Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/266 E. 2022/411 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/172 Esas
KARAR NO : 2022/418
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … tarafından senetlere özgü takip yoluyla icra takibinde bulunduğunu, takip konusu senetlerin nama yazılı olup, alacağın temliki hükümlerine tabi olduğunu , senetlerin … … ile vekili arasında 28.03.2015 tarihli Yatırım Amaçlı … … Konut Satım Sözleşmesi ile … Ada … 2 blok 51 nolu dairenin yapımı ve müvekkiline 30.11.2017 tarihinde teslim konusunda anlaşmışlarsa da … … tarafından sorumluluklarının yerine getirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, taraflar arasında 30.9.2017 tarihinde konut satış sözleşmesinin feshi ibranamesi düzenlenerek sözleşmenin sona erdirildiğini, tarafların birbirini İbra ettiğini ve senetlerin bedelsiz kaldığını, müvekkiline senetlerin bir kısmının iade edilmediğini, müvekkilinin takip konusu senetler nedeniyle herhangi bir borcu olmadığını, davalı bankanın ne suretle ile almış olursa olsun senetlerin bedelsiz kaldığını, tüm belgelerin bankaya iletilmiş olmasına rağmen art niyetli hareket edildiğini bildirerek, borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, % 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … tarafından senetlere özgü takip yoluyla icra takibinde bulunduğunu, takip konusu senetlerin nama yazılı olup, alacağın temliki hükümlerine tabi olduğunu , senetlerin … … ile vekili arasında 28.03.2015 tarihli Yatırım Amaçlı … … Konut Satım Sözleşmesi ile … Ada … 2 blok 51 nolu dairenin yapımı ve müvekkiline 30.11.2017 tarihinde teslim konusunda anlaşmışlarsa da … … tarafından sorumluluklarının yerine getirilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, taraflar arasında 30.9.2017 tarihinde konut satış sözleşmesinin feshi ibranamesi düzenlenerek sözleşmenin sona erdirildiğini, tarafların birbirini ibra ettiğini ve senetlerin bedelsiz kaldığını, müvekkiline senetlerin bir kısmının iade edilmediğini, müvekkilinin takip konusu senetler nedeniyle herhangi bir borcu olmadığını, davalı bankanın ne suretle ile almış olursa olsun senetlerin bedelsiz kaldığını, tüm belgelerin bankaya iletilmiş olmasına rağmen art niyetli hareket edildiğini bildirerek, borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; icra takip dosyasına dayanak bonolar yönünden İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit ve kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan …. İcra Dairesinin 2020/… esas sayılı takip dosyası celp ve tetkik edilmiş olup davalı … A.Ş tarafından davacı … aleyhine 12 adet bono bedeli ( 30/03/2020 vade tarihli 3.500-TL bedelli, 29/02/2020 vade tarihli 3.500-TL bedelli, 28/02/2020 vade tarihli 41.000TL bedelli, 30/01/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/12/2019 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/11/2019 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/10/2019 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/09/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/08/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/07/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/05/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/04/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli bonolar) yönünden icra takibinin başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 28/03/2015 tarihli Yatırım Amaçlı … … Konut Satım Sözleşmesi, senet listesi ve 30/09/2017 tarihli Konut Satış Sözleşmesinin Feshi İbraname suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; “…Borç Alacak Hususunda : Davacı ile Müflis … … arasında yapılan 28.03.2015 tarihli “… 2.kat 51 nolu Bağımsız Bölüm konutun alım satımı” sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalı Müflise 67 adet 31.03.2015-30.03.2020 tarihleri arasını içeren toplam 388.000-TL tutarında senetlerin verildiği, davacı ve davalı müflis arasında 30.09.2017 tarihinde Konut Satım Sözleşmesinin Feshi – İbranamesi düzenlenerek 30.09.2017 tarihinde kadar yapmış olduğu ödemelere ilişkin cezai şart bedelinin düşümü ile kalan kısmın iadesi ve kalan senetlerin bankalardan alınarak davacıya iadesi hususunda anlaşmaya varıldığı,
Müflis şirket kayıtlarında davacıya ait iki adet hesap uyarınca davacının müflis şirketten 127.198,30 TL alacaklı olduğunu kayıtlı olduğu ,
Diğer davalı Banka tarafından 09.11.2020 tarihinde icra takibine konu olan 79.500 TL tutarlı senetlerin , davacı ve davalı müflis tarafından yapılan ibraname kapsamında davacıya iade edilecek senetlerden olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki Bağımsız Bölüm sözleşmesi Adi yazılı şekilde düzenlenmiş olup, söz konusu sözleşme ile davaya konu senetlerin verildiği, Adi Yazılı sözleşmenin esasen hukuki tavsifi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere taraflarca da fesih protokolü yapıldığı ve verilenlerin iadesinin kararlaştırıldığı protokole istinaden dosya kapsamında davacının geçersiz sözleşme sebebiyle verdiği senetlerin iadesinin değerlendirilmesinde nihai takdir Sayın Mahkemeye olacak olup, davalı … tarafından gerek protokol kapsamında gerekse senetler kapsamında davacıya senet üzerinde yazılı düzenleme sebebindeki gibi”malen” yerine getirilmiş herhangi bir bilgi belge kayıt da bulunmamakla senetlerin bedelsiz kaldığı hususunda yine nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olacaktır.
Diğer davalı … senetlerde lehtar … ‘dan sonraki son ciro ve takip alacaklısıdır. Dolayısıyla senet borçlusu ve lehtarı arasındaki tespit edilen bedelsizlik durumunun davacının bildirdiği şekilde davalıya da ileri sürülüp sürülemeyeceğinde nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olacağı görülmüştür.
SONUÇ ;
Dosya, … İcra İflas müdürlüğüne gidilerek temin edilen davalı müflis şirkete kayıtları, sözleşme, ibraname ve dosya mevcudu incelemeleri neticesinde ;
-Müflis şirket kayıtlarında davacının davalı Müflis şirketten 127.198,30 TL alacaklı olduğu, dolayısıyla gerek düzenlenen sözleşme ve gerekse davaya konu senetlerin borçlusu davacının … firmasına herhangi bir borcunun mevcut olmadığı ,
-Diğer Davalı … tarafından takibe konu edilen senetlerin, davacı ile müflis davalı arasındaki ibraname kapsamında davacıya iade edilecek senetlerden olduğu,
-Senet borçlusu ve lehtarı arasındaki tespit edilen bedelsizlik durumunun davacının bildirdiği şekilde davalıya da ileri sürülüp sürülemeyeceğinde nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olacağı…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; …. İcra Dairesinin 2020/… esas sayılı takip dosyasına dayanak bonolar yönünden davacı/takip borçlusu tarafından İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit ve kötü niyet tazminat istemleri ileri sürülmüş olup davacının bono keşidecisi, davalı bankanın hamil, tefrik edilen müflis şirket … – … Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin ise bono lehtarı olduğu görülmüştür. Davacı tarafça bonoların nama yazılı olup alacağın temliki hükümlerine tâbi oldukları, davalı bankanın bu prosedüre uymadığı taktirde hamil sayılamayacağı gerekçeleri ile birlikte davaya konu bonoların müflis şirket … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile davacı arasında düzenlenen 28/03/2015 tarihli “Yatırım Amaçlı … … Konut Satım Sözleşmesi” gereğince “… ada, … Blok, 51 no.lu” dairenin yapımı ve davacıya 30/11/2017 tarihinde teslimi konusundaki anlaşma kapsamında düzenlendiği, bu kez 30/09/2017 tarihli “Konut Satış Sözleşmesinin Feshi İbranamesi” düzenlenerek sözleşmenin sona erdirildiği, tarafların birbirini ibra ettikleri, bu nedenle bonoların bedelsiz kaldığı iddiası ile hem lehtar/müflis şirket hem de hamil/ banka aleyhine menfi tespit isteminin ileri sürüldüğü, sözleşme ve fesih ibranamesine davalılar tarafından herhangi bir itirazın yöneltilmediği, davalı müflis şirketin davalı bankanın sorumlu olduğunu savunduğu, davalı bankanın ise yetkili hamil ve iyi niyetli 3. kişi sıfatı ile davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda somut olaydaki uyuşmazlığın; ….İcra Dairesinin 2020/… esas sayılı dosyasıyla takibe dayanak (12 adet bono) bonoların niteliği (nama yazılı olup olmadığı, hukuki etkisi, devredilme prosedürü), bono lehtarı davalı (…/… A.Ş ) ile davacı arasındaki sözleşmenin feshine dayalı olarak bonoların bedelsizliği iddiasının şahsi defi olup lehtar yanında davalı bankaya karşı da ileri sürülüp sürülemeyeceği hususlarında toplandığı saptanmıştır.
Yargılama sırasında Bakırköy 1. İcra Dairesine yazılan yazımıza yanıt verildiği, müflis/davalı … – … Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin 30/03/2021 tarih saat 14:24 itibari ile iflasına karar verildiği, müflis masasında tasfiye işlemlerinin İ.İ.K’nın 219. maddesi gereğince adi tasfiye usulü ile yürütülmesine karar verildiği, birinci alacaklılar toplantısında iflas idaresi seçilemediğinden İ.İ.K’nın 222. maddesi gereğince tasfiyenin ikinci alacaklılar toplantısına kadar müdürlük nezdinde re’sen yürütülmesine karar verildiği, iflas kararı kesinleşmediğinden ikinci alacaklılar toplantısı için herhangi bir gün tayin edilmediği bilgisinin verildiği anlaşılmıştır. Dosya davalıları arasında müteselsil sorumluluğun bulunmadığı ve davalı müflis şirket yönünden iflasın hukuki neticeleri yönünden İİK’nın 194. maddesi gereğince ikinci alacaklılar toplantısının beklenmesine yönelik sürecin henüz iflas kararı kesinleşmediğinden dosyayı sürüncemede bırakma riskinin mevcut olduğu görülmekle; dosya kapsamı, mevcut delil durumu, davanın vasıf ve mahiyeti ile usul ekonomisi ilkesi ışığında müflis/ davalı … – … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş yönünden davanın tefrikine, mahkememizin en son esasına kayıt edilmesine karar verilmiş olup yargılamaya davalı … A.Ş yönünden devam edilmiştir.
Menfi tespit istemine konu bonoların nama yazılı oldukları, temlik cirosu ile davalı bankanın iktisap ettiği, davacı ile müflis şirket arasında yapılan 28/03/2015 tarihli “… kat … nolu Bağımsız Bölüm konutun alım satımı” sözleşmesi kapsamında davacı tarafından 31/03/2015 – 30/03/2020 tarihleri arasını içeren toplam 388.000-TL tutarında 67 adet bononun keşide edildiği, davacı ve müflis şirket arasında 30/09/2017 tarihinde Konut Satım Sözleşmesinin Feshi – İbranamesi düzenlenerek 30/09/2017 tarihine kadar yapılmış ödemelere ilişkin cezai şart bedelinin düşümü ile kalan kısmın iadesi ve kalan bonoların bankalardan alınarak davacıya iadesi hususunda anlaşmaya varıldığı, ticari defterler üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile yapılan inceleme neticesinde müflis şirket kayıtlarında davacıya ait iki adet hesap uyarınca davacının müflis şirketten 127.198,30-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, davalı banka tarafından icra takibine konu olan davaya konu toplam 79.500-TL bedelli 12 adet bononun davacı ve müflis şirket tarafından yapılan ibraname kapsamında davacıya iade edilecek bonolar olduğu tespit edilmiştir.
Nitekim TTK’nın 778/1. maddesi (a) bendine göre, bononun niteliğine aykırı düşmedikçe, poliçenin cirosuna ilişkin TTK’nın 681-690. maddelerinin bonolar hakkında da uygulanması gerekmekte olup davaya konu bonoların nama yazılı oldukları (TTK’nın 654. maddesine göre, belli bir kişinin adına yazılı olup da onun emrine kaydını içermeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak nama yazılı senet sayılır.) görülmekle TTK’nın 681/2. maddesi gereğince bonoların yalnızca alacağın temliki yoluyla devredilmesi ve bu devrin alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurmakta olduğunun kabulü gerekmiştir. TTK’nın 647/1. ve 2. fıkralarına göre, kıymetli evrakın devri için zilyetliğin devri şart olup ayrıca nama yazılı senetlerde yazılı bir devir beyanının da gerekli olmasına karşın ve 6098 sayılı TBK’nın 184/1. maddesine göre, alacağın devrinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olmasına rağmen davaya konu bonolar yönünden temlik cirosu dışında yazılı bir devir beyanına rastlanılmamıştır. Dolayısıyla anılı yasal koşulları içerir şekilde alacağın temliki ile bonoların zilyetliğinin devralınmadığı anlaşılmakla, davalı bankanın yetkili hamil olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır. Ayrıca nama yazılı olmakla yalnızca alacağın temliki yolu ile devredilmesi mümkün olan bonolar yönünden bu yasağa rağmen yapılan ciro da alacağın temliki hükümlerine tâbi olup TTK’nın 687. maddesi gereğince bu durumda senedi temellük edene karşı keşidecinin her türlü defilerini ileri sürebilmesi mümkün olmakla fesih ihbarnamesi gereğince davacıya iade edilmesi kararlaştırılan bonoların bedelsiz olduğuna yönelik şahsi definin davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesi mümkün olmakla, davacı keşidecinin menfi tespit isteminde hukuken korunmaya değer menfaatinin bulunduğu anlaşılmış olup tüm bu gerekçeler ışığında; davanın kabulü ile …. İcra Dairesinin 2020/… E. sayılı takip dosyasına dayanak bonolar (30/03/2020 vade tarihli 3.500-TL bedelli, 29/02/2020 vade tarihli 3.500-TL bedelli, 28/02/2020 vade tarihli 41.000TL bedelli, 30/01/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/12/2019 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/11/2019 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/10/2019 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/09/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/08/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/07/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/05/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli, 30/04/2020 vade tarihli 3.500TL bedelli bonolar) nedeni ile davacının davalı … A.Ş’ye borçlu olmadığının tespitine, davalı bankanın kötü niyetli olduğu hususunda ispata elverişli delil sunulmadığından davacı yanın kötüniyet tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Dairesinin 2020/… E. sayılı takip dosyasına dayanak bonolar nedeniyle davacının davalı … A.Ş’ye borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı yanın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 5.907,76 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 1.476,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.430,81 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 993,25 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 12.043,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8-Devletçe karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Davacı tarafça peşin yatırılan 1.476,95 TL harç ile 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.536,25 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır