Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/51 E. 2021/849 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/51 Esas
KARAR NO : 2021/849
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili şitket ile dava dışı … Şti. … ve Ortakları arasında … Noterliğinin 15.12.1995 tarih … yevmiye numaralı … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşmeden kaynaklanan masraf bedelleri ödenmediğinden … Noterliğinin 05.03.2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün 2019/… HK.sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı itirazı üzerine takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle; davalı itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği halde davaya cevap verilmediği ve duruşmalara katılmadığı görülmüştür.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İ cra Müdürlüğü’nün 2019/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine faizler dahil toplam 27.641,25 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; icr a müdürlüğünün yetkisine, ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava ve icra dosyası ile davacı şirkete ait ticari defterlerin tetkiki sonucunda, nihai takdiri Sayın Mahkemenize ait olmak üzere:
1) Davacı …Ş ile dava dışı … Şti. … ve Ortakları arasında; … Noterliğinin 25.12.1995 tarih … yevmiye numaralı … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinin akdedilmiş olduğu, Sözleşmenin davalı … tarafından Müşterek Borçlu-Müteselsil Kefil sıfatıyla imzalanmış olduğu,
2) Sözleşmenin 58. maddesi ile; Müşterek Borçlu Müteselsil Kefil sorumluluğunun açıkça belirlendiği,
3) Davacı …Ş. tarafından keşide edilen … Noterliğinin 05.03.2019 tarih … yevmiye numaralı İhtarnamesi ile davalıya; 6.741,89 TL Kira Masraf ve 20.557,15 TL Kira Masraf Temerrüt borcu bulunduğunun ihtar edildiği, Davalı … tarafından keşide edilen … Noterliğinin 01.07.2019 tarihli … yevmiye numaralı cevap ihtarnamesi ile davacı şirkete; ihtarnamedeki borcu kabul etmediğinin, sözleşme altında bulunduğu iddia edilen imzayı kabul etmediğinin, ihtarnamede istenen bit borcu bulunmadığının ihtar edildiği,
4) Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında; İhtarname tarihi olan 05.03.2019 tarihi itibariyle sözleşmeye konu … plakalı araca ait temerrüt faizi hariç toplam 6.741,89 TL tutarında Motorlu Taşıt Vergisi ve Trafik Pata Cezası borcu olduğunun tespit edildiği, söz konusu borca ilişkin davalı tarafından yapılan herhangi bir ödeme kaydına rastlanılmadığı, finansal kiralama sözleşmesinin fesih olduğu,
5) Yapılan hesaplama neticesinde; davacının toplam 6.741,89 TL masraf alacağına 05.03.2019 ihtarname tarihi itibariyle 20.557,15 TL temerrüt faizi talep edebileceği, buna göre; davacı şirketin 05.03.2019 tarihi itibariyle davalıdan (6.741,89 + 20.557,15 = 27.299,04 TL finansal kiralama alacağı bulunduğu,
6) Davacı şirketin … İcra Müdürlüğü 2019/… E. Sayılı takip talebinde davalıdan; 27.299,04 TL Finansal Kiralama Alacağı, 341,24 TL İşlemiş Faiz olmak üzere 27.640,28 TL tutarını talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Dava; … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasında başlatılan finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibarettir.
Davalı yan icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş ise de, HMK’nun 10. ve TBK’nun 89. maddeleri uyarınca takip yetkili icra müdürlüğünde yapılmakla, davalı yanın icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yerinde olmadığı gibi, davalının tacir olması halinde sözleşmenin 81.b maddesi ile İstanbul icra müdürlükleri yetkili kılındığından HMK’nun 17. maddesi uyarınca da yetki itirazı yerinde değildir.
Davalı yan sözleşme altındaki imzaya itiraz etmiş olup, dava konusu 21/12/1995 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi’nin … Noterliğinin … yevmiye numarası ile düzenleme şeklinde yapıldığı ve davalı … adına Burhan Acar adlı kişinin vekaleten sözleşmeye imza attığı görüldüğünden, davalı yanın kendisi tarafından atılmamış olan ve noter huzurunda düzenlenen sözleşmedeki imzaya itiraz etmesinin mümkün olmadığı görülmüştür.
Davalı yan zamanaşımı definde de bulunmuş olup, öncelikle mahkememizce resen dikkate alınması gereken hak düşürücü süreler bakımından inceleme yapılması gerekmiştir.
Eldeki davanın, davalının müteselsil kefil sıfatına dayanılarak açıldığı, sözleşmenin tarafı asıl borçlu kollektif şirketin unvanı içinde davalının adı geçmekte ise de, hukuken dava dışı şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu, kollektif şirket türünde ortaklar şirket borçlarından şahsen sorumlu ise de, eldeki davanın bu sorumluluk uyarınca değil de, davalının sözleşmedeki müteselsil kefaletine istinaden açıldığından aşağıda açıklanacak yasa hükümleri uyarınca değerlendirme yapılmasının gerektiği görülmüştür.
Bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde; dava konusu sözleşmenin TBK’nun yürürlüğe girmesinden önce mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde imzalandığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girdiği, Türk Borçlar Kanunu’nun Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun’un 1. maddesinin son cümlesinde ”…Ancak Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiili ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye Türk Borçlar Kanunu’nun hükümlerine tabidir” denildiği, bu durumda somut olayda borcun sona ermesiyle ilgili olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, Türk Borçlar Kanununun 598/4. maddesi ile ”Kefalet 10 yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak 10 yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.” şeklinde düzenleme yapıldığı, dava konusu sözleşme 21/12/1995 tarihli olmakla, Türk Borçlar Kanunu’nun 598/3. maddesi uyarınca, sözleşmelerin kurulduğu tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle kefaletin sona ereceğinin kabul edilmesi gerektiği, 6101 sayılı Kanun’un 5/2. maddesinde “Türk Borçlar Kanunu ile hak düşürücü süre veya özel bir zamanaşımı süresi ilk defa öngörülmüş olup da başlangıç tarihi itibarıyla bu süre dolmuşsa, hak sahipleri Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanırlar. Ancak, bu ek süre, Türk Borçlar Kanununda öngörülen süreden daha uzun olamaz.” şeklindeki ifade ile Türk Borçlar Kanunu ile hakdüşürücü sürenin ilk defa öngörülmesi ve bu sürenin kanunun yürürlüğünden önce dolmuş olması halinde hak sahiplerine TBK’nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanabilme imkanının getirildiği, kefalet için öngörülen 10 yıllık sürenin Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce 2005 tarihinde dolduğu, TBK’nun 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girdiği ve bu tarihten itibaren hak sahiplerine tanınan bir yıllık sürenin 01/07/2013 tarihi itibariyle dolduğu, davaya konu icra takibinin ise 24/04/2019 tarihinde yapıldığı, buna göre yasayla tanınan ek sürenin dolmasından sonra yapılan bu takibe dayalı olarak açılan davanın dinlenmesinin mümkün bulunmadığı, zira davacının artık davalı kefili takip etme hakkının ortadan kalktığı, davanın 6098 sayılı Kanun’un 598/4., 6101 sayılı Kanun’un 1. maddesi ve aynı kanunun 5/2. maddesi çerçevesinde reddinin gerektiği anlaşıldığından açıklandığı şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 333,84 TL peşin harçtan 59,30-TL’nin mahsubu ile fazla yatan 274,54 TL’ nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14. maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin (e-duruşma) yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır