Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/98 E. 2023/118 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/98 Esas
KARAR NO : 2023/118
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Turizm’in yetkilisi ve kanuni temsilcisinin olduğunu, müvekkil ile davalı arasında 03/04/2019 -31/12/2019 tarih aralığını kapsar şekilde havalimanı taşıma sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince tarihler arasında müvekkilinin shuttle hizmetini yerine getirmesi gerektiğini ve 10.08.2019 tarihine kadar müvekkilinin shuttle hizmetini layığıyla yerine getirdiğini, daha sonra müvekkilinden havalimanı taşınma sisteminin biraz daha oturması için, sözlü olarak 2020 yılının başına kadar çalışmaya ara vermesi ve cezai bir işlem yerine getirilmemesinin talep edildiğini, bu nedenle en son ağustos ayında 10 günlük fatura kesildiğini, 2020 yılında ise davalı tarafından shuttle servis hizmetinin tekrar uygulanmayacağının bildirildiğini, 10.08.2019 tarihinde geçerli bir neden belirtmeden sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 12. Maddesi gereğince 143 günlük erken tahliye bedeli (günlük 840,00 TL + KDV) şeklinde 130.930,80 TL fatura edildiğini, ancak davalı şirket tarafından ödenmediğini, davalının sözleşme gereği üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, taraflarınca sözleşmeye konu edimlerin yerine getirilmesi amacıyla 18.12.2019 tarihinde davalı şirkete noter aracılığı ile ihtar gönderildiğini, davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını ve müvekkili şirketin zarara uğradığını beyanla sözleşmeden doğan 130.930,80 TL alacaklarının 30/12/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin süresi dışında verdiği cevap dilekçesinde özetle; dava iddialarının hukuka ve somut gerçeklere aykırı olup kendi içinde de çeliştiğini, davacının 10/08/2019 – 31/12/2019 tarihleri arasında herhangi bir hizmet vermediğini kabul ve ikrar ettiğini,… nın 29/10/2018 tarihinde açıldığını ve uçuşların 01/11/2018 tarihinden itibaren yapılmaya başlandığını, davacının iddiasına göre yeni havalimanı taşıma sisteminin biraz daha oturması iddiasının olsa olsa 01/11/2018 – 07/04/2019 tarihleri arasındaki dönem için geçerli olabileceğini, dolayısıyla 2019 yılı Ağustos ayında yeni havalimanının taşıma sisteminin oturmadığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının havalimanı taşımasında kullandığı … plakalı aracın … marka bir otobüs olduğunu, aracın Karayolları Taşıma Yönetmeliği gereğince D2 belgesine sahip olmadığını, söz konusu aracın bağlanarak …’da bulunan otoparka çekildiğini, davacının sözleşmenin bitiş tarihi olan 31/12/2019 tarihine kadar da anılan yetki belge eksikliğini tamamlayamadığı için sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ifa etmediğini, dolayısıyla herhangi bir ücrete de hak kazanamadıklarını, davacının noter kanalıyla göndermiş oldukları ihtarnameye, yine noter kanalı ile cevap verdiklerini, davacının sözleşmelerden kaynaklanan taşıma işini adı geçen … plaka sayılı tek araç ile ifa ettiğini, davacının günde 12 sefer yapmasının imkansız olmasına rağmen 12 sefer yapıyormuş gibi fatura düzenlendiğini, davacının aracının bağlı olduğu döneme ait Temmuz ve Ağustos ayları için davalı otele 14.000 küsür TL’lik geçiş masrafı yansıttıklarını, bu bedele ulaşılmasının imkansız olduğunu, davanın davacının oğlu … ‘ya ihbarını talep ettiklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
… İş Mahkemesi’nin (Eski … İş Mahkemesi’nin 2019/… esas sayılı dosyası) 2021/… Esas sayılı dosyası örneği dosyamız arasına alınmıştır.
… , … Müdürlüğü, … Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü, … Vergi Dairesi, … A.Ş., Karayolları Genel Müdürlüğü Karayolları 1. ve Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü v.s. tüm yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir … , hukukçu … ve sektör bilirkişisi …marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 18/05/2022 tarihli bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı raporunda özetle;
“Davalının sözleşmeyi haklı neden olmaksızın feshettiği iddiası bakımından dosyada TTK m. 18/3 çerçevesinde yazılı belge bulunmadığı, takdirin sayın mahkemeye ait olduğu,
Davalının fesih iradesinin bulunduğu kabul edildiği takdirde ise, davacının sözleşmenin 12. Maddesine dayanarak muacceliyet cezasının ödenmesi talebinin şartlarının incelenmesi gerektiği, bunun için sözleşme süresi içinde, davacı edimlerini ifa etmeye hazır bir halde bulunmasına rağmen davalı tarafından erken tahliyenin mücbir sebep halleri bulunmaksızın gerçekleştirilmesi gerektiği, kanaatimizce erken tahliyenin gerçekleşmesi için davalının davacının edimlerini ifa etmesini arzu etmediğini kesin olarak ona bildirmesinin gerekli olduğu, oysa askıya alma iddiası ispat edilse dahi askıya almanın erken tahliye anlamına gelmeyeceği, bu durumda 12. Maddenin uygulanması bakımından erken tahliye şartının somut olayda gerçekleşmemiş olduğu, kaldı ki davacının kendi alanından kaynaklanan bir ifa engeli sebebiyle edimini yerine getiremeyecek durumda olduğu, takdir ve hukuki değerlendirmenin sayın mahkemeye ait olduğu,
Sayın mahkeme aksi kanaatte ise davacının davalıdan, 01/07/2019 tarihinde aracın bağlandığı dikkate alındığında 84 gün * 840,00 TL =70.560,00 TL KDV %18 (12.700,00 TL, Tevkifat 1/2 üzerinden 6.350,40 TL ) 76.910,40 TL alacağının olabileceği sonuçlarına varıldığı” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın raporu sunan bilirkişi heyetine tevdii ile, taraf vekillerinin rapora itirazlarının karşılanması ve celp edilen yeni belgelerin değerlendirilmesi suretiyle ek rapor düzenlenmesi istenilmiş ve konuya ilişkin 21/10/2022 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Davalının sözleşmeyi haklı neden olmaksızın feshettiği iddiası bakımından dosyada TTK m.18/3 çerçevesinde yazılı belge bulunmadığı, takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
Davalının fesih iradesinin bulunduğu kabul edildiği takdirde ise, Sayın Mahkemece tarafların yetki belgesi olmamasına rağmen davacının somut olaydaki anlaşma gereğince müşteriler tarafından ticket verileceği ve dolayısıyla D2 belgesine ihtiyaç olmadığına, davacının yapılan tespitlere göre … plakalı aracın otoparka çekildiği tarihlerde başka bir araçla hizmet verdiğine dolayısıyla borçludan kaynaklanan ifa engeli bulunmadığına ve Sözleşmenin 12.maddesindeki erken tahliye sebebiyle muacceliyet şartının gerçekleştiğine kanaat getirilmesi halinde davacının 143 gün x 840,00 TL = 120.120,00 TL + KDV % 18 (21.621,60 TL, Tevkifat ve üzerinden 10.810,80 TL) 130.930,80 TL alacağının olacağı” şeklinde mütalaada bulundukları görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizde görülmekte olan dava; taraflar arasında “Taşıma Sözleşmesi” gereğince davacı yanca erken tahliye bedeli olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12. maddesi gereğince tanzim edilen fatura bedellerinin davalıdan tahsili isteminden ibarettir.
Davacı, davalı arasında 03/04/2019 -31/12/2019 tarih aralığını kapsar şekilde havalimanı taşıma sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince tarihler arasında müvekkilinin shuttle hizmetini yerine getirmesi gerektiğini ve 10.08.2019 tarihine kadar müvekkilinin shuttle hizmetini layığıyla yerine getirdiğini, daha sonra davacıdan havalimanı taşınma sisteminin biraz daha oturması için, sözlü olarak 2020 yılının başına kadar çalışmaya ara vermesi ve cezai bir işlem yerine getirilmemesinin talep edildiğini, bu nedenle en son ağustos ayında 10 günlük fatura kesildiğini, 2020 yılında ise davalı tarafından shuttle servis hizmetinin tekrar uygulanmayacağının bildirildiğini, 10.08.2019 tarihinde geçerli bir neden belirtmeden sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin 12. Maddesi gereğince 143 günlük erken tahliye bedeli (günlük 840,00 TL + KDV) şeklinde 130.930,80 TL fatura edildiğini, ancak davalı şirket tarafından ödenmediğini iddia etmiştir.
Davalı ise davacının 10/08/2019 – 31/12/2019 tarihleri arasında herhangi bir hizmet vermediğini kabul ve ikrar ettiğini, … nın 29/10/2018 tarihinde açıldığını ve uçuşların 01/11/2018 tarihinden itibaren yapılmaya başlandığını, davacının iddiasına göre yeni havalimanı taşıma sisteminin biraz daha oturması iddiasının olsa olsa 01/11/2018 – 07/04/2019 tarihleri arasındaki dönem için geçerli olabileceğini, dolayısıyla 2019 yılı Ağustos ayında yeni havalimanının taşıma sisteminin oturmadığı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının havalimanı taşımasında kullandığı … plakalı aracın … marka bir otobüs olduğunu, aracın Karayolları Taşıma Yönetmeliği gereğince D2 belgesine sahip olmadığını, söz konusu aracın bağlanarak Kemerburgaz’da bulunan otoparka çekildiğini, davacının sözleşmenin bitiş tarihi olan 31/12/2019 tarihine kadar da anılan yetki belge eksikliğini tamamlayamadığı için sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ifa etmediğini,, davacının sözleşmelerden kaynaklanan taşıma işini adı geçen 34 JB 6752 plaka sayılı tek araç ile ifa ettiğini, davacının günde 12 sefer yapmasının imkansız olmasına rağmen 12 sefer yapıyormuş gibi fatura düzenlendiğini, davacının aracının bağlı olduğu döneme ait Temmuz ve Ağustos ayları için davalı otele 14.000 küsür TL’lik geçiş masrafı yansıttıklarını, bu bedele ulaşılmasının imkansız olduğunu iddia etmiştir.
Mahkememizce mali müşavir … , hukukçu … ve sektör bilirkişisi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin alınan 18/05/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda; “Davalının sözleşmeyi haklı neden olmaksızın feshettiği iddiası bakımından dosyada TTK m. 18/3 çerçevesinde yazılı belge bulunmadığı, takdirin sayın mahkemeye ait olduğu,
Davalının fesih iradesinin bulunduğu kabul edildiği takdirde ise, davacının sözleşmenin 12. Maddesine dayanarak muacceliyet cezasının ödenmesi talebinin şartlarının incelenmesi gerektiği, bunun için sözleşme süresi içinde, davacı edimlerini ifa etmeye hazır bir halde bulunmasına rağmen davalı tarafından erken tahliyenin mücbir sebep halleri bulunmaksızın gerçekleştirilmesi gerektiği, kanaatimizce erken tahliyenin gerçekleşmesi için davalının davacının edimlerini ifa etmesini arzu etmediğini kesin olarak ona bildirmesinin gerekli olduğu, oysa askıya alma iddiası ispat edilse dahi askıya almanın erken tahliye anlamına gelmeyeceği, bu durumda 12. Maddenin uygulanması bakımından erken tahliye şartının somut olayda gerçekleşmemiş olduğu, kaldı ki davacının kendi alanından kaynaklanan bir ifa engeli sebebiyle edimini yerine getiremeyecek durumda olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların iddiaları, alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılamaya göre dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacı, davalının sözlü askıya alma talebi üzerine 10/08/2019 tarihinden itibaren çalışmaya ara verdiğini ve neden belirilmeksizin 2020 yılında ise sözleşmenin yenilenmediğini iddia etmiş olsa da yapılan tahkikat neticesinde davacının hizmet verdiği … plakalı aracın 01/07/2019 tarihinde KTK Ek-2/3-A maddesi gereği cezai işlem uygulanarak otoparka çekildiği, davacının bu sebeple edimini yerine getiremediği ve kendisinden kaynaklanan bir ifa engelinin oluştuğu ayrıca davalı yanın ikame araç kullanımına zorlanamayacağı sözleşmede buna ilişkin bir madde olmadığı tam tersi sözleşmenin 10. Maddesi gereği davacı tarafından hizmet verilecek aracın davalı yanca görülüp beğenilmesi ve onaylanmasının gerektiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin 12. maddesi incelendiğinde ise bu madde gereğince erken tahliyeye ilişkin bedelin davacı yanca talep edilebilmesi için davacının edimini ifaya hazır olduğu halde davalıdan kaynaklanan sebeplerle davacının ifasının engellenmesi halinin meydana gelmesi gerekmektedir. Davacının edimin askıya alınmasına ilişkin davalı yan tarafından talepte bulunulduğu iddiasını ise ispatlayacak bir delili dosyaya sunmadığı gibi ifa engelinin kendisinden kaynaklandığı görülmüştür. Ayrıca tarafların tacir olduğu düşünüldüğünde de basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü olan davacının sözlü bir taleple sözleşmeye aykırı edimde bulunması ticari hayatın olağan akışına aykırıdır. Açıklanan nedenlerle iddiasını ispatlayamayan davacının açtığı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 2.235,98 TL peşin harçtan 179,90 TL peşin harcın mahsubu ile arda kalan 2.056,08 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 20.639,62 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza