Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/87 E. 2021/556 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/174
KARAR NO : 2021/543
DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/03/2021
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı … Ticaret Limited Şirketi arasında 18/10/2018 tarihinde …. Noterliğinin … yevmiye numaralı sözleşme ile ticari işletmenin işletilmesi hususunda adi ortaklık kurulduğunu, adi ortaklığın konusunun restoran işletmeciliği olduğunu, ortaklığın 2 yıl süreli olarak kurulduğunu, sermayesinin 10.000,00 TL olarak belirlendiğini, müvekkilinin sermayenin %25 ini (2.500,00 TL) davalının ise %75 ini (7.500,00 TL) karşıladığını, adi ortaklığın yöneticisinin davalı olduğunu, yöneticinin her ay ortaklara oranları doğrultusunda kar payı dağıtacağının belirlendiğini, müvekkilinin sözleşme gereği üzerine düşen sermayeyi ortaklığa getirdiğini, daha sonra ortaklık süresi boyunca davalı tarafından ortaklığın zarar ettiği gerekçesi ile müvekkilinden defaatle para alındığını, ortaklığın başından itibaren hiçbir zaman kar payı dağıtımı yapılmadığını, müvekkilinin aldatılarak sürekli ortaklığın zarar ettiğinin söylendiğini, ancak zararın neden kaynaklandığını gösteren belgelerin müvekkili ile paylaşılmadığını ve bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, müvekkilinin bu süre zarfında ortaklık sermayesi haricinde elden ve banka üzerinden olmak üzere toplam 431.625,000 TL ortaklığa para aktarımı yaptığını, yapılan ödemelerin banka dekontları, ödemelere ilişkin imzalı belgeler ve tanık beyanları ile sabit olduğunu, davalının müvekkilinden bu kadar para almasına rağmen kendi hissesi olan %75 oranında ortaklığın zararına katılması gerekirken hiçbir şekilde ödeme yapmadığını, ayrıca davalı şirketin ortaklık konusu restoran dışında ayrı restoranlarının olduğunu, bu restoranlar kar ederken dava konusu belirtilen restoranın sürekli zarar etmesinin anlaşılır olmadığını, gerçekte böyle bir zarar varsa ki kabulü mümkün olmayıp Türk Borçlar Kanunu madde 623’e göre ortakların her birisinin hissesi oranında zarara katılmak zorunda olduğunu, davalı sözleşme ve kanun gereği zarara ilişkin hiçbir ödeme yapmadığı gibi birde müvekkiline karşı haksız, hukuka aykrı ve kötüniyetle ortaklığın zararına katılmadığından bahisle hissesi oranında icra takibi başlattığını, müvekkili hakkında fatura ve avukatlık ücreti adı altında kötüniyetle …. İcra Dairesi’nin 2020/… takip sayılı dosyasından takibata geçildiğini, müvekkilinin dolandırıldığını, işbu ortaklığın biran önce feshi ve tasfiyesinin gerektiğini, davalının müvekkilini yabancı uyruklu ve usul bilmemesinden yararlanarak aldattığının ortada olduğunu, müvekkilinin haksız olarak alınan bu paralardan ve yapılan icra takibinden dolayı maddi ve manevi telafisi mümkün olmayan zarara uğradığını, TBK’nın 627 maddesi uyarınca müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı şekilde alınan tüm paraların faiziyle iadesinin gerektiğini beyanla davalı tarafın müvekkilinden gider ve avans adı altında aldığı toplam 431.625,00 TL’nin ticari faiziyle iadesine, adi ortaklık sözleşmesinin kurulduğu günden itibaren ödenmeyen kar payının tespitine ve faiz işletilerek hesaplanacak miktarın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, adi ortaklığın feshine ve feshedilen adi ortaklığın tasfiye edilmesine, sermaye payının iadesine ve yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili duruşmada davada Mahkememizin görevsiz olduğunu, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu beyan ederek görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi, sermaye payı ile kar payının tespiti ile ödenmesi, diğer ortakça haksız tahsil edildiği iddia edilen bedellerin iadesi taleplerine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen 10/10/2018 tarihli ortaklık sözleşmesi ile davalı şirketin %75, davalının %25 ortaklığı ile restoran işletilmesi hususunda adi ortaklık kurulmuştur. Davacı taraf ortaklığı temsile yetkili davalının kendisinden ortaklık adına haksız olarak para tahsil ettiğini, zarara katılmadığını, kar payı dağıtmadığını, aralarındaki güven ilişkisinin sarsıldığını iddia ederek kendisinden tahsil edilen fazla bedellerin iadesini, adi ortaklığın feshini, tasfiyesini, sermaye payı ile kar payının ödenmesini talep etmiş olup bu kapsamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın TBK’nın adi ortaklık ile ilgili bölümünün kazancın paylaşılması başlıklı 622. maddesi, kazanç ve zarara katılma başlıklı 623. maddesi, ortaklık payının tasfiyesi başlıklı 634. maddesi ile ortaklığın sona ermesi başlıklı 639 ve devamı maddelerinden kaynaklandığı, celp edilen ticaret sicil ve vergi kayıtlarına göre davacı tarafın tacir olmadığı, adi ortaklık ilişkisine ticari işletmesi üzerinden katılmadığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır” hükmünün yer aldığı, TBK’nın adi ortaklık sözleşmesini düzenleyen bölümünden doğan davaların mutlak ticari davalar içerisinde sayılmadığı, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının nispi ticari davalar olarak sayıldığı, 5. maddede de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamının düzenlendiği, buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğmasının gerektiği, eldeki davada her iki tarafın tacir olmadığı ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı, mutlak bir ticari dava da söz konusu olmadığından mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115. maddeleri uyarınca görev hususu yargılamanın her aşamasında mahkememizce resen gözetilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
4-İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/1427 Esas ve 2021/1841 Karar sayılı ilamı uyarınca atanacak kayyım ile ücretinin görevli mahkemece belirlenmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/07/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır