Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/454 E. 2023/674 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/454 Esas
KARAR NO : 2023/674
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiller … ve …’un oğlu, … … ve …’in kardeşi … …, 15.04.2019 tarihinde … Asfaltı Kayaşehir Katılımı’nda karşıdan karşıya geçmekte iken, davalı …’un kullandığı ve diğer davalı …’e ait … plakalı sigortasız aracın, Habipler istikametinde seyir halindeyken çarpmasıyla vefat ettiğini, kazanın akabinde tutulan tutanağa göre sürücü … … Karayolları Trafik Kanunu madde 52/1-b’de öngörülen hususlarda kural ihlal nedeniyle kusurlu bulunduğunu; Çarpan aracın sigortasız olması nedeniyle …’na başvurulmuş; anne için 98.801,00 TL, baba için 73.539,00 TL olmak üzere toplam 172.340,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamış, ancak müteveffanın kazada 6/8 kusurlu olduğu savıyla; anne için 24.700,00 TL, baba için 18.385,00 TL olmak üzere toplam 43.085,00 TL maddi tazminat tespit edildiğini, …’nın takdir ettiği tazminat miktarı olması gerekenden düşük olduğu gibi; tazminattan 6/8’lik kusur indiriminin herhangi bir gerekçesi de olmadığını ve Kurum adeta maktu biçimde, fakat oransal görünüşte bir indirime gittiğini, Kaza tespit tutanağında yer aldığı ve yukarıdaki verilerden de anlaşıldığı üzere; sürücü, aracın teknik özelliklerine uymayan, aşırı derecede yüksek bir hızda seyrettiğini, Ayrıca müteveffaya çarpan aracın sigortasız olması da davalı tarafın kusuru olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müteveffanın geçmekte olduğu yolda, herhangi bir yaya alt, üst veya zemin geçidi bulunmadığını, Kaza tarihi itibariyle en yakın üst geçit bir kilometreyi aşkın bir mesafede olduğunu, Sürücülerin, yaya üst/alt geçidi bulunmadığı gerçeğine göre temkinli ve dikkatli sürüş gerçekleştirmeleri, sorumlulukları kapsamında bulunduğunu, Bu hususların yanı sıra, ölümlü trafik kazalarında, Yargıtay destekten yoksun kalma tazminatı alacaklılarını, iyiniyetli 3. kişi saymakta ve müteveffanın kusuru gerekçesiyle tazminatta indirim yapmadığını, açıklanan sebeplerle; Anne … için 170.000,00 TL, baba … için 130.000,00 TL kardeşlerinden her biri için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 450.000,00 TL manevi tazminatın … dışındaki davalılardan ve 1000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan olmak üzere; tüm tazminat kalemlerinin, kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVALININ CEVABI :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 15.04.2019 tarihinde … … sevk idaresindeki … plakalı aracın yaya konumunda bulunan … …’ya çarpması sonucu kaza nedeniyle … …’nın vefat ettiğini, bu poliçelerden dolayı sorumluluğunun, davacının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 360.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmek davayı kabul anlamında olmamaktadır, kaza neticesinde vefat eden … …’nın varislerine müvekkil Kurum tarafından yapılan destekten yoksun kalma ödemesinin eksik olması nedeniyle dava açıldığını, haksız ve mesnetsiz şekilde açılan davanın reddi gerekmekte olduğunu, müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmamasını, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılması gerektiğini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava; Trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
… SGK’ya yazılan yazımıza yanıt verildiği, iş kazası dosyası bulunmadığı bilgisinin verilmediği anlaşıldı.
… CBS’ye yazılan yazımıza yanıt verildiği, 2019/… sor. Sayılı dosyasının UYAP üzerinden gönderildiği anlaşıldı.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ne yazılan yazımıza yanıt verildiği anlaşıldı.
Sultangazi SGK’ya yazılan yazımıza yanıt verildiği anlaşıldı.
…’na yazılan yazımıza yanıt verildiği, hasar dosyasının gönderildiği anlaşıldı.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … Tabanlı marifetiyle hazırlanan 06/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”… 1-Davacılar murisi yaya … …’ın %85 (seksenbeş) oranıda asli kusurlu,
2-Davalı sürücü … …’ın %15 (yüzde onbeş) oranında tali kusurlu olduğu,
3-Davalıların %15 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre … …’nın vefatı nedeniyle;
1)ÖDEME TARİHİNDEKİ VERİLERE GÖRE;
a)Davacı Anne … …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının =19.530,55 TL.
b)Davacı Anne … …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının =15.892,03 TL. Olduğu, TOPLAM = 35.423,48 TL
c)… tarafından davacı anne …’a 24.700,00 TL ve davacı baba …’a 18.385,00 TL olmak üzere toplam 43.085,00 TL ödeme yapıldığı buna göre de;
Davacı anne ve babanın ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen destek zararının davalı … tarafından yapılan ödeme karşılanmış olduğu, buna göre de davacıların talep edilebilir bakiye destek zararının söz konusu olmaması nedeniyle gereksiz yere karışıklığı neden olmamak adına günümüze kadar bilinen verilere göre hesaplama yoluna gidilmediği,
2)Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre destek zararı talep koşulları bulunmayan davacı kardeşler bakımından maddi zarar hesabı yapılmasının mümkün olmadığı,
3)Zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminatları kapsamaması nedeniyle Sayın Mahkemece takdir edilecek manevi tazminat tutarından davalı …nın sorumluluğunun söz konusu olmayacağı,
4)Davalı araç sürücüsü ve işleten bakımından her hangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 15.04.2019 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağını… ” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … … Tabanlı marifetiyle hazırlanan 02/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
”… Davacılar murisi yaya … …’ın %85 (seksenbeş) oranıda asli kusurlu,
2-Davalı sürücü … …’ın %15 (yüzde onbeş) oranında tali kusurlu olduğu,
3-Davalıların %15 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre … …’nın vefatı nedeniyle;
ÖDEME TARİHİNDEKİ VERİLERE GÖRE;
a)Davacı Anne … …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 19.530,55 TL.
b)Davacı Anne … …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 15.892,03 TL. olduğu,
TOPLAM= 35.423,48 TL
c)… tarafından davacı anne …’a 24.700,00 TL ve davacı baba …’a 18.385,00 TL olmak üzere toplam 43.085,00 TL ödeme yapıldığı buna göre de;
Davacı anne ve babanın ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen destek zararının davalı … tarafından yapılan ödeme karşılanmış olduğu, buna göre de davacıların talep edilebilir bakiye destek zararının söz konusu olmaması nedeniyle gereksiz yere karışıklığı neden olmamak adına günümüze kadar bilinen verilere göre hesaplama yoluna gidilmediği,
d)Bu konudaki Yargıtay kararlarına göre destek zararı talep koşulları bulunmayan davacı kardeşler bakımından maddi zarar hesabı yapılmasının mümkün olmadığı,
e)Zorunlu trafik sigorta poliçesinin manevi tazminatları kapsamaması nedeniyle Sayın Mahkemece takdir edilecek manevi tazminat tutarından davalı …nın sorumluluğunun söz konusu olmayacağı,
f)Davalı araç sürücüsü ve işleten bakımından her hangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüdün 15.04.2019 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağını…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … marifetiyle hazırlanan 23/10/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
”… Davacılar murisi yaya … …’ın %100 (yüz) oranıda asli kusurlu,
2-Davalı sürücü … …’ın kusursuz olduğu,
3- Kusur değerlendirmesinde davacılar desteğinin %100 oranında kusurlu bulunması, davalıların sorumluluğunu doğuracak olan sigortasız araç sürücüsüne her hangi bir kusur izafe edilmemiş olması nedenlerine dayalı olarak davalıların işbu dava kapsamında davacılara karşı bir sorumluluğunun söz konusu olmayacağı, Davalıların sorumluluğu söz konusu olmadığından gereksiz yere karışıklığı sebebiyet verilmemesi bakımından maddi zarar hesabı yoluna gidilmediği, Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması veya kusur durumunda değişiklik olması halinde maddi zarar hesabının buna göre yapılabileceğini…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; 15.04.2019 tarihinde davalı … …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla seyir halindeyken davacıların murisi müteveffa … …’nın yaya geçidi veya kavşak olmayan, yaya geçişinin demir bariyerlerle engellendiği mahalde yolu geçmeye çalıştığı sırada kazanın meydana geldiği, davacıların vefat eden yakınları … …’nın destekteğinden yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebi ile eldeki davayı açtıkları anlaşılmıştır.
Davaya konu kazanın meydana gelmesinde öncelikle tarafların kusur durumunun tespiti hususunda bilirkişi incelemeleri yapılmış ve dosya kapsamına alınmıştır.
Dosya kapsamına alınan davaya konu kazaya ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/ … soruşturma sayılı dosyasında yapılan değerlendirmede 26/05/2019 tarihli trafik bilirkişi raporu ve 29/11/2019 tarihli ATK … İhtisas Dairesinin raporuna istinaden şüpheli … … hakkında kazanın oluşumunda kusurunun bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan 06/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; müteveffa … …’nın %85 oranında asli kusurlu olduğu davalı sürücü … …’ın ise %15 oranında tali kusurlu bulunduğuna dair tespit yapıldığı bu kapsamda savcılık soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporları ile eldeki bilirkişi raporu arasında çelişki oluştuğunun anlaşıldığı ve kazaya ait görüntü ve kamera kayıtlarının incelenmemesi nedeniyle ek rapor için bilirkişi heyetine dosyanın tevdii edildiği, 02/03/2023 tarihli raporda tekraren müteveffa … …’nın %85 oranında asli kusurlu olduğu davalı sürücü … …’ın ise %15 oranında tali kusurlu bulunduğuna dair kanaat bildirildiği ancak tanzim edilen ek raporda CD kayıtları incelenmeden rapor düzenlendiği anlaşıldığından … Cumhuriyet Başsavcılığınca gönderilen CD kayıtları da tetkik edilerek rapor tanzimi için yeniden bilirkişi heyetine gönderildiği 24/10/2023 tarihli ek raporda ” CD’de bulunan videoların izlenmesi sonucunda kazanın daha önce dosyada bulunan ifadelere dayanılarak kurgulanan seyrinden farklı şekilde meydana gelmiş olduğu, davalı sürücünün önünde fren yapan minibüs nedeniyle değil, normal trafik seyrinde, minibüs fren yapmadan önce orta şeritten minibüsü geçtiği sırada sağ bariyerden atlayıp yolda sola doğru koşan yayayı gördüğünde 1 s süreli reaksiyon süresi sonrasında fren ve direksiyon manevrası ile kurtarmaya çalıştıysa da kurtaramayarak çarpmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu şartlar altında kök ve ek raporda ifade edilen kusur kanaatinde değişiklik yapılması zaruriyeti doğmuştur. Zira kök ve ek raporda davalı sürücüye atfedilen, emniyetli mesafe bırakmadan önündeki aracı izleme nedeniyle %15 tali kusuru söz konusu değildir. Davacılar murisi yaya … …’ın %100 (yüz) oranıda asli kusurlu, davalı sürücü … …’ın kusursuz olduğu,” tespitlerinde bulunulduğu görülmüştür. Kök rapor ve alınan ilk ek raporda CD kayıtları incelenmeden düzenlendiği, tanzim edilen son raporda incelemede eksiklik bulunmadığı, savcılık soruşturma dosyasında tanzim edilen raporlar ve olayın oluş şekli ile raporun uyumlu olduğu bu nedenle 24/10/2023 tarihli ek rapora itibar edilmesi gerektiği ve tüm dosya kapsamı ile davacıların murisinin kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, tazminata hükmedebilmek için sürücünün az da olsa kusuru bulunması gerektiği, davalı sürücünün kusursuz olduğunun anlaşılması nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 1.540,40-TL harçtan 269,80-TL’in mahsubu ile arda kalan 1.270,60-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 17.900,00-TL ‘ ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır