Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/613 E. 2023/493 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/613 Esas
KARAR NO : 2023/493
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2018
KARAR TARİHİ : 27/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı banka tarfından müvekkili aleyhine …. İcra Dairesinin 2010/… E. Sayısı ile kredili bankomat alacağı adı altında için 19.051,00-TL’lik haksız bir icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin o dönem … – … hattında minibüs hattı bulunduğunu ve kendisinin de bu hatta yarı zamanlı kendi arabasında şoförlük yaptığını, bu dönemde hat sahiplerinin hepsinin davalı bankanın … şubesinde hesapları bulunduğunu, müvekkilin de bu sebeple … … şubesinde hesabı bulunduğunu, 2010 yılında davalı bankanın … şubesinde çalışan … bey isimli memur bu şubede hesabı bulunan minibüs hattı olan müşterilerin haberleri olmadan onlar adına kredi kullandırıp bu paraları zimmetine geçirdiğini, tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasını, davalının …. İcra Dairesinin 2010/… E sayılı dosyasındaki icra takibinin iptali ile %20’den az olmaması kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takibin dayanağı olan kredi sözleşmesi davacı … … ve dava dışı müteselsil borçlu ve kefilleri … , … tarafından imzalandığını, davalı bankanın … Şubesi ile davacı borçlu … … arasında imzalanan … ve rehin sözleşmesine istinaden davacı borçluya kredi verildiğini ve kredi kullanımından dolayı sözleşmeye uyulmaması sebebi ile takip konusu borcun doğduğunu, takibin kesinleşmesi dolayısı ile icra haciz işlemleri uygulandığını, davacı borçlunun adresine fiili hacze gidildiğini, kimse bulunmadığından fiili haciz işleminin yapılamadığını, borçlunun yaklaşık 8 seneden bu yana açılan icra takibine muttali olmasına rağmen herhangi bir itirazının bulunmadığını, haksız ve kötü niyetli olarak borcundan haberi olmasına rağmen bu defa imza itirazında bulunan davacı davasının haklı nedene dayanmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; …. İcra Müdürlüğünün 2010/… esas sayılı takip dosyasında takip konusu alacağa ilişkin sözleşmedeki imzaların sahteliği iddiasına dayalı davacının borçlu olmadığı isteminden ibarettir.
…. İcra Müdürlüğünün 2010/… esas sayılı dosyasında alacaklı … Bankası nın … …, … aleyhine 10.278,03-TL asıl alacak, 8.177,45-TL işlemiş faiz, 408,87-TL Bsmv, 186,68-TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 19.051,03-TL alacak isteminde bulunulduğu görülmüştür.
Menfi tespit istemine konu … numaralı kredi sözleşmesi aslı ve davacının imza örneklerine mukayese edilmesi hususunda bildirilen yerlerden evrak asılları celp edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 25/07/2023 tarihli raporda özetle; ” İnceleme konusu sözleşmede … … adına atılı imzalar ile … …’nin mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların … …’nin eli ürünü olduğunu” mütalaa etmiştir.
Davacı yanın takibe dayanak genel kredi sözlemesindeki imzanın inkarı nedeniyle ilk olarak imza incelemesi yönünden değerlendirme yapılmış olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/06/2001 tarih ve 2001/12-466 E. – 2001/483 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere; ”Herhangi bir belgedeki imza veya yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak; grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması; bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özellikleri tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması; gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.” Anılı içtihat ışığında davaya konu, imza inkarı yöneltilen sözleşme aslı getirtilmiş, davacının uygulamaya elverişli imza asılları, davaya ve imza inkarına konu sözleşme düzenleme tarihinden önceki dönemlere ait mukayeseye elverişli belge asılları, yine sözleşme düzenlenme tarihinden önceki dönemlere ait davacının resmi kurumlar önünde atılmış imzalarının içerir belge asılları celp edilerek davacının mahkeme huzurunda imza örnekleri alınmış olup ATK … İhtisas Dairesi marifeti ile inceleme yapılmıştır. Bu kapsamda anılı izahatlara uygun olarak yapılan inceleme neticesinde, davaya konu sözleşme üzerindeki imzanın davacıya ait olduğunun açıkça tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu hali ile imza incelemesinin hukuki düzenlemeler ile uyumlu olduğu anlaşılmakla usul ekonomisi ilkesi gözetilerek yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir. İzah olunan tüm nedenlerle davacı tarafça sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş ise de sözleşmedeki imzanın davacıya ait olduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edildiği, zimmet iddiasıyla ilgili olarak da herhangi bir soruşturma yahut şikayet konusu bulunmadığından ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 325,35-TL harçtan 269,85-TL’in mahsubu ile arda kalan 55,50-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.
Göre hesaplanan 17.900,00-TL ‘ ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır