Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/578 E. 2021/555 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/947 Esas
KARAR NO : 2021/487
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/06/2016 tarihinde, davalı …’ın kullandığı … plakalı araç, müvekkilin kullandığı … plakalı araca çarparak, müvekkilin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, sürücü …, kaza tespit tutanağında da belirtildiği üzere, asli kusurlu olarak dava konusu kazaya yol açtığını, müvekkilin iş bu kazada herhangi bir suçu bulunmadığını, müvekkilde meydana gelen sürekli çalışma gücü kaybı sebebiyle ortaya çıkan maddi zararların tespit edilmesini ve bu bedele kaza tarihi olan 11/01/2016 tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limit ile sınırlı olması kaydıyla ve davalı … şirketi açısından temerrüt tarihinin kaza tarihi olarak kabul edilmemesi durumunda, sigorta şirketinin başvuru ile temerrüde düşürüldüğü tarih olan 20/04/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsilini, şimdilik iş göremezlik tazminatı için 1.000,00-TL, müvekkilin dava konusu kaza nedeniyle, SGK kapsamı dışında kalan bakıcı giderinden dolayı uğradığı maddi zararının tespit edilmesini ve bu bedele haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 11/01/2016 tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 100.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan, kaza tarihi olan 11/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Trafik kazasının meydana gelmesinde tüm kusurun davacı tarafta olduğunu, davacının kaza sırasında alkollü olarak trafiğe çıktığını, … Cumhuriyet Savcılığı’nın 2016/… dosyasına buna ilişkin gerekli belgelerin bulunduğunu, davacı tarafın kullandığı motorsiklete ait ehliyeti bulunmadığını, M-A-A1-A2 sınıfı ehliyeti olması gerekirken E sınıfı ehliyeti bulunmakta olduğunu, ehliyetnamesiz ve alkollü olarak trafiğe çıktığını, trafik kaza tutanağını kabul etmediğini, tutanağın taraflı olarak hazırlandığını, davacı motorsikleti olduğu halde sol şeritte seyrettiğini, hava yağışlı olmasına rağmen hızının en az 80-90 km olduğunu, aşırı süratli olduğunu ve hiçbir şekilde fren yapmadığını, kazanın bu sebeplerle meydana geldiğini, mahkemece kaza mahallinde keşif yaptırılması halinde bu durumun açıklığa kavuşacağını, çarpma noktasında tespitini ve çarpma açılarının dikkate alınarak görevlendirilecek bilirkişi marifeti ile kusur incelemesi yaptırılmasını, ayrıca bu kaza ile ilgili olan … Savcılığı’nın 2016/… E. Sayılı dosyasını delil olarak gösterdiğini, davanın usule ve esasa ilişkin sebeplerle reddini, yargılama masraflarının davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Poliçe / hasar dosyası, araç tescil kayıtlarının, ilgili emniyet müdürlükleri marifeti ile düzenlenen ekonomik ve sosyal durum araştırma cevaplarının dosyada mübrez olduğu görülmüştür.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… ASCM’nin 2018/… esas sayılı ceza dosyası Uyap üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen kusur bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 08/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Sürücü …’ın ifadesinde olayın meydana geldiği kavşağa geldiğinde sola dönüş yapmak için durduğunu, yan tarafında bir başka aracın daha durduğunu, yolu kontrol ettikten sonra karşıya geçmek için hareket ettiğini, yol ortasına geldiğinde sağdan hızla gelen bir motosikleti gördüğünü ve karşıya geçmek için gaza bastığını, bu sırada hava yağışlı olduğundan motosiklet sürücüsünün yalpalamaya başladığını ve kullandığı aracın arka kısmından çarptığını, sürücü … ise ifadesinde sabah saat 09:00 sıralarında görevli olduğu polikliniğe gitmek üzere kendisine ait … plakalı motosiklet ile yola çıktığını, kavşağa geldiğinde kırmızı beklediğini, yeşil yanınca hareketlendiğini, son hatırladığı bir aracın soldan önüne çıktığını, kaza sonrası 3 gün hafıza kaybı yaşadığını, … plakalı kamyonet sürücüsü …’ın kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı dönüş sırasında kerşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtları beklemediği için kazada asli %75 kusurlu olduğunu, … plakalı motosiklet sürücüsü davacı …’ın ise hızını kavşak şartlarına göre düzenlemediği, yasal sınırın üzerinde alkollü olarak araç kullandığı için kazada tali ve %25 oranında kusurlu olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ve cevap dilekçelerine göre somut olaydaki uyuşmazlığın; 11/01/2016 tarihindeki trafik kazasının meydana gelmesinde davacı ve davalı sürücülerin kusur oranlarının tespiti, davacının iş göremezliğe düçar olup olmadığı, davacı yanın talep ettiği maddi tazminatın davalı … şirketi ile davalı sürücüden, manevi tazminatın ise davalı sürücüden tahsiline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde ise haksız bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda ise Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde ceza dava dosyasındaki tespitler ile mahkememizce görevlendirilen kusur bilirkişinin dosya kapsamına uygun tespitlerinin birbirleri ile örtüştüğü, dosya kapsamına uygun ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılmakla itibar edilir bulunmuş olup davacının %25 oranında tali kusurlu, davalı sürücünün ise %75 oranında asli kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Yargılama sırasında davacı vekilinin 26/09/2018 tarihli duruşma sırasında; maddi tazminat talepleri açısından her iki davalı yönünden de davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, feragata yetkili olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce vaki feragat üzerine maddi tazminat talepleri yönünden HMK’nın 307. maddesi uyarınca davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın davalı sürücü yönünden manevi tazminat istemini ileri sürmekle tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır.
Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası neticesinde tedavi görmek zorunda kalıp ceza dosyasındaki adli raporlar ve tedavi evrakları ile engelli durumunu gösterir belgeler ışığında (engel oranı %32) iş göremezliğe uğrayan davacının manevi zarara uğradığı ve davalı araç sürücüsünün asli kusuru ile meydana gelen trafik kazası kapsamında anılı yasal düzenlemeler gereğince davacının manevi zararını gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, maluliyet / iş göremezlik oranı ve derecesi, davalının %75 oranındaki kusur oranı, tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.000-TL manevi tazminat taktir edilmiştir.
Son olarak temerrüt tarihi ve faizin türü yönünden değerlendirme yapılmış olup davalı sürücü yönünden temerrüt, haksız fiil tarihi olan 11/01/2016 tarihi itibari ile başlamış olup aracın hususi olması ve HMK 26. maddesi gereğince taleple bağlılık ilkesi gözetilerek yasal faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla; manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat istemi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Manevi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulü ile,
Davacı yararına takdiren 7.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 11/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 478,17-TL ilam harcından peşin alınan 346,68-TL ‘ nin mahsubu ile bakiye 131,49-TL ilam harcının davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 346,68-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 378,08-TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 822,3 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 56,71 TL yargılama giderinin davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Maddi Tazminat yönünden;
6-Davalı …, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 1.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
Manevi Tazminat yönünden;
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı …, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır