Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/424 Esas
KARAR NO : 2023/330
DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Temlik eden … AŞ ile dava dışı asıl borçlu arasında … AŞ … 3 Noterliği nin … t ve y no.lu … s.lı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, davalı …’nun ise bu Sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, akdedilen sözleşmeye konu Finansal Kiralanan malların zilyetliğinin kiracıya teslim ile devredildiğini, asıl Borçlunun Akdedilen Sözleşmeler ekindeki ödeme planına uygun olarak ödemelerin yapamaması ve temerrüde düşmesi üzerine Asıl Borçlu Kiracı ve kefillerine … 3 Noterliği’nin … t ve y.nolu İhtarnamesi nin keşide edilerek: temerrüde uğrayan borçların ödenmesi için 60 günlük süre verildiğini, İhtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine … 9 İcra Md nün … E s.lı Dosyası ile İcra Takibinin başlatıldığını, Davalı tarafın takibe itiraz ettiğini, borçlunun aynı zamanda imzaya itiraz ettiğini, Davalının itirazı yerinde olmamakla, itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, %20 İcra İnkar tazminatına, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin miktar kısmında beirtildiği üzere; huzurdaki davaya konu takip, (fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere) 1.918,-TL üzerinden açılmıştır. ancak Takip çıkışı ; 1.918,- TL asıl alacak, 848,12 TL İşlemiş faiz + 3.647,00 TL Sigorta ve diğer alacaklar olmak üzere 6.413,12 TL dır. … huzurdaki davanın niteliği İtirazın İptali davası olmakla ıslahının mümkün olmadığı ve fazlaya dair haklar saklı tutularak dava açılamayacağı, faiz yönünden müvekkilinin mütemerrit olmadığını, faiz oranının fahiş olduğu, takip talebinde sigorta ve sair alacakların belirsiz olduğu, 1.918,-TL lık asıl alacağın da niteliğinin de belli olmadığı alacağa Kira Alacağı denilmiş ise de; hangi aylara ait bir alacak olduğunun netleştirilmediği, diğer yandan ; takibe itiraz 01.09.2014 olmakla birlikte davanın bir yıllık süreden sonra 16.06.2021 tarihinde açıldığını, davanın zaman aşımına uğradığını, davanın tümden reddi ile; %20 tazminata, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesina karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacı temlik alanın davalı müteselsil kefil aleyhine ikame ettiği finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
03/04/2012 tarihli finansal kiralama sözleşmesi, ihtarname, tebliğ şerhleri, ödeme planı, teslim tesellüm tutanakları, fatura ve temlik belgeleri tetkik edilmiştir.
Celp ve tetkik edilen … 9 İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında; … AŞ , (davalı) … , … , …, … Tic Ltd Şti aleyhine 15/08/2014 tarihi itibariyle 1.918,00 TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faizi icra harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin ( BK 100 paralelinde) tahsili (anapara –faiz ve diğer alacaklara ilişkin / alacaklı tarafın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve … 37 İcra Md nün … E s.lı Dosyası ndan yapılan takip yada tahsilde tekerrür olmamak üzere) tahsili talebiyle icra takibinin başlatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı alacağının hesaplanması;1-) Fesih tarihi İtibariyle Alacağın Tespiti;
Yukarıdaki bölümlerde de değinildiği üzere; taraflar arasında akdolunan Finansal Kiralama Sözleşmesi 27.02.2013 tarihi itibariyle feshedilmiş olup; asıl alacak ve ferilerinin de fesih tarihi itibariyle tespiti gerekmektedir.
Bu kuraldan hareketle; tarihi itibariyle ihtara konu ödenmeyen kiralardan (ve yine verilen 60 günlük süre içerisinde ödenmeyen kiralardan + 27.02.2013 tarihi itibariyle kalan / vadesi henüz gelmemiş olan kiralar da muaccel hale gelmiş olmakla, muaccel hale gelen bu kiraların anaparaları toplamı asıl alacağı oluşturacak olup;
Fesih (27.02.2013) tarihi itibariyle
Asıl alacak miktarı aşağıdaki gibi 54.342,30 TL Olarak hesaplanmıştır.
2-) Takip Tarihi İtibariyle Alacağın Tespiti;
Sunulan Cari Hesap Ekstrelerinden; fesih tarihinden sonra borçlu tarafından aşağıda gösterilen ödemeler yapılmış olup;
Temerrüt faiz oranı sözleşmede (%11 olan) avans faiz oranının %100 fazlası (%22) olmakla birlikte davacı tarafından (taleple bağlı olmak üzere %11 avans faizi talep edilmiş olup,
%11 temerrüt faizi uygulanarak Yapılan ödemeler TBK md 100 kapsamında borçtan tenzil edildiğinde ….
15.08.2014 Takip Tarihi itibariyle davacı alacak miktarı aşağıdaki gibi;
TAKİP 15.08.2014 TARİHİ İTİBARİYLE,
Finansal kiralama Şirketinin alacağı,
Kira alacakları ile ilgili olmak üzere
21.885,41 TL Asıl Alacak (KİRA BEDELİ)
4.589,97 TL İşlemiş faiz
Toplam 26.475,38 TL TESPİT EDİLMİŞ OLMAKLA BİRLİKTE,
Davacının taleple bağlı olmak üzere takipte
Toplam …… 1.918,00 TL Asıl Alacak (KİRA BEDELİ) alacak talep ettiği görülmektedir.
3-) Ancak;
6361 s.lı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’ nun 33 maddesi;
”İade edilen malın üçüncü kişilere satılması halinde sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılma dıkça satış bedelinin, vadesi gelmemiş finansal Kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından düşük olması durumunda aradaki fark kiracı tarafından kiralayana ödenir. Sözleşmede aksi bir değer kararlaştırılmadıkça, iade edilen malın satış bedelinin vadesi gelmemiş finansal kiralama bedelleri ile varsa kiralayanın bunu aşan zararı toplamından yüksek olması halinde aradaki fark kiralayan tarafından kiracıya ödenir. İade alınan malın üçüncü kişilere finansal Kiralama yöntemi ile kiralanması halinde de aynı esaslar uygulanır.” Hükmünü içermekte olup;
Finansal Kiralamaya konu malların aynen iade alınması halinde; Davacı Finansal Kiralama Şirketinin, Finansal Kiralamaya konu malları satması veya yeni bir finansal Kiralama işlemine tabi tutması duru munda; Satış bedelini – vaya Finansal Kiralama bedelini – davalı borçlunun borcundan mahsup etmesi, bedelin borçtan fazla olması durumunda, fazlalığın borçluya aide edimesi, bedelin borçtan az olması halinde ise kalan kısmın davalıdan tahsil edilmesi, gerektiği bilinmekle ;
Dava ile ilgili Finansal Kiralamaya konu malların finansal Kiralama Şti ne aynen iade edildiği anlaşılamamakla birlikte; iade olunmuş ise – iade olunan işbu malların iade alındıkltan sonra; yeni bir finansal Kiralama işlemine tabi tutulduğuna veya satıldığına, bu işlemler sonucunda elde edilen bedelin davalı borcuna mahsup edildiği ne dair bir kayda rastlanılamamış olmakla;
Takip tarihi itibariyle davacı alacağının ancak bu mahsup işleminden sonra net olarak belirlenebileceği kanaatine varılmaktadır.
GÖRÜŞ ve KANAAT:
Tarafımıza tevdi olunan görev doğrultusunda yapılan inceleme, İrdeleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda;
1-) (1)TAKİP 15.08.2014 TARİHİ İTİBARİYLE,
Finansal kiralama Şirketinin (davacı temlik alanın) alacağı,
(Sigorta ve sair masraflar hariç ….)
Kira alacakları ile ilgili olmak üzere 21.885,41 TL Asıl Alacak (KİRA BEDELİ)
4.589,97 TL İşlemiş faiz
Toplam 26.475,38 TL Alacaklı olduğu tespit edilmiş olmakla birlikte,
(2)Davacının taleple bağlı olmak üzere takipte
1.918,00 TL Asıl Alacak (KİRA BEDELİ)
Toplam 1.980,00 TL alacak talep ettiği, Görülmektedir.
(3)Ancak;
6361 s.lı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’ nun 33 maddesi; Hükmü kapsamında,
Finansal Kiralamaya konu malların aynen iade alınması halinde; Davacı Finansal Kiralama Şirketinin, Finansal Kiralamaya konu malları satması veya yeni bir finansal Kiralama işlemine tabi tutması durumunda; satış bedelini veya Finansal Kiralama bedelini – davalı borçlunun borcundan mahsup etmesi, bedelin borçtan fazla olması durumunda, fazlalığın borçluya aide edimesi, bedelin borçtan az olması halinde ise kalan kısmın davalıdan tahsil edilmesi, gerektiği bilinmekle;
Dava ile ilgili Finansal Kiralamaya konu malların finansal Kiralama Şti ne aynen iade edildiği dosya kapsamından anlaşılamamakla birlikte, iade olunmuş ise; iade olunan işbu malların iade alındıkltan sonra; yeni bir finansal Kiralama işlemine tabi tutulduğuna veya satıldı ğına, bu işlemler sonucunda elde edilen bedelin davalı borcuna mahsup edildiğine dair bir kayda rastlanılamamış olmakla; takip tarihi itibariyle davacı alacağının ancak bu mahsup işleminden sonra net olarak belirlenebileceği,
2-) Tarafların sair taleplerinin, Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu…” şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından 05/10/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; itirazın iptali davasını alacak davasına ıslah ettiklerini ve bilirkişi raporunda tespit edilen 26.475,38 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ve masrafları ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Huzurdaki dava ilk olarak … 9. İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibine yönelik itirazın iptali istemli olarak açılmakla birlikte davanın HMK’nın 180. maddesi kapsamında ıslah edilmesi sureti ile davacı temlik alanın davalı müteselsil kefil aleyhine finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine yöneldiği görülmüştür. Bu kapsamda somut olaydaki uyuşmazlığın, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklı olarak davacı temlik alanın davalıdan talep edebileceği finansal kira bedellerinin mevcut olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili tarafından 1 yıllık hak düşürücü süre ve zamanaşımının dolduğuna yönelik savunmalar ileri sürülmüş ise de ıslah sureti ile davanın alacak davasına dönüşmesi nedeni ile hak düşürücü süre yönünden inceleme yapılmasına yer olmadığı saptanmıştır. Ayrıca yanlar arasında sözleşme ilişkisinin bulunması nedeni ile alacak isteminin Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 146. maddesinde yazılı on yıllık zamanaşımına tâbi olduğu açıktır. 6098 sayılı TBK’nın 154. maddesinde zamanaşımını kesen nedenler gösterilmiş olup aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca dava açılması veya icra takibinin yapılması zamanaşımını kesen nedenler olarak belirtilmiştir. Kanunun 156. maddesinde ise zamanaşımının kesilmesi halinde yeni bir sürenin işlemesi gerektiğini açıkça belirtmiştir. Anılı kanuni açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; temerrüt tarihi, icra takibinin başlatılma tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre zarfında 10 yıllık zamanaşımı süresi tamamlanmadan açıldığı anlaşılmakla; davalı yanın yerinde görülmeyen zamanaşımı savunmasına itibar edilmeyerek yargılamaya devam edilmiştir.
Kanuni düzenlemeler ışığında ve Yargıtay HGK’nın 2017/12-342 E- 2020/1030 K sayılı, 15/12/2020 tarihli emsal kararı kapsamında somut olaya bakıldığında; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143. maddesindeki düzenlemede, “muaflıktan” değil “istisna”dan söz edilmekte olup, varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemleri ve bununla ilgili olarak düzenlenen kağıtları, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre ödenecek harçlardan, maddede sayılan diğer vergilerden ve kesintilerden istisna tutmuştur. Böylece bu hüküm varlık yönetim şirketlerinin vergiden istisna olacağı halleri, istisna kurumunun doğasının da gereği olarak, kendilerinin yaptıkları işlemlerden ve bu işlemlerle ilgili olarak düzenlenen kağıtlar ile sınırlamıştır. Ayrıca 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Harçtan müstesna işlemler” başlıklı 13. maddesinde, bu maddede yazılı mevzuların harçtan istisna olduğu belirtilmiş olup bu maddede sayılan istisnaların somut olayda bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu hali ile davacı varlık yönetim şirketinin yaptığı bir işlem veya bununla ilgili düzenlenmiş bir kağıt söz konusu olmadığından, dava başvuru ve ıslah harcından istisna veya muafiyetinin bulunmadığının kabulü gerekmiştir. Bu gerekçeler ışığında; davacı vekiline 179,90- TL başvuru harcı ile ıslah talebine konu 26.475,38-TL üzerinden alınması gereken 452,13-TL nispi harcı Harçlar Kanunu’nun 28. ve 30. maddeleri uyarınca gelecek celseye kadar mahkememiz veznesine yatırmak üzere kesin süre verilmesine, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılmasına yönelik olarak HMK’nın 150. maddesi uyarınca işlem yapılacağının ihtarına karar verilmiş olup harç ikmalinin yapılması ile yargılamaya devam edilmiştir.
Tahkikat aşamasında yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde hesaplama yapılmış olup bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve gerekçeli olması ile itirazların usuli meselelere yönelik olması kapsamında hükme esas alınmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; davalının müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı itiraza uğramayan finansal kiralama sözleşmesi 27/02/2013 tarihi itibariyle feshedildiği, asıl alacak ve ferilerinin fesih tarihi itibariyle tespitinin gerektiği, fesih tarihinden sonra borçlu tarafından ödemeler yapılmış olup mahsubu ile sözleşmede yazılı (%11 olan) avans faiz oranının %100 fazlası (%22) olmakla birlikte davacı tarafından (taleple bağlı olmak üzere %11 avans faizi talep edilmiş olup) %11 temerrüt faizi uygulanarak yapılan ödemeler TBK’nın 100. maddesi kapsamında borçtan tenzil edildiğinde 21.885,41-TL asıl alacak (kira bedeli), 4.589,97-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.475,38-TL alacak isteminde davacı yanın haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; ıslah sureti ile ikame edilen alacak davasının kabulü ile, … 9. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası yönünden tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla 26.475,38 -TL alacağın ıslah harcının yatırıldığı 03/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Islah sureti ile ikame edilen alacak davasının KABULÜ ile,
… 9. İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyası yönünden tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla 26.475,38 -TL alacağın ıslah harcının yatırıldığı 03/03/2023 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.808,53 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 452,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.356,4 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 864,5 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7- Davacı tarafça yatırılan 452,13 TL tamamlama/ıslah harcı ile 179,90 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 632,03 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Devletçe karşılanan 1320 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/06/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır