Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/559 E. 2022/142 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/559 Esas
KARAR NO : 2022/142
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 23/08/2021
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin … bölgesinde turizm faaliyetleri yürüten … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin (VN: …) sahibi ve yöneticisi olduğunu, davalının medya sektöründe iletişimci ve program yapımcısı olarak faaliyet gösterdiğini, davalı tarafından 2019 yılında özetle; ”..Her türlü müzik veya video yapım ile ilgili prodüksiyon, müzik, kaset, cd, vcd, dvd, ve dijital her çeşit kayıt materyal yapımcılığı, yönetmenliği, aranjörlüğü, menajerliği, klip çekimi, konserleri yapmak, düzenlemek, reklam prodüksiyonu ve organizasyonu” olarak faaliyet alanı tanımlanan “… ” unvanlı bir Medya şirketinin ortak olarak kurulması için müvekkiline öneride bulunduğunu, davalının önerisinin müvekkili tarafından kabul edilmesi ile taraflar arasında akdedilen ortaklık vaadi sözleşmesinin yazılı ve görsel medyada paylaşılarak aleniyet kazandığını, söz konusu sözleşme kapsamında; tarafların medya şirketi ortaklığı gerçekleştirmek ve sermaye koymak, şirketin kuruluş çalışmalarını yürütmek, ticari çevresini oluşturmak, taahhütlerini yerine getirmel konularında anlaştıklarını, müvekkilinin yöneticisi olduğu şirket adına ve davalının da müteselsil kefil olarak yer aldığı Şişli bölgesinde bir ofis kiralanarak, davalının kullanımına tahsis edildiğini ve “… ” unvanlı bir ticari şirketin ortak olarak kurulması için çalışmalar başlatıldığını, şirket tarafından davalıya 2019-2020 yılları arasında defaatle toplam 244.015,84 TL nakdi ödemede bulunulduğunu, öte yandan müvekkilinin kardeşi … … tarafından aynı amaca yönelik olarak, müvekkili adına kendi şahsi hesabından davalının hesaplarına toplam 122.085,00 TL nakdi ödemede bulunulduğunu, davalının kötüniyetli davranışları ile sözleşmenin ifasının imkânsızlaştığını ve sözleşmeden dönülmesinin zorunlu hale geldiğini, bu nedenle ödenen miktarların iadesi gerektiğini, ortaklık vaadi sözleşmesinde kararlaştırlan “… ” unvanlı ticari şirketin esas sözleşmesinin tarafların avukatları ve muhasebecilerinin katılımı ile Eylül 2020’de imza ve kuruluş aşamasına getirildiğini, davalının bu kapsamda, noter huzurunda şirket esas sözleşmesini imzalamaya davet edildiğini ancak Covid-19 pandemisi tedbirlerini bahane ederek müvekkilini oyaladığını, Antalya’ya gelişini devamlı ertelediğini, şirketin kuruluşunun sonuçsuz kaldığını, davalının bu dönem içinde şahsi hesabına gönderilen nakit, kiralanan ofis imkanları ve her türlü sermayeyi kullanarak taraflar arasında kurulması hususunda anlaşılan ticari şirketin faaliyet konuları ile aynı alanda faaliyet gösteren “ … LİMİTED ŞİRKETİ” ticaret unvanına haiz bir medya şirketini kendi adına kurduğunu, şirketin kuruluşunun 20.10.2020 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği ve İstanbul’da ticari faaliyetlerine devam ettiğinin haricen öğrenildiğini, davalı tarafından gönderilen … Noterliği’nin 21.05.2021 tarih ve … yevmiye sayılı cevap ihtarnamesinde ortaklık vaadi sözleşmesinin kabul ve ikrar edilmekte olduğunu, davalının, taraflar arasında kurulan sözleşme şartlarını yerine getirmeden önce, taraflar arasında anlaşılan şirket kuruluş sözleşmesi ile aynı konuda ve kendi adına “ … ” isimli bir şirket kurarak, sözleşmenin ifasını kötü niyetli bu eylemi ile imkânsız ya da diğer bir deyişle sözleşmenin devamını müvekkili adına katlanılamaz hale getirdiğini, sözleşme kapsamında ödenen miktarların alacağın devri sözleşmesi ile müvekkiline devredildiğini ve sözleşmeden dönülmesine ilişkin ihtar ile birlikte davalıdan elde ettiği haksız iktisapların müvekkiline ödenmesinin talep edildiğini, davalının sözleşme kapsamında tarafına verilen her türlü nakit ve sermayeyi iade etmesi gerektiğini, sözleşme uyarınca davalının şahsi hesabına … Tic. Ltd. Şti. tarafından gönderilen toplam 244.015,84 TL asıl alacak ve 21.961.00 TL yasal faiz alacağı, … … tarafından gönderilen toplam 122.085,00 TL asıl alacak, 10.987,65 TL yasal faiz alacağının, alacağın devri sözleşmeleri kapsamında müvekkiline temlik edildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın, haksız iktisap tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline, müvekkilinin yasal ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu talep, davacı tarafından ortaklıktan çıkma veya ortaklıktan çıkartılma şeklinde belirtmişse de, taraflar arasında bir ortaklık ilişkisi bulunmadığını, nitekim davacı tarafın da sıklıkla “ortaklık kurma vaadi” ifadesini belirterek bunu ikrar etmekte olduğunu, hal böyle iken davanın hem usulen hem de esasen reddedilmesi gerektiğini, müvekkili davalının tebligatı şirketinin adresi olan ” … Mh, … Cd. … … D:No: … Beşiktaş/İstanbul” adresinden aldığını ancak huzurdaki davanın, müvekkilinin şahsına karşı açılmış bir dava olduğunu, müvekkilinin ikametgahının ” … Mah. … Sk. No: … / Bursa” olduğunu, davada yetkili mahkemelerin Bursa Mahkemeleri olduğunu, karşı tarafın belirttiğinin aksine, müvekkilinin kendilerini bulup, ‘yatırımcım olun’ şeklinde iş önerisi talebi olmadığı gibi karşı tarafın müvekkili ile iş görüşmesi yapmak istediği için müvekkilini hızlıca Antalya’ya götürdüğünü, taraflar arasında davacının teklifi üzerine işçi – işveren ilişkisi kurulduğunu, davacının şirketi üzerinden müvekkiline “iş avansı”, “borç” şeklinde ödemelerin, İstanbul’da şirket adına kiralanan işletmenin giderleri için ödendiğini, davacı tarafın müvekkiline karşı sözlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin kendi markası olan … üzerinden davacı tarafa ortaklık teklif ettiğini, ancak davacı tarafın belirttiğinin aksine bu ortaklık sözleşmesini imzalamaktan imtina eden müvekkili değil davacı tarafın kendisi olduğunu, taraflar arasında ortaklık sözleşmesi ve ortaklık vaadi sözleşmesi kurulamadığını, davacı tarafından müvekkiline “işin sonundan pay alma” teklif edildiğini ancak davacının bundan cayarak tamamen müvekkilini zarara sokan eylemlerde bulunduğunu beyanla davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında bulunduğu iddia edilen ortaklık vaadi sözleşmesine konu şirketin kuruluş masrafları için ödendiği iddia edilen bedellerin alacağın temliki kapsamında davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı ile medya alanında faaliyet göstermek üzere limited şirket kurma konusunda aralarında bir ortaklık vaadi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme kapsamında sahibi olduğu şirket ve kardeşi tarafından, kurulacak şirketin kuruluş masrafları için davalıya para gönderildiğini, davalının söz konusu ortaklık vaadi sözleşmesini ihlal ettiğini, bu nedenle şirketin kurulamadığını ve davalının kendisine gönderilen bedelleri iade etmesi gerektiğini, kardeşi ve şirketi tarafından alacağın kendisine temlik edildiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 10.000 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı taraf ise, davacı ile aralarında ortaklık veya ortaklık vaadi sözleşmesinin bulunmadığını, ikametgahının Bursa’da bulunması sebebi ile Mahkememizin yetkisiz olduğunu ve esasa ilişkin olarak da davanın haksız olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları ile sunulan delillerinin incelenmesi ile; taraflar arasında yazılı bir ortaklık vaadi sözleşmesinin bulunmadığı, davalı tarafın böyle bir sözleşmenin varlığını kabul etmediği, her ne kadar dava dilekçesinde davalının adresi Beşiktaş/İstanbul olarak gösterilmiş ise de, bu adresin davalının sahibi olduğu şirketin adresi olduğu, davanın ise, şirketi değil davalı taraf gösterilmek suretiyle açıldığı ve davacı tarafından alacak talebinde bulunulduğu, buna göre davada yetkili Mahkemenin 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca davalının, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davalının dava tarihi itibariyle yerleşim yerinin ” … Mahallesi, … Sokak, No: … , İç Kapı No: /Bursa”da bulunduğu, Mahkememizin iş bu davada yetkili olmadığı, yetki ilk itirazının süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesinde usulüne uygun şekilde ileri sürüldüğü anlaşılmakla Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, HMK’nın 116/1-a maddesi uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında yetkili mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
03/03/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır