir olmaması ve ticari işletme olarak bir adi ortaklık kurulmamış olması nedeniyle nispi ticari dava söz konusu olmadığı gibi, dava konusu uyuşmazlığın ticaret kanununda düzenlenmediği adi ortaklık ilişkisinin 6098 sayılı TBK’nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, daha çok şahısların şahsi emekleri ve malları ile ortak bir amaca erişmek üzere bir araya geldikleri sözleşme türü ve bu sözleşmeden kaynaklanan ilişki ve tasfiyenin TBK’da düzenlenmiş olduğu, böylece mutlak bir ticari davanın da söz konusu olmadığı mahkememizce benimsenmiştir.
Bu nedenle mahkememizce nispi ve mutlak bir ticari dava söz konusu olmaması sebebiyle adi ortaklık sözleşmesinin fesih ve tasfiyesinden ve ortaklık payının tahsili isteminden kaynaklanan iş bu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla görev hususu HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında re’sen değerlendirilecek bir dava şartı olduğundan davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …, davalı …’nin yasal ortağı sıfatını taşımadığı, bu nedenle şirket aleyhine açtığı fesih ve tasfiye dayalı tasfiye payı ödenmesine ilişkin alacak davasının PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı …’nın davalı … aleyhine açtığı adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ve buna dayalı alacak talebine ilişkin davanın niteliği gereği taraflar ve adi ortaklık müessesinin feshi ve tasfiyesi TBK’nın 627 ve devamı maddelerinde düzenlendiği için Mahkememizin görevsizlik nedeniyle işbu davalı yönünden görev yönünden HMK 114/1-c ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
a)HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar VERİLMESİNE,
b)HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır