Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/455 E. 2021/944 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/455 Esas
KARAR NO : 2021/944

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/12/2006
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı sigorta şirketinin kendi sigorta sorumluluğu altında bulunan iki adet TIR çekicisi ve dorsey ile içindeki birlikte … kolu halindeki konfeksiyon eşyasının 27.02.1996 tarihinde İtalya’nın Milano kenti yakınlarında bir oto parkta vuku bulun bir gasp olayı sonucu bu iki TIR aracı ve içindeki emtianın da gasp edilmesi sebebi ile gaspa uğrayan bir Fransız emtia sahibinin sigorta bedelini tahsil ettiği… Sigorta şirketi… tarafından müvekkili aleyhine açılan rucuen tazminat davası sebebiyle bu şirkete ödenmesine karar verilen 78.319,33.TDS tutarının ödeme tarihindeki TL tutarının 135.400.TL olduğu ve ödeme tarihinden itibaren yıllık %5 TDS faizi ile birlikte fazlaya ait talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı şirket tarafından ödenmesine ve yargılama masrafı ile ücreti vekalete karar verilmesi talep dava edilmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, olay 27.02.1996 tarihinde meydana gelmiş ve davacı bu davada taşıyan sıfatıyla yabancı sigorta şirketine ödediği tazminatı müvekkili sigorta şirketinden talep etmesi sebebiyle TTK’nun 1268. maddesi gereğince 2 yıllık zaman aşımı geçmiş olması sebebiyle davanın zamanaşımından reddine, esasa ilişkin savunmalarında da hasarın poliçe teminat dışında olduğunu, davacının yabancı sigorta şirketine ödediği 135.400.YTL’nin kabul anlamına gelmemek üzere ancak TL faizini isteyebileceğini … faizi isteyemeyeceğini kaldı ki davalı sigorta şirketinin yükün beher kg için 8.33.SDR ile sınırlı sorumluluğunun söz konusu olduğunu davalı sigorta aleyhine hükmedilecek tazminatın da hasar tutarının %45,8125 oranını aşmaması gerektiğini bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, CMR sorumluluk sigortası kapsamında sigortalı bulunan davacının, hukuki himaye teminatı veren sigorta sözleşmesinde taraf olan davalı sigortacı aleyhine, sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan hukuki himaye edimini gereği gibi yerine getirmediği iddiasına dayalı tazminat istemineilişkindir.
Mahkememizce dava açma koşulları oluşmadığı gerekçesi ile erken açılan davanın reddine dair verilen hükmün, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığının 18/01/2011 tarihli, 2009/2283 esas 2011/282 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin 2011/332 esas, 2012/7 karar sayılı davanın kısmen kabulüne, 113.322,88.TL’nin 05/11/1996 tarihinden itibaren yıllık %5 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair kararının Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/8655 esas, 2013/9215 karar sayılı ilamı ile ”…TTK’nın 1268. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tüm istemlerin 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu düzenlenmiş olup, somut uyuşmazlıkta, davacı aleyhine açılan ve davacıya hukuki yardım yapılan Paris Ticaret Mahkemesi’nde görülen davanın 10.06.1998 tarihinde karara bağlandığı, bu karar yönünden istinaf yoluna başvurulduğu, Paris İstinaf Mahkemesi’nin 31.01.2001 tarihli kararı ile davacının tazminat ödemeye mahkum edildiği ve bu kararın da 20.02.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yine, davacının, davalıya gönderdiği Beyoğlu … Noterliği’nin 20.02.2002 tarihli …yevmiye nolu ihtarnamesi ile Paris İstinaf Mahkemesi’nce hüküm altına alınan tazminatın davalı tarafça ödenmesi gerektiğinin belirtildiği, ihtarnamenin 26.02.2002 tarihinde davalıya tebliğ edildiği görülmektedir. Bu kapsamda, eldeki davanın 29.12.2006 tarihinde açıldığı, hukuki yardım sağlanan davadaki kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar yasada öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu anlaşılmakla, bu durum dikkate alınmaksızın yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş…” gerekçeleri ile bozulması üzerine mahkememizin 2013/364 esas, 2014/48 karar sayılı kararı ile önceki mahkeme hükmünde direnilmesine karar verilmiş olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-108 esas, 2018/1459 karar sayılı ilamı ile direnme kararının uygun bulunduğu ve esasa yönelik temyiz itirazlarının değerlendirilmesi amacı ile dosyanın Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
Direnme kararının HGK nezdinde uygun bulunması üzerine dosyanın temyiz incelemesini gerçekleştiren Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/1962 esas, 2021/1083 karar sayılı ilamı ile; ”…Mahkemece, Dairemizce 07.0.2013 tarihli ve 2012/8655 E. – 2013/9215 K. sayılı bozma ilamına karşı kararda direnilmesine karar verilerek ve direnme kararına konu olan kararın gerekçesi genişletilerek, zarar görenin davacı aleyhine açtığı davada verilen Paris İstinaf Mahkemesi’nin kararının tenfizine ilişkin kararın 26.11.2012 tarihinde kesinleştiği, dava konusu alacağın tenfiz alacaklısına bu tarihten sonra ödendiği, tenfize esas alacağın MÖHUK m.58 uyarınca bu tarihten sonra Türk mahkemelerinde kesin delil ve kesin hüküm olarak istenebilir hale geleceği, sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan davalının hukuki himaye edimini gereği gibi yerine getirmediği iddiasına dayalı tazminat istemine konu alacağın BK m.132/6.maddesi (TBK m.153/6) yabancı mahkeme kararının tenfizine kadar zamanaşımının işlemeye başlamayacağı, davalı yanın zamanaşımı def’inde de yabancı sigorta şirketine ödeme tarihinin zamanaşımı süresinin başlangıcı olacağının beyan edildiği, dolayısıyla işbu davanın TTK m.1268. maddesi hükmünde öngörülen zamanaşımı süresinden önce açılmış olduğu, davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı, davalı sigorta şirketinin poliçe gereği hukuki himaye sorumluluğunu yerine getirmediği, davalının rizikonun teminat dışında olduğuna dair iddiasının TMK’nın 2.maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, Paris İstinaf Mahkemesi kararına göre 78.310,33 SDR’nin dava tarihi olan 05.11.1996 tarihinden itibaren davacıdan faizi ile birlikte tahsile karar verildiği, 78.310,33 SDR’nin 05.11.1996 itibariyle TL değerinin 113.322,88 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 113.322,88 TL’nin 05.11.1996 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %5 faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların vekillerinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak; gerek dava dilekçesinde, gerekse 14.06.2011 tarihli açıklama dilekçesinde davacı vekili müvekkilinin Paris Mahkemesinin kesinleşen kararı ile 78.310,33 SDR’yi 05.11.1996 tarihinden itibaren yıllık %5 faizi ile birlikte ödemeye mahkum edildiğini taleplerininde BK 83 ile CMR 27.2. maddeleri gereğince bu tutarın fiili ödeme günündeki TL karşılığının tahsili yönünde olduğunu açıklamıştır.
Eldeki rücu davasının dayanağını oluşturan ve taraflar arasında imzalanmış bulunup 01.01.1996 tarihinde yürürlüğe giren CMR Nakliyeci Sorumluluk Sigortası Genel koşullarının 4.1. maddesi gereğince Paris Mahkemesinde davacı aleyhine açılan tazminat davası davalı sigorta şirketince tayin edilen avukat tarafından temsil edilmiş, nihayetinde davacı yukarıda açıklanan miktarda tazminat ödemeye mahkum edilmiştir. Sözleşmenin anılan maddesi gereğince davalı sigorta şirketi davacının sorumlu tutulduğu bu tutarı ve faizini poliçe ile teminat altına aldığından davacıya CMR 27.1 ve BK 83. maddesi gereğince ödemekle yükümlüdür.
O halde; dava dilekçesindeki talep açık olduğu ve anılan talebin devamında (-ödeme tarihindeki YTL tutarının 135.400 YTL olduğu-) şeklindeki açıklamanın harca esas değeri göstermek amacını taşıdığı gözetilerek mahkemece yabancı para cinsinden talebe uygun karar verilmesi gerekir iken, yazılı şekilde TL olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, Paris Mahkemesi kararında gösterildiği gibi yabancı paranın tahsil tarihindeki TL karşılığının ödenmesine karar verilmekten ibarettir.
Bu yönü ile davacının temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davalının temyiz itirazına gelince; dava dilekçesinde yabancı para alacağına tahsil tarihinden itibaren yıllık %5 faiz istendiği halde mahkemece talep aşılarak Paris Mahkemesinde açılan davanın tarihi esas alınarak faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçeleri kapsamında oy çokluğu ile kararın bozulması üzerine işbu esas üzerinden yargılamaya devam edilmiş, davacı yanın bozma ilamına uyulmasını talep ettiği, davalı yanın mahkemenin taktirine bırakıldığına yönelik beyan dilekçesi sunduğu görülmüş olup usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmasına karar verilerek değerlendirme yapılmıştır. Son tarihli bozma ilamı ışığında dava dosyasının tetkiki neticesinde; taraflar arasında düzenlenen CMR Karayolu ile Yapılan …Sorumluluk Sigortası Özel Şartlarının 4.01 düzenlemesi uyarınca, “Davalı sigortacı hukuki himayede sigortalının sigortacının göstereceği bir avukata vekaletname vermesi, dava masrafları ile avukata ödenecek ücreti vekaletin sigortacıya ait olacağı, mahkemece CMR sözleşmesinin teminat kapsamına girmeyen bir olaydan dolayı sigortalının sorumlu olduğuna karar verdiği taktirde kararın kanuni yollardan geçerek kesinleşmesine müteakip tazminatı sigortalının ödeyeceği ve bu nedenle sigortalının sigortacıdan herhangi bir talepte bulunamayacağı” hususunun düzenlediği, Paris İstinaf Mahkemesinin dava konusu olayda son taşıyıcı olan davacının CMR Konvansiyonu’nun 17/2 maddesinden yararlanamayacağı gerekçesi ile davacı yanın başvurduğu Paris İstinaf Mahkemesinin 31/01/2011 tarihli kararı ile davacıyı 78.310,33-SDR ödemeye mahkum ettiği, davalı sigortacının bu kararı temyiz etmeyerek kesinleşmesine sebebiyet verdiği, bu hali ile davalı sigorta şirketinin poliçe gereği hukuki himaye sorumluluğunu yerine getirmeyerek davacıya karşı sorumlu olduğu, davalının rizikonun teminat dışında kaldığına dair iddiasının Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda bozma ilamına uygun şekilde, davacı yanın talebine konu 78.310,33-SDR’nin tahsil tarihi olarak betimlediği 05/11/1996 tarihinden itibaren (dosyaya ibraz edilen ödeme ve ibra belgeleri 31/01/2013 tarihli olup dava tarihi 29/12/2006 olmakla 05/11/1996 tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak talep edildiği sonucuna varılması gerekmiştir.) yıllık %5 temerrüt faizi ile davalıdan tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
78.310,33-SDR’nin tahsil tarihinden itibaren %5 temerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 9.249,17 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 1.827,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.421,27 TL harçtan, evvelki ilamla 5.913,20 TL bakiye harcı için Harç Tahsil Müzekkeresi yazıldığından bu miktarın düşümü ile bakiye 1.508,07 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 868,10 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 16.813,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
6- Davacı tarafça peşin yatırılan 1.827,90 TL harç ile 12,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.840,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’ nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/12/2021

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır