Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/550 E. 2021/874 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/550 Esas
KARAR NO : 2021/874
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 3. Kişinin borcu nedeniyle adresinde davalı tarafından yapılan haciz esnasında haciz baskısı altında ve ihtirazi kayıt ile davalı tarafa yapılan 175.970,86-TL haksız ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri alınmasını, müvekkil şirketin, söz konusu icra dosyasının borçlusu olmadığını ve borçluyla herhangi bir ilgisi bulunmadığını haciz esnasında icra memurlarına beyan ettiğini, davalı vekili tarafından haciz ve muhafaza talep ettiğini, bunun üzerine müvekkil şirketin menkul mallarının haciz edildiğini, haciz işleminin üzerinden daha bir ay dahi geçmeden alacaklı tarafın talebi üzerine … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… talimat sayılı dosyasından 08/07/2019 tarihinde yeniden müvekkil şirketin aynı adresine hacze gelindiğini, bu kez alacaklı vekili tarafından daha önce haczedilen malların muhafaza altına alınmasının talep edildiğini, davanın kabulü ile müvekkil şirketin haciz ve muhafaza baskısı altında ödediği 175.970,86-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiz ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan alınarak davacı müvekkile iade edilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı takip borçlusu olmayıp hacizde istihkak iddia eden 3. Şahıs olduğunu ve haciz tehdidi altında kalarak ödeme yaptığını beyan ettiğini, davanın İİK 72 madde de yer alan istirdat davası olarak görülmesi gerektiğini, istirdat davası borcun tamamının ödendiği tarihten itibaren ya da son ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılması gerektiğini, davacı tarafından 08/07/2019 tarihinde ödeme yapıldığını, fakat davayı açmak için ise 05/08/2021 tarihinde arabulucuya başvurduğunu, sebepsiz zenginleşme davasının kabulü için borçlunun kendisini borçlu zannederek ödeme yapması gerektiğini, her ne kadar somut olayın özelliğine göre huzurdaki davanın istirdat davası olarak görülmesi gerekse de iş bu davanın TBK 77. Maddesindeki hükümlerden başlayan sebepsiz zenginleşme davası olarak görülecek ise borçlunun kendisini borçlu zannederek ve hataen ödeme yapması gerektiğini, davacı borçlu olmadığını bilerek haciz baskısı ve tehdidi altında kalarak ödeme yaptığını, davanın reddini, vekalet ücretinin ve yargılama giderinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; takip dosyasına haciz/muhafaza baskısı altında ödendiği beyan edilen miktarın takip alacaklısı davalı bankadan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkindir.
… İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Dava, cevap ve beyan dilekçeleri ile tetkik edilen takip dosyaları kapsamında yapılan inceleme neticesinde; davacı şirket tarafından takip dosyasına haciz/muhafaza baskısı altında ödendiği beyan edilen miktarın takip alacaklısı davalı bankadan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili isteminin ileri sürüldüğü, davacının takip dosyası kapsamında borçlu sıfatını haiz olmadığı, dava dışı takip borçlusu şirket hakkında başlatılan … İcra Dairesinin 2016/… esas sayılı dosyası kapsamında talimat marifeti ile yapılan haciz sırasında davacı şirket tarafından takip dosyasına ödeme yapıldığı, 3. kişi sıfatı ile yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takip alacaklısı bankadan tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davalı/takip alacaklısı bankanın ise davanın istirdat davası niteliğinde olup hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu savunmasını ileri sürdüğü görülmüştür. Bu kapsamda uyuşmazlığın; davanın hukuki niteliğinin belirlenmesi, davanın istirdat davası vasfını haiz olup olmadığı, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takip dosyasına yapılan ödemenin tahsili istemine cevaz verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Somut olayda davacı taraf, davasının TBK’da düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olduğunu ileri sürmekte olup davalı taraf istirdat davası olduğunu savunmaktadır. Bununla birlikte bir davada anlatım taraflara, nitelendirme ise HMK’nın 33. maddesi ışığında mahkemeye aittir.
Bu kapsamda Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda; her ne kadar davalı tarafça davanın istirdat davası olduğu savunulmuş ise de İİK’nın 72. maddesine dayalı olan istirdat davası; icra dosyası borçlusunun, ödeme emrine itiraz etmemesi veya ödeme emrine itiraz ettiği takdirde itirazın icra hukuk mahkemesi tarafından kaldırılması üzerine cebri icra tehdidi altında dosyaya ödeme yapması durumunda ödediği parayı geri almak için başvurabileceği bir hukuki çaredir. Dolayısıyla istirdat davasının öznesi, cebri icra tehdidi altında icra dosyasına ödeme yapan takip borçlusudur. Oysa somut olayda davacı tarafın takip borçlusu sıfatının bulunmadığı ve 3. kişi sıfatı ile ödeme yaptığı sabittir. Bu hali ile davanın istirdat davası olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmıştır.
Bununla birlikte dava sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak ikame edilmiş ve haciz baskısı altında ödendiği iddiasıyla takip dosyasına yapılan ödemenin davalı/takip alacaklısından tahsili talep edilmiş ise de davacı, takip dosyasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumunda olup İcra İflas Kanunu’nun 9 ve devamı maddeleri uyarınca icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben yapılmış sayılmaktadır. Buna göre takip dosyasının tarafı olmayan davacı üçüncü kişilerin, ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre takip dosyası borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, somut dava yönünden davalı takip alacaklısının sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığı görülmektedir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde, davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında dava dışı takip borçlusundan talep edebilmesi mümkün olmakla birlikte davalı takip alacaklısından geri isteme hakkının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. (Emsal ilamlar: Yargıtay 4.HD 2015/16289 E. 2016/3744 K., Yargıtay 19.HD 2013/11618 E. 2014/8909 K., Yargıtay 11.HD 2020/3425 E. 2020/5455 K. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2021/1319 Esas , 2021/1599 Karar sayılı kararı. )
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 3.005,15-TL harçtan 59,30-TL’in mahsubu ile bakiye 2.945,85-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 20.667,23-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır