Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/379 E. 2022/695 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/379 Esas
KARAR NO : 2022/695

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/12/2014
KARAR TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından sigortalanan elektronik cihazın … plakalı araç ile taşınması sırasında davalı nakliyat şirketi adına kayıtlı davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı ve davalı şahıs kullanımında olan … plakalı aracın çarpması sonucu emtianın zarar gördüğünü, bu nedenle sigortalıya tazminat ödendiğini, tahsili için … 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafça itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı tarafın icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; hasara konu aracın özelliklerinin hasar şeklinin niteliği ile kaza sırasında bu emtianın bu araç üzerinde taşındığına ilişkin bir delil bulunmadığını, hasardan uzun bir süre sonra zarar gören tarafından ibraz olunan proforma fatura esas alınarak yapılan tazminat talebini kabul etmediklerini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın açıldığını, davacı şirkete ödeme yapılmış olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 14/05/2012 tarihinde trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının davalılardan rücuen tahsili istemine dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyanın … 24. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas,…karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edildiği, dava ve icra takibinin konusunun sigorta poliçesinden kaynaklı alacak istemine dayalı olmakla TTK’nın 4. maddesi kapsamında mutlak ticari dava yönünden mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu … 7. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasının dosyada mübrez olduğu görülmüştür. Anılı takip dosyası kapsamında; davacı sigorta şirketi tarafından davalılar aleyhine 12/11/2013 tarihinde 20.000-TL asıl alacak, 2.163,84-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.163,84-TL üzerinden takibin başlatıldığı, takip borçlularının itirazı üzerine takibin durduğu, işbu itirazın iptali davasının 12/12/2014 tarihinde ikame edildiği anlaşılmıştır.
14/05/2012 tarihli kaza tespit tutanağı, davacı sigorta şirketinin tanzim ettiği elektronik cihaz sigortası poliçesi, davalı sigorta şirketinin teminat altına aldığı ve davalı Batuna şirketinin maliki olduğu, diğer davalının sürücüsü olduğu … plakalı araca ait ZMMS poliçesi, TRAMER kaydı, ruhsatname sureti, ödeme belgesi ekran görüntüsü, 14/05/2012 tarihli ibraname, 25/06/2012 tarihli elektronik cihaz ekspertiz raporu, davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan cihazların monte edildiği beyan edilen … plakalı aracın hasar görüntülerini içerir belgelerin ibraz edildiği görülmüştür.
… 3. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
Davalı sigorta vekilinin cevap dilekçesi ile zamanaşımı defini ileri sürdüğü ancak somut olayda; davanın 2918 sayılı KTK 109. maddesine göre 2 yıllık zamanaşımına tabi bulunduğu, trafik kazasının 14/05/2012 tarihinde meydana geldiği ve akabinde 12/11/2013 tarihinde davacı sigorta şirketi tarafından davalılar aleyhine icra takibinin başlatıldığı ve icra takibi nedeni ile 6098 sayılı TBK’nın 154. maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği, davacı vekili tarafından 12/12/2014 tarihinde itirazın iptali davasının açıldığı, bu hali ile zamanaşımı süresinin dolmadığı saptanmış olup yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin 2016/73 esas, 2017/1066 karar sayılı 01/12/2017 tarihli kararı ile; “…Davalı sürücünün kusurunun bulunmadığına yönelik inceleme neticesinde davanın REDDİNE… ” dair karar verildiği, işbu kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2019/883 esas, 2021/485 karar sayılı 15/04/2021 tarihli ilamı ile; “…Dava dışı sigortalı … A.Ş.’ye ait elektronik cihazlar çarpma ve çarpıma rizikoları dahil olmak üzere 01.03.2012 başlangıç tarihli poliçeyle sigorta örtüsü altına alınmıştır. Sigortalı cihazın bulunduğu … plakalı araç ile davalı şirkete ait olup diğer davalının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 14.05.2012 tarihinde karıştıkları kazada sigortalı emtia hasara uğramıştır. Davacı tarafından ödeme yapılmış, alınan ibranameyle sigortalının haklarına halef sıfatıyla bu dava açılmıştır. Kaza tespit tutanağının incelenmesinde, davalı sürücünün sevk ve idaresindeki araç yönünden 2918 sayılı Kanun’un 84/j bendinin ihlal edildiğinin belirlendiği, … plakalı araç sürücüsününe ise kusur izafe edilmediği, emtianın bulunduğu aracın 69.5 metre fren izi bulunduğu belirlenmiştir. Kaza tespit tutanağının olayın anlatımın bulunduğu ön sayfasının dosya içinde bulunmadığı görülmüş, bu husus bilirkişi raporunun 4. sayfasında da belirlenmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kaza tespit tutanağının tamamının dosya içinde olmadığı, dava dilekçesindeki anlatımlara göre rapor düzenlendiği, sigortalı emtianın içinde bulunduğu araç sürücüsünün hız sınırlarını ihlal ederek, davalı sürücünün sevk ve idaresindeki araca arkadan çarpmak suretiyle kazaya neden olması karşısında davalı sürücüye atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı belirlenmiştir. Ekspertiz raporundaki tespitlere göre de kazanın, arkadan çarpması sonucu meydana geldiği belirlenmiş, ancak davalı şirkete ait aracın ani şerit değiştirmesi nedeniyle kazanın oluştuğu belirtilmiştir.
Davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, itiraza konu edilen nedenler istinaf başvurusunda da ileri sürülmüştür. Mahkemece getirtilen ceza dosyası içinde de kaza tespit tutanağının ön yüzü bulunmamaktadır. Bu durumda, kaza tespit tutanağının tamamının dosyaya kazarnıdıralark ve gerekirse ceza dosyasının fiziki olarak getirtilmek suretiyle kazanın ne şekilde oluştuğu ve kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, celp edilecek belge içeriklerine göre gerekirse ek rapor veya Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden davacı itirazlarını karşılayacak yeni bir rapor alınarak bir karar verilmesi gerekirken, kaza tespit tutanağı gibi önemli bir delilin tamamının dosyaya kazandırılmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir…” gerekçesi ile karar kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 29/11/2021 tarihli raporunda özetle; “…Mevcut bulgulara göre;
A) Davalı sürücü …, sevk ve idaresindeki çekici ve buna bağlı yarı römork ile gündüz vakti meskun mahalde seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, olay mahalline geldiğinde ön ilerisindeki aracın solundan geçmek amacıyla sola şerit değiştirme manevrasına başlamadan önce gerisinde sol şeridi takiben seyir halinde olan araçların hız ve mesafelerine ilişkin gerekli-yeterli kontrolleri yapması, ilk geçiş hakkını geriden sol şeridi takiben düz seyirle gelen sürücü … idaresindeki kamyonete vermesi sonrasında manevrasını kontrollü bir şekilde yapması gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, kontrolsüzce sola yaptığı şerit değiştirme manevrası sırasında sürücü … idaresindeki kamyonetin seyir istikametini kapattığı ve kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, meydana gelen olayda asli kusurludur.
B) Sürücü …, sevk ve idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti meskun mahalde seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, hızını aracının teknik özellikleri ile mahaldeki hava-yol-zemin şartları ve hız sınırını da dikkate alarak uygun seviyeye indirmesi, seyrini daha dikkatli sürdürmesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, beyanında da belirttiği üzere mahal şartlarının üzerinde bir hızla seyir halindeyken ön ilerisinde şerit değiştirme manevrası yapan davalı sürücü idaresindeki çekici ve buna bağlı yarı römorka karşı almış olduğu tedbirin hızı kaynaklı yetersiz kaldığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda tali kusurludur.
SONUÇ:
Yukarıdaki hususlar çerçevesinde, olayda;
A) Davalı sürücü …’ın %70 (Yüzde Yetmiş) oranında kusurlu olduğu,
B) Sürücü …’nın %30 (Yüzde Otuz) oranında kusurlu olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan kusur bilirkişileri (İTÜ Öğretim Üyeleri) …, …, …ve sigorta uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; “…A. KUSUR MÜTALAASI :
Kaza mahalli yerleşim yeri içinde olup, yol bölünmüş, 10,5 genişlikte iki şeritli, asfalt ve kuru, vakit gündüz, hava ve görüş açıktır. Mahalde 60 km/saat hız limit levhası bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında bulunan Trafik Kazası Tespit Tutanağı ekindeki kaza yeri krokisinden, davalı sürücü …’ın yönetimindeki araçla sağ şeritte seyir halinde iken sol şeride doğru yönelmiş olduğu ve bu sırada sol şeritte seyir halinde bulunan … yönetimindeki … plakalı araçla çarpışmış, … plakalı aracın 33 m kesikli fren izi bırakarak orta refüje çıkmış ve davalı sürücü yönetimindeki aracın ise diğer aracın 11 m önünde sağ cep içine girerek durmuş olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca … plakalı aracın sol şerit içinde, çarpışma noktası öncesinde 69,5 m fren izi bırakmış olduğu görülmektedir. Dolayısıyla … plakalı aracın çarpışma öncesi ve sonrası bıraktığı fren izleri toplamı 69,5 + 33 = 102,5 m tutmaktadır. Bu da, Karayolları Genel Müdürlüğünün Durma ve İntikal süreleri hesaplarında esas aldığı 6 m/s2 frenleme ivmesi esas alındığında, aracın hızının frene basmadan önce en az 126 km/saat olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında bulunan takometre kaydından davalı yönetimindeki TIR aracının kaza sırasındaki hızının 60 km/saat hızın biraz üzerinde olduğu görülmektedir.
Tutanakta kaza “olay” paragrafında özetlendiği şekilde anlatılmakta ve kazanın oluşumunda davalı sürücü …’ın 2918 sayılı KTK’nın 84. Maddesinde yer alan asli kusurlardan “manevraları düzenleyen genel şartlara uymamak” nedeniyle asli kusurlu olduğu, sürücü …’nın ise madde 52/1-b ile tanımlı aracın hızını şartlara uygun düzeyde tutma kuralını ihlal etmiş olduğu kanaati ifade edilmektedir.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde davalı sürücü …; kaza mahallinde … plakalı çekici ve … plakalı dorse ile … yönünden … yönüne …’nı izleyerek seyrettiği sırada Sağra tesislerine gelmeden aracın arka tarafından gelen … plakalı otomobilin dorsenin arka sol tarafından çarpmış olduğunu ve kendisinin bunun üzerine aracını durdurduğunu, çarpan aracın orta refüjü çıkarak durduğunu belirtmiş.
… daha sonra yapmış olduğu savunmasında kaza mahallinde önünde bir yolcu minibüsünün seyrettiğini, yolcu almak üzere sık sık durup kalktığını, bu nedenle o minibüsü solladığını, ilerleyince tekrar sağ şeride geçmek istediği sırada aynasından arkadan hızlı gelen … plakalı aracın frenlediğini gördüğünü, hatta bu sırada lastiklerinden duman çıkmakta olduğunu, kendisine sol arkadan çarptığını, sağ ön kısmının zarar gördüğünü ve minibüstekilerin yaralandıklarını belirtmiştir.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde sürücü …; kaza mahallinde yaklaşık 90 km/saat hızla …’dan …’ya seyir halinde iken …, … kavşağına yaklaştığı sırada TIR aracının aniden kendi seyir halinde olduğu sol şeride manevra yaparak önünü kapattığını, o sırada kendisinin frene bastığını ancak araç çok yakın mesafede manevra yaparak önünü kapattığı için duramayarak arka kısmından TIR aracına çarpmış olduğunu ve kendisi ile birlikte seyahat eden arkadaşı …’in de araçta sıkıştıklarını belirtmiştir. Araçta yolcu olarak bulunduğu anlaşılan …’in de ifadesi ile …’nın ifadesini doğruladığı görülmüştür.
Dava dosyasında bulunan 07.08.2017 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda kusur durumu da irdelenmiş olup, sürücü …’nın aracıyla seyri sırasında yola gereken dikkati vermediği, meskun mahal sınırları üzerinde aşırı süratiyle olay mahalinde seyrini sürdürdüğü ve önünde aynı yönde seyrini sürdüren TIR aracına hatası sonucu arkadan çarpmış olması ile 2918 sayılı KTK’nın asli kusurlar arasında olan 84/4 “arkadan çarpma” bendi nedeniyle asli kusurlu olduğu, davada sürücü …’ın meskun mahal içerisinde normal seyrine sürdürdüğü sırada arkasından aynı yönde aşırı hızla gelen aracın hata ile arkadan çarpmış olmasında kendisine atfı kabil kusuru bulunmadığı kanaati ifade edilmiştir. … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi … esas ve …nolu kararı ile yukarıda özetlenen bilirkişi raporundaki kanaate uyarak davanın redine hükmetmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/883 nolu ve 2021/485 karar nolu İstinaf Kararı ile ekspertiz raporunda yapılan tespitlere göre kazanın davalı şirkete ait aracın ani şerit değiştirmesi nedeniyle kazanın oluştuğunun belirtildiği, mevcut bilirkişi raporuna itiraz edildiği, kaza tespit tutanağının ön yüzünü eksik olduğu ifade edilerek karar kaldırılmıştır.
Dava dosyasında bulunan 29.11.2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda ise yapılan inceleme sonucunda davalı sürücü …’ın sola şerit değiştirmeden önce sol arkasından gelen araçların kontrolünü yeterince yapmamış olması ve kontrolsüz sola geçiş ile sol arkadan gelen aracın yolunu kapatmış olması ile asli kusurlu olduğu, sürücü …’nın ise tedbirsiz, dizkkatsiz ve aşırı hızlı seyri nedeniyle tali kusurlu olduğu kanaati ifade edilmiştir.
Heyetimiz dava dosyasında yapılan inceleme sonucunda, Trafik Kazası tespit Tutanağı ekindeki kaza yeri krokisinde görülen çarpışma noktasının sol şerit içinde olması ve minibüsün sağ ön kısmı ile TIR dorsesinin sol yan ve arka kapak kısımlarına çarpmış olduğunun belirtilmiş olması dikkate alındığında, çarpışmanın TIR aracı sol şeritte seyir halinde iken değil, sağdan sola şerit değiştirirken meydana gelmiş olduğunu gösterdiği, bu açıdan çarpışmanın arkadan çarpışma olarak değerlendirilmesinin uygun olmayacağı, dolayısıyla kazaya yol açana ağırlıklı etkenin TIR aracının kontrolsü şerit değiştirerek sol şeride geçişi olduğu, minibüsün hızının ikinci dereceden etkili olduğu görüşünde olup, yukarıda özetlenen 07.08.2017 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunda ifade edilen kanaate katılmamaktadır.
Dolayısıyla dava konusu kazada davalı sürücü … bölünmüş iki şeritli yolda, sağ şeritten sol şeride geçişinden önce sol arkadan gelen trafiği kontrol etmesi ve gelen araçlara geçiş önceliği vermesi gerekirken, bu hususa riayet etmemiş ve kontrolsüz olarak sol şeride geçerek sol arkasından gelmekte olan aracın önünü kesmiş olması ile manevraları düzenleyen kurallara uygun olmayan davranışı nedeniyle 2918 sayılı KTK’nın asli kusurları kapsayan 84. Maddesinde bulunan “Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama,” nedeniyle %75 asli kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’nın ise mahal limitlerinin çok üzerinde bir hızla seyri ve dolayısıyla önüe çıkan araca akrşı etkili tedbir alamamış olması ile 2918 sayılı KTK’nın hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamakla ilgili Madde 52’de tanımlı “Sürücüler: (..) b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, (..) zorundadırlar.” kuralını ihlal etmiş olması nedeniyle %25 oranında tali kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu kapsamda yukarıdaki incelemeye göre dava konusu kazada;
1. Davalı sürücü …’ın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu,
2. Dava dışı sürücü …’nın %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurluolduğu kanaatine varılmıştır.
B. SİGORTACILIK YÖNÜNDEN İNCELEME :
Dava, 14.05.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonrası davacının Elektronik Cihaz Sigortası Poliçesi kapsamında sigortalısına yapmış olduğu tazminat ödemesinin davalılardan rücuen tahsili talebiyle … 7. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından davalılar aleyhinebaşlatılmış olan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamı, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı talepli açılan itirazın iptali davasıdır.
Dosya içerisindeki belgelerde;
• Davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında … poliçe numaralı, 01.03.2012-31.12.2012 tarihleri arasında geçerli Elektronik Cihaz Sigortası Poliçesinin düzenlenmiş olduğu, poliçenin dosyada mübrez olduğu ve hasar tarihini kapsadığı,
• Kazaya karışan … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde düzenlenmiş … poliçe numaralı, 20.01.2012-20.01.2013 tarihleri arasında geçerli Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçede araç başına maddi zarar limitinin 22.500-TL olduğu, poliçenin dosyada mübrez olduğu ve hasar tarihini kapsadığı,
• Davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında düzenlenen ibraname ile 14.05.2012 tarihinde meydana gelen hasara ilişkin olarak 20.000 TL’nin sigortalı … A.Ş.’ye ödenmesi hususunda tarafların mutabık kaldıkları, bu tutarın 31.12.2012 tarihinde sigortalı hesabına ödendiği,
• Davacı tarafından sigortalısına yapılan işbu 20.000-TL’lik tazminat ödemesinin 2.163,84-TL işlemiş reeskont avans faiziyle birlikte rücuen tahsili talebiyle … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı görülerek incelemelere devam edilmiştir.
Davalıların sorumlulukları yönünden değerlendirme:
Dava, davacı şirketin Elektronik Cihaz Sigortası ile teminat altına almış olduğu cihazlarda meydana gelen zarar dolayısıyla yapmış olduğu tazminat ödemesinin, kazanın meydana gelmesine %75 kusuruyla sebebiyet veren … plakalı aracın trafik sigortacısından, araç sahibinden ve sürücüsünden müteselsilen tahsili talebiyle ikame edilmiştir.
ZMMS Genel Şartları gereği Trafik Sigortacısı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dâhilinde karşılamakla yükümlüdür.
Somut olayda, 14.05.2012 tarihli kaza dolayısıyla … plakalı aracın hasar görmesi nedeniyle bu araçta bulunan cihazlar için demonaj-montaj bedeli ödenmiş olup işbu işlemler dolayısıyla davacı sigortacı tarafından yapılan 20.000-TL tazminat ödemesi, kazanın meydana gelmesine kusuruyla sebebiyet veren aracın trafik sigortacısına, işletenine ve sürücüsüne rücu edilebilecektir.
Heyetimizce kusura ilişkin yapılan değerlendirmelerde davalı … sevk ve idaresinde bulunan, davalı … Ltd. Şti.’nin işleteni olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı bulunan … plakalı aracın sürücüsü %75 oranında kusurlu olup davacı tarafından sigortalısına yapılan 20.000-TL tazminat ödemesi davalı araç sürücüsünün kusuru oranında davalılardan rücu edilebilecektir.
Öte yandan davalı … Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde, … plakalı aracın hasarı için 05.12.2012 tarihinde Mapfre Sigorta A.Ş.’ye 17.250-TL ödeme yapıldığını belirtmiş olup dosya içerisinde bu ödemeye ilişkin herhangi bir bilgi/belgeye rastlanmamıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından belirtilen miktarda ödeme yapılmış olması halinde, sigorta şirketi poliçe teminatı ile sınırlı olarak zarardan sorumlu tutulabileceğinden, … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu 5.250-TL ile sınırlı olacaktır.
Davalı araç sahibi ile araç sürücüsü, 3. Kişilerin uğramış olduğu zararların tamamından zarar görene karşı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Bu kapsamda;
➢ Davalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu bulunmasına göre 20.000*75/100=15.000-TL’nin davalılardan faiziyle talep edilebileceği,
➢ Sigorta şirketinin 05.12.2012 tarihinde 17.250-TL ödeme yapmış olduğunun kabulü halinde bakiye poliçe teminat limiti olan 5.250-TL ile sınırlı olarak, diğer davalıların ise 15.000-TL’nin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı,
➢ Kazaya karışan araçların ticari ve araç sahiplerinin tacir olması nedeniyle davacının avans faiz talep edebileceği,
➢ Dosya içerisindeki belgelerde davalı sigorta şirketinin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bilgi/belge mevcut olmadığından sigorta şirketinin icra takip tarihinden itibaren, diğer davalıların ise ödeme tarihinden itibaren faizden sorumlu olacağı,
➢ Davacı tarafından tazminatın ödendiği 31.12.2012 tarihi ile icra takibinin başlatıldığı 12.11.2013 tarihleri arasında davalıların sorumlu olduğu 15.000-TL için talep edilebilecek faiz miktarının 1.662,88-TL olduğu, davalı sigorta şirketi dışındaki davalıların bu tutardan sorumlu tutulabileceği kanaatine ulaşılmıştır.
C. SONUÇ :
Dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda;
a) Davacı yanca, dava dışı zarar görene ödenen 20.000-TL tazminatın … plakalı aracın sigortacısından, aracın sahibinden ve sürücüsünden tahsili talebiyle İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği,
b) Davacı ile dava dışı … A.Ş. arasında … poliçe numaralı, 01.03.2012-31.12.2012 tarihleri arasında geçerli “Elektronik Cihaz Sigortası Poliçesi” tanzim edildiği, poliçenin hasar tarihini kapsadığı,
c) Kazaya karışan … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde düzenlenmiş … poliçe numaralı, 20.01.2012-20.01.2013 tarihleri arasında geçerli Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu, poliçede araç başına maddi zararteminat limitinin 22.500-TL olduğu, poliçenin hasar tarihini kapsadığı,
d) … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında asli kusurlu, dava dışı … plakalı aracın sürücüsü …’nın %25 (yüzde yirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu,
e) Davalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu bulunmasına göre 20.000*75/100=15.000-TL tazminatın davalılardan faiziyle talep edilebileceği,
f) Sigorta şirketinin 05.12.2012 tarihinde 17.250-TL ödeme yapmış olduğunun kabulü halinde bakiye poliçe limiti olan 5.250-TL ile sınırlı olarak, diğer davalıların ise 15.000-TL’nin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı,
g) Kazaya karışan araçların ticari ve araç sahiplerinin tacir olması nedeniyle davacının avans faiz talep edebileceği,
h) Dosya içerisindeki belgelerde davalı sigorta şirketinin temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bilgi/belge mevcut olmadığından sigorta şirketinin icra takip tarihinden itibaren, diğer davalıların ise ödeme tarihinden itibaren faizden sorumlu olacağı,
i) Davacı tarafından tazminatın ödendiği 31.12.2012 tarihi ile icra takibinin başlatıldığı 12.11.2013 tarihleri arasında davalıların sorumlu olduğu 15.000-TL için talep edilebilecek faiz miktarının 1.662,88-TL olduğu, davalı sigorta şirketi dışındaki davalıların bu tutardan sorumlu tutulabileceği,
j) Bu kapsamda davalı sigorta şirketinin 5.250-TL ile sınırlı olarak, diğer davalıların ise 15.000-TL tazminat ve bu tazminata ödeme tarihi ile icra takibi arasında işlemiş 1.662,88-TL reeskont avans faizden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu,
k) İcra ve inkâr tazminatı talebine ilişkin değerlendirmelerin Sayın Mahkemeniz takdirinde kaldığı… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki dava; elektronik cihaz sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödemenin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olup anılı Bam kararı gereğince kaza tespit tutanağının tamamı dosyaya alınmış, ceza dosyası fiziken celp edilmiş ve devamında davaya konu kazanın ne şekilde oluştuğu ve kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarında İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiştir. Ceza dava dosyası kapsamında mağdurların şikayetlerinden vazgeçmeleri nedeni ile düşme kararı verildiği, kararın kesinleştiği, tüm sayfaları ile celp edilen kaza tespit tutanağı içeriğinde ise davalı sürücünün manevraları düzenleyen genel şartlara uymaması nedeni ile kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün ise araç hızını aracın yük, teknik özelliği, yol, görüş, hava ve trafik durumuna göre gerektirdiği şartlara uydurmaması nedeni ile kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Anılı ATK raporunda; davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki çekici ve buna bağlı yarı römork ile gündüz vakti meskun mahalde seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, olay mahalline geldiğinde ön ilerisindeki aracın solundan geçmek amacıyla sola şerit değiştirme manevrasına başlamadan önce gerisinde sol şeridi takiben seyir halinde olan araçların hız ve mesafelerine ilişkin gerekli-yeterli kontrolleri yapması, ilk geçiş hakkını geriden sol şeridi takiben düz seyirle gelen sürücü … idaresindeki kamyonete vermesi sonrasında manevrasını kontrollü bir şekilde yapması gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, kontrolsüzce sola yaptığı şerit değiştirme manevrası sırasında sürücü … idaresindeki kamyonetin seyir istikametini kapattığı ve kazaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, meydana gelen olayda %70 asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Dava dışı sürücü …’nın ise sevk ve idaresindeki kamyonet ile gündüz vakti meskun mahalde seyri sırasında yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, hızını aracının teknik özellikleri ile mahaldeki hava-yol-zemin şartları ve hız sınırını da dikkate alarak uygun seviyeye indirmesi, seyrini daha dikkatli sürdürmesi gerekirken bahsedilen bu hususlara riayet etmediği, beyanında da belirttiği üzere mahal şartlarının üzerinde bir hızla seyir halindeyken ön ilerisinde şerit değiştirme manevrası yapan davalı sürücü idaresindeki çekici ve buna bağlı yarı römorka karşı almış olduğu tedbirin hızı kaynaklı yetersiz kaldığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda %30 tali kusurlu olduğu saptanmıştır.
İstinaf kanun yolu incelemesi öncesinde mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki kusura yönelik tespitler ile ATK marifeti ile düzenlenen kusur tespitleri arasında çelişki oluştuğu ve yanların itirazlarının mevcut olduğu görülmekle, bu kez İstanbul Teknik Üniversitesi makine-trafik kürsüsünde görevli uzman kişilerden oluşan 3’lü bilirkişi heyetinden kusur noktasındaki çelişkilerin aydınlatılması ve sigorta hakemi bilirkişiden kusur oranlarına göre takip tarihi itibari ile talep edilebilecek rücuen tazminat miktarının tetkiki amacı ile rapor alınmasına karar verilmiştir. Bu suretle alınan bilirkişi raporundaki tespitlerin kaza tespit tutanağı, ceza dava dosyası içeriği ile örtüştüğü, dosya kapsamına uygun olup kusur durumunun çelişkileri giderecek şekilde gerekçeli izah edildiği görülmekle hükme esas alınmaya elverişli olduğu saptanmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde, dava konusu kazada davalı sürücü …’ın bölünmüş iki şeritli yolda, sağ şeritten sol şeride geçişinden önce sol arkadan gelen trafiği kontrol etmesi ve gelen araçlara geçiş önceliği vermesi gerekirken, bu hususa riayet etmemiş ve kontrolsüz olarak sol şeride geçerek sol arkasından gelmekte olan aracın önünü kesmiş olması ile manevraları düzenleyen kurallara uygun olmayan davranışı nedeniyle 2918 sayılı KTK’nın asli kusurları kapsayan 84. maddesinde yazılı “Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama,” nedeniyle %75 asli kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’nın ise mahal limitlerinin çok üzerinde bir hızla seyri ve dolayısıyla önüne çıkan araca akrşı etkili tedbir alamamış olması ile 2918 sayılı KTK’nın hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamakla ilgili 52. maddesinde tanımlı “Sürücüler: (..) b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.” kuralını ihlal etmiş olması nedeniyle %25 oranında tali kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Nitekim kaza tespit tutanakları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi delillerden olup aksinin de aynı derecedeki deliller ile ispatlanması gerekmektedir. (Emsal ilam: Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/786 esas, 2021/2254 karar sayılı ilamı.) Ancak dosya kapsamında kusursuz olunduğuna yönelik aksi yöndeki iddialar yönünden ispata elverişli tutanak ile aynı derecedeki delillerin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle usul ekonomisi ilkesi gözetilerek yeniden kusur incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir.
Bu noktada davalıya izafe edilen %75 kusur oranına göre talep edilmesi mümkün tazminat miktarı tetkik edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça tahkikat aşamasında, ekspertiz raporu kapsamında 20.074,27 Euro kur üzerinden alacak hesaplaması istemi ileri sürülmüş ise de icra takibinin 20.000TL asıl alacak ile 2.163,84TL işlemiş faiz üzerinden başlatıldığı ve davanın bu bedel üzerinden ikame edildiği, dava dilekçesi ekindeki ödeme belgesinde ödeme tarihinin 31/12/2012 olup ödeme miktarının 20.000YTL olarak yazılı olduğu görülmüş olup itirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olması ve iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının yalnızca ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati halinde ortadan kalkması nedeni ile dava dilekçesinde ileri sürülmeyen talebe ıslah /açık muvafakatin bulunmadığı tahkikat aşamasında cevaz verilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu kapsamda davalı şirkete ait aracın davalı sürücüsünün %75 oranında kusurlu bulunmasına göre (20.000*75/100) asıl alacak istemi yönünden 15.000-TL’ye hükmedilmesi gerekmiştir. Ayrıca (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/469 esas, 2019/3505 karar sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/17840 esas, 2019/7750 karar sayılı kararı) rücuen tazminat istemlerinde ödeme tarihinden itibaren faiz hesabının yapılması gerekmekle dosyada mübrez ödeme belgesinin tetkikinde ödeme tarihinin 31/12/2012 olduğu, takip tarihinin ise 12/11/2013 göründüğü saptanmış olup avas faiz oranı üzerinden hesaplama yapılmış olup talep edilmesi mümkün faiz miktarı 1.662,88-TL olarak belirlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi; ”Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” şeklinde, Kanun’un 85/son maddesi; ”İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” şeklinde düzenlenmiş olup Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi ise; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup anılı kanuni düzenlemeler ışığında davalı araç maliki şirket ile davalı araç sürücüsünün işbu tazminat miktarları yönünden sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Son olarak ödeme savunmasını ileri süren davalı sürücünün idaresindeki araç yönünden ZMSS’yi düzenleyen davalı sigorta şirketine 17.250-TL ödeme savunmasına ilişkin dekont aslı yahut onaylı suretini ibraz etmek üzere kesin süre verilmiş olup kesin süre içerisinde dekont ve liste ibraz edildiği görülmüştür. Yazılı deliller kapsamında davalı sigorta şirketinin 30/01/2013 tarihinde 17.250-TL ödeme yapmış olduğunun kabulü ile bakiye poliçe limiti olan 5.250-TL ile sınırlı olarak sorumlu olduğu tespit edilmiştir.
Son olarak icra inkar tazminatı istemi yönünden talep tetkik edilmiş olup takibe konu tazminat miktarının muayyen olmayıp, gerçek zarar miktarının tespiti ile davacının davalılara rücu etmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılama ve bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirmekte olup icra inkar tazminatı talebinin yasal şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
İstanbul 7. İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyasına yönelik davalıların itirazının kısmen iptali ile, takibin davalılar … Ltd. Şti ile … yönünden 15.000,00-TL asıl alacak ve 1.662,88-TL işlemiş faiz üzerinden, asıl alacak 15.000,00-TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %11 oranında avans faizi uygulanmak suretiyle, davalı Sigorta şirketi yönünden ise 5.250,00-TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren %11 oranında avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.138,24 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 267,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 870,49 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- Davacı tarafça yapılan 4.300,00 TL bilirkişi ücreti, 730,30 TL ATK faturası ve 730,63 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 5.760,93 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 4.331,09 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı … Tic. Ltd. Şirketi tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 12,41 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Davalılar …Tic. Ltd. Şirketi ile … Sigorta Anonim Şirketi kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.500,96 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile Davalılar …Tic. Ltd. Şirketi ile … Sigorta Anonim Şirketi’ne ödenmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacı tarafça yatırılan 267,75 TL peşin harç ile 25,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 292,95 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı vekilinin, davalı … Şti vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır