Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/164 E. 2022/792 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/164 Esas
KARAR NO : 2022/792
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 11.06.2019 tarihine kadar SGK’nun faaliyet gösterdiği “… Cad. No: … …/İSTANBUL” adresinde bulunan “İstanbul İli, … İlçesi, … Mah. … Pafta, … ada 53 ve 54 Parsel’ sayılı taşınmazları 26.07.2013 tarihinde ihale usulü ile satın aldığını, ihalenin kesinleşmesi üzerine 05.09.2013 tarihinde iktisap ettiğini, işbu taşınmazların SGK kurumuna ait iken, kurum ile davalı şirket arasında imzalanan 13.01.2012 tarihli “Sosyal Güvenlik Kurumuna Arsa Bedeli Karşılığı İnşaat Yaptırılmasına İlişkin Protokol” ile ve 24.06.2013 tarihli ve 2013/228 karar sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Kararıyla, davalı şirket tarafından taşınmazların ihale yolu ile satılması kararının alındığını ve gayrimenkul satış şartnamesinin davalı … A.Ş. tarafından hazırlandığını, şartnamenin 15. Maddesinde; İhale konusu gayrimenkulun halihazırda T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından kullanılmakta olması nedeniyle söz konusu gayrimenkulün satışından sonra belli bir süre daha T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından kullanılmaya devam edileceğinden dolayı gayrimenkulün fiili tesliminin, tapu devrinden itibaren en geç 36 ay içerisinde yapılacağı, gayrimenkulün fiili tesliminin, belirtilen süre içerisinde yapılamaması durumunda 36 aydan sonraki dönem için kira ödeneceğinin yazılı olduğunu, süre sonunda taşınmazın kullanımına devam edilmesi nedeniyle SGK’ya ihtarname gönderildiğini, ancak SGK tarafından ihtarnamenin muhattabı olmadığı şeklinde yanıt verdiğini, müvekkilinin satın almış olduğu taşınmazı satış şartnamesine istinaden tapuyu devraldığı tarihten 36 ay sonraki tarih olan 05.09.2016 tarihinde boş olarak teslim alması gerekirken SGK’nin haksız kullanımı sebebi ile gayrimenkulü boş olarak teslim alamadığını, ihale ile almış olduğu taşınmazı kullanmasının engellendiğini, şartnamede yer almasına rağmen taşınmazın tapu devrinden 36 ay sonunda taşınmazı kullanan SGK’nın ve/veya satış şartnamesi gereği kira bedeli ödemeyi üstlenen … İnşaat ve İşletme A.Ş. tarafından, ödemesi gereken gayrimenkulü kullanma karşılığı olan kira tazminatı gecikme tazminatı ve Ecri misil bedeli adı altında herhangi bir bedel ödenmediğini, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ecrimisil bedeli ödenmesi için dava açıldığı, anılı mahkemece davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiğini, uyuşmazlığın nispi ticari dava niteliğinde olması ve Asliye Ticaret Mahkemesi görev alınanda olması nedeniyle iş bu davanın ikame edildiğini beyanla şimdilik 20.000 TL faizi ile birlikte belirsiz alacak davası olarak kira kaybı, kira tazminatı, gecikme tazminatı veya ecrimisil bedeli ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada müvekkilinin hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu iddiaların muhatapları olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın görevsiz mahkemede açıldığını ve öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca yetkili mahkemenin de … Mahkemeleri olduğunu, davacının davasının ve taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkile karşı husumet ileri sürülemeyeceğini, dava dilekçesinde söz edilen bir takım kesinleşmemiş mahkeme kararlarının gerek görev yönünden gerek davanın esası yönünden aleyhe emsal olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığını, davanın muhattabının SGK olduğunun bilinmesine ve kabul edilmesine rağmen ihtarnamenin de dava dışı SGK’ya gönderilmiş olmasına rağmen müvekkil şirket aleyhine dava açılmasının usule, esasa ve fiili duruma açıkça aykırı olduğunu, davanın SGK’ya ihbarının gerektiğini, müvekkil şirket yönünden temerrüdün söz konusu olmadığını beyanla davanın öncelikle husumetten, görev ve yetki yönünden, zamanaşımından, hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava Sosyal Güvenlik Kurumu’na ihbar edilmiş olup, ihbar olunan SGK vekilinin cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazlarının bulunduğunu, görevli ve yetkili Mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesinin mümkün olmadığını, dava konusunun belirlenebilir olduğunu ve davacının davasının türü ile değerini somutlaştırması gerektiğini, müvekkili kurumun taraf sıfatına haiz olmadığını, müvekkilinin taşınmazı kullanmasının hukuka uygun olmadığını, müvekkilinin taşınmazı boşaltmak yönünde bir taahhüde girmediğini, somut uyuşmazlıkta girilen tek taahhüdün … İnşaat tarafından taşınmazı satın alanlara karşı mahrum kalınan kira bedelini ödeme taahhüdü olduğunu, taşınmazın boş olarak teslim edilmemesinden doğan zararlardan müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ticari avans faizinin uygulanmasının mümkün olmadığını, talep edilen bedelin de fahiş olduğunu beyanla davanın müvekkil kurum açısından reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememizce celp edilen …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… esas sayılı dosya aslı ve …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… esas sayılı dosya örneği, … Ticaret Odası, … Tapu Müdürlüğü, … İnş.. A.Ş. yazı cevapları olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; taraflar arasındaki gayrimenkul satış sözleşmesi uyarınca davalı şirketin gayrimenkulü süresinde teslim etmediğinden bahisle açılan kira kaybı/kira tazminatı/gecikme tazminatı ve/veya ecrimisil talepleri ile açılan davanın haklı olup olmadığından ibarettir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114/1-ı maddesinde ” Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarının incelenmesini düzenleyen 115/1-2. maddesinde ise “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı vekilinin işbu davanın dayanağını oluşturan ve aynı hukuki uyuşmazlıktan kaynaklanan 05/ 09 / 2016 tarihinden itibaren fiili tahliye tarihi olan 11/06/2019 tarihine kadar olan dönem için davalı SGK’nın kiracı olduğunun ve kira bedelinin tespitini alacağı talep ettiği, mahkemece bir kira sözleşmesi olmadığı kira alacağı talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddedildiği ve kararın temyiz onamasından geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce celp edilen …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı vekilinin n 05/ 09 / 2016 tarihinden itibaren fiili tahliye tarihi olan 11/06/2019 tarihine kadar olan dönem için şimdilik 500 TL ‘nin alacağın tam olarak belirlenmesi anında artırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak ecrimisil ödenmesine karar verilmesine, ilk yıl için 05/09/2016 tarihinden başlamak üzere aylık 110.000 TL + KDV bedeli olduğuna, sonraki dönemler için de tahliye tarihine kadar her bir dönem için ayrı ayrı ecrimisil hesaplanmasını istediği anlaşılmaktadır. Dosyanın temyiz incelemesinde olduğu henüz kesinleşmediği tespit edilmiştir.
Mahkememiz işbu dosyasında ise davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebi incelendiğinde ;05/ 09 / 2016 tarihinden itibaren fiili tahliye tarihi olan 11/06/2019 tarihine kadar olan dönem için, şimdilik 20.000.-TL’nin, (müvekkilin alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere) belirsiz alacak davası olarak kira kaybı-kira tazminatı-gecikme tazminatı ve/veya Ecrimisil bedeli ödenmesine karar verilmesi, (bulunacak olan bedellere aylık her ay için kademeli en yüksek ticari avans faizi uygulanmasını), yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacı müvekkile ödenmesi şeklinde açıkladığı görülmüştür. Akabinde davacı vekiline ön inceleme celsesinde netice-i talebini açıklamak üzere kesin süre verilmiştir. Davacı vekili 02/10/2022 tarihli dilekçesi ile netice-i talebini; 05/ 09 / 2016 tarihinden itibaren fiili tahliye tarihi olan 11/06/2019 tarihine kadar olan dönem için, şimdilik 20.000.-TL’nin, (müvekkilin alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere) belirsiz alacak davası olarak kira kaybı-kira tazminatı-gecikme tazminatı ve/veya Ecrimisil bedeli ödenmesine karar verilmesi, (bulunacak olan bedellere aylık her ay için kademeli en yüksek ticari avans faizi uygulanmasını), yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacı müvekkile ödenmesi ve neticede hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu şeklinde açıkladığı görülmüştür.
Yukarıda anılan kanuni düzenlemeler ve yapılan açıklamalar ışığında mahkememiz tarafından yapılan değerlendirmede; davacının açtığı her üç dava ayrıntılı olarak incelendiğinde aslında davacının satın almış olduğu gayrimenkulün şartnameye göre teslim edilmesi gereken zamanda teslim edilmemesi nedeniyle 05/ 09 / 2016 tarihinden itibaren fiili tahliye tarihi olan 11/06/2019 tarihine kadar olan dönem için bir zararı doğduğu iddiasında olduğu ve bu zararın karşılanmasını istediği anlaşılmaktadır. Bu talebinin ise kira, ecrimisil ya da gecikme tazminatı olup olmadığı hususunda belirlilik olmadığı, her bir kalem alacak farklı mahkemelerde farklı tahkikat sürecini gerektirmektedir. Keza davaların aynı olup olmadığı hususunda sağlıklı bir değerlendirme için de netice-i talebin açıkça ifade edilmesi gerekmektedir ki bu husus HMK 119/1-ğ. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre davacıya netice-i talebini açıklamak üzere kanuni süre verilmiştir. Bunun üzerine davacı vekilinin verdiği beyan incelendiğinde dava dilekçesini tekrarla yetinmiş ve nitelendirmeyi mahkemeye bırakmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan nitelendirmede; …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyasında talep edilen ve karara bağlanan talep ile işbu talebin aynı olduğu burada verilecek karar ile davacının talebinin karşılanacağı zaten işbu davanın dava dilekçesinin 8. Sayfasında V. Bölümünde açıkça “… . Asliye Hukuk Mahkemesinde haksız kullanan SGK aleyhine ecrimisil talebi kabul edilip kesinleştiğinde işbu dava konusu ile ilgili zararlarımız, alacaklarımız karşılanmış olacağından mahkemenizde açılan davanın hukuki sebebi ortadan kalkmış olacaktır. Tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek adına …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği” beyan edilmiştir. Yine devamında “…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyasında ecrimisil talebimiz reddedilirse alacağımızın zaman aşımına uğrama tehlikesi mevcut olduğundan işbu davayı açmakta hukuki yarar vardır” ifadelerine yer verildiği görülmüştür. Bizzat davacı tarafından ifade edildiği üzere daha önce açılan bir davada verilecek karar işbu davanın konusunu ortadan kaldıracaktır yani davaların aynı talebe ilişkin olduğu hususu tereddüde mahal vermeyecek şekilde açıktır.
Açıklanan nedenlerle tarafları, konusu ve netice-i talebi aynı olan …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı dosyasının halen görülmekte olduğu ve işbu dava dosyası ile derdest olduğu anlaşılmış olduğundan açılan davanın HMK 114/1-ı maddesi gereğince derdestlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın derdestlik nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile arda kalan 260,85 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 9.200 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.560 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2022

Katip … Hakim …
e-imza e-imza