Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/420 E. 2021/766 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/420 Esas
KARAR NO : 2021/766
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı alacaklı … A.Ş. ile … arasında 01.04.2018 tarihinde “Abone Bayilik Sözleşmesi” akdedildiğini, taraflar arasında işbu sözleşme kapsamında ticari ilişki başladığını, mezkur sözleşme kapsamında davalı borçlu “Abone Temsilcisi” sıfatını haiz olup; Aydın İli, … İlçesi sınırları içerisinde müvekkil şirketin yayın haklarına sahip olduğu ürünlerin abonelere dağıtımını yapmak, abonelik bedellerini tahsil etmek, yeni abonelikler tesis etmek ve sair hizmetleri yerini getirmek ile yükümlü olduğunu, davalı borçlunun, mezkur sözleşme hükmüne riayet etmeksizin müvekkili şirketten satın ve teslim almış olduğu ürünlerin bedelini vadesi gelmiş olmasına karşın ödemediğini, davalı borçlu ile vadesi geçmiş olan borcun ödenmesi hususunda şifahen gerçekleştirilen görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine müvekkili şirket tarafından 22.420,00 TL’lik haklı alacağın tahsili zımnında …. İcra Müdürlüğü 2020/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun müvekkili şirketçe başlatılan icra takibine karşı yetki ve borç yönünden itiraz etmiş olması sebebiyle takibin durduğunu, duran takibin devamı ve itirazın iptali istemleri ile huzurdaki davanın açıldığını, müvekkili şirketçe ikame edilen davanın kabulü, itirazın iptaline, alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; taraflar arasındaki Abone Bayilik Sözleşmesi gereğince davacı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının iptali isteminden ibarettir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla, davanın her aşamasında resen nazara alınması gereklidir.
TTK’nın 4 ve 5. maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Bu kapsamda yapılan incelemede; huzurdaki davanın 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, nispi ticari dava niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunda ise her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması kriterinin bulunması gerekmekle, davalı hakkında vergi dairesine yazılan müzekkereye, davalının dava tarihi itibarıyla vergi mükellefiyetinin bulunmadığı ile vergi mükellefi olduğu dönemde dahi basit usule tabi olup defter tutmadığı yanıtı verildiğinden davalının tacir sıfatının bulunmadığı, nitekim yapılan mersis sorgusunda davalının tacir kaydının çıkmadığı, böylece eldeki davanın nispi ticari dava da olmadığı anlaşılmakla, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı Kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı gerekçe ile;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır