Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/625 E. 2022/340 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/625 Esas
KARAR NO : 2022/340
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22/09/2021
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı borçludan ticari iş ilişkisinden doğan cari hesap bakiye alacağının bulunduğunu, müvekkili şirketin cari hesap alacağının ödenmesi için başlattığı icra takibine davalı/borçlu tarafından haksız ve yersiz olarak borca ve fer’ilerine itiraz edildiğini beyanla davanın kabulü ile ….İcra Müdürlüğünün 2021/… E. Sayılı dosyasında yer alan davalı/borçlu şirketin haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamını, davalı/borçlu şirketin %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, her türlü yargılama giderleri ve vekaleti ücretin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, ancak davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satım ilişkisinden kaynaklanan faturalara dayalı bakiye açık hesap alacak tahsiline yönelik ilamsız icra takibine vâki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkindir.
Alacak istemine dayanak faturalar ibraz edilmekle Vergi Müdürlüklerine yazı yazılarak davacı yanın BS, davalı yanın BA kayıtları celp ve tetkik edilmiştir.
İtirazın iptali istemine konu ….İcra Dairesinin 2021/… esas sayılı icra dosyası celp ve tetkik edilmiş olup davacı … San. ve Tic, Ltd. Şti. tarafından davalı … Ltd. Şti. aleyhine 137.621,55 TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı taraf, davalı şirket aleyhine 05.07.2021 tarihinde ….İcra Müdürlüğü 2021/… E.Sayılı İcra Dosyası ile 137.621,55 TL Asıl Alacak üzerinden toplam 137.621,55 TL tutarında icra takibi başlatmıştır.
Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (05.07.2021) itibariyle, davacının davalıdan 137.621,55 TL alacaklı olduğu yönünde bakiyesinin bulunduğu tespit edilmiştir.
6102 sayılı TILK 89.maddesine göre; Cari Hesap Sözleşmesinin tanımı yapılmış olmakla birlikte yine aynı madde de taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’ nım cari hesap sözleşmesi hükümleri uygulanamaz olduğu bilinmektedir.
Bu hususta dosya kapsamında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı görülmüştür. Taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının bağlı olduğu, Gelir İdaresi Başkanlığı, … Vergi Dairesi Başkanlığı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün dosyaya mübrez 05.10.2021 tarihli yazısında belirtilen davacının BA/BS dökümlerinin dosyaya celp geldiği, celp ekinde gelen BA-BS formlarının tetkikinde; davacının davalıya,
* 2018 takvim yılına ilişkin olarak bildirimde bulunmadığı, bildirimde bulunmama nedeni irdelendiğinde, davacının davalıya 2018 yılında fatura düzenlediği, ilgili faturaların BA-BS bildirim limiti olan KDV hariç 5.000,00 TL altında gerçekleştiği, bu nedenle ilgili bildirim limitini aşmadığı,
* 2019 takvim yılına ilişkin olarak 6 adet belge karşılığı 11.197,00 TL tutarıı bulunduğu,
* 2020 takvim yılına ilişkin olarak bildirimde bulunmadığı, bildirimde bulunmama nedeni irdelendiğinde; davacınım davalıya 2020 yılında fatura düzenlediği, ilgili faturaların BA-BS bildirim limiti olan KDV hariç 5.000,00 TL altında gerçekleştiği, bu nedenle ilgili bildirim limitini aşmadığı,
2021 takvim yılına ilişkin olarak 5 adet belge karşılığı 11.928,00 TL tutarında bildirimde bulunduğu, Tespit edilmiştir.
Tevdi edilen görev çerçevesinde; davacı tarafın yasal defter ve dayanak belgeleri incelendiğinden tarafların yasal defter ve kayıtlarının örtüşüp örtüşemediği tespit edilememiştir.
Davacı tarafça icra takibinde İşlemiş Faiz talep edilmediğinden icra takip tarihine kadar İşlemiş Faiz hesaplanmamıştır.
SONUÇ:
Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde; davacı tarafın ticari defterleri, belge, bilgi, takip dosyası, mübrez belgeler ile sınırlı olarak yapılan tespit inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
1- Dava konusunun; davacının, davalı ile olan uyuşmazlığının, davalı-borçlunun …, İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebinden ibaret olduğu,
2- Davacı; defterlerini 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. M.182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2018-2019-2020-2021 yıllarında E-Defter sistemine tabi olduğu, E-Defter sisteminde sadece Envanter Defterinin noter tasdikine tabi olduğu, davacının 2018-2019-2020-2021 yıllarında envanter defteri açılış tasdikinin yasal süre: risinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 madde gereğinde mevcut baliyle davacının 2018-2019-2020-2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
3- Dosya kapsamında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulutmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu,
4-Davalı tarafça davacı aleyhine kayıtlanan icra takip dosyasında incelemeye ve dosyaya herhangi bir kanıtlayıcı bilgi ve belgenin sunulmadığı,
5- Esası itirazın iptali yönünden; Takdiri Tamamen Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (05.07.2021) itibariyle, davacının davalıdan 137.621,55 TL alacaklı olduğu yönünde bakiyesinin bulunduğu,
Davacı tarafça icra takibinde İşlemiş Faiz talep edilmediğinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığı… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada; ticari/ satım ilişkisinden kaynaklanan faturalara dayalı bakiye açık hesap alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine itirazın iptali isteminin ileri sürüldüğü, davalının takibe itirazında borcunun bulunmadığı itirazını yönelttiği görülmekle uyuşmazlığın; satım ilişkinden kaynaklı faturalara dayalı bakiye açık hesap alacağın mevcut olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanâat gereğince; davacı tarafın anılı alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vâki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği tespit edilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın mahkememizce ibrazdan kaçınılmış sayılacağı ihtarı ile verilen süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde davalı yanca aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayanak faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın mükellefi olduğu vergi dairesinin mahkememize göndermiş olduğu BA formu bildiriminde de davacı şirket faturalarının kayıtlı olduğu görülmekle, faturalarda yazılı ürünlerin davalı tarafça teslim alındığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anılı tespitler ışığında; takip tarihi itibari ile davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı 137.621,55-TL yönünden bakiye alacağının mevcut olduğu saptanmıştır.
Tüm bu gerekçeler ışığında; davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 137.621,55-TL (asıl alacak) alacaklı olduğu, bu noktadan sonra alacak bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin ise satım ilişkisinden kaynaklı alacak bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği anlaşılmıştır. Kabul edilen hukuksal tespit kapsamında, davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle toplam 137.621,55-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vâki itirazının haksız olduğu tespit edilmiştir. Son olarak alacağın faturalara dayalı olup bu hali ile likit olduğu görülmekle; davanın kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Dairesinin 2021/… E. sayılı takip dosyasına davalı yanın itirazının iptali ile takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla alacağın %20’sine tekabül eden 27.524,31-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.400,93 TL karar-ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 1.662,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.738,80 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 829,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 17.024,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8-Devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
9- Davacı tarafça yatırılan 1.662,13 TL peşin harç ile 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.721,43 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır