Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/7 E. 2022/519 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/7 Esas
KARAR NO : 2022/519

DAVA : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/11/2014
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/05/2014 tarhinde yeni hal yolu otogar istikameti hal karşısında yaya müvekkil …’un yolcu minibüsünden inip aracın arkasından karşıya geçmek isterken plakası alınamayan beyaz renkli…marka aracın müvekkile çarparak kaçması şeklinde gerçekleşen trafik kazasında müvekkilin ağır bir şekilde yaralandığını, davacı müvekkilin yaşı, aktif ve pasif dönem yaşam süresi, beden gücü kayıp oranı, kazaya sebebiyet veren sigortalının tespit edilememesi nedeniyle davanın sorumluluğu ve müvekkilin kusursuzluğu ile yargılama sırasında toplanacak diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi için bilirkişiye gönderilmesini, bu nedenlerle şimdilik 5.000TL tutarındaki ölüm ve cismanı zararlara ilişkin maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan tarafından müvekkil kuruma yöneltilen talebin davacının daimi maluliyetinden kaynaklanan tazminat istemi olduğunu, yapılacak yargılama sonunda aleyhe karar verilmesi halinde SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının araştırılması gerektiğini, güvence hesabının sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddine, yarglama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı sürekli iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Güvence Hesabına müzekkere yazılarak, davacının başvuru evrakları ile birlikte hasar dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
Bağcılar SGK’ya müzekkere yazılarak, davacıya dava konusu kazaya ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
ATK 3. İhtisas Kurulu’nun 03/04/2017 tarihli raporu kapsamında; davacının 21/05/2014 tarihli geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle E cetveline göre %10.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme(geçici işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 ay olduğu yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen aktüerya/ tazminat uzmanı bilirkişi …ve kusur bilirkişi … marifeti ile hazırlanan rapor tetkik edilmiştir.
Davacı vekilinin 11/04/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; 5.287,64-TL Geçici İş Görmezlik dönemine ait maddi tazminat, 75.803,00-TL Sürekli(Daimi) iş göremezlik maddi tazminatı olmak üzere toplam 81.090,64- TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı şirketten alınıp müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizin 11/07/2018 tarihli, … esas,… karar sayılı kararı ile; “…Davanın KABULÜ ile, 5.287,64-TL geçici iş göremezlikten kaynaklı tazminat ve 75.803,00-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı tazminat olmak üzere 81.090,64-TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” dair verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 20/11/20202 tarihli, 2018/3803 esas, 2020/3970 karar sayılı ilamı ile; “…Somut uyuşmazlıkta, kaza tespit tutanağı sadece davacının beyanı doğrultusunda düzenlenmiş olup davacıya çarpan plakası tespit edilemeyen aracın olay yerinden kaçtığı yazılmıştır. Davacı 21/05/2014 tarihinde saat 17:00 civarında …Polis Merkezi Amirliğine müracaat ederek kaza nedeniyle şikayetçi olduğunu, aracın kendisine hızla çarptıktan sonra uzaklaştığını, 112 servisiyle … Araştırma Hastanesine geldiğini, buradaki kontrollerde sağ elinde ve sol bacağında kırık olduğunu öğrendiğini ifade etmiştir. Olayın meydana gelişine ilişkin davacının beyanı dışında başka bilgi, belge, görgü tanığı beyanı bulunmadığı gibi davacı tarafından da kendi beyanına dayanan belgeler dışında delil gösterilmemiş İlk Derece Mahkemesince resen kazanın ne şekilde gerçekleştiğine ilişkin araştırma yapılmamıştır. Kazanın varlığının eksik belgelerle kabulü doğru olmamıştır.
O halde iddia olunan trafik kazasının varlığı ve varsa araç sürücüsünün kusurunun ispat yükü davacıya ait olduğundan Mahkemece öncelikle davacının olayla ilgili emniyette verdiği ifade ile ilgili başlayan tüm soruşturma evrakları, savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler, ifadesine göre 112 ambulans ile hastaneye gittiği anlaşılmakla olay tarihi itibari ile kazanın meydana geldiği mahalden 112 ambulansın kim tarafından hangi saatte arandığı, hangi hastaneye götürüldüğüne ilişkin tüm kayıtlar getirtilmeli, davacının götürüldüğü hastanedeki tüm tedavi belgeleri istenmeli, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari davacı beyanına göre gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarına ilişkin illiyet bağının ve kalıcı maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumundan kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrıntılı, denetime elverişli şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/1593 E. ve 2020/4240 K. sayılı kararı).
Kabule göre de; Davacı vekili dava dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, geçici iş göremezlik tazminatı ilgili bir talebi olmamıştır. Aktüer bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik tazminatı da hesaplanmış ve ıslahta buna göre yapılmıştır. Mahkemece de ıslah ve aktüer raporundaki hesaplamaya göre tazminata hükmedilmiştir. Oysa dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine HMK’nın 26.maddesi gereği hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez. Dolayısıyla, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından usulünce açılan bir dava bulunmadığı gözden kaçırılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece dava dilekçesinde talep edilen tazminatlar hakkında ıslah dilekçesinde belirtilen miktarlar esas alınarak hüküm kurulması, ıslah dilekçesi ile talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının da yerinde olduğu sonucuna varılmıştır…” gerekçeleri ile kaldırılması üzerine yargılamaya işbu esas üzerinden devam edilmiştir.

Davacı vekiline anılı BAM kararı gereğince soruşturma evraklarının bulunduğu merci ve hastane bilgileri ile ilgili beyanda bulunmak üzere süre verilmiş olup ilgili mercilere yazı yazılmış ve devamında celp edilen savcılık dosyası, tedavi evrakları, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari davacı beyanına göre gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarına ilişkin illiyet bağının ve kalıcı maluliyet oranının Çalışma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri yönetmeliği hükümlerine uygun şekilde ayrıntılı, denetime elverişli şekilde rapor düzenlenmesi amacı ile dosya İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiştir.
Mahkememiz dosya kapsamına alınan İstanbul … Adli Tıp İhtisas Kurulunun 25/10/2021-… karar numaralı raporunda özetle; “…21.05.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle, savcılık dosyası, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibarıyle davacının beyanına göre gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarına ilişkin illiyet bağının ve kalıcı maluliyet orının Çalışma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri
Yönetmeliğine göre maluliyet oranı sorulan Fehim oğlu, 10.02.1995 doğumlu, … hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgeleri içeren dava dosyasının incelenmesi sonucunda;
1- Kişide sol diz üzerinde kesi, dizde ödem, hassasiyet, şekil deformitesi, sol tibia alt uçta abrazyon, yüzeyel sıyrık, sağ el parmak tenar bölgede ödem, hassasiyet, tibia üst uç ve 5. parmak proksimal falanksta fraktür tarif edilmekle, söz konusu lezyonların sorulduğu üzere kişinin beyanıyla uyumlu şekilde araç dışı trafik kazası ile husulünün mümkün olduğu,
2- Mevcut tıbbi belgelerde trafik kazası ifadesiyle muayenesinin yapıldığı kayıtlı olup, Fehim oğlu, 1995 doğumlu … 21.05.2014 tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazası sonucunda meydana geldiği bildirilen dizde hareket kısıtlılığı arızası, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak;
Gr1 XII (22İa……10)A %14,
E cetveline göre: %10.3 (yüzdeonnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) ay olduğu…” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan aktüer bilirkişi …tarafından hazırlanan 17/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…1)TETKİK VE TESPİT EDİLEN HUSUSLAR
A)SORUMLULUK DURUMU
a)Kusur değerlendirmesinde plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacının ise kusursuz olduğu belirlenmiştir.
b)Güvence Hesabı Yönetmeliğinin ilgili maddeleri aşağıdaki gibidir.
Hesaba başvurulabilecek haller
MADDE 9 – (1) (Değişik: RG-19.06.2009-27263) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c) Zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları için,
ç) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için,
d) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada,13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için başvurulabilir.
c)Davalı Güvence Hesabı, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusuru oranında davacıya karşı sorumlu olduğundan işbu raporda %100 kusur durumuna zarar hesabı yapılarak takdire sunulacaktır.
B)DAVACININ GEÇİCİ İŞ GÖREMEZLİK DURUMU
a)Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapor ile davacının geçici iş göremezlik(iyileşme) süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir. Bu durumda;
b)Sayın Mahkemenin ara kararı dikkate alınarak geçici iş göremezlik dönemi için maddi zarar hesabı yapılmayacaktır.
C)DAVACININ SÜREKLİ İŞGÜCÜ KAYBI VE MALULİYET DURUMU
Adli Tıp Kurumundan BAM kararından sonra alınan 02.11.2021 tarihli raporda 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının maluliyet oranı %10,3 olarak belirlenmiş olup, anılan oran üzerinden sürekli iş göremezlik dönemindeki zararı belirlenecektir.
D)DAVACININ YAŞI VE BAKİYE ÖMÜR SÜRESİ
a)10.02.1995 doğumlu davacı, olay tarihinde, 19 yıl, 3 ay, 11 günlük olup, 19 yaşında kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (55)yıl ve muhtemelen (74)yaşına kadar yaşayacaktır.
b)Yargıtay’ın bu konuda yerleşmiş içtihatlarında aktif çalışma yaşı sonu 60 olarak kabul edilmekte olup buna göre kazalının aktif çalışma hayatının (60)yaşına kadar süreceği kabul olunarak, olay tarihinden (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi (60-19)= 41 yıl ve pasif devresi (74-60)= 14 yıldır.
Askerlik hizmet süresi kazanç tespitinde dışarıda tutulacaktır.
E)KAZANÇ DURUMU İLE BİLİNEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
a)SGK hizmet dökümünde davacının kaza tarihindeki aylık brüt ücreti asgari ücret olarak gözükmektedir. Davacı vekili tarafından verilen 23.12.2014 tarihli dilekçede hesaplamaların asgari ücret üzerinden yapılması beyan ve kabul edilmiştir. Bu durumda hesaplamalar yasal asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
b)Kazalının 21.05.2014–21.05.2022 tarihleri arası 8 yıllık bilinen dönemdeki net kazançları aşağıdaki gibidir;
Kazalının geçici iş göremezlik dönemindeki net kazanç toplamı 6 AY = 5.287,64 TL
Kazalının %10,3 oranında malul olduğu bilinen dönemdeki kazanç toplamı 90 AY= 154.991,14 TL
2)BİLİNMEYEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
A)Davacının işlemiş ve bilinen devredeki net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır. Ancak;
a)İşleyecek ve bilinmeyen bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
b)Kazalının işleyecek devre başındaki net bir yıllık geliri ise;
4.253,40 x 12 Ay = 51.040,80 TL. olup, anılan tutar işleyecek aktif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Diğer yandan;
c)Davacı aktif devre sonunda pasif dönemde de emsallerine göre daha fazla efor sarf ederek hayatını idame ettireceğinden Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkate alınarak pasif dönem zarar hesabına da net asgari ücretin yıllık tutarı olan (4.253,40 x 12 )= 51.040,80 TL. esas alınacaktır. Buna göre;
B)PEŞİN DEĞER
(47)yıllık işleyecek aktif ve pasif devrenin peşin değeri
Kazalının (47) yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre kazanç kaybı peşin değer toplamı = 2.398.917,60 TL
3)MADDİ ZARAR HESABI
Davacının sürekli(daimi sakatlık) iş göremezlik dönemindeki maddi zararı:
A) 90 Aylık işlemiş iskontosuz aktif devre maddi zararı
154.991,14 TL x 10,3% mal x 100% kusur = 15.964,09 TL
B) 47 Yıllık işleyecek iskontolu aktif ve pasif devre maddi zararı
2.398.917,60 TL x 10,3% mal x 100% kusur = + 247.088,51 TL
C) Kazalının sürekli iş göremezlik dönemindeki maddi zarar toplamı= 263.052,60 TL
4)DAVALININ SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ:
a)21.05.2014 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk limiti sakatlık teminatı bakımından 268.000,00 TL.dır.
Davacının yukarıda belirlenen maddi zararı, poliçe kapsamında ve limiti içindedir.
b)Dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmiştir.
S O N U Ç: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 21.05.2014 tarihinde meydana trafik kazasında davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı …’un
1.Seçenekte; Davacı tarafından istinaf edilmeyen ilk karara mesnet 22.11.2017 tarihli raporda belirlendiği gibi;
Sürekli(daimi) iş göremezlik dönemine ait
%10,3 maluliyeti ile ilgili maddi zararının = 75.803,00 TL. olduğu,
2.Seçenekte; Sayın Mahkemenin ara kararı dikkate alınarak TRH 2010 tablosu, %10 artırım, %10 iskonto ilkesi ışığında güncel verilere göre işbu raporda belirlendiği gibi;
Sürekli(daimi) iş göremezlik dönemine ait
%10,3 maluliyeti ile ilgili maddi zararının = 263.052,60 TL. olduğu,
-Davacının belirlenen maddi zararlarının her iki seçenekte poliçe limiti içinde kaldığı,
-Dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faiz talebinde bulunulduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki dava; yaralamalı trafik kazası nedeniyle davalı Güvence Hesabı aleyhine açılmış maddi tazminat istemine ilişkin olup dosya kapsamından, 21/05/2014 günü, saat 08:00 sıralarında plakası tespit edilemeyen … marka araç sürücüsünün Yenihal yolunda otogar istikametine giderken hal binası önünde bir minibüsten inip arkasından karşıya geçmek isteyen davacı yaya …’a emniyet şeridi üzerinde çarpıp kaçması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatının talep edildiği anlaşılmıştır.

Karayolu Trafik Kanunu’nun (KTK) 91. maddesi gereği, KTK’nın 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının yaptırılmaması durumunda Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereği, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kaza tarihindeki limitleri dahilinde işletenin üçüncü kişilere karşı sorumluluğunu Güvence Hesabının karşılayacağı düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; anılı Bam kararı ışığında, davacının olayla ilgili emniyette verdiği ifade ile ilgili başlayan tüm soruşturma evrakları, savcılık dosyası, kazaya ilişkin tüm belgeler, davacının götürüldüğü hastanedeki tüm tedavi belgeleri celp edilmiş olup olay yeri görgü ve tespit tutanağı, olayın meydana geliş şekli ve yeri göz önünde tutularak, davacıda oluşan yaralanmanın meydana geliş şekli itibari davacı beyanına göre gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususlarına ilişkin illiyet bağının ve kalıcı maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumundan kaza tarihine göre uygulanması gereken (Maluliyet oranı %60 altı olduğundan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uygulanamamıştır.) Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınması gerekmiştir. Bu aşamada temin edilen rapor kapsamında ise davacıda sol diz üzerinde kesi, dizde ödem, hassasiyet, şekil deformitesi, sol tibia alt uçta abrazyon, yüzeysel sıyrık, sağ el parmak tenar bölgede ödem, hassasiyet, tibia üst uç ve 5. parmak proksimal falanksta fraktür tarif edilmekle, söz konusu lezyonların sorulduğu üzere kişinin beyanıyla uyumlu şekilde araç dışı trafik kazası ile husulünün mümkün olduğunun belirlendiği görülmekle davacı yanın tazmini gereken zarar miktarının tespit edilmesi gerekmiştir.
Bu aşamada usuli kazanılmış hak kavramı üzerinde durulması gerekmiş olup usuli kazanılmış hak (Usuli müktesep hak) kavramı; davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun ana ilkelerinden biri haline gelmesi nedeni ile nazara alınması gerekmiştir. Bu kavramın anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade ettiği anlaşılmıştır. Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, taraflar, mahkeme yahut Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekmiştir. (HGK’nın 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgili olup resen nazara alınması gerekmiştir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı)

Anılı açıklamalar doğrultusunda somut olaya bakıldığında; davacı vekilinin istinaf incelemesi öncesinde temin edilen bilirkişi raporuna itiraz etmediği, davasını anılı miktar yönünden ıslah ettiği ve önceki karara yönelik istinaf talebinin bulunmadığı dikkate alındığında, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak kapsamında, istinaf incelemesi öncesinde alınan rapor tarihini ileri çekmemek ve bu tarihten sonra yürürlüğe giren hesaplama kriterleri ve asgari ücretteki farkları da rapora yansıtmamak suretiyle değerlendirme yapılması gerekmiş olup davacının tazmini gereken sürekli iş göremezlik dönemine ait zararının 75.803-TL olduğu saptanmıştır. Tüm bu nedenlerle; davacının talep edilebilir maddi zararının 75.803-TL olduğu, anılı tespitler ve kanuni düzenlemeler uyarınca davalı Güvence Hesabının davacı yanın işbu maddi zararını tazmin ile yükümlü olduğu sonuç ve kanaatine varılması gerekmiştir. Bununla birlikte dava dilekçesinde yalnızca sürekli iş göremezlik tazminatının talep edildiği, geçici iş göremezlik tazminatı ile ilgili bir talebinin bulunmadığı, dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenemeyeceği saptanmakla, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından usulüne uygun şekilde açılmış bir dava bulunmadığından, geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü yönünden inceleme yapılmış olup hasar dosyası kapsamında başvuru yapıldığı görülmekle birlikte davacı yanın dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faiz isteminde bulunduğu görülmekle, HMK’nın 26. maddesi uyarınca taleple bağlılık ilkesi nazara alınmak sureti ile faiz başlangıcına esas alınması gereken temerrüt tarihinin dava tarihi (07/11/2014) olduğu, ıslah dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca haksız eyleme dayalı talebin tümü yönünden temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin gerektiği kanaatine varılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-75.803,00-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-Geçici iş göremezlik tazminatı yönünden esasa ilişkin karar tesisine yer olmadığına,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 5.178,1 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (25,20 TL peşin harç+260,00 TL ıslah harcı) 285,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 4892,9 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 820,00 TL ATK ücreti, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 628,80 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.948,80 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 2.756,52 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 12.974,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7- Davacı tarafça yatırılan 25,20 TL başvuru harcı, 25,20 TL peşin harcı ve 260,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 310,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır