Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/456 E. 2021/705 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/456 Esas
KARAR NO : 2021/705

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/07/2015
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari ilişkisi olan ve Kore’de faaliyet gösteren… Ltd Şti.’ne gönderilmek üzere davalı banka şubesine 29/03/2011 tarihinde 15.000 USD ve 19/04/2011 tarihinden 15.000 USD olmak üzere toplamda 30.000 USD’nin verilen Iban numarası doğrultusunda dava dışı firmaya gönderilmesinin talep edildiğini ancak, paranın müşterinin eline geçmediği gibi iade de edilmediğini, davalının ücret karşılığı yaptığı işlemler sırasında ihmal ya da kastı sonucu müvekkilini zarara soktuğunu, aynı zamanda müvekkilinin ticari itibarını zedelediği belirterek zararın tahsili için yapılan takibe vaki davalının haksız itirazının iptalini, takibin devamını ve davalının %40 icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, davacının öncelikle zarardan bizzat sorumlu olan … Ltd.Şti’ye yönlendirmesinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise davacının müvekkili bankanın Gaziosmanpaşa Şubesi ile 01/02/2011 tarihinden itibaren çalışmakta olduğunu, 30.000 USD’lik ithalat bedelinin ihracatçı dava dışı…Ltd. Şti ‘ye tranfer edilmesi için satışa ait proforma fatura ile birlikte 23/08/2011 ve 19/04/2011 tarihlerinde 15.000’er USD’lik iki adet ithalat bedeli transfer formunu şubeye ilettiğini, müvekkili bankanın yazılı talimat ve proforma faturada bulunan banka bilgilerini istinaden davacının talep ettiği iban numarasına transferi gerçekleştirdiğini, tamamen davacının talimatları ve talebi doğrultusunda hareket ettiğini, yapılan harici araştırma neticesinde dava dışı firmanın e posta adresini ele geçiren Hackerlerin sahte proforma fatura ve iban numarası oluşturduklarının öğrenildiğini, iban numarasının dava dışı …firmasına ait olmadığını, davacının uluslararası dolandırıcılık sonucu uğradığı zararını hatası bulunmayan müvekkili bankadan talep etmeye çalıştığını, müvekkili bankanın muhbir ve lehtar bankalarla yazışma yaptığını ancak transfer işleminin iban numarası üzerinden yapılmış olması nedeniyle iade talebinin yapılamayacağının bildirildiğini, müvekkilinin olayda herhangi bir kusurunun olmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün… takip sayılı dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı banka tarafından davalı aleyhine girişilmiş 30.000,00 USD alacağın tahsili maksadıyla yapılmış ilamsız icra takibinden ibaret olup, davalının yasal süre içerisinde sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasında bilirkişiler bankacı …, mali müşavir… ve banka hukukçusu Prof. Dr. …’dan oluşan heyetten kök rapor alınmış, akabinde heyete hukukçu Doç. Dr. … dahil edilmiş ve bilirkişilerce iki adet de ek rapor hazırlanmıştır.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasında … Karar numarası alınarak, davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …lı takip dosyasında davacının davalıdan 15.000 USD alacaklı olduğunun tespiti ile, bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, alacak likit olmadığından ve yargılamayla belirlendiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine, dair karar verilmiş, söz konusu hükmün taraf vekillerinin vaki temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/4829 Esas, 2015/1650 Karar sayılı ilamı ile;
“Davalı banka tarafından davacının yazılı talimatında belirtilen iban numarası gözetilerek havale yapılması olayında davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmamasına rağmen mahkemece somut olayın değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozularak HSYK kararına istinaden İstanbul …ATM’nin kapatılarak mahkememize devredilmesi nedeniyle mahkememize tevzi olmuş, 2015/712 esasına kaydı yapılmış ve mahkememizce önceki hükümde direnilmesi sebebiyle direnme nedeniyle; davanın kısmen kabulü ile, İst. 2. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan 15.000 USD alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a mad. gereğince işleyecek yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, alacak likit olmadığından ve yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminatı isteminin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verilmiş, söz konusu direnme kararının taraf vekillerinin vaki temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/(19)11-941 Esas, 2021/144 Karar sayılı ilamı ile;
“Davacı tarafından, 30.000 Dolarlık ithalat bedelinin ihracatçı dava dışı şirkete transfer edilmesi için satışa ait üzerinde satıcının IBAN’ı bulunan proforma fatura ile birlikte 28.03.2011 ve 19.04.2011 tarihlerinde 15.000’er Dolarlık iki adet ithalat bedeli transfer formu davalı bankaya verilmiştir.
Banka tarafından davacının yazılı talimat ve proforma faturada bulunan banka bilgilerine istinaden davacının talep ettiği IBAN’a para transferi gerçekleştirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının bildirdiği IBAN ile gerçekleştirilen ve alıcısı hesabına ulaşmayan havale işleminde, işlemi gerçekleştiren davalı bankanın kusurunun bulunup bulunmadığı ve davalı bankadan zarar talebinde bulunup bulunulmayacağı hususlarında toplanmaktadır.
Mahkemece alınan 21.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda, IBAN sistemi ile ilgili açıklamalara yer verilmiş olup, uluslararası banka hesap numarasının ingilizce karşılığı olan kelimelere ait ilk harflerden oluşan IBAN ile yapılan havale işleminde, bu numaranın verilmesinden sonra banka ismi, ülke ismi, hesap numarası ve bunun gibi ek bilgilere ihtiyaç olmadığı, yirmi iki adet harf ve rakamdan oluşan bu sistemde havale işlemi sırasında bir rakamın yanlış girilmesi hâlinde sistemin yanlış IBAN uyarısı vereceği, sistemin tam güvenli olup, rakamların değerinde veya sırasında yapılacak bir yanlışlığı kabul etmediği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda davalı bankanın, davacı şirketin kendisine ilettiği IBAN’ı doğru girerek yaptığı havale işlemi sırasında IBAN’ın ait olduğu kimse ile havale amirinin belirttiği kimsenin aynı kişi olup olmadığını görme ve denetleme imkânının olmadığı, bu iki bilginin birbiriyle uyumlu olup olmadığını ancak lehdar bankanın görebileceği, paranın gönderildiği İngiltere’deki banka hesabının gerçekten ithalatçı şirkete ait olup olmadığının belirlenmesinin mümkün olmadığı, İngiliz hukukunda para transferi gerçekleştirilirken IBAN ile alıcının isminin uyuşup uyuşmadığını araştırma yükümlülüğünü öngören bir kanun hükmüne rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Dosya içerisindeki bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişilerin nitelikleri de dikkate alındığında rapor düzenlenmeye ehil oldukları, davalı bankanın davacı şirket tarafından verilen IBAN bilgilerine göre havale işlemlerini gerçekleştirdiği, paranın gönderildiği IBAN ile havale alıcısının isminin aynı olup olmadığını kontrol etme yükümlülüğünün bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca davacı şirket tarafından davalı banka aracılığıyla yapılan havale işlemlerinin ilki 28.03.2011 tarihinde, ikinci havale ise 19.04.2011 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Yapılan ilk havale işleminden sonra, davacı şirketin basiretli tacir olarak paranın gönderilmek istendiği alıcı şirket ile irtibata geçerek paranın alıcının hesabına geçip geçmediğini teyit etmeden aradan 20 günden fazla süre geçtikten sonra aynı IBAN’a havale işlemi yapılmasını talep etmesinde kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davacı ile davalı banka arasında vekâlet ilişkisinin bulunduğu, davalı bankanın vekâlet ilişkisi gereğince üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiği, bankanın en hafif kusurundan bile sorumlu olduğu, direnme kararının bu değişik gerekçe ile bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş; yine bankanın sorumlu olmaması için kusursuz olması gerektiği, davalı banka tarafından davacıya yurt dışına EFT işlemi yapılırken, hesap sahibi ile IBAN’ı eşleştirmenin mümkün olmadığını bildirmesi gerektiği, direnme kararının bu değişik gerekçe ile onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşler yukarıda açıklanan nedenlerde Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” gerekçesi ile bozularak mahkememizin …esasına kaydı yapılmış ve yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan açık yargılama sonucunda; HMK’nun 373/7 maddesi uyarınca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-941 Esas, 2021/144 Karar sayılı bozma ilamına ve dolayısı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/4829 esas, 2015/1650 karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamı doğrultusunda davalı bankanın davacı şirket tarafından verilen IBAN bilgilerine göre havale işlemlerini gerçekleştirdiği, paranın gönderildiği IBAN ile havale alıcısının isminin aynı olup olmadığını kontrol etme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu nedenle davalı bankaya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 465,50 TL peşin harçtan alınması gereken 59,30-TL’nin mahsubu ile fazla yatan 406,20 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 6.971,36 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır