Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/394 E. 2021/383 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/394 Esas
KARAR NO : 2021/383
DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 03/06/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … nezdinde kendisinin, kardeşinin ve kardeşinin ailesinin sağlık sigortasını yaptırdığını, müvekkilinin bu sigortalılık durumunu davalı şirkette uzun süreli olarak devam ettiğini ve sigortanın ömür boyu yenilenmesi garantisini de kazandığını, müvekkilinin en son 06/01/2019 ile 06/01/2020 tarihleri arasında 1 yıl süreli olarak ömür boyu yenileme kapsamı çerçevesinde tüm sigortalıların sigorta poliçelerini yenilediğini, sürenin bitiminde poliçelerin yenilenmesinin gerektiğini, ancak yenilenmediğini, müvekkilinin başvuru yaptığını, fakat yenileme talebinin kabul edilmediğini, davalının kusuru nedeniyle yenilemede geç kalındığını, müvekkilinin poliçeleri zamanında yenilenmeyerek elde ettiği hakların kaybedilmesine sebebiyet verdiğini beyanla geçmişte kazandıkları haklar muhafaza edilerek müvekkilinin 01/01/2020 tarihinden itibaren başlamak kaydı ile müvekkilinin poliçenin yenileme hakkına sahip olduğunun tespitine ve poliçenin yenilenmesinin sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; davacının sağlık sigorta poliçesinin davalı tarafça yenilenmesine karar verilmesi talebi ile açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde; kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme yukarıdaki açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde tüketici işlemi niteliğinde olup davacı tüketici sıfatına haiz olduğundan dava tarihinde yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu’nun 3, 73-1 ve 83-2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerinde olduğu, nitekim benzer davaya ilişkin Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7567 Esas, 2016/7019 Karar sayılı ilamı ile Asliye Ticaret Mahkemesinin Tüketici Mahkemesine verdiği görevsizlik kararını onadığı anlaşılmış, bu nedenle HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza