Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/154 E. 2023/467 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/154 Esas
KARAR NO : 2023/467
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … San. ve Tic. A.Ş.’den … marka televizyonu satın aldıklarını, ancak satış konusu televizyon çok büyük olduğu için kutunun müvekili tarafından teslim anında açılması ve televizyonun ayıplı olup olmadığının kontrol edilmesi mümkün olmadığını, dava dışı … firmasının çalışanları 29.11.2021 tarihinde televizyonu kurmak için müvekkili adresine geldiğini ve televizyon kurulum için TV’yi kutusundan çıkarıldığı esnada televizyonun ekran panelinin hasarlı olduğu belirtmiştir. Davalı satıcı firma … A.Ş. ile Whatsapp mesajlaşması uygulaması üzerinden bildirimde bulunmasına ve noter kanalı ile ihtarname çekmesine rağmen herhangi bir sonuç almadığından dava konusu ayıplı LCD televizyonun ayıpsız benzeriyle değiştirilmesini talep ettiği, dava konusu televizyon ve kutusu üzerinde taraf vekillerinin katılımı ile yerinde inceleme icra edilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme yapılmasını ve dava konusu ayıplı LCD televizyonun ayıpsız benzeriyle değiştirilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketten 24.11.2021 tarihinde … marka … ” model televizyon satın alındığını, davacı tarafından ürünün hasarlı olarak teslim edildiği iddiaları ile huzurdaki dava hukuka aykırı açıldığını, davacı yan, ürünün 26.11.2021 tarihinde teslim aldığını ve kargo teslimatını yapan … Kargo firması çalışanının ürünü tek başına taşıdığını beyan ettiğini, müvekkil şirket uyuşmazlık konusu ürünün yalnızca satıcısı konumunda olup herhangi bir teslimat hizmeti vermediğini, ürün karşı yana … A.Ş. aracılığıyla gönderildiğini, ürün müvekkil şirket tarafından kargo firmasına sağlam bir şekilde teslim edildiğini, karşı yanın dava dilekçesi ekinde sunduğu beyanıyla ürün taşımasının gerektiği gibi ifa edilmediği anlaşılmaktadır. Karşı yan tarafından “…Satış konusu televizyon çok büyük olduğu için kutunun … tarafından teslim anında açılması ve televizyonun ayıplı olup olmadığının kontrol edilmesi mümkün olmamıştır.” şeklinde beyan edildiğini, davacının kargo firması ile birlikte tutanak tutması gerekmekte ve üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli idi. Ön Bilgilendirme Formu’nun 4.14. maddesinde “Kutusu veya kendisi hasarlı olan, içeriği eksik olduğu iddia edilen ürünlerin teslim alınması durumunda içindeki ürünlerin hasarından veya eksikliğinden sorumluluğumuz bulunmamaktadır.” bilgilendirmesi yer almaktadır. Buna rağmen davacı paketteki bu hasarı görmezden gelerek sorumluluğu müvekkil şirkete yüklemektedir. Eğer bir hasar varsa dahi karşı yan belirttiği üzere kargo teslimi sırasında bunu kabul ettiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 208.maddesinin 3.fıkrası “Satıcı alıcının isteği üzerine satılanı ifa yerinden başka bir yere gönderirse, yarar ve hasar, satılanın taşıyıcıya teslim edildiği anda alıcıya geçer.” şeklinde olup somut olayda davacının internet üzerinden alışveriş yapması, mağazadan teslim alma seçeneği yerine kargo ile adresine teslimat seçeneğini seçmesi birlikte dikkate alındığından yarar ve hasarın taşıyıcı firmaya teslim anında alıcıya geçtiğinin kabulü gerekir. Yukarıda da aktarıldığı üzere, eğer bir hasar varsa bunun taşıma firmasından kaynaklandığı açıktır. Bu nedenle de davacının talepleri satıcı olan müvekkil şirkete yöneltmesi hukuka aykırı olduğunu, davacı yan tarafından cihazın ayıplı olduğu iddia edildiği, Türk Ticaret Kanunu’nun 23. Maddesinin 1-c bendi:
“Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” hükmünü düzenlendiğini, madde hükmü açık biçimde, alıcıya gözden geçirme ve inceleme külfeti yüklemiştir. Madde uyarınca Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesine başvurulması için, malın teslim alındıktan sonra sekiz gün içinde incelenmiş olması, bu inceleme sonucunda herhangi bir ayıp bulunmaması, ayıbın kullanımla birlikte sonraki bir dönemde ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Bununla birlikte, Türk Ticaret Kanunu uyarınca açık ayıplar için iki, gizli ayıplar için ise sekiz günlük olan yasal süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunulmalıdır. Bu hak düşürücü sürelere tabi muayene külfetini yerine getirmeyen alıcının ayıba bağlı hakları da ortadan kalkmaktadır. Ancak karşı yan tarafından işbu ihbar sürelerine uyulmadığı açıktır. Dolayısıyla karşı yanın ayıba bağlı haklarını kullanamayacağı yönünde olduğunu, davacı taraf, hukuki dayanaktan yoksun iddiaları huzurdaki davayı ikame etmiştir. Bu durumda davacının hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı hareket ettiğini beyanla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
DELİLLER:
… Sitesi Parsel Yöneticiliğine müzekkere yazılmış olup, M Blok 10 numaralı daireye teslimi yapılan televizyon ile ilgili kamera görüntülerini içerir CD dosyamız arasına alınmıştır.
… ATM’nin 2022/… Değişik iş sayılı dosya sureti dosyamız arasına alınmıştır.
Elektrik-Elektronik Yük. Müh. Bilirkişi … tarafından hazırlanan 06/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ile 19/06/2023 tarihli ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce, dosya resen seçilen elektrik elektronik mühendisi bilirkişiye tevdii ile, dava konusu televizyon ve kutusu üzerinde taraf vekillerinin katılımı ile yerinde inceleme icra edilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda inceleme yapılarak fotoğraflı, ayrıntılı, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu düzenlenmesi istenilmiş ve konuya ilişkin Elektrik-Elektronik Yük. Müh. bilirkişi … tarafından hazırlanan 06/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ile 19/06/2023 bilirkişi ek raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Elektrik-Elektronik Yük. Müh. bilirkişi … 06/10/2022 tarihli raporunda özetle;
” Yukarıda detaylı olarak izah edildiği üzere … marka 75 ekran, … model cihaz üzerinde yapılan fiziki gözlem ve incelemeler neticesinde; cihazın üretim kaynaklı ayıplı olmadığı, kullanıcı kaynaklı olmayacak taşıma esnasında üzerine muhtemelen ağırlık konulması (Dış camı kırmaz ama iç kısımda hasar meydana getirir) veya anlaşılmaktadır. Teknik servis formu ve … Atm 2022-… D.iş Bilirkişi Raporu da benzer tespitlerde bulunmuş ve yapmış olduğumuz incelemedeki bulgular birbiri ile örtüşmektedir. Bu hasarın giderilmesi için TV ekran panelinin tamamen değişiminin yapılması gerekmektedir. Bunun tamir maliyeti ise yaklaşık olarak yeni cihaz bedeline yakındır. Dolaysıyla parça değişiminin fayda/maliyet oranına katkısı olmayacağından yeni cihaz ile değişiminin veya ücret iadesinin yapılması gerekmektedir. Bu hasarın meydana gelmesinin kutusundan çıkarılmadan önce gerçekleştiği anlaşıldığından kullanıcı kaynaklı bir hasarın oluştuğundan bahsedilemez.” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Elektrik-Elektronik Yük. Müh. bilirkişi … 19/06/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök rapordaki değerlendirmelerimde herhangi bir değişiklik olmamakla birlikte servis raporunda da belirtildiği üzere “Kargo Taşıma Hatası” ile hasar aldığı, bu hasarın meydana gelmesinin kutusundan çıkarılmadan önce gerçekleştiği anlaşıldığından kullanıcı kaynaklı bir hasarın oluştuğundan bahsedilemez.” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizde görülmekte olan dava; davacı tarafından 24.11.2021 tarihinde satın alınan televizyonun kırık teslim edildiği ve ayıplı olduğundan bahisle televizyonun ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.
Dava konusu olayda davacı davalının ayıptan doğan sorumluluğunun söz konusu olduğu ileri sürülmektedir.
Satıcının ayıptan doğan sorumluluğu bakımından gerçekleşmesi gereken şartlar doğrultusunda somut olayın incelenmesi:
Ayıp, sözleşme konusu malın sahip olduğu vasıfların, malın lüzumlu veya vaad edilen niteliklerinden olumsuz yönde sapmasını ifade eder. Türk Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun doğması için aşağıdaki şartların somut olayda gerçekleşmesi şarttır:
a) Satılan ayıplı olmalıdır: TBK md.219/f.1’e göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Ayıp, maddi veya hukuki ayıp niteliğinde olabileceği gibi; açık ya da gizli ayıp şeklinde de ortaya çıkabilir. Bu açıdan açık ayıp, teslimde gözden geçirme ile anlaşılabilecek nitelikteki ayıplardır. Gizli ayıp ise teslimde gözden geçirme ile anlaşılamayacak nitelikte zamanla veya kullanmayla ortaya çıkan ayıplardır. Bilirkişinin teknik incelemesi uyarınca, somut olaydaki ayıp, maddi ve gizli ayıp niteliğindedir.
b) Ayıp, hasarın geçişinden önce var olmalıdır. TBK md.208 uyarınca hasar, taşınırlarda zilyetliğinde devriyle birlikte alıcıya geçer; dolayısıyla zilyetliğin devrinden sonra satılanda meydana gelen hasara malik katlanmalıdır. Satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun doğması bakımından, ayıbın hasarın geçişinden önce var olması şarttır. Bilirkişinin teknik incelemesi uyarınca davaya konu televizyondaki hasarın gizli ayıp vasfında bulunduğu ve taşıma sırasında oluştuğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.4 maddesinde ise ” Satıcı sözleşme konusu ürünün sağlam eksiksiz, siparişteki niteliklere uygun teslim edilmesinden sorumludur.” ibaresi yer almaktadır. Bu durumda tarafların iradesiyle kararlaştırıldığı üzere malın davacıya teslimine kadarki süreçte davacının sorumluluğu devam etmektedir. Açıklanan nedenlerle ayıbın malın davacıya tesliminden önce gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir.
c) Alıcı, satış konusundaki ayıları sözleşme kurulurken bilmiyor olmalı veya bilmesi de gerekmemelidir. (TBK m.222). Somut olayda, ayıbın satış sonrası taşıma esnasında gerçekleştiği yani sözleşme kurulduktan sonra meydana geldiği ihtilafsızdır.
d) Satıcının ayıptan doğan sorumluluğunu sınırlayan bir anlaşma olmamalıdır. Somut olayda satıcının sorumsuzluğunu düzenleyen bir sözleşme hükme rastlanmamıştır.
e) Gözden geçirme ve bildirim külfetinin yerine getirilmesi gerekmektedir: Alıcı, satılanı teslim alınca gözden geçirmeli; gözden geçirme sonucunda gördüğü veya sonradan meydana çıkan ayıpları satıcıya bildirmelidir. Ticari satışlarda, TTK m.23/1 c çerçevesinde alıcı malı incelemeli veya inceletmeli ve teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde, olağan bir inceleme ile ortaya çıkabilecek açık ayıplarda ise 8 gün içinde ayıbı bildirmelidir (Bu konudaki tartışmalar için bkz. Berk Kapancı, Satış Hukukunda Ayıptan Doğan Sorumluluk ve Sözleşmesel Garanti Taahhütleri, On İki levha Yayıncılık, İstanbul 2012, s.39 vd.; Nafiye Yücedağ, Yenisi ile Değiştirme Hakkı, İstanbul, s.130; Alper Gümüş, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, C.I, İstanbul 2012, s.106). Ticari satışlarda gizli ayıp bakımından Türk Borçlar Kanunu’na atıf yapılmaktadır. TBK m.223/f.2 c.3 uyarınca gizli ayıplar hemen satıcıya bildirilmelidir; aksi halde satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Yargıtay’a göre, TTK m.25/f.3’teki ayıp, açık ayıp ve basit bir muayene sonucu anlaşılan ayıp niteliğinde ise 2 ve 8 günlük süreler içinde ayıp ihbarı yapılması, diğer hallerde TBK’nın uygulanması gerekir. (Y.11.HD. 2020/5083 E., 2021/5398 K., 30.06.2021 T. (Kazancı İçtihat Bankası).
TBK m.223/f.2 uyarınca gizli ayıplarda gözden geçirme külfeti bulunmamakta ve alıcının bu tür ayıbın bulunduğunu sonradan anladığında bunu kural olarak hemen bildirmesi gerekmektedir. Bildirim, bilgi açıklaması mahiyetinde olup herhangi bir şekle tabi değildir. Bununla birlikte satıcı ağır kusurlu ise veya satıcılığı meslek edinmiş kimselerin bilmesi gereken ayıplar varsa ayıbın satıcıya süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz (TBK m.225).
Somut olayda teknik bilirkişinin yaptığı incelemede, “alıcı tarafından tespit edilebilir nitelikte olmadığı, ancak cihazın çalıştırılması suretiyle anlaşılabileceği bildirilmiştir. Davacı tarafından davaya konu mal 26/11/2021 tarihinde teslim alınmış, kutusu 29/11/2021’de açılmış ve aynı gün davacıya telefonla, 02/12/2021 tarihinde ise whatssaptan bildirmiş ve 03/12/2021 tarihinde de ihtarname çekilmiştir. Görüldüğü üzere davacı TTK 23/1-c ve TBK 223. maddeleri gereği ihbar süresine uymuştur.
Ayıba Karşı Tekeffül Sorumluluğunun Gerçekleşmesi Halinde Alıcının Hakları:
Satıcının ayıptan doğan sorumluluğuna ilişkin yukarıda sayılan koşulların somut olayda gerçekleştiğine kanaat getirilmesi halinde, alıcının seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, satış bedelinin indirilmesi, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi, satılanın onarılması ve tazminat talep hakkıdır (TBK m.227).
Somut olayda davacı, satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirme hakkını kullandığını beyan etmiş, yenilik doğuran hakkını kullanmıştır. Değiştirme isteğinde bulunulan satıcı, alıcının istediğini yerine getirmediği takdirde alıcı, TBK m.125 uyarınca sözleşmeden dönme veya ifadan vazgeçerek olumlu zararın tazmin edilmesini talep edebilecektir. (Cevdet Yavuz, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2021, s.109).
Satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirme hakkının kullanılması bakımından aranan tek sınır, ayıplı satılanın ayıpsızıyla değiştirilebilmesinin mümkün olmasıdır (TBK m.227 f.1 b.4). Bu hak bakımından da TBK m.228-229’daki sınırlamaların uygulanabileceği öğretide kabul edilmektedir. Bunun nedeni ise, yenisi ile değiştirme hakkının sözleşmeden dönme hakkına yakın bir hak olarak kabul edilmesidir (Yücedağ, s.227). Bu sebeple örneğin, alıcıya yüklenebilen bir sebep yüzünden satılan yok olmuşsa, alıcı tarafından değiştirilmişse ya da başkalarına devredilmişse bu seçimlik hakkın kullanılamayacağı, hâkimin, değiştirme talebine rağmen alıcının bir başka seçimlik hakkını kullanmasına karar verebileceği öğretide kabul edilmektedir. (Yavuz, s.89, 109; Yücedağ, 227). Somut olayda ise alıcının seçimlik hakkın kullanmasının tabi olduğu bu sınırlamalar bulunmamaktadır.
Sayın Mahkeme, satıcının ayıptan doğan sorumluluğunun gerçekleştiği kanaatine varması halinde alıcı, TBK md.227 çerçevesinde seçimlik hakkını kullanabilecektir. Nitekim yukarıda belirtilen ihtarname, alıcının ayıptan doğan seçimlik haklarından misli ile değiştirme hakkını kullandığına dair irade beyanını içermektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının, davalıdan televizyon satın almış olduğu ancak ürünün davacıya hasarlı tespit edildiği bu nedenle davacının ayıpsız misli ile değişiminin tespit edildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; üretimden ya da taşımadan kaynaklanan bir ayıp bulunup bulunmadığı, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, ihbar ve muayene yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği, ayıbın niteliği dikkate alındığında TBK gereğince ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin hakkaniyete uygun olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Somut olayda alınan kök ve ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; televizyonun davacıya teslimi için taşındığı esnada meydana gelen hata sonucu hasar aldığı, servis formunda bu durumun “kargo taşıma hatası” ibaresiyle belirtildiği, ayıbın ancak cihazın çalıştırılması sonucu anlaşılabilecek gizli ayıp niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 4.4 maddesinde de mal teslim edilene kadar sorumluluğun davalı yanda alda olduğu kararlaştırılmıştır. Bu nedenle dava konusu ayıptan davalı sorumludur. Yine yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafından ihbar sorumluluğu zamanında yerine getirilmiştir. Meydana gelen hasarın televizyonun ekranında oluştuğu bu haliyle televizyondan beklenen faydanın sağlanmayacağı da açıktır. Bu nedenle davacının cihazın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini istemesinin de hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Tüm bu gerekçeler ışığında T.B.K’nın 227/1-4 maddesi gereğince davacının davasının kabulü ile davaya konu televizyonun aynı nitelikte ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile; davacı tarafça davalıdan alınan dava konusu … … televizyon davalıya iade edilerek televizyonun ayıpsız misli ile değiştirilmesine, televizyonun ayıpsız misli ile değişiminin mümkün olmaması halinde İİK’nın 24. maddesinin uygulanmasına, dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davacı tarafça davalıdan alınan dava konusu … DAHİLİ UYDU ALICILI televizyon davalıya iade edilerek televizyonun AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİNE,
2-Televizyonun ayıpsız misli ile değişiminin mümkün olmaması halinde İİK’nın 24. maddesinin uygulanmasına,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.045,82 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 511,46TL’nin mahsubu ile bakiye 1.534,36 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 2.045,81TL peşin harç ve 80,70TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.126,51TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.130,75TL (bilirkişi ücreti, tebligat v.s.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.600-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır