Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/8 E. 2021/246 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/8 Esas
KARAR NO : 2021/246

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 30/01/2015
KARAR TARİHİ : 15/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın, davalı şirketin 29.600.000,00 TL toplam sermayesi içinde 2.960.000,00 TL’lik sermayeye karşılık gelen 592 adet hissesine sahip olduğunu, diğer bir ifade ile davalı şirket sermayesinin %10’nun müvekkiline ait olduğunu, davalı şirketin diğer ortaklarının ise; …Holding (13.465.000,00 TL karşılığı 2.693 adet hisse), … (6.070.000,00 TL karşılığı 1.214 adet hisse), … (4.145.000,00 TL karşılığı 829 adet hisse), … (2.960.000,00 TL karşılığı 592 adet hisse) şeklinde olduğunu, davalı şirketin dava konusu dışındaki 01/08/2013 tarihli 2012 yılı Olağan Genel kurul toplantısında gündemin 10. sırasında alınan karar uyarınca 3 yıl süre için görev yapmak üzere müvekkili, dava dışı … ve yine dava dışı…’nün yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, başka bir deyişle 01/08/2013 tarihli genel kurulda seçilen yönetim kurulunun görev süresinin dava konusu olan 31/10/2014 tarihli genel kurul toplantısı sırasında da devam ettiğini, 01/08/2016 tarihinde sona ermesine de 2 yıllık süresinin olduğunu, davalı şirket ortaklarından …’ın Beyoğlu … Noterliğinden 30/09/2014 tarih ve…yevmiye sayılı ihtarnameyi davalı şirket yönetim kuruluna gönderdiğini, bu ihtarında; davalı şirkette 514 hisseye sahip olduğunu, pay sahibi ve 1.derecede imza yetkisi olan …’ın sağlık nedenleriyle yatarak tedavi altında olduğunu, bu nedenle, davalı şirketin işleriyle ilgilenememesi ve imza sirkülerinde birinci grup konular arasında yer alan işlerde … olmadan imza atılamadığından bahisle yönetim kurulu üyelerinin ve imza yetkilerinin yeniden belirlenmesi için ihtarda yer verdiği gündem ile TTK. 441. madde uyarınca Genel Kurulun Olağanüstü toplantıya çağrılmasını talep ettiğini, ancak ihtarnamede o zaman yönetimde olan yönetim kurulunun görevini yapmadığı veya şirketi gereği gibi yönetemediğine yönelik bir iddianın olmadığını, esasen …’ın yönetim kurulunda dahi olmadığını, bunun üzerine davalı şirketin o dönemdeki yönetim kurulu toplantıya çağrılmadan ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olan müvekkili toplantıya hiç davet edilmeden, diğer iki yönetim kurulu üyesi tarafından 09/10/2014 tarihinde 5 nolu karar alınarak genel kurulun olağanüstü toplantıya davet edildiğini, kural olarak yönetim kurulunun, yönetim kurulu başkanının daveti ile, aksine ağırlaştırıcı bir hüküm yoksa, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanıp toplantıda hazır bulunanların çoğunluğu ile karar aldığını, oy çokluğu ile karar alınabilmesi için yönetim kurulunun kanuna ve usule uygun şekilde toplanmış olması gerektiğini, somut olayda yönetim kurulu başkanı tarafından toplantıya davet edilmeden kanuna ve usule aykırı şekilde karar alındığını, böyle bir durumda, dava konusu olağanüstü genel kurulu toplantıya davet etmeyi kararlaştıran 09/10/2014 tarihli ve 5 nolu yönetim kurulu kararının, TTK’nın 390/4 hükmü ile 391 ve 392/7 hükmü uyarınca, hukuken geçersiz olduğunu, somut olayda yönetim kurulunun TTK’nın 390/4. maddesi uyarınca toplantı yapmadan, evrak dolaştırarak karar aldığının da söylenemeyeceğini, davalı şirketin 31/10/2014 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulunda alınan 3 nolu karar ile …, … ve …’nün müvekkilinin 592 olumsuz oyuna karşılık 2 yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu üyeliğine seçildiklerini, söz konusu kararın dürüstlük kuralına açıkça aykırı olduğunu ve iptalinin gerektiğini, yapılan olağanüstü genel kurulda şirket kurucusu …’ın genel kurulda temsil edilemediği için oy kullanamaması da fırsata çevrilerek müvekkilinin görev süresinin bitimine 2 yıl varken dürüstlük kuralına aykırı şekilde yönetim kurulu üyeliğinden çıkarıldığını, 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan 5 nolu karar ile yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin, şirketle işlem yapması, şirkete borçlanabilmesi ve şirketle rekabet etmesi için izin kararı verildiğini, bu kararın da kanuna, usule ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ve iptalinin gerektiğini, müvekkilinin söz konusu karara muhalefet ettiğini beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 6102 sayılı TTK’nın 391. maddesi uyarınca, davalı şirketin 09/10/2014 tarihli 5 nolu yönetim kuruluna çağrı kararının geçersizliğinin tespitine, geçeriz toplantıya çağrı katılım sonrasına ait 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda karara bağlanan 3 ve 5 nolu kararların da kanuna, usule ve dürüstlük kuralına aykırılıkları nedeniyle TTK’nın 445. 446 ve 436. maddeleri uyarınca iptaline, davalı şirket yönetim kurulunun görüşü de alındıktan sonra TTK’nın 449. maddesi uyarınca kanuna ve usule aykırı dava konusu genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına, vekalet ücreti de dahil tüm yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yurt içinde gayrimenkul geliştirme, değerlendirme ve yatırım şirketi olarak kurulduğunu, iştiraki olan …Holding A.Ş.’nin de holdinge bağlı şirketlerin ihtiyaç duyduğu arazileri ve binaları temin etmek amacı ile faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davacı tarafın iddialarının yersiz, haksız ve dayanaksız olduğunu, kendisinin yönetim kuruluna üye seçilememesi hırsı ile bu davayı açtığını, davacıya yönetim kurulu toplantısına katılması için çağrı gönderildiğini ancak davacının mazeret dahi bildirmeden toplantıya katılmadığını, toplantıya katılan diğer 2 yönetim kurulu üyesi tarafından da konu müzakere edilerek uygun bir karar alındığını, bu sebeple 09/10/2014 tarihli yönetim kurulu kararı için TTK’nın 391. maddesinde işaret edilen bir hükümsüzlüğün söz konusu olmadığını, 31/10/2014 tarihli genel kurulda alınmış olan 3 ve 5 nolu kararların diğer alınan kararlar gibi kanunda sayılan sebeplerden herhangi birisiyle sakatlanmış olmadıklarını, genel kurul tutanağına karşı oyunu yazdırmayan pay sahibinin red oyu kullanmış olsa dahi genel kurul kararının iptali davasını açamayacağını, gerekli ön şartın gerçekleşmediğini, iş bu davanın açılış sebebini, davacının yönetim kuruluna girememesi sebebiyle seçilen diğer kardeşlerine duyduğu husumet ve şirkete zarar verme gayesinin oluşturduğunu, dava konusu edilen genel kurulda alınan 3 nolu kararda 3 kişilik ve 2 yıl süre ile görev yapacak yönetim kurulu üyeliklerine (davacının kardeşleri) …, … ile (bağlı ve iştiraki şirketlerin genel koordinatörü) …’nün seçildiğini, bu kararın kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına uygun bir karar olduğunu, davalı müvekkili şirketin 31/10/2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısındaki 5. maddesinde görüşülerek alınan kararda yönetim kuruluna TTK’nın 395 ve 396. maddelerine istinaden yetki ve izin verilmesi kararı alındığını, alınan karar kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun olarak alındığından kararın iptalini gerektirecek şartların oluşmadığını, gündemin 5. maddesinde alınmış olan kararın yasada öngörülen oylama ve yetersayısına uygun olarak alındığını, bu sebeple davacının iptal talebinin haksız olduğunu, genel kurulda karar altına alınan ücret ve huzur hakkının yüksek olmadığını, şirketin fmansal tabloları incelendiğinde genel kurulda öngörülen ücret ve huzur hakkının yüksek olmadığının görüleceğini, bu kararın alınmasında oydan yoksunluktan söz edilemeyeceğini, ayrıca yönetim kurulu tarafından davacının da 01/01/2015 tarihinden itibaren aylık net 75.000,00 TL ücret ile yönetim kurulu başdanışmanı olarak atandığını, ödeme dekontlarının dosyada mevcut olduğunu beyanla davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, davalı müvekkili şirketin işbu dava ile uğrayacağı zararları tazmini için talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının TTK’nın 448/3. maddesi uyarınca mahkemenin uygun göreceği miktarda nakdi teminat yatırmasına, haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Anonim Şirket yönetim kurulu kararının butlanı ile bu karar uyarınca toplanan olağanüstü genel kurulda alınan kararların iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicil kaydı ve dosyası, 09/10/2014 tarihli yönetim kurulu kararı, 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı ve tarafların tüm delilleri celp edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yapılan yargılama neticesinde … Esas ve…Karar sayılı karar ile ; “TTK’nın 390. maddesine göre, yönetim kurulunun toplantı nisabı, üye tam sayısının çoğunluğudur. Üye sayısı 3 olan davalı şirkette toplantı yeter sayısı iki şeklinde belirlenecektir. Karar nisabı ise toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğudur. Davacının yönetim kurulu toplantısına katılmış olması halinde oy oranları ve ekseriyet itibariyle farklı bir karar alınmasına etkisi olmayacağından, ayrıca yönetim kurulu başkanı … hakkında toplantı tarihi itibarıyla alınmış bir vesayet kararı bulunmadığından anılı yönetim kurulu kararının geçersizliği veya yok hükmünde olmasını gerektirir herhangi bir durum olmadığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı yan; davalı şirketin 31/10/2104 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında alınan 3 ve 5 nolu nolu kararlarının iptalini talep etmiş olup dava 3 aylık yasal süre içinde açılmıştır. 6102 sayılı TTK m. 364 f.l, yönetim kurulu üyeleri esas sözleşme ile atanmış olsalar dahi, gündemle ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde , genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilir kuralını içermektedir. Somut uyuşmazlıkta 31/10/2014 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kuruluna yeni üye seçimi maddesi gündeme açıkça konulmuştur. Anonim şirketlere hakim olan sermaye kadar etkili olma ilkesi çerçevesinde, genel kurulda sermayenin çoğunluğun sahip olan ortaklar, görev süresi henüz bitmemiş yönetim kurulu üyelerini azledip yerlerine yenilerini seçme haklarına sahip bulunmaktadır. Davacı ortağın anılan toplantıda oy çokluğu ile azledildiği, yerine yine oy çokluğu ile başka bir ortağın seçildiği görülmektedir. Bu seçim TTK m. 364/1 uygun olduğu için alınan 3 nolu kararın iptali şartları gerçekleşmemiş olduğu anlaşılmakla bu yöndeki isteminde reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı, gündemin 5. maddesinde karara bağlanan yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapmalarına ve rekabette bulunmalarına izin veren genel kurul kararının da iptalini talep etmektedir. 31/10/2014 tarihli genel kurul toplantısının 5. maddesinde yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yapmasına izin verilmiş ve rekabet yasağı kaldırılmıştır. … A.Ş.’nin 31/10/2014 tarihinde yapılan, Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında Hazır Bulunanların Listesinde, toplam 29.600.000 TL’dir. (1 adet hisse 5.000 TL.) Toplantıya katılıp olumlu oy kullanan (…=%14 ile …=%10)’un ve olumsuz oy kullanan davacı (…=%10) oy hakkından yoksun oldukları halde oy kullanmışlardır. Bunların payı toplantı nisabında dikkate alınacak, ancak karar nisabında dikkate alınmayacaktır. Öte yandan toplantıda oy kullanan ve %45,49 paya sahip Arıkanlı Holdingin pay sahibi yapısı incelendiğinde, yönetim kurulu üyelerinin (… = %20 ile …=%29) paya sahip oldukları, ayrıca … şirketin %30 payına sahip Ortak …’ın vasisi olarak payları kontrol ettiği görülmektedir. Bu durumda davalı şirketin %45,49 oranında payına sahip … AŞ de, yönetim kurulu üyelerinin 6102 sayılı TTK m. 198 anlamında hakimiyetlerinin bulunduğu sonucuna ulaşılacaktır. Mahkememizce Toplantıya katılan ve oy kullanan … Holding’in %45,49 hissesi üzerinde vesayeten kullanılan … hissesi de nazara alındığında meydana gelen yönetim kurulu üyelerinin hakimiyeti nedeniyle TTK 436. Maddesi gereğince şirketle işlem yapma ve rekabet yasağı kaldırılmasına ilişkin gündemin 5. Maddesi oylamasında …Holding’in oy kullanmasının afaki iyiniyet kuralları, sözleşme ve kanunun amaçladığı şirketin korunması prensiplerine uygun olmayacağından …Holding’in oydan yoksun olması gerektiği ve bu kapsamda oydan yoksun olanların karar ekseriyetinde nazara alınmamaları halinde 5. madde için gereken karar çoğunluğunun oluşmadığı” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davalı …’nin 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunun 5. maddesinin kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğundan bahisle iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararın tarafların vaki temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/13709 Esas, 2018/6884 Karar ve 24/03/2016 tarihli ilamı ile;
“(1) Dava, 31/10/2014 tarihli davalı anonim şirket genel kurulunda alınan 3 ve 5 nolu kararların iptali ve bu kararların alındığı genel kurulun toplanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacı genel kurul çağrı kararının alındığı 09/10/2014 tarihli yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu ve bu nedenle bu karara dayalı olarak yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların da iptalinin gerektiğini iddia etmiştir.01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 410/1. maddesine göre genel kurul, görev süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davalı Şirket’in üç yönetim kurulu üyesinin bulunduğu, TTK’nın 390/1. maddesi gereğince toplantıda iki üyenin katılımı ve oyuyla karar alındığı gerekçesiyle yönetim kurulu kararının usulüne uygun olduğu kabul edilmiş ise de, yönetim kurulu üyesi davacı …’ın bu toplantıdan haberdar edildiğine dair bir delil bulunmamaktadır. TTK’nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. TTK’nın bu hükmüne göre çağrısız yönetim kurulu toplantısı yapılması mümkün ise de, önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılması alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Bu durumda, mahkemece, TTK’nın 390/4 ve 392/7. maddeleri gereğince geçersiz yönetim kurulu kararına dayalı olan ve TTK’nın 416. maddesi uyarınca toplanmadığı da sabit bulunan davalı Şirket’in 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulunda alınan kararların da geçersiz olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş olduğundan, bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, beyanları alınarak usul ve yasaya uygun bozma ilamı uyarınca yargılamaya devam edilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 390. maddesi uyarınca, esas sözleşmede aksine ağırlaştırıcı bir hüküm bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanır ve kararlarını toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alır. Üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu kararları, kurul üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı, karar şeklinde yazılmış önerisine, en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır. Onayların aynı kağıtta bulunması şart değildir; ancak onay imzalarının bulunduğu kâğıtların tümünün yönetim kurulu karar defterine yapıştırılması veya kabul edenlerin imzalarını içeren bir karara dönüştürülüp karar defterine geçirilmesi kararın geçerliliği için gereklidir. Eldeki davada Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere, yönetim kurulu üyesi olan davacı davet edilmeksizin ve TTK’nın 390/4. maddesinde belirlenen usule de uyulmaksızın geçersiz şekilde yapılan yönetim kurulu toplantısında alınan, genel kurulun olağanüstü toplantıya davet edilmesine ilişkin 09/10/2014 tarihli yönetim kurulu kararı TTK’nın 391/1-b maddesi uyarınca batıldır. Bu minvalde, 31/10/2014 tarihli olağanüstü genel kurulun TTK’nın 410/1. maddesi uyarınca yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrıldığı kabul edilemeyeceği gibi kanunun 416. maddesinde düzenlenen çağrısız genel kurul usulüne de uyulmamış olduğundan, usulüne uygun şekilde toplanmış bir genel kurul bulunmadığından, bu genel kurulda alınan 3 ve 5 nolu kararlar batıldır. Açıklanan gerekçe ile Mahkememizce davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulü ile davalı …’nin 09/10/2014 tarihli ve 5 nolu Yönetim Kurulu Kararı ile 31/10/2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurul’unda alınan 3 ve 5 nolu kararların batıl olduğunun tespitine,
2-Karar ve ilam harcı 59,90 TL’den peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile kalan 32,20 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından bozma öncesinde yapılan 3.121 TL yargılama gideri ile temyiz yoluna başvurma harcı 143,50 TL, temyiz karar harcı 29,20 TL, posta ve tebligat masrafı 103,20 TL olmak üzere toplam 3.396,90 TL yargılama gideri ile 55,40 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
15/04/2021

Başkan …
E-imza
Üye …
E-imza
Üye …
E-imza
Katip …
E-imza