Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/560 E. 2023/111 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/560 Esas
KARAR NO : 2023/111
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25.12.2020 tarihinde müvekkilinin … plaka sayılı motosikletle seyir halinde iken, sürücüsü …, sahibi … olan … plaka sayılı aracın kendisine çarpması neticesinde yaralandığını, müvekkilinin lise ikinci sınıf öğrencisi olduğunu, engelli bir birey olduğunu düşünerek psikolojik açıdan zor zamanlar geçirdiğini beyanla … plaka sayılı araç üzerinde ihtiyati tedbir konulmasını, 150.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen, 1.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren (davalı sigorta şirketi açısından 12/07/2021 tarihinden itibaren) işleyecek ticari faiziyli birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada kusurun çık hızlı seyretmesi nedeniyle davacıya ait olduğunu, kaza tarihinde davacının motosiklet kullanmaya ehliyetinin bulunmadığını, yine kaza tarihinde pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağının bulunduğunu beyanla davacının yasaya ve hukuk kurallarına uymayan davranışları ve kazada kusurun kendisinde olması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayda motosiklet sürücüsü davacının çok hızlı şekilde müvekkilinin kullanmış olduğu … plaka sayılı araca çarpmış olduğunu, olay tarihinde davacının motosiklet ehliyetinin bulunmaması ve davacının ehliyetinin de olmaması nedeniyle tam kusurlu olduğunu, kaza mahallinde polis tarafından müvekkilinin yokluğunda tutulan kaza tutanağını da kabul etmediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun kusur ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun kesin olarak belirlenmesinin gerektiğini, müvekkilinin davacı için istenen tedavi giderleri ve bakıcı ücreti talebine karşı da sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının faiz başlangıç tarihine ilişkin olarak dava açılış tarihi olarak belirlenmesi gerektiğinden itiraz ettiklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:
… CBS dosyası, … İl Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, … İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, … Hastanesi yazı cevabı, … SGK, …Hastanesi yazı cevabı, … İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevapları, davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı, … Prof. Dr. … Hastanesi’ne yazılan müzekkere cevabı, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2022/… esas sayılı dosyası örneği celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Maluliyete ilişkin alınmış olan … İhtisas Kurulu 28/04/2022 tarih ve … nolu raporunda özetle;
“Kurulumuzun 24/12/2021 tarih … karar numaralı müzekkeresi ile olay tarihli grafi içerir CD kopyaların istendiği ancak dosyada bulunamadığı cihetiyle,
Mevcut belgelere göre;
Mahmut oğlu 10/01/2006 doğumlu … ‘nun 25/12/2020 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, olay tarihinde yürürlükte bulunan 20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik dikkate alındığında;
Kas – İskelet Sistemi, Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, kalça eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.8a ve Tablo 3.8b’ye göre alt ekstremite özürlülük oranı %5 olup tablo 3.2’ye göre;
1.Kişinin tüm vücut engellilik oranının %3 (yüzdeiki) olduğu,
2.İyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Kusur durumunun tespitine ilişkin alınmış olan … Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’nin … tarih ve … nolu raporunda özetle;
“Mevcut verilere göre;
A-) Davalı sürücü …, idaresindeki otomobil ile olay mahalli kavşakta sola dönüş yapmadan önce karşı istikametten gelen araçları yeterince kontrol etmesi, karşı istikametten gelen motosiklet sürücüsüne ilk geçiş hakkını vermesi, dönüşünü uygun zamanda dikkatli bir şekilde yapması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, tedbirsizce sola dönüş manevrası yaparak karşı istikametten gelen ve ilk geçiş hakkına sahip olan motosiklet ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada kusurludur.
B-) Davacı sürücü …, idaresindeki motosiklet ile mahal şartlarını ve olay mahalli kavşağa yaklaştığını da dikkate alarak seyrini her an tedbir alabilecek şekilde müteyakkız sürdürmesi, karşı istikametten gelerek sola dönüş yapan otomobile karşı zamanında etkin tedbir alması gerekirken bu hususlara yeterince riayet etmediği anlaşılmakla gerçekleşen kazada kusurludur.
Sonuç olarak;
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
Davalı sürücü …’ın %85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğu,
Davacı sürücü …’nun %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Tazminatın hesaplanmasına ilişkin alınmış olan Aktüerya bilirkişisinin 17/02/2023 tarihli anılı raporunda özetle;
“25.12.2020 tarihinde meydana trafik kazasında davalının 9685 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı … ‘nun;
a)Sürekli iş göremezlik dönemine ait % 3 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 150.623,34 TL. olduğu,
b)Davacının belirlenen maddi zararının poliçe limitini aşmadığı,
c)Dosyada mevcut belgelere sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 27.07.2021 olarak belirlenmiş olup,
Araç sürücüsü ve işleten bakımından temerrüdün 25.12.2020 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
d)Sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde görülmekte olan dava; davacının 25/12/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile yaralanması sonucu sürekli iş göremezlik maddi tazminat ile manevi tazminat taleplerinin davalı sürücü ve ZMSS’yi düzenleyen davalı sigorta şirketinden tahsili isteminden ibarettir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığıönlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler.Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi;”Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56./1 Maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinin; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, Kanun’un 85/son maddesinin ise; ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde düzenlemiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda anılan kanuni düzenlemeler ışığında tüm dosya kapsamı incelendiğinde;
Sürekli iş göremezlik tazminatı istemi yönünden yapılan değerlendirmede:
Somut olayda davalı sigorta şirketinin ZMSS ile sigortaladığı aracın, dava dışı sürücü idaresinde iken 25/12/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümlerinden (Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik) yararlanılarak ATK marifeti ile yapılan inceleme neticesinde düzenlenen rapor kapsamında, davacının tüm vücut engellilik oranının %3 olduğu tespit edilmiş olup raporun ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olması nedeni ile itibar edilir olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun tanzim edilmekle mahkememizce itibar edilir bulunan ve ceza dosyasında alınan rapor ile uyumlu olan ATK 21/10/2021 tarihli kusur raporu içeriği, kaza tespit tutanağı (KTT) ve celp edilen ceza dava dosyasındaki maddi tespitler ışığında; somut olayda davacı motosiklet sürcüünün kazanın oluşumunda % 15 oranda tali kusurlu olduğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise %85 oranında asli kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anılı tespitlerin aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan KTT, ceza dosyası ve mahkememiz dosya kapsamı ile çelişmediği gibi aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmakla, usul ekonomisi ilkesi ışığında kusur yönünden yeniden inceleme yapılması yoluna gidilmemiştir.
Yargılama sırasında Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinin; “…Bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümünde yer alan “…Ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan “…Ve genel şartlarda…” ibaresinin, b) Kanun’un 92. maddesinin (i) bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiş olup aktüerya raporlarına ilişkin olarak genel şartlar ile getirilen 1,8 teknik faizin ve bu genel şartlarla belirlenen vergilendirilmiş belgeli gelir, olmadığı takdirde asgari ücretin kazanç olarak nazara alınacağı düzenlemesinin anılı iptal kararı neticesinde tatbiki mümkün görülmediğinden Yargıtay nezdinde uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirilmesi nedeniyle, TRH 2010 tablosunun esas alınması ancak hesaplamalarda pregresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmıştır. (Emsal ilam: Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15277 esas, 2022/4707 karar sayılı ilamı.) Anılı kriterlere uygun olarak ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun hazırlanmakla itibar edilir bulunan aktüerya raporu kapsamında davacı yanın sürekli iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 150.623,34-TL olarak hesaplandığı, davacı vekilinin 21/02/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile; 1.000 TL maddi tazminat talebini 149.623,34 TL yükselterek toplamda 150.623,34 TL’ye ulaştırdığı görülmüş olmakla davalı sigorta şirketinin ZMSS sorumluluk şartları gereğince dava kapsamındaki sorumluluğunun neticeten 150.623,34- TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Temerrüt tarihinin tespiti ile faiz istemi yönünden yapılan değerlendirmede; 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği buna göre davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi 27/07/2021 diğer davalılar yönünden ise temerrüt tarihi kaza tarihi olan 25/12/2020 tarihi belirlenmiştir. Kazaya neden olan aracın hususi kullanım vasfında olması, temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmesi nedeni ile yasal faize hükmedilmesi ve haksız eylem temelli dava kapsamında zararın tamamı için temerrüt tarihinin esas alınmasının gerektiği anlaşılmakla; davanın kabulüne, sürekli iş göremezlikten kaynaklı 150.623,34-TL maddi tazminatın davalılardan belirlenen temerrüt tarihlerine göre işleyecek yasal faizi ile tahsiline ve davacıya ödenmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede:
Dosya kapsamında öncelikle manevi tazminat isteminin değerlendirilmesi için kusur hususunda araştırma yapılmış ve tarafların iddia ve savunmaları ile dosyada alınan ATK kusur raporunda özetle; “davalı sürücü %85 (yüzde seksen beş) oranında asli kusurlu, davacı murisi motosiklet sürücüsüise %15 (yüzde on beş) oranında tali kusurlu olduğu, alınan raporun ceza dosyasında alınan rapor ile de uyumlu olduğu görülmüştür.
Kusur yönünden yapılan tahkikat sonrası davacının manevi tazminat istemi ele alınmış ve manevi tazminat istemi hakkında TBK’nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesinin; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Bu yasal hükümler gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşımaktadır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. Bu nedenle tazminatın miktarının amacına göre belirlenmesi gerekmiş olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara göre değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda trafik kazası neticesinde dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, dosya içeriğine göre meydana gelen kazada tarafların kusur oranı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda mahkemece manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı lehine 30.000 TL’nin davalılar gerçek kişilerden temerrüt tarihi olan 25/12/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1- Davacı tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
A-Maddi tazminat isteminin KABULÜ ile,
Sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 150.623,34 TL’nin davalılar … ve …’dan 25/12/2020 kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 27/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-Manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile,
30.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan 25/12/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Maddi tazminata yönelik olarak alınması gerekli 10.289,08 karar harcından 3,42 TL peşin harç ve 511,04 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 514,46 TL’nin mahsubu ile 9.774,62 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Maddi tazminata yönelik olarak davacı tarafından yatırılan 3,42 TL peşin harç, 511,04 TL ıslah harcı ve 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 573,76 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminata yönelik olarak davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 23.593,50 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminata yönelik olarak alınması gerekli 2.049,30 TL karar harcının davacı tarafça yatırılan 512,33 TL peşin harçtan mahsubu ile arda kalan 1.536,97 TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
6-Manevi tazminata yönelik olarak davacı tarafından yatırılan 512,33 TL peşin harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminata yönelik olarak davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminata yönelik olarak davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T.’nin 10/2. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 4.644,70 TL (bilirkişi ücreti, ATK faturaları, posta masrafı v.s.) yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 2.790,67 TL’nin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ret oranına göre hesaplanan 793,10 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 526,90 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … vekili ve davalı … Sigorta vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza