Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/605 E. 2022/62 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/605
KARAR NO : 2022/62

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, … Anonim Şirketi olarak 12/09/2009 tarihli, 28/10/1999 gün v…sayılı “Dahilde İşleme İzin Belgesi” uyarınca ithalat sırasında alınan teminatın … Ticaret Müsteşarlığı tarafından süresinde geri ödenmemesi nedeniyle yoksun kalınan kârların tazmini zımnında Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde 2009/1393 Esas üzerinden … Müsteşarlığı aleyhine dava açtığını, Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin 07/07/2010 gün ve 2009/1393 Esas, 2010/1078 Karar sayılı kararı ile davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verildiğini, kararın temyiz edildiğini, Danıştay 10. Dairesi tarafından 27/10/2014 gün 2010/14530 Esas ve 2014/6162 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının onandığını, karar düzeltme talebinin de 13/06/2016 tarihli kararla reddedildiğini, akabinde 25/08/2016 tarihinde dava süresinde açıldığından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin ekli kararı ile başvurunun haklı bulunması neticesinde yargılamanın Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin 2019/2225 Esas, 2020/803 Karar sayılı kararı ile lehe sonuçlandığını, tutar yönünden kararı temyiz ettiklerini, … Anonim Şirketi tarafından açılmış bir davanın devamı sürecinde şirketin 24/02/2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile yapılan bildirim ile re’sen kapatıldığının haricen öğrenildiğini, şirkete veya ortaklarına ticaret sicil kaydının silinmesiyle ilgili bir bildirim yapılmadığından re’sen silinmeyle ilgili bir başvuruda yapılmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 2. fıkrası gereğince davacı veya davalı sıfatı ile devam eden davaları bulunan şirketler hakkında bu madde hükümlerini uygulanamayacağını, dolayısı ile yapılan kayıt silme işleminin yok hükmünde olduğunu, kapatılma işleminin kaldırılması için gerekli belgelerin davalıya gönderildiğini, davalı tarafından 26/08/2021 gün,…sayılı yazı ile şirketin kaydının ancak kesinleşmiş mahkeme kararı ile açılabileceği belirtilerek talebin reddedildiğini, şirketin tüm faaliyetleri bu davaya bağlı olduğundan dava sonucunun beklenildiğini, TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrası gereğince şirket ortaklarının bu davaya açabileceklerini beyanla … Dış Ticaret Pazarlama Anonim Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin yok hükmündeki silme işleminin tespiti ile ihyasına ve ticaret sicil gazetesinde ilanına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü, 6102 Sayılı TTK’nın 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilinin re’sen terkin işleminin, 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi; Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. maddesi, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında vergi kaydının terkin edildiği ve adresinin tespit edilemediği hususunun belirlenmesinin ardından 18/02/2015 tarihinde yapıldığını, müvekkilince şirkete verilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerinin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmesi ya da tasfiye memurunun bildirilmesi hususunda tebligat yapıldığını, şirketin verilen süre içerisinde söz konusu yükümlülükleri yerine getirmediğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünü haiz olduğunu, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın şirketi sicile yeniden tescil etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen şirketin derdest dava bulunması sebebiyle tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir.
Mahkememizce,…Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ihyası talep edile…Anonim Şirketi’nin sicil dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca 18/02/2015 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından sicilden re’sen terkin edildiği anlaşılmıştır. Ankara 4. İdare Mahkemesi’nin 2019/2225 Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; şirket tarafından T.C. Ticaret Bakanlığı aleyhine tazminat istemi ile açıldığı, Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, şirket tarafından kararın temyiz edilmesi ile Danıştay 10. Dairesi’nin 2020/4046 Esas ve 2020/3407 Karar sayılı kararı ile onandığı, şirketin karar düzeltme yoluna başvurduğu ve bu nedenle kararın kesinleşmediği, davanın ilk açılış tarihinin 12/09/2009 olduğu anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde ” Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.
Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.” denilmek sureti ile kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirket ve kooperatiflerin tasfiyesinin TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre yapılacağı belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde ile belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Mezkur maddenin 15. fıkrası ile “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilerek hukuki menfaatleri bulunanlar ile alacaklılara şirket ve kooperatifin ihyası için dava açma hakkı tanınmış olup davacı tarafın ihyası talep edilen şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu, res’sen terkin tarihinde şirket tarafından idareye karşı açılmış ve henüz kesinleşmemiş tazminat davasının bulunduğu, böylece şirketin taraf olduğu dava varken ticaret sicil kaydının silinmesinin TTK’nın geçici 7. maddesine aykırı olduğu, bu nedenle hak düşürücü süresinin söz konusu olmadığı ve davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirket veya kooperatifin sicil kaydı re’sen terkin edilmekle birlikte bu işlemden önce TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine, sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ve ilan edilmek üzere aynı gün Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne ihtar gönderilmesi gerekmektedir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce 18/02/2015 tarihinde sicilden terkin edildiği, ticaret sicil gazetesinde ilan yapıldığı ve şirkete tebligat gönderildiği, şirket yetkilisi davacıya tebligat gönderildiğine ilişkin herhangi bir tebligatın dosyaya sunulmadığı, bu nedenle terkin işleminin şekil ve esas açısından hukuka uygun olmadığı kanaatine varılarak davacının mevcut hukuki menfaati de nazara alınmak suretiyle davanın kabulüne, hukuka uygun terkin işlemi yapmayan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğu anlaşılmakla aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün… sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilmiş olan…Anonim Şirketi’nin TTK.’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-Şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
3-Şirketin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
4-Karar ve ilam harcı 80,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 21,40 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 30,60 TL yargılama gideri ile 118,60 TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03/02/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır