Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/474 E. 2021/510 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/474
KARAR NO : 2021/510
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı …’a ait “… Mah. … Sok. … Sitesi … Blok No: … , İstanbul” adresinde yer alan taşınmazı ve dava dışı … Kooperatifi uhdesinde bu taşınmaza ilişkin olarak bulunan kooperatif hissesini satın almak üzere … ile anlaştığını, taraflar arasındaki anlaşma doğrultusunda taşınmaz için 1.050.000,00 TL, kooperatif hissesi için 600.000,00 TL bedel öngörüldüğünü, nitekim anlaşma doğrultusunda bu bedellerin toplam 1.650.000,00 TL olarak satıcıların yönlendirmesi üzerine davalının oğlu … ‘a ait banka hesaplarına, 15.000,00 TL aracılık bedelinin ise satışa aracılık eden … ‘a ait banka hesabına ödendiğini, müvekkilinin satış ve devir bedellerini ödemesi ile yine anlaşıldığı üzere tapu müdürlüğüne gidilerek taşınmazın devrinin yapıldığını, müvekkil adına tapu senedi oluşturulduğunu, kooperatif hissesinin devri için dava dışı kooperatif yönetiminin uygun olacağı başka bir gün belirlenip buluşulmasına karar verildiğini, satış ve devir işlemlerinin ardından davalının, müvekkilinin sürekli hatırlatma ve taleplerine karşın kooperatif hissesini müvekkiline devretmekten kaçındığını, müvekkilinin eşi … ‘ın dava dışı kooperatif yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde kooperatif yetkililerinin konuya vakıf olduklarını, gerekli işlemleri yapmaya hazır olduklarını, söz konusu sitede kooperatif hissesiyle taşınmaz tapusunun ayrı ayrı devredilmesi gibi bir adet olmadığını, satıcıyla birlikte kooperatif binasına giderek başvuruda bulunmaları gerektiğini söylediklerini, satıcı davalının türlü bahanelerle kaçındığını söylemeleri üzerine ise kooperatif yetkililerinin, hisse devrinin tek tarafın başvurusuyla mümkün olmadığını ifade ettiklerini, müvekkilinin, aylar süren girişimlerine hiçbir şekilde olumlu yanıt alamadığını, nihayet davalının kendisiyle iletişimini kesmesi ve dahi kooperatif hissesini yapılan ödemelerden ayrı 150.000,00 TL daha ödenmemesi halinde devretmeyeceğini açıkça ifade etmesi sonucuyla karşı karşıya kaldığını, bu halde davalının kötü niyetli hareket ettiğini, müvekkilinden maddi anlamda yararlanmaya çalıştığını, sebepsizce zenginleştiğini, müvekkilinin ödediği 600.000,00 TL tutarın konusuz ve dayanaksız kaldığının açık olduğunu, müvekkiline vekaleten 23/11/2020 tarihinde davalıya ihtarname gönderilerek bedeli ödenmiş olan kooperatif hissesinin derhal devredilmesinin ihtar edildiğini, yine aynı tarihte dava dışı kooperatife ihtarname gönderilerek kooperatif hissesinin başkaca kişi veya kişilere devredilmemesinin, bedelinin ödenmiş olduğu halde devirden kaçınıldığının ihtar edildiğini, ihtarnamelere cevap verilmediğini, davaya konu olan taşınmazın ve kooperatif hissesinin müvekkiline devredilmesi için anlaşılması, bu anlaşma doğrultusunda ilgili bedellerin ödenmesinin üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen davalı ve dava dışı kooperatifin müvekkilinin üyesi olmaya hak kazandığı kooperatif uhdesindeki ortaklık payını müvekkiline devretmekten haksız ve hukuka aykırı şekilde kaçındıklarını, üstelik tüm bu süre boyunca kooperatif üyeliğinden doğan sorumlulukların, müvekkili tarafından yerine getirildiğini beyanla dayanaksız şekilde ödenmiş hale gelen 600.000,00 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu, dava dışı … Kooperatifi tarafından yapılan ve bireysel tapulu olarak üyeler adına tescil edilen … Sitesi … blok No:… adresinde bulunan ve tapuda …, … Mah, … ada 1 parselde kayıtlı kat mülkiyeti tesis edilmiş, tripleks villa tarzında taşınmazı 23/06/2020 tarihinde 1.050.000 TL bedelle davacıya sattığını, müvekkilinin kendi adına kayıtlı bulunan ve bireysel tapulu taşınmazı sadece tapu kaydında görülen hak ve mükellefiyetleri ile birlikte sattığını, taşınmazda kat mülkiyeti tesis edildiğini, üçüncü kişilere karşı herhangi bir hak ve yükümlülük içermeyen müstakil bir taşınmaz olduğunu, tapu dairesince düzenlenen resmi tapu satış senedi incelendiğinde tapu kaydı üzerinde herhangi bir hak ve mükellefiyetin bulunmadığının görülebileceğini, alıcı davacının satış bedelini ödediğini, müvekkilinin de davacıya teslim aldığı satış bedeline istinaden satışa konu tapuyu ferağ ettiğini, davacı tarafın satışa konu taşınmazı banka kredisi kullanarak satın aldığını, kreditör bankanın taşınmaz ile ilgili olarak yapmış olduğu ekspertiz ve değerlendirmelerde, tapu kaydını dikkate alarak değerlendirmeler yaptığını ve bu değerlendirmelerde kooperatif üyeliği ile ilgili olarak herhangi bir talep ve değerlendirmede dahi bulunmadığını, satışa konu taşınmazın kooperatif üyeliğinden bağımsız olarak tapuya tescil edildiğini, tapuya kooperatifle ilgili herhangi bir kayıt ve şerh düşülmediğini, zira yasa ve uygulamanın bu şekilde olduğunu, kat mülkiyeti kurulmuş taşınmazlarda taşınmazın satışında kooperatif üyeliğinin devrinin söz konusu olamayacağını, adından da anlaşılacağı üzere tapudan satış yapıldığını, kooperatif üyeliğinin ise devir yöntemiyle el değiştirdiğini, bu nedenle satış ve devir arasında illiyet bağının kurulmasının mümkün olmadığını, dosyaya sunulan ödeme makbuzlarından da anlaşılacağı üzere davacının taşınmazın satış bedelini tamamen banka yoluyla müvekkiline ödediğini, yapmış olduğu ödemeye ilişkin banka dekontuna da satışa konu taşınmazın satış bedeli olduğunun açıkça yazıldığını, müvekkiline kooperatif üyeliğinin devrine ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi müvekkilince de kooperatif üyeliğinin devredileceğine ilişkin bir beyan ve taahhütte bulunulmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ödendiği iddia edilen kooperatif üyelik bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi talebine ilişkindir.
Taraflar arasında davalıya ait İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada 1 parsel sayılı taşınmazın devri hususunda … Tapu Müdürlüğü nezdinde resmi satış sözleşmesinin akdedildiği, buna göre davalı tarafından taşınmazının davacıya devredildiği ve davacı tarafından da 1.050.000,00 TL satış bedelinin ödendiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davalı tarafından davacıya dava dışı … Kooperatifi’nin kooperatif hissesinin de devredilip devredilmediği, bu nedenle davacının ayrıca 600.000 TL ödeyip ödemediği ve bu bedelin iadesinin gerekip gerekmediği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar belirtildikten sonra her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari davalar olarak sayılmış ve 5. maddesinde de “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü getirilerek görev hususunun kapsamı düzenlenmiştir. Buna göre bir davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olabilmesi için mezkur kanunun 4. maddesinde sayılan mutlak bir ticari dava olması veya her iki taraf tacir olup uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bir husustan doğması gerekmektedir. Eldeki davanın, TTK’da sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, taraflar tacir olmayıp uyuşmazlığın da ticari işletme ile ilgili bir husustan doğmaması nedeniyle nispi ticari dava da sayılamayacağı, bu nedenle Mahkememizin görevsiz olduğu, görevli Mahkemenin dava konusu talebin niteliği itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05/07/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır