Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/131 E. 2023/313 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/131 Esas
KARAR NO:2023/313

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:25/02/2022
KARAR TARİHİ :20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; 20/03/2017 tarihinde … ilçesi … Mah. Mevkii D:230-04/24 900 kilometresinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüs ile … ilçesi istikametinden, … … İlçesi istikametine seyir halindeyken karşı yönden gelen sürücü …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı çekiciye takılı … plakalı tomruk yüklü dorse ile çarpıştığını, çarpışmanın etkisi ile dorsenin, yolun sağ tarafında bulunan çelik bariyerlere de çarparak yine yolun sağ tarafında bulunan şev kısmı üzerinde durduğunu , … plakalı çekicinin gidiş istikametine göre yolun sağ tarafındaki banket üzerinde durduğunu ve çarpmanın etkisiyle çekiciye takılı … plakalı dorsede yüklü olan tomrukların yolun her iki tarafına savrularak düştüğünü, yola düşen tomruklara … ilçesi istikametinden … İlçesi istikametine seyir halinde olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarparak ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada … plakalı araçta yolcu olan müvekkilin murisi olan … vefa ettiğini, müvekkilinin ölen … in babası olup oğlunun ölümü ile desteğinden yoksun kaldığını, kaza ile ilgili ağır cezada dava açıldığını, yargılamada … plakalı araç sürücüsü …, … plakalı çekici sürücüsü … nün kusurlu bulunduğunu, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise bir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin murisi … plakalı araçta yolcu olup herhangi bir kusuru bulunmadığını, … plaka sayılı çekicinin davalı Sigorta Şirketi Nezdinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi bulunduğunu, davalı sigorta şirketine tazminat için başvuruda bulunduklarını ancak Davalı Sigorta Şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını beyanla 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacı usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulen reddi gerektiğini, ANAYASA MAHKEMESİ’NİN 17.07.2020 tarihli kararı ile iptal edilen maddelerin işbu uyuşmazlık bakımından dikkate alınmaması gerektiğini, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın ATKya gönderilmesi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere tazminat hesaplamasının zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarına uygun olarak yapılması gerektiğini, vefat ya da sakatlık nedeniyle tazminatın peşin ödendiğini, progresif rant yöntemi ile uygulanan %10 artırım ve %10 iskonto uygulanarak yapılan hesaplama reelde %0 iskonto sonucuna ulaşıldığını, ülkenin finansal göstergeleri doğrultusunda hesaplanan tazminattan bir iskonto uygulanması gerektiğini, mevcut yasalar çerçevesinde iskonto yalnızca aktüeryal yöntemin ve %1,8 teknik faizin uygulanması ile mümkün olabileceğini, progresif rant yöntemi ve %10 artırım %10 iskonto uygulanması ise yalnızca yargıtay içtihatlarına dayanmakta olup, herhangi bir yasal dayanağı olmadığını, tazminat ödemesi peşin yapılmakta olduğundan iskontoya tabi tutulması gerektiğini, dava konusu kazanın iş kazası olması halinde sgk tarafından yapılan veya yapılacak peşin sermaye değeri ödemesinin rücuya tabi tutarının hesaplanacak tazminattan tenzili gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere müvekkili şirketin söz konusu zarardan azami olarak kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davacı tarafından, sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun usulen ispat edilmesi gerektiğini, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinin ancak gerçek ve doğrudan olan zarar kalemleri için teminat verdiğini, müteveffanın müterafik kusuru söz konusu olduğundan kabul manasında olmamak üzere yapılacak hesaplama sonucunda belirlenecek tazminattan makul oranda indirim yapılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, başvuru usulüne uygun kabul edilse dahi faiz başlangıç tarihinin yasa hükmü ve içtihatlar gereğince başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olması gerektiği sabit olmakla, davacının talep ettiği faiz taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafça usulüne uygun ve eksiksiz bir başvuru yapılmadiğini, temerrüdün gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğinden; faiz talebinin de tümden reddi, aksi takdirde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; 20.03.2017 tarihinde meydana gelen kazada davacının desteğinin vefat ettiğinden bahisle destekten yoksunluk maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce deliller toplanarak kusur ve hesaplama hususlarında bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda ;” 1. Otobüs sürücüsü …’in %75 (yüzde yetmişbeş) oranıda asli kusurlu olduğu, 2. Çekici sürücüsü …’nün %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu , 3. … plakalı araç sürücüsü …’a atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, 4. Davalı tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı araç sürücüsü …’nün %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre bu olay sonucu vefat eden …’in geride kalan hak sahiplerinden; a)Davacı baba …’in destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının = 25.307,97 TL. Olduğu, b)Davacının maddi zararının poliçe limitleri içinde kaldığı, c)Başvuru tarihine göre temerrüdün 20.01.2022 tarihinde gerçekleşmiş olacağı, d)Dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği,” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili talep arttırım dilekçesi ile ; davacı … için talep etmiş olduğu 100 TL destekten yoksun kalma tazminatını 25.207,97 TL arttırmak suretiyle 25.307,97 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacının desteği olan …’in 20.03.2017 tarihinde davalı sigortanın ZMMS ile sigortaladığı … plakalı aracın karıştığı kaza sonucu vefat ettiği, davacının mütevaffanın babası olduğu, mahkememizce alınan ve … plakalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğu CBS dosyası ile de uyumlu bilirkişi raporunda davalı sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, yolcu olan müteveffanın bir kusuru bulunmadığı, bu kusur oranı üzerinden aktüer hesaplama yapıldığı ve davacı tarafça da bir itirazda bulunulmadığı, davalı tarafça itirazda bulunulsa da olayın iş kazası ile alakalı olmadığı ve cenaze/defin masraflarının dava konusu olmadığı, yine itirazların yeni bir hesaplamayı gerektirmediği, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası geliştirilen içtihatlar uyarınca hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak, %10 arttırım/indirim yapılması ile sonuca ulaşılması gerektiği ve anılan aktüer bilirkişi raporunun da bu şekilde hazırlanmış olduğu, raporda davacının muhtemel destekten yoksunluk zararının 25.307,97-TL olarak belirlendiği, yine hesaplanan tazminatın ZMMS poliçe limitini aşmadığı görülmekle davanın kabulüne ve 25.307,97-TL nin temerrüt tarihi olan 20.01.2022 tarihinden itibaren talep edildiği üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiliyle davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
25.307,97-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 20.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.728,79 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 150,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.578,09 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 2.046,5 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
6- Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvuru harcı, 80,70 TL peşin harç ve 70,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 231,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Devletçe karşılanan 1.560 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır