Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/621 E. 2022/92 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/621
KARAR NO : 2022/92

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …A.Ş.’nin,… Ticaret Ltd.Şti borçludan olan kredi alacakları banka ile müvekkili şirket arasında imzalanmış olan temlik sözleşmesi gereğince müvekkili …A.Ş.’ye devir ve temlik edildiğini, kredi borçlusu… Ltd. Şti’nin kredilerini geri ödememesi üzerine şirket aleyhine Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından taşınır rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, borçlu şirkete karşı açılan mezkur dosyanın yenilendiği esnada şirketin münfesih olduğunun tespit edildiğini, yapılan tasfiyenin eksik olarak sonuçlandırıldığını, zira borçlunun adına kayıtlı ve müvekkili şirkete rehinli olan…aracın tasfiyeye dâhil edilmediğini, tasfiye işlemi gerçekleşmiş bir şirketin tekrar ihyası için tasfiye işlemlerinde bir mal varlığının paraya çevrilmesinin kasten veya ihmalen unutulmuş olması gerekmekte olduğunu, söz konusu şirketin tasfiye işlemlerinin söz konusu araç tasfiyeye katılmadan ve müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapılmadan sonuçlandırıldığını, bu durumun şirketin ihyası için aranan şartı gerçekleştirmekte olduğunu beyanla şirketin ihyasına, rehinli aracın satışının yapılması için sicil kaydının tekrar açılmasına, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü, 6102 Sayılı TTK’nın 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilinin re’sen terkin işleminin, 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi; Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. maddesi, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında vergi kaydının terkin edildiği ve aralıksız olarak son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmadığı hususunun belirlenmesinin ardından 18/02/2015 tarihinde yapıldığını, müvekkilince şirkete verilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerinin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmesi ya da tasfiye memurunun bildirilmesi hususunda tebligat yapıldığını, şirketin verilen süre içerisinde söz konusu yükümlülükleri yerine getirmediğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünü haiz olduğunu, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın şirketi sicile yeniden tescil etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, re’sen terkin edilen şirketlerin borçlarının bulunmasının terkin işleminin yapılmasına engel olmadığını, ihya davasına dayanak teşkil eden icra takibinin re’sen terkin işleminden çok sonra ikame edildiği, bu nedenlerle müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen şirketin derdest takip bulunması sebebiyle tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir.
Mahkememizce, …Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ihyası talep edilen …Ticaret Limited Şirketi’nin sicil dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 18/02/2015 tarihinde … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesi ile; 12/06/2009 tarihinde ihyası talep edilen şirket aleyhine…Bankası A.Ş. tarafından rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, … A.Ş. tarafından takibe konu edilen alacağın …A.Ş.’ye, … A.Ş. tarafından da eski unvanı… Yönetim A.Ş. olan davacıya temlik edildiği, takibin derdest olduğu anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.
Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” denilmek sureti ile kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirket ve kooperatiflerin tasfiyesinin TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre yapılacağı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde ile belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Mezkur maddenin 15. fıkrası ile “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilerek hukuki menfaatleri bulunanlar ile alacaklılara şirket ve kooperatifin ihyası için dava açma hakkı tanınmış olup davacı tarafın alacaklı olduğu derdest icra takibinin bulunduğu, böylece şirketin taraf olduğu icra takibi varken ticaret sicil kaydının silinmesinin TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olduğu, bu nedenle hak düşürücü süresinin söz konusu olmadığı ve davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirket veya kooperatifin sicil kaydı re’sen terkin edilmekle birlikte bu işlemden önce TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine, sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ve ilan edilmek üzere aynı gün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne ihtar gönderilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce 18/02/2015 tarihinde sicilden terkin edildiği, ticaret sicil gazetesinde ilan yapıldığı ve şirkete tebligat gönderildiği, şirket yetkilisine tebligat gönderildiğine ilişkin herhangi bir tebligatın dosyaya sunulmadığı, bu nedenle terkin işleminin şekil ve esas açısından hukuka uygun olmadığı kanaatine varılarak davacının mevcut hukuki menfaati de nazara alınmak suretiyle davanın kabulüne, hukuka uygun terkin işlemi yapmayan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu anlaşılmakla aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün…sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan…Limited Şirketi’nin TTK.’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-Şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin…Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
3-Karar ve ilam harcı 80,70 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 30,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/02/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

“TASHİH ŞERHİ”
Mahkemenizin… Esas ve … Karar sayılı, 10/02/2022 Tarihli kararının hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde ihya edilen şirketin unvanının sehven eksik yazıldığı anlaşılmakla hükmün 1 nolu bendinin “1-…Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan …Limited Şirketi’nin TTK.’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İHYASINA,” şeklinde tashihine karar verildi.14/02/2022

Başkan . Üye Üye Katip
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır