Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/482 E. 2021/915 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/482 Esas
KARAR NO : 2021/915
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/08/2011
BİRLEŞEN … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2014/… DOSYA:
DAVA TARİHİ : 25/11/2014
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile … San. Ve Tic. Ltd. Şti. (…) arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin genel ticari uygulaması doğrultusunda, akaryakıt temin edilmeden önce …’tan da teminat talep ettiğini, …’ın, müvekkili şirkete teminat olarak … Bankası A.Ş. … Şubesi muhataplı, 08/08/2008 tarihli, … seri nolu 600.000 TL tutarlı teminat mektubunu ibraz ettiğini, teminat mektubunda Kobi Bankacılığı müşteri ilişkileri yöneticisi … ve Şube Müdürü … … ‘in imzasının bulunduğunu, müvekkili şirket … A.Ş. … Şubesi muhataplı, 05/11/2008 tarihli … lehine verilmiş teminat mektubunun adı geçen bankaca sahte olduğunun iddia edilmesi üzerine, … Bankası A.Ş. … Şubesi’nin 08/08/2008 tarihli teminat mektubunun teyit edilmesi için gönderdiği yazılara cevaben, teminat mektuplarının adı geçen şube tarafından düzenlenmediği ve sahte olduğu bilgisinin aldığını, bu bilginin alınmasını takiben müvekkili şirket bir hakkın ortadan kalmaması için, adı geçen şubeye teminat mektuplarının nakde çevrilmesi ve ilgili miktarın müvekkili şirketin banka hesabına EFT yapılmasını ihtar ettiğini, gönderilen ihtarnamelere rağmen ödeme talebi yerine getirilmeyen müvekkili şirketin T.C. … Bankası A.Ş. … Şubesi ve … yetkilileri aleyhinde banka aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu, sahte teminat mektuplarına ilişkin soruşturmaların halen devam ettiğini, müvekkili şirketin, banka teminat mektuplarının sahte olması nedeniyle …’tan alacağını tahsil edemediğini ve şirket alacağını tahsil edebilmek için ek masraflara da katlanmak zorunda kaldığını, müvekkili şirketin devam eden alacak takiplerinde mağduriyetinin en önemli sebebinin ise davalı banka olduğunu, somut olayda davalı bankanın sahte teminat mektubu nedeniyle oluşan zarardan adam çalıştıran sıfatı ile sorumlu olduğunu, zira davalının sahte olduğu iddia edilen teminat mektubunu düzenlediği kuvvetle muhtemel … adlı şahsı işe almadan önce, kendisinden beklenen objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmiş olmadığını, adam çalıştıranın emrinde çalışan kişilerin meydana getirdiği hasara da katlanmalarının hakkaniyet icabı olduğunu, buna göre müstahdemin çalışmasından yararlanan istihdam edene, kendi hâkimiyetine tabi olarak çalışan şahısların başkalarına zarar vermelerini önleyecek özenli davranışta bulunma yükümlülüğü yükletilmiş ve müstahdem işini görürken bir üçüncü şahsa hukuka aykırı şekilde zarar verince, istihdam edenin gerekli özeni göstermediği ve bu sebeple zararın meydana geldiği karine olarak kabul edilmiş olduğunu beyanla müvekkili şirketin davalı bankaya atfedilebilir nedenlerle alacağını tahsil edememesi zımmında uğradığı maddi zararı için sair yasal hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … ATM’nin 2014/… esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin akaryakıt işi ile iştigal ettiğini, bayilerinden vadeli akaryakıt talebi olması halinde öngörülen oranda nakit teminat veya teminat mektubu verilmesini talep ettiğini, eski bayisi olan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkiline verilen … Bankası … Şubesi’ne ait 08/08/2008 tarihli, 600.000 TL bedelli teminat mektubu uyarınca ilgili bayiye limit açılarak vadeli ürün satışı yapıldığını, vadeli ürün limiti dolduğunda ilave teminat mektubu talep edildiğini, … A.Ş. … Şubesi tarafından düzenlenen 05/11/2008 tarihli teminat mektubunun bayi tarafından müvekkiline verildiğini, daha sonra yapılan araştırma neticesinde her iki teminat mektubunun da sahte olduğunun öğrenildiğini, … Karaca isimli banka çalışanı tarafından teminat mektubunun sahte olarak düzenlendiğini, davalı bankanın adam çalıştıran sıfatı ile müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 580.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından, müvekkili Bankanın … Şubesi tarafından düzenlenmiş gibi görülen 08/08/2008 tarihli sözde teminat mektubu ile ilgili olarak, 12/11/2008 tarihinde müvekkili bankadan teyit istendiğini, bunun üzerine söz konusu teminat mektubu ile ilgili olarak banka kayıtlarının incelendiğini ve yapılan inceleme sonucunda teyidi istenen teminat mektubunun müvekkili bankaca düzenlenen bir teminat mektubu olmadığı, mektup üzerindeki bankanın … Şubesi müdürü … … ‘e ait görülen imzanın gerçekte kendisine ait bulunmadığı ve diğer imza sahibi olarak görülen … ismindeki şahsın da bankada çalışmadığının tespit edildiğini, tüm bu hususlar, davacı şirkete 14/11/2008 tarihinde yazılı olarak bildirildiği gibi müvekkiline ait teminat mektubunun sahte olarak üretilip kullanılması sebebi ile de … C.Başsavcılığı’nın 2008/… Hazırlık sayılı dosyası ile suç ihbarında bulunulduğunu, gelinen noktada müvekkili bankaca düzenlenmeyen ve sahte olduğu sabit olan teminat mektubu ile ilgili olarak davacı tarafından işbu huzurdaki davanın açıldığını, davacı tarafından işbu davaya konu edilen tazminat/alaca taleplerinin 08/08/2008 tarihli teminat mektubuna dayalı olduğu gibi talep, esas olarak haksız fiil hükümlerine dayanmakta olup Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin düzenlemeleri uyarınca davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı elinde bulunan 08/08/2008 tarih ve 600.000 TL bedelli teminat mektubunun sahte olduğunu, davacının iş bu sahte teminat mektubunu müvekkili banka veya herhangi bir şubesinden almadığını, davacı şirketin, aynı müşterisi için dava dışı … A.Ş. adına düzenlenmiş teminat mektubunun sahte olduğunu öğrenmesi üzerine, işbu davaya konu 08/08/2008 tarihli teminat mektubu için 12/11/2008 tarihinde (Mektup tarihinden 3 aydan uzun bir süre sonra) teyit istediğini ve müvekkili tarafından kendilerine verilen 14/11/2008 tarihli yazı ile mektubun sahte olduğunun bildirilmesine rağmen, bu sefer yine 14/11/2008 tarihinde sahte teminat mektubunun tazminini istediğini, gerek bu talep gerekse de huzurdaki davaya konu edilen zarar iddiası hukuka aykırı olup, davacı tarafın bizzat kendi kusur ve ihmalinden kaynaklanan zarar iddiasını müvekkili bankaya yöneltilmesinin kabul edilemez olduğunu, davacı TTK hükümlerine göre kurulmuş bir Anonim Şirket olup, alanında en büyük firmalardan biri olduğunu, buna göre ticari hayatın ve bankacılık işlemlerinin genel işleyiş biçimi ile olağan hayat koşulları içerisinde basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğünde olan davacının, mektubu bankadan alması veya en azından kendisine ibraz edilen bir teminat mektubu içeriğinin doğruluğu olup olmadığına dair teyidi ilgili banka ve şubesinden alması gerektiğini, maddi olayın somut bu oluşumu karşısında gerek sahte teminat mektubunun müvekkili dışında bilmediği bir şekilde ve bilmediği kişilerce davacı şirkete verilmesi, gerekse de bankadan alınmayan sahte teyit yazısının davacı şirkete verilmesi işlemleri ile müvekkili bankanın bir ilgisi bulunmadığından, iddia edilen zararın ve davacı şirketin kendi kusuruna dayalı taleplerin müvekkiline yöneltilmesinin kabul edilmediğini, somut olay bakımından BK’nun 100. md sözü edilen ifa yardımcısına dair hükümlerin uygulanmasının da mümkün olmadığını, müvekkili tarafından davacıya karşı herhangi bir borcun ifasından veya ifa sırasında yardımcı kişinin verdiği bir zarardan söz edilmesi mümkün olmayıp, aksine 3. kişinin haksız fiil niteliğindeki sahtecilik ve dolandırıcılık eyleminin huzurdaki davaya gerekçe yapıldığını, davacı tarafın geçmişten gelen alacakları ve bu alacakları için verilen çeklerin ödenmemesi üzerine başka bir bankadan teminat mektubu almaları şeklinde gelişen süreçte davacının ortaya attığı zarar iddiasının müvekkili banka adına düzenlenmiş sahte teminat mektubu ile bir ilgisinin bulunmadığını, ortaya atılan zarar iddiası ile müvekkili bankaya yöneltilen sorumluluk arasında bir illiyet bağı bulunmadığı, çeklerin ödenememesi üzerine aldıkları teminat mektubunun başka bir bankaya ait olduğu ve davacı şirketin dava dışı … firması ile müvekkili banka adına düzenlenen sahte teminat mektubunun düzenlenmesinden 1 yıl öncesindeki ticari ilişkisine dayandığını beyanla davanın zamanaşımı ve esasa dair itirazları çerçevesinde reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … ATM’nin 2014/… esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacının teminat mektubunu alırken müvekkili bankaya başvurmadığını, mektubun teyidinin müvekkilinden alınmadığını, davacının elindeki teminat mektubu ile teyit yazısının sahte olduğunu, davacının başka banka tarafından verilen teminat mektubunun sahte olduğunu öğrendiği tarihe kadar müvekkiline başvurmadığını, Mahkememizde görülen davanın Yargıtay ilamı ile bozulduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, sahte düzenlenen teminat mektubu nedeniyle uğranılan zararın haksız fiil ve adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında davalı bankadan tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce asıl davada deliller toplanmış, dosya kapsamı ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmış ve 2011/… Esas, 2014/… Karar sayılı karar ile, davanın kabulü ile 20.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kararın davalı tarafın vaki temyizi ve Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 201/… Esas ve 2014/… Karar sayılı kararı ile bozulması neticesinde bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir. Bozmadan sonra devam eden yargılamada, davacı tarafından … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas sayılı dosyası ile açılan dava, Mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir. Mahkememizce her iki dava yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmış ve 2015/… Esas, 2017/… Karar sayılı karar ile “Bozma sonrası tartışılması gereken husus tarafların kusur oranlarının belirlenmesine ilişkindir. Bozma sonrası oluşturulan bilirkişi heyeti her ne kadar kök ve ek raporunda tarafların dava konusu zararın meydana gelmesinde müterafık ve eşit kusurlu olduklarını mütala etmiş ise de; mahkememizce kusur oranı açısından bilirkişi raporuna iştirak etmek mümkün olamamıştır. Bir güven kurumu olan bankalar gerek personel istihdamında gerekse bankacılık işlemlerinde gerekli özeni göstererek en üst düzeyde tedbiri alma yükümlülüğü altındadır. Ayrıca davacı taraf iyi niyetli teminat mektubu hamilidir. Bu durumda ağır kusurlu davalı banka olmalıdır. Elbette ki davacı taraf teminat mektubunun teslim alınmasında gerekli özeni göstermediği gibi teslim alınması sonrasında da davalı bankadan ekonomik hayatın olağan akışına uygun olarak gerekli teyidi almayarak kusurlu davranmıştır. Dava dışı banka personeli … farklı soyisimle davalı bankadan çıktıktan sonra iş girişi yaptığı dava dışı … şubesinden de sahte teminat mektubu üretmiş ve davacıya vermiştir. Ayrıca davacı taraf mektubu dava dışı çalışandan ekonomik hayatta alışılagelmemiş bir şekilde pastane ortamında almıştır, tedbirsiz davranmıştır ve kusurludur. Bu sebeple davacının dayandığı Emsal Yargıtay 11. HD. 16.03.1998 tarih ve E. 1997/10671, K. 1998/1766 sayılı kararındaki kusur oranından ayrılmak gerekmiştir. Davacı iyiniyetli teminat mektubu hamili olmakla davalı bir özen ve güven kurumu olan banka olayda ağır kusurlu olduğundan mahkememizce hak ve nesafet kuralları, menfaatler dengesi davalı banka çalışanının iğfal kabiliyetini haiz sahte teminat mektubu üretmesi, ceza mahkumiyetinin sabit olması ve davalı bakanın ekonomik anlamda güçlü taraf olması gibi hususlar nazara alındığında tarafların kusurları davacı için % 25, davalı banka için ise % 75 olarak benimsenmiştir.” gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile asıl davada 15.000 TL, birleşen davada ise 435.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Mahkememiz kararının, davalı vekilinin vaki temyizi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 2018/… Esas ve 2019/… Karar sayılı ilamı ile “Asıl ve birleşen dava, davalı bankanın, özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde somut uyuşmazlıkta bir güven kurumu olan bankaların gerekli özeni göstererek en üst düzeyde tedbir alma yükümlülüğü altında bulunduğundan ağır kusurlu tarafın davalı banka olduğu, davacının teminat mektubunun teslim alınmasında gerekli özeni göstermediği gibi, teslim alınması sonrasında da davalıdan ekonomik hayatın olağan akışına uygun olarak gerekli teyidi almadığı ve ayrıca teminat mektubunu pastane ortamında alarak tedbirsiz davranması nedeniyle kusurlu olduğu gerekçesiyle, meydana gelen zararda %25 kusur oranının davacıda, %75 kusur oranının ise, davalı bankada olduğu kabul edilmiş ise de, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bankaların güven kurumu olup, en hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları, sahte teminat mektubunun davalı banka çalışanı tarafından imzalandığından davalının adam çalıştıran sıfatıyla %50 oranında kusurlu olduğu, uygulamada, düzenlenen teminat mektuplarının, teslimini müteakiben, düzenleyen bankanın genel müdürlüğünden teyidinin sağlandığı, davacı şirketin ise, kendisine teslim edilen teminat mektubunun teyidini, davalı banka genel müdürlüğünden yazılı olarak alması gerekirken, teminat mektubunu teslim alırken, teslim sırasında lehdar firmayla birlikte gelen ve banka çalışanı olduğunu beyan eden dava dışı şahıstan elden getirilen teyit mektubunu kabul ettiği, davacının 08.08.2008 tarihli teminat mektubu teyit yazısını, düzenleyen bankadan başlangıçta usulüne uygun bir şekilde yazılı olarak alması gerekirken, bu işlemi 12.11.2008 tarihinde yaptığı ve teminat mektubunun sahte olduğunun ortaya çıktığı, davacı tarafından davaya konu sahte teminat mektubunun ve teyit yazısının aynı günde, şirket ve banka dışında bir kafede teslim alındığı, uygulamada teminat mektubunun lehdar tarafından davacıya teslim edilmesi ve akabinde mektubu düzenleyen bankadan yazılı teyit alınması gerektiği, davalı banka çalışanının işten ayrılmasından sonra dava dışı … Şubesinde çalışmaya başladığı, bu şubeden de, başka bir soy isimle davacı şirkete 05.11.2008 tarihli, 2.500.000 TL’lık başka bir sahte teminat mektubunun aynı şahıstan alınması ancak, soy isimlerinin farklı olmasının davacı tarafça fark edilmediği hususlarının anlaşılması karşısında, zararın meydana gelmesinde davacının %50 ve davalı bankanın da %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerinin karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmesinden sonra bozmaya karşı beyanları alınmış ve usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak, asıl ve birleşen davada tarafların %50 oranında kusurlu oldukları kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, asıl davada 10.000 TL ve birleşen davada 290.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın kısmen kabulü ile 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal fazii ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Birleşen … ATM’nin 2014/… esas sayılı dosyasında davanın ksımen kabulü ile 290.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl davada karar ve ilam harcı 683,10 TL’den peşin alınan 270 TL harcın mahsubu ile kalan 413,10 TL ilk bozma kararından önce Mahkememizin 2011/136 sayılı dosyasında tahsil edilmiş olduğundan fazla tahsil edilen 683,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-Asıl davada davacı tarafından bozma öncesinde yapılan 4.153 TL yargılama gideri ve bozma sonrasında yapılan 25,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 4.178,50 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 2.089,25 TL ile ilk harç 285,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl davada davalı tarafından bozma öncesinde yapılan 110 TL yargılama gideri ve temyiz yoluna başvurma ve karar harcı 465,35 olmak üzere toplam 575,35 TL yargılama giderinden davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 287,67 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Asıl davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Asıl davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Birleşen davada karar ve ilam harcı 19.809,90 TL’den peşin alınan 9.904,95 TL harcın mahsubu ile kalan 9.904,95 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
9-Birleşen davada davacı tarafından bozma öncesi yapılan 59 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 29,50 TL ile ilk harç 9.930,15 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Birleşen davada davalı tarafından bozma öncesi yapılan 110 TL yargılama giderinden davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 55 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-Birleşen davada davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 28.750 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Birleşen davada davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddolunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 28.750 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.16/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır