Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/809 E. 2022/220 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/809 Esas
KARAR NO : 2022/220
DAVA :Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İngilizce eğitim verdiğini, İngilizce eğitimi için basılı yayım hazırlayan bir şirket ve davalıların işvereni konumunda olduğunu , müvekkilinin davalılardan … kurumlarına hizmet sattığını, davalıların … kurumuna verilen hizmette çalıştıklarını, davalılardan … ‘in şirket çalışanı değil … kurumları tarafında takip yapan şirket hissedarı ve imza yetkilisinin kızı olduğunu , davalı gerçek kişilerin toplu bir şekilde işten ayrıldıklarını ve yine davalılardan … kurumlarına geçtiklerini, ayrıldıkları tarihtensonra … kurumlarının müvekkilinin eski çalışanları ile birlikte aynı kitap yazımına devam ettiklerini, kendi kontrollerinde olan tüm dijital materyal ve Know-How u hukuka aykırı olarak uhdelerinde olarak müvekkilinin … kurumlarına yaptıkları işi kurum bünyesinde yapmaya devam ettiklerini, … kurumlarının müvekkili şirkete ödeme yapmadan kitabı kendi uhdesinde yazmaya devam etmesi ile haksız menfaat elde ettiğini beyanla müvekkilinin uğramış olduğu zararların yoksun kalınan kazanç ve işgücünün tekrar yetiştirilme maliyetinin tespitine, müvekiline ait know-how ‘ın değerinin tespitine ve manevi zarar nedeni ile 250.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, …, …, …, …, … ve … vekilleri cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunu bu nedenle dava şartı yerine getirilmeden açıldığından reddini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak müvekkillerinin davacı şirketin eski çalışanları olduklarından, rekabet yasağı hükümleri TBK 444 vd. maddeleri gereği değerlendirilmesi gerektiğini, davacı şirket ile akdedilen iş sözleşmelerinde rekabet yasağı ile ilgili bir yasaklama bulunmadığını, müvekkilleri tarafından, iş akdi haklı nedenle feshedilmiş olduğundan müvekkilleri açısından TBK 447/son gereği rekabet yasağı bulunmadığını, davaya konu edilen bilgilerin bulunduğu … hesabı şifresinin bizzat davacı şirket yetkilisi … tarafından müvekkili …’e teslim edildiğini ve bizzat kendi talebiyle bu hesaba ulaşımının kısıtlanması, bu belgelerin başka yere taşınması ve silinmesinin talep edildiğini, davacı şirketin asıl faaliyet konusunun yetişkinlere İngilizce konuşma dersi vermek olduğunu, ilk kez müvekkilleri ile birlikte kitap yazma işine giriştiğini, davacının know-how olarak belirtmiş olduğu dataları müvekkillerinden …’in sahibi olduğu … hesabında depolanırken sonrasında davacı şirket gmail hesabına aktarıldığını, söz konusu materyalin sahibinin davacı şirket değil bizzat … firması olduğunu, materyalin hukuka aykırı olarak değil bizzat davacı şirket yetkilisinin isteği ile müvekkili …’e devredildiğini beyanla davacı yanın haksız ve kötüniyetli iddialarının dikkate alınmamasını; mesnetsiz ve hukuka aykırı huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … AŞ ile … vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davacının tüm beyanlarının gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın hissedarı Volkan Yaşa’nın 16.12.2016 tarihinde eğitimle ilgisi olmayan bir şirketi devraldığını ve şirketini isim ile iştigal konusunu değiştirdiğini, dava dilekçesinde gelir diye belirtilen tüm faturaların kurs için tadilat, hafriyat, tefrişat, masa, koltuk, elektronik cihazlar vb.harcamalar için harcanan bedellerin olduğu, öğretmelerin maaşının müvekkili tarafından ödendiğini, davacı şirketin kitap yazımı için görevlendirilen öğretmen maaşlarını bildirdiğini, bu bedelin müvekkilince her ay düzenli olarak ödendiğini, davacının gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, TAHKİKAT VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafça davalılar aleyhine açılan haksız rekabet teşkil eden eylemlerden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafça mahkememize açılan 2021/114 esas sayılı maddi manevi tazminat talepli davada, davacı tarafça davadan önce zorunlu olan arabuluculuk yoluna başvurulmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verildiği ve bu dosyada açılan karşı davanın tefrik edilerek mahkememizin 2021/… esasına kaydı yapıldığı, sonrasında davacı tarafça arabuluculuk yoluna başvurularak … ATM’nin 21/… esas sayılı dosyasında dava açıldığı, anılan mahkemece dosyanın, mahkememizin 2021/… esas sayılı dosyası üzerinde birleştirildiği, mahkememizin 2021/… esas sayılı dosyasında davacı tarafın manevi tazminat talebinin tefrikine karar verilerek yukarıdaki kayda esasının yapıldığı anlaşılmıştır.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre; MADDE 5/A- “Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle gereğince; “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı MADDE 18/A- “(1) İlgili Kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükümlerinin cari olduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafça sunulan arabuluculuk son tutanağında uyuşmazlık konuları arasında konusu bir miktar paranın ödenmesi olan manevi tazminat talebinin yer almadığı, her ne kadar davacı taraf bunun arabulucunun hatasından kaynaklandığını ve taraflarınca manevi tazminat talebi için de başvurulduğunu beyan ederek arabuluculuğa başvuru belgelerini ibraz etmiş ise de davalı tarafın başvuru tutanaklarında imzasının bulunmadığı, son tutanakta ise tarafların ve arabulucunun imzası bulunduğu, bu nedenle her imza sahibinin imza attığı metni kontrol ederek imzaladığının kabulü gerektiği, bir hata var ise bunun davalı tarafa yüklenemeyeceği, zira aynı tutanağı imzalayan davacının imzaladığı tutanakta yazan uyuşmazlık konusunu denetlemesi ve talepleriyle ilgili bir eksiklik, yanlışlık var ise bunun düzeltilerek müzakere edilmesini talep etmesi gerektiği, arabuluculuğun amacının taraflarca davadan önce uyuşmazlık konusunda bir araya gelinerek müzakere yapılması ve davadan önce uyuşmazlığın çözülmesi olduğu nazara alındığında son tutanak uyarınca davalı tarafça müzakere edilmediği anlaşılan manevi tazminat hususunda arabuluculuk yolunun işletildiğinin kabul edilemeyeceği, davacı tarafça celse arasında arabuluculuk düzeltme tutanağı sunulmuş ise de bu tutanağın da taraflar hazır olmadan ve müzakere yapılmaksızın düzenlendiği, anılan gerekçeler ile davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden usulüne uygun bir arabuluculuk başvurusu bulunmadığı anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi, Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/2. maddesi ile 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
6-Taraflarca kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgililere iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 28/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır