Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/417 Esas
KARAR NO :2023/290
DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:14/06/2021
KARAR TARİHİ:13/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; 27.02.2021 günü saat 06.22 sıralarında, müteveffa …’ın, sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile … ili, … ilçesi, … mahallesi, … İnebolu yolu üzerinde seyir halinde iken 765-01 devlet yolunun 49 km 160 m geldiği esnada yolda oluşan buzlanma sonucunda aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun solunda bulunan bankete çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, KTK’nun 92.maddesinde zorunlu trafik sigortacının hangi zararlardan sorumlu olmadının; düzenleme altına alındığını, araç sürücüsü veya yakınlarının taleplerinin 92.madde kapsamında yer almamakla birlikte sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edildiğini, kazanın, yolda oluşan buzlanma sebebiyle vuku bulduğunu, gerçekleşen kaza neticesinde meydana gelen destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin sorumluluğun müteveffanın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sigortalısı olan davalı sigorta şirketine ait olduğunu, kaza neticesinde vefat eden …’ın eşi olan … ile kızı olan …’ın müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği gibi kaza tarihinin temerrüt tarihi olmadığını, TBK 117/2 maddesi uyarınca sigorta şirketinin, başvurunun yada eksik evrak varsa eksik evrakların tamamlandığı tarihten itibaren 8 iş gününün geçmesi ile temerrüde düşeceğini ve bu tarihten itibaren işleyecek faizden sorumlu olacağını, davacının iddia ettiği maddi zararın miktarının belli olduğunu, dava dilekçesindeki şartları bulunmadığı halde davanın belirsiz alacak davası olarak açılması halinde davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, huzurdaki davada davaya konu kaza ile ilgili olarak poliçe limitleri ve kapsamının belli olduğunu, bu nedenle davacının belirsiz alacak olarak işbu davayı açmasında hukuki bir yararın mevcut olmadığını, davaya konu trafik kazasının tek araçlı olduğunu, aracı kullanan ve araç sahibi olan …’ın kaza neticesinde hayatını kaybettiğini, müvekkilinin sorumluluğunun, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla birlikte destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kalan hallerden sayıldığını, bu nedenle müvekkili sigorta şirketinin davaya konu destekten yoksun kalma tazminatları yönünden bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın usul ve yasa gereği reddi gerektiğini, davaya konu tek taraflı trafik kazasının oluş şekline göre müteveffa araç sürücüsünün %100 kusuru sebebiyle kazanın meydana geldiğinin aşikar olduğunu, müteveffanın davacılara yakın bir zamanda destek olacağının somut olarak ispatının gerektiğini, davacıların başka gelirleri, çocukları, mal varlıkları bulunup bulunmadığının araştırılması ve fiili desteğin ispat edilmesi halinde davanın reddi gerektiğini savunarak, haksız davanın hukuki yarar yokluğundan aksi takdirde esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; davacıların murisinin 27/02/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğinden bahisle TTK 92. Madde kapsamında kalmayan destekten yoksunluk maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan Bilirkişiler … ve … tarafından hazırlanan raporda özetle ;
“
A)KUSUR DURUMUNA İLİŞKİN OLARAK
Dosya muhteviyatında bulunan bilgi ve belgeler birlikte nazara alındığında, kaza yerinin konumu ve mahal şartlarla dikkate alınarak olay değerlendirilip, yukarıdaki hususlar muvacehesinde 27.02.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında
Davalı sigorta şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 52. ve 84. maddeleri kurallarını ihlal ederek davaya konu öngörülebilir. ve önlenebilir. kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranması sonucunda meydana gelen davaya konu tek taraflı trafik kazasının oluşumunda; ASLİ DERECEDE (% 100 ORANINDA) KUSURLU OLDUĞU,
B)DAVALININ SORUMLULUĞUNA İLİŞKİN OLARAK
Anayasa Mahkemesinin 2019/40 sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunun bir kısım maddelerine ilişkin verdiği iptal kararından sonra verilen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/14782 E, 2021/9651 E ve 2021/9599 E. sayılı emsal kararlarında 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenmiş sigorta poliçeleri bakımından poliçe genel şartlarına göre desteğin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin zorunlu trafik sigortası teminatının dışında kalan hallerden olduğu belirtilmekte olup, buna göre;
Sigorta poliçesinin 27.02.2021 tarihinde düzenlenmiş olması, olayın meydana gelmesinde davacılar desteğinin %100 kusurlu olması nedeniyle davacıların işbu dava kapsamında maddi tazminat talep hakkının bulunup bulunmayacağı hususundaki hukuki durumun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
C)MADDİ ZARAR HESABINA İLİŞKİN OLARAK
Bir an için Sayın Mahkemece davacının tazminat talep hakkının bulunduğunun kabulü halinde %100 kusur oranına göre …’ın geride kalan hak sahiplerinden
a)Davacı Eş …’ın destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının — 464.223,22 TL,
b)Davacı Kızı …’ın destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının — 17.532,77 TL. olduğu,
TOPLAM —– 481.755,99 TL
c)Davacıların maddi zarar toplamı davalının kaza tarihi itibariyle zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumlu olduğu 430.000,00 TL.lık limiti aştığından, davalının sorumluluğunun 430.000,00 TL limit ile sınırlı olacağı (Eş Sevim’in limit ile sınırlı olarak talep edebileceği tutar 414.350,81 TL ve Kızı …’in limit ile sınırlı olarak talep edebileceği tutar 15.649,19 TL),
d)Her ne kadar dava dilekçesinde faiz talep edilmemiş ise de; Sigorta şirketine yapılan başvuru dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak temerrüt tarihinin 27.04.2021 olarak belirlendiği ve sigortalı aracın kullanım şeklinin hususi gözüktüğü ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili 28/09/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile; maddi tazminat talebini … için 413.850,81 TL artırarak 414.350,81 TL olarak, Davacı … için 15.149,19 TL artırarak 15.649,19 TL olarak talep ettiği görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacılarca, murislerinin 27.02.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğinden bahisle mahrum kaldıkları destekten yoksunluk maddi tazminatı istemli olarak eldeki davanın ikame edildiği, murisin ceza dosyası ve mahkememizce alınan uyumlu bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere %100 kusurlu olduğu, Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas 2020/40karar sayılı kararı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’unun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline; Yine Kanun’un 92. maddesinin (i) bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin iptaline karar verilmiş ise de kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92.maddesine, (h) bendi ile getirilen ve “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat taleplerinin” teminat kapsamı dışında kalan hususlardan sayıldığı düzenlemenin iptali talebinin reddine karar verildiği, Anayasa mahkemesinin ret gerekçesinde kanunda yer alan “ilgililerin” kim olduğuna açıklık getirilerek, trafik kazası sonucu zarar gören kişinin dışındaki tazminat talep edebilecek kişiler olarak tanımlandığı, Anayasa Mahkemesinin ayrıca “…sigortalının sorumluluk riski…” kavramının tanımını ve kapsamını belirlediği, Zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortacı KTK’un 91. maddesine göre KTK’un 85. maddesinde belirtilen işletenin riskini üstlendiğine göre sigortalının sorumluluk riskinin KTK 85. maddesinde belirlenen risk olduğu, bu nedenle sigortacının sorumluluğunun işletenin sorumluluğu ile sınırlı olacağı, bir başka anlatımla işletenin sorumlu olmadığı bir zarardan sigortacının da sorumlu olmasının mümkün olmadığı, İşletenin dahi sorumlu olmadığı tazminat taleplerini sigorta şirketine yöneltmelerinin önüne geçilmesinin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkının korunmasının amaçlandığı, bu bağlamda esasen sigortalıdan talepte bulunması mümkün olmayan ilgililerin, sigorta şirketinden de talepte bulunamamasının Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen haklarını ihlal etmediğinin belirlendiği, bunun bir sonucu olarak özellikle %100 kendi kusuru ile ölen sürücü yada işleten ile yine eylemlerinden sorumlu olduğu sürücüsünün %100 kusuru ile ölen işletenin ölümü nedeniyle desteğinden yoksun kalanların zararlarından nasıl işleteni sorumlu tutamayacaksak işletenin riskini üstlenen sigorta şirketini de sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı belirlenerek bu konuda yeni bir tartışma yaratılmasının önüne geçildiği,( İstanbul BAM 9 H.D. 2019/146 esas, 2021/171 karar) böylece kaza tarihinde yürürlükte olan zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususların sayıldığı KTK 92. Maddesinin (h) bendi kapsamında ilgililer tanımına giren davacıların işleten ve % 100 kusurlu olan sürücü müteveffadan talepte bulunamayacakları destekten yoksunluk maddi tazminatı taleplerini davalı sigortaya da yöneltemeyecekleri anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 1.524,55 TL harçtan, kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 179,90 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.344,65 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7-Devletçe karşılanan 1.360 TL arabuluculuk ücretinin, davacılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır