Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/603 E. 2022/29 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/789 Esas
KARAR NO : 2022/72

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı …’ın malik ve işleteni olduğu … plakalı aracın 14/04/2017 tarihinde hasarlandığını, kazanın oluşumunda müvekkiline atfedilebilir herhangi bir kusurun olmadığını, meydana gelen kaza neticesinde araçta KDV dahil 3.141,83 TL hasar meydana geldiğini, davalının kasko poliçe genel şartları gereği KDV dahil hasar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, ekspertiz raporu için 250 TL ücret ödediklerini, …’a ait … plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ve değer kaybı alacağının, araç sahibi tarafından müvekkili şirkete temlik edildiğini beyanla şimdilik 1.000 TL hasar bedeli ve 250 TL ekspertiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının temlik alacağı sebebiyle aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, somut olayda tek taraflı bir kaza olmasına rağmen görevli zabıtaya trafik tespit tutanağı düzenlettirilmeden kaza yerinin davacı tarafından terk edildiğini, sigortalının müvekkiline kazadan 31 gün sonra bildirimde bulunduğunu, sigortalının bildirim ve hasar sonrası yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle sözleşmeden doğan haklarını zayi ettiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla eksper ücretine ilişkin taleplerini de kabul etmediklerini, müvekkil şirket tarafından eksper atanmış olmasına rağmen davacının ekspertiz raporu aldığını, faize ilişkin taleplerin de reddinin gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Huzurdaki davanın 2017/655 sayılı esasına kayıtlı iken Mahkememizin 2017/650 esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, akabinde Mahkememizin 2017/650 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek Mahkememizin yukarıdaki 2021/789 sayılı esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dava; Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında reesen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası görev noktasında incelenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
TKHK’nın 73. maddesinde ise; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanının tüketici işlemleri ile sınırlandırılmış, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır.
Bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde; dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca tüketici işlemlerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, somut uyuşmazlıkta; her ne kadar davacı taraf ticaret şirketi ise de, kasko poliçesinden kaynaklı akdi ilişkinin temlik eden şahıs ile davalı sigorta şirketi arasında olduğu, davalı sigortanın sorumluluğunun bu hukuki ilişkiden kaynaklandığı, bu hukuki ilişki uyarınca temlik edenin tüketici ve dava konusu aracın kullanım amacının hususi olması sebebiyle taraflar arasındaki sigorta ilişkisinin tüketici işlemi sayılacağı, eldeki davanın mutlak ya da nispi bir ticari dava olmadığı, anılı yasal düzenlemeler gereğince davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip
e-imza

Hakim
e-imza