Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/107 E. 2022/435 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/107 Esas
KARAR NO : 2022/435
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … nezdinde … sicil numarası ile kayıtlı … A.Ş.’de %46,74 oranında azınlık pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 2020 yılına ilişkin olağan genel kurulunun 17/11/2021’de icra edildiğini, davalı şirketin hakim hissedarı … …’ın, babası … …’ın vefatı sonrası, müvekkili ile eşit hisseye sahip iken bir kısım hisse manipülasyonları ile şirkette hakim hissedarı konumuna geçtiğini, davalı şirket ve müvekkili aleyhine faaliyetler içine girdiğini, şirket ile ilgili sadece bilanço/kar/zarar yıllık cetvelleri dışında bilgi paylaşmadığını, şirketin sahip olduğu değerli arazi ile ilgili olarak … ile süre gelen imar sorununa ilişkin dava konusunda bile bilgi vermediğini, 2017 mali yılına ilişkin Genel Kurul’da yaşanan olaylar nedeniyle … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… sayılı dosyası ile Genel Kurul’un butlanı ve alınan tüm kararların iptalinn talep edildiğini, 04/04/2018 tarihli 2017 yılına ait Olağan Genel Kurulunda alınan 3, 4, 6 ve 8 nolu kararlarının iptaline karar verildiğini, 2018 mali yılına ilişkin olarak 2019 yılında yapılan Olağan Genel Kurul’da yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmediğini, TTK’nun 395. ve 396. maddeleri çerçevesinde herhangi bir şekilde muvafakat verilmemesine rağmen ibra edilmeyen yönetim kurulu üyelerinin yönetimde faaliyet göstermeye devam ettiklerini, bu kişilerin şirketle bilfiil işlem yapmakta ve haksız rekabet konusu olguların söz konusu olduğunu, haksız rekabetin boyutu ve işlem yasağının ne derece ihlal edildiğinin saptanamadığını, davalı şirket, son derece kârlılık yaratan yavru şirketi olan … A.Ş.’nde önemli hissedar iken, ibra edilmeyen hakim hissedar … kararı ile sermaye artırımlarına kasıtlı olarak katılmayarak, kendi lehine ve davalı şirket aleyhine ortaklık hisselerinin büyük çoğunluğuna sahip olduğunu, yapılan hisse manipülasyonu ve sermaye operasyonları ile her iki şirkette hakim hissedar pozisyonunda bulunan … ile diğer yönetim kurulu üyeleri aleyhine örtülü kazanç temini ve davalı … zarara uğratmış olmaları nedenlerine dayalı olarak … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/ … E. Sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, davalı şirketin …’un en eski … benzin istasyonu olduğunu, ana dağıtıcı … A.Ş. için şerefiyesi en yüksek konumda … benzin istasyonu olduğunu, alınan bilgiye göre davalı şirketin istasyonun faaliyetlerini durduğunu, 20’nin üzerinde çalışanını işten çıkardığını, müvekkilinin bu konuda bilgilendirilmediğini, olaylar ve davalar silsilesi ışığında 2020 mali yılına ilişkin Olağan Genel Kurulun toplandığını, müvekkilinin toplantıya katıldığını, muhalefet şerhini tutanağa geçirdiğini beyanla davalı şirketin 17/11/2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan 3,4 ve 6 numaralı kararların iptaline, yönetim kuruluna seçilmiş kişilerin şirketle işlem yasağının ve şirketle rekabet yasağının ihlalinin tespiti ile yönetim kurulunun görevden el çektirilerek, şirket yönetimine kayyum tayin edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı davada genel kurul kararlarının iptalini ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun tespitini talep edemeyeceğini, talepler arasında bir bağlantı olmadığını, davacının yönetim kurulu üyelerinin rekabet yasağını ihlalinin ve sorumluluğunun tespiti ve davalı şirkete kayyım atanması taleplerinin dosyadan tefrik edilerek dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin iddia ve ithamların şirkete değil, yönetim kurulu üyelerine yöneltilmesi gerektiğini, davacının yönetim kurulu üyelerinden iddia ettiği hukuka aykırı işlemleri nedeniyle herhangi bir tazminat talebi bulunmaksızın salt tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı, müvekkili şirketin yönetim kurulu üyelerine karşı … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı davasıyla sorumluluk davası açmış olup bu davanın halen derdest olduğunu, bu nedenle derdestlik nedeniyle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, anonim şirketlerin sermaye şirketi olması ilkesi karşısında yöneticilerini ancak genel kurulun görevden alabileceğini, hissedarların yönetim kurulu üyelerinin azlini talep etme hakkının kanunda tanımlanmadığını, limited şirket müdürlerinin görevden alınmasına ilişkin TTK 630/2 düzenlemesinin, anonim şirketler için söz konusu olmadığını, davacının iptalini istediği genel kurul kararlarının 3. maddesi finansal tabloların onayına, 4. maddesi kar dağıtımına ve 6. maddesinin yönetim kurulu seçimine ilişkin olduğunu, davacıya 05/10/2021 tarihli ilk oturumdan önce yasal süre içinde genel kurul toplantı daveti yapılmış ve davacının talebi üzerine, TTK’nın 437. madde hükmü çerçevesinde hesap verme ve dürüstlük ilkeleri dahilinde 29/09/2021 tarihinde bir yönetim kurulu üyesi ve cevap vermeye yetkin bir şirket çalışanı tahsis edilerek yönetim kurulu faaliyet raporu, gelir tablosu ve bilançosu ile kâr zarar tablosunun davacıya teslim edildiğini, genel kurul toplantısının davacının talebi üzerine TTK’nın 420. maddesi dahilinde ertelenerek 17/11/2021 tarihinde bakanlık temsilcisinin nezaretiyle gerçekleştirildiğini, davacının, genel kurul toplantısında alınan kararlara karşı TTK’nın 446. maddesi çerçevesinde dava açma hakkı bulunmadığını, gündemin 3. maddesi ile ilgili olarak herhangi bir muhalefet veya itirazda bulunmadığını, gündemin 4. ve6. maddesi ile ilgili olarak olumlu oy kullandığını, davacının bu davayı açmakta kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davacı tarafından teminat yatırılmasını talep ettiklerini beyanla davanın esastan reddine, yargılama giderleri yanında davacı davasını kötüniyetle açtığından HMK’nın 329. maddesi gereğince müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı akdi vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacıya disiplin para cezası uygulanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK’nın 445. maddesi hükmüne dayalı olarak davalı şirketin genel kurulunca 17/11/2021 tarihli, 2020 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında alınan 3, 4 ve 6 nolu kararların iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce 16/06/2022 tarihli duruşmada, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yasağını ihlal edip etmediklerinin ve haksız rekabetlerinin tespiti ile görevden el çektirilmeleri ve davalı şirkete kayyım atanarak yönetiminin kayyıma devredilmesi taleplerinin bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesi hükmü uyarınca; toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu, kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, genel kurul kararlarının iptali davası açabilirler. 446. maddesi hükmü uyarınca davanın, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açılması gerekmektedir.
Dava, 15/02/2022 tarihinde açılmış olup, 6102 Sayılı TTK’nın 445. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki 3 aylık süre içinde açıldığı kabul edilmiştir. Davalı şirketin dava tarihi itibariyle merkezinin … Mahallesi, … Caddesi, No: … , Fatih/…’da bulunduğu ve Mahkememizin yargı yetkisi içerisinde kaldığı saptandığından, uyuşmazlığın çözümünde mahkememiz kesin yetkilidir. Davalı şirketin 2020 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde; davaya konu ve iptali istenen kararların ayrı ayrı görüşülerek oylandığı, davacı temsilcisinin gündemin; finansal raporların okunması, müzakeresi ve tasdikine ilişkin 3 nolu maddesine olumsuz oy kullandığı ancak muhalefetini toplantı tutanağına geçirtmediği, 2020 yılı dönem karının kullanımına ilişkin 4. maddesi ve yönetim kurulu üyelerinin ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi hakların belirlenmesine dair 6. maddesine ise olumsuz oy kullanmadığı, her iki kararın oybirliği ile alındığı, davacının dava dilekçesinde çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini de iddia etmediği, bu şekilde TTK’nın 446. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptalini talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine, iptali istenen gündem maddeleri ile ilgili esastan değerlendirme yapılmadığı ve davacının davayı açmakta kötü niyetli olduğu yönünde Mahkememizde kanaat oluşmadığından, davalının özel vekalet ücretinin davacı tarafından ödenmesi ve davacı hakkında disiplin para cezasına karar verilmesi taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin özel vekalet ücreti ile disiplin para cezasına karar verilmesi talebinin reddine,
3-Karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır