Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/483 E. 2022/270 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/483 Esas
KARAR NO : 2022/270
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında … İli, … İlçesi, … Köyü, … mevkiinde kayıtlı bulunan gayrimenkuldeki akaryakıt satış ve servis istasyonunun işletilmesi için 29/07/2008 tarihli … bayilik anlaşması ve protokolün akdedildiğini, davalı tarafın müvekkiline vermiş olduğu taahhütname ile fiilen akaryakıt satış faaliyetine geçtiği tarih başlangıç alınmak üze re anılan anlaşmaların yürürlüğü süresince geçerli olacak şekilde birinci yıldan başlamak kaydı ile yıllık asgari 2.000 metre küp beyaz mal almayı, taahhüt ettiği yıllık mal alış miktarını gerçekleştirememesi halinde müvekkiline eksik kalan yıllık alım miktarı üzerinden 80 USD/ metreküp kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkili ile davalı arasında akdedilen protokol kapsamında davalı tarafa 550.000 USD + KDV tutarında peşin satış destek primi ödemesi yapıldığını, ödemenin taraflar arasındaki anlaşmanın 5 yıl süre yürürlükte kalacağı esası göz önüne alınarak yapıldığını, davalı yanın akaryakıt istasyonunda 30/07/2009 tarihinde fiilen akaryakıt satış faaliyetine başladığını, taraflar arasındaki anlaşmanın davalı tarafından … Noterliğinin 04/06/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 03/08/2013 tarihinden gerçekli olmak üzere feshedildiğini, taraflar arasındaki anlaşmanın 4 yıl yürürlükte kalması sebebiyle müvekkilinden tahsil edilen prim bedelinin 1 yıla isabet eden 110.000 USD + KDV sinin iadesinin gerektiğini, davalının taahhüt ettiği miktarda ürün almadığını, eksik aldığı ürün miktarı için hesaplanacak kar kaybını da müvekkiline ödemesi gerektiğini beyanla tahkikat sonucunda müvekkilinin alacağının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda arttırılmak üzere davalı tarafa ödenen prim bedelinin kullanılmayan sözleşme süresine tekabül eden 110.000 USD + KDV= 129.800 USD’nin, eksik ürün ikmalinden doğan kar kaybı alacağından şimdilik 10.000 USD’nin davalıdan ihtar tarihinden itibaren işleyecek avans ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca ödenen peşin satış destek priminin, sözleşmenin fiilen uygulanmayan süresine tekabül eden kısmının iadesi ile taahhüt edilen mal alım miktarına uyulmadığından bahisle cezai şart bedeli talebine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, ticari defterler ve dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış ve 26/04/2018 Tarihli, 2014/… Esas ve 2018/… Karar sayılı karar ile “Davacı taraf her ne kadar yanlar arasındaki sözleşmenin 29/01/2008 tarihinde akdedildiğini ve 5 yıl için 550.000USD+KDV satış destek primi ödemesi yapılmasına rağmen istasyonda fiili satışın 30/07/2009 tarihinde başladığı ve yanlar arasındaki sözleşmenin de 03/08/2013 tarihi itibariyle sona erdiğini, dolayısıyla fiilen sözleşmenin uygulanmayan dönemine tekabül eden satış destek priminin iadesi talebinde bulunmuş ise de; mübrez raporda da belirtildiği üzere bu kapsamda, bayilik anlaşmasının imzalanmasından 1 yıl sonra fiilen akaryakıt satışına başlandığından taraflar arasındaki anlaşmaların fiilen 4 yıl yürürlükte kaldığı, davacının sözleşmeden beklenen faydayı temin ettiği, ayrıca davacının alacak kalemine dayanak yaptığı taahhütnamede belirtilen fiilen satışın başladığı tarihin esas alınacağı hususunun eksik tonaj taahhüdüne yönelik düzenleme olduğu, satış destek primi yönünden taahhütnamenin uygulama alanı bulamayacağı, davacı tarafın satış destek priminin uygulanmayan dönemi yönünden fiilen satışın başlayacağı tarihe kadar herhangi bir ihtirazi kayıt düşmediği, bu sebeple davalı yana ödenen 550.000 USD + KDV satış destek prim bedelinin 1 yıla isabet eden 110.000 USD+KDV bedelin davacı dağıtım şirketince davalı bayiden talep edilmesinin yerinde olmadığı, davacı yanın eksik tonaj taahhüdünden kaynaklı kar mahrumiyeti olarak nitelendirdiği alacak ise; anılı alacak kaleminin taraflar arasındaki taahhütnameye dayandığı ve taahhütnamede eksik tonaj taahhüdüne ilişkin maddenin düzenleme şeklinin cezai şart mahiyetinde olduğu görülmüş olup, davacı tarafın ancak ihtirazi kayıt düşmeksizin veya haklarını saklı tutmaksızın yeni dönem satışlarına devam etmesi halinde ancak taraflar arasındaki son yıl için eksik tonaj taahhüdünden kaynaklı cezai şart talebinde bulunulabileceği bu miktarında mübrez raporda da 71.212,80USD olarak hesaplandığı ve davalının ekonomik olarak mahvına sebep olmayacağının tespit edildiği” gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 71.212,80 USD’nin 30/07/2013 temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıllık USD cinsi mevduata uyguladığı en yüksek faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, verilen kararın davacı tarafın vaki istinafı ile … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 2019/… Esas ve 2021/… Karar sayılı kararı ile; “Taraflar arasında 29/07/2008 tarihli akaryakıt bayilik anlaşması, protokol ve taahhütname akdedildiği, protokol kapsamında davalı tarafa 550.000 USD + KDV tutarında peşin satış destek primi ödemesi yapıldığı, davalı tarafça sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık bir yıl sonra 30/07/2009 tarihinde davacıdan akaryakıt alınarak fiilen akaryakıt satış faaliyetine başlanıldığı, davalı tarafça “bayilik anlaşması” konulu … Noterliğinin 04/06/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihbarnamesi ile, sözleşmenin 12. maddesine göre sözleşmenin bitim tarihinden sonra aralarında tekrar bir sözleşme yapılması gerektiği, anlaşamamız halinde şirketleri ile yeniden bir bayilik sözleşmesinin imzalanacağı, anlaşamadıkları takdirde sözleşmenin tekrar yenilenmeyeceği, sözleşmenin yenilenmemesi halinde arsa üzerindeki intifa ve ipotekleri kaldırarak, davalı şirkete ait demirbaşların alınmasının ihbaren bildirildiği,
Davalı tarafça cevaben davacıya gönderilen “bayilik sözleşmesi ve eklerinin feshi hakkında” konulu 23/07/2013 tarihli ihtarname içeriğinde “Müvekkil ile Muhatap Yatırım Protokolünün haklı nedenle feshedildiği, eksik alım nedeniyle kar mahrumiyeti, bakiye peşin satış teşvik primi bedelinin ödenmesinin ihtar edildiği, bu ihtarnamenin 26/07/2013 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği görülmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalının, sözleşmenin imzalanmasından itibaren yıllık 2000 m3 asgari alım taahhüdünü yerine getirmemiş olmasına rağmen davacı yanın işbu protokol ve eki niteliğindeki bayilik anlaşmasını feshetmediği gibi davalının satamadığı satış eksiği beyaz ürün nedeniyle davacı şirket tarafından uyarıldığına, kâr mahrumiyeti alacağını saklı tuttuğuna dair yazılı bir belgeye de rastlanılmadığı. 5 yıl eksik tonaja rağmen davalı bayinin ürün satmaya devam ettiği, bu nedenle davacı şirketin son yıla (01/01/2013-29/07/2013 dönemi için) ilişkin eksik alım için 71.212,80 USD olarak hesaplanan kar mahrumiyeti alacağını talep edebileceği belirtilmiş, mahkemece de rapordaki bu hesaplama doğrultusunda karar verilmiştir.
Davacı vekilince ibraz edilen bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; eksik alımdan kaynaklanan müvekkili alacağının son yılla sınırlandırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gibi bilirkişi raporunda belirtildiği şekilde sadece son yılda eksik alınan ürün miktarının talep edilebileceği kabul edilse dahi, bilirkişi raporunda son yılın başlangıcının hatalı belirlendiği, sözleşmenin son yılının Ağustos 2012- Temmuz 2013 olarak belirlenerek buna göre bir hesaplama yapılması gerektiği, bilirkişiler tarafından Ocak 2013-Temmuz 2013 dönemi için hesaplama yapılmış olması sebebiyle kar kaybı bedelinin eksik belirlendiği belirtilerek, itirazları kapsamında hesaplama yapılması için yeniden rapor alınmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemenin 01/12/2016 tarihli duruşmasında, rapor hazırlayan bilirkişilerden gerektiğinde davacı itirazlarının karşılanması ve cezai şart yönünden var ise ekonomik mahviyet ve tenkisin tartışılması gerekli görülmesi halinde tenkis oranının belirlenerek buna göre inceleme yapılması maksadıyla ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de, ek raporda sadece cezai şartın davalının ekonomik mahviyetine sebep olup olmayacağı hususu tartışılmış, davacı vekilinin itirazları hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır.
Mahkemece, davacı vekilinin bilirkişi raporundaki hesaplamaya ilişkin somut itirazları hususunda, ara karar verilmesine rağmen ek rapor alınmadan veya ek rapor alınmasına gerek olmadığı kanaatinde ise, davacı vekilinin hesaplama hatasına ilişkin itirazlarının tamamı gerekçede tartışılıp değerlendirilmeksizin yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile kaldırılmasına karar verilmiş olmakla Mahkememizce kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir. Dosya önceki raporları düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi edilerek davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 11/01/2022 tarihli ek raporunda; sözleşme süresinin tamamı dikkate alındığında eksik alım nedeniyle uğranılan kar kaybının 636.842,40 USD, sadece son yıl dikkate alındığında davacının itirazları doğrultusunda yapılan hesaplamaya göre talep edilebilecek tutarın 120.579,20 USD olduğunu tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında 29/07/2008 tarihinde … Anonim Şirketi Bayilik Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin süresinin, 12. maddesine göre imza tarihinden itibaren 5 yıl olduğu, sözleşmenin eki olan protokolün özel şartlar başlıklı G maddesinde; davacı …’nin davalı bayiye, akaryakıt satış ve servis istasyonunda anlaşma süresince ticari faaliyetine destek olması için, davacının tapuda hukuki tasarruf hakkını alması, anlaşmanın imzalanmasını müteakip ve gerekli teminatların davalı bayi tarafından davacıya ibraz edilmesi şartıyla ve fatura karşılığında 550.000 USD + KDV peşin satış destek primi ödemesi yapacağı ve peşin satış teşvik priminin, sözleşmenin 5 yıl süre ile yürürlükte kalacağı esasına göre belirlendiği ve bu esas dahilinde ödenmesine karar verildiğinin kabul edildiği, davalı tarafından davacıya gönderilen 04/06/2013 tarihli ihbarname ile bayilik sözleşmesinin 03/08/2013 tarihinde biteceği, bu sürenin sonunda yeni bir anlaşma yapılması gerektiği, anlaşma sağlanamaması halinde sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirdiği, davacı tarafından 550.000 USD + KDV’nin davalıya ödendiği ve davalının fiilen akaryakıt satışına 30/07/2009 tarihinde başladığı, sözleşmenin 03/08/2013 tarihinde sona ermesi sebebiyle 4 yıl süre ile yürürlükte kaldığından bahisle 1 yıla ilişkin peşin satış destek priminin iadesinin talep edildiği, sözleşmenin 12. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere süresini imza tarihinden itibaren 5 yıl olduğu, mezkur maddede sözleşmenin süresinin fiilen uygulanmaya başladığı tarih itibariyle başlayacağına dair bir hüküm olmadığı gibi davalıya ödenen primin dayanağı olan protokol maddesinde de, primin sözleşmenin fiilen uygulanacağı süre esas alınarak belirlendiğine dair bir hüküm olmadığı, sözleşmenin 29/07/2008 imza tarihinde yürürlüğe girdiği, 03/08/2013 tarihinde sona erdiği, 5 yıl süre ile yürürlükte kaldığı, dolayısıyla davacı tarafından iadesi talep edilebilecek bir peşin satış destek primi olmadığı anlaşılmakla bu talebin reddine karar verilmiştir. Davacının eksik ürün alımı nedeniyle talep ettiği cezai şart yönünden yapılan değerlendirmede; davalının sözleşmeye ek taahhütname ile, fiilen akaryakıt satışına geçtiği tarih başlangıç alınmak üzere anılan anlaşmaların yürürlüğü süresince geçerli olacak şekilde birinci yıldan başlamak kaydı ile yıllık asgari 2.000 metre küp beyaz mal almayı, yıllık mal alış miktarını gerçekleştirememesi halinde davacıya eksik kalan yıllık alım miktarı üzerinden 80 USD/ metreküp kar mahrumiyeti ödemeyi taahhüt ettiği, alınan kök bilirkişi raporunda davalının sözleşmenin yürürlüğe girdiği 29/07/2008 tarihinden Temmuz 2019’a kadar ürün alımı yapmadığının ve bundan sonraki her yıl için alınan ürün miktarının 2000 metreküpün altında olduğunun tespit edildiği, ilk yıl hiç ürün alınmaması ve devam eden yıllarda da eksik ürün alınmasına rağmen davacı tarafından davalıya yapılmış bir ihtar ve ihtirazi kayıt olmadığı, buna göre davacının, davalı tarafından asgari alım taahhüdüne uyulmadığı gerekçesiyle, sonraki yıllarda mal tedarikine devam edilmiş olması sebebiyle, taahhütnameye dayanılarak önceki yıllara ait cezai şart isteminde bulunamayacağı, ancak son yıla dair cezai şart isteminde bulunulabileceği, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, E. 2017/2369, K. 2018/3447, T. 20/06/2018) alınan ikinci ek bilirkişi raporunda da sözleşmenin yürürlük tarihi nazara alınarak son yılın 29/07/2012 ila 29/07/2013 tarihleri arasındaki alım miktarına göre hesaplama yapıldığı, davacının talep edebileceği cezai şart bedelinin 120.759,20 USD olduğu ancak ıslah dilekçesi ile 75.000 USD talep edilmiş olduğu anlaşılmakla ve davalı tarafça söz konusu cezai şart bedelinin ekonomik olarak mahvına sebep olacağı yönünde bir savunma ileri sürülmediğinden, talebin açıklanan miktar üzerinden kabulüne ve kabul edilen bedele temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesine, dava değerinin dava tarihindeki Merkez Bankası USD efektif satış kuru üzerinden belirlenmesi ile harç ve vekalet ücretine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının sözleşmenin kullanılmayan kısmına tekabül eden prim iadesi talebinin Reddine,
2-Davacının eksik ürün alımından kaynaklı alacak talebinin Kısmen Kabulü ile 75.000 USD’nin 30/07/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık USD cinsinden mevduata uyguladığı en yüksek faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar ve ilam harcı 10.912,52 TL’den peşin alınan 8.385,85 TL harcın mahsubu ile kalan 2.526,67 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından istinaf öncesi yapılan 3.512,40 TL yargılama gideri ile 165,70 TL istinaf harçları, 900 TL bilirkişi ücreti, 78,13 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.756,23 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı (%37) üzerinden hesaplanan 1.389,80 TL ile ilk harç 3.415,05 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 19.126,25 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 27.803,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

“TASHİH ŞERHİ”
Mahkememizce verilen kararda davacının eksik ürün alımından kaynaklı alacak talebinin kabulüne karar verilmiş olup hükümde sehven kısmen kabulüne denildiği anlaşılmakla hükmün 2 nolu bendinin “2-Davacının eksik ürün alımından kaynaklı alacak talebinin Kabulü ile 75.000 USD’nin 30/07/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık USD cinsinden mevduata uyguladığı en yüksek faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde tashihine karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır