Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/371 E. 2023/466 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/371 Esas
KARAR NO : 2023/466
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında sözleşme akdedildiğini, davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklı müvekkili şirketin …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı dosyasıyla Davalı/Borçlulara karşı, 430.000,00-TL sözleşmeden kaynaklanan alacak bedeli/başarı primi ile 5.669,52-TL tutarındaki işlemiş faiz bedelinin ödenmemesi sebebiyle 26.03.2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, dava konusu alacağın tahsilinin rizikolu bulunması, davalıların; taraflar arasında akdedilmiş sözleşme hükümlerine aykırı davranarak sebep olduğu borca ilişkin ödeme yapmaktan kaçınması sebebiyle davalılar adına kayıtlı bulunan tüm taşınır ve taşınmaz mallar ile birlikte 3. Kişilerde bulunan hak ve alacaklarının tamamının ihtiyaten haczine ilişkin talep dilekçesi gönderildiği, …. İcra Müdürlüğü 2021/… Esas sayılı dosyasında mevcut davalılar tarafından gerçekleştirilen itirazın iptaline karar verilmesi ve takibin asıl alacak, faiz ve tüm ferileri ile birlikte devamına karar verilmesini, davalılar aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilmiş bulunan yatırım danışmanlığı hizmet sözleşmesinin imzalandığı tarihte 2 ve 3 nolu davalı müvekkillerinin, sözleşmeyi şirket yetkilisi olarak imzalamış olduklarını, davalı sıfatları bulunmadığını, davanın belirtilen davalılar yönünden, husumet nedeniyle reddine karar verilmesini gerektiğini, davalı müvekkillerinin yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklı olarak davacı şirket tarafından, icra takibi başlatıldığını bu hususun asla gerçek ile bağlantısı olmadığını, taraflar arasındaki yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamındaki kurulan sözleşme ilişkisi geçmişi ve akabinde ki dönemi özetlemenin, dava konusu talebin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu gösterir nitelikte olduğunu, davacvı ile imzalanan sözleşme gereği, davacının, sözleşmesi gereği üzerine düşen edimin gereği, danışmanlık hizmeti verme babında hiçbir emek ve faaliyeti olmamasına rağmen, davacıya 60.000,00-TL +KDV ücret, müvekkilleri tarafından ödendiğini, müvekkillerinin kötü niyetli olarak borca itiraz ettiklerinin ifade edilmesinin kabul edilebilir bir iddia olmadığını, müvekkillerinin, yatırımcı şirket ile imzaladıkları esas sözleşmenin imzalanmasında hiçbir şekilde rollerinin bulunmadığını, sözleşme gereği verilmesi gereken hizmet verilmediği halde taraflarına ücret ödenmesine rağmen, açılmış bulunan T.M.K’nın 2. Maddesine aykırı olan, hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini, davalı müvekkilleri … ve … yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacının, takip konusu meblağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın haksız olup olmadığına ilişkin itirazın iptali istemidir. Uyuşmazlık davacının 27.02.2020 tarihli sözleşmede kararlaştırılan başarı primi olarak kararlaştırılan ücrete hak kazanıp kazanmadığı, buna göre davalıdan alacak talep edip edemeyeceği noktasında toplanmıştır.
… İcra Müdürlüğü’ne yazılan yazımıza yanıt verildiği, 2021/… E. Sayılı dosyasının UYAP üzerinden gönderildiği anlaşıldı.
…. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyasında … A.Ş tarafından … A.Ş, … ve … aleyhine 430.000,00-TL (27.02.2020 tarihli danışmanlık sözleşmesi istenen yıllık reeskont avans) 5.669,52-TL 27.02.2020 tarihli sözleşmenin değişen oranlarda işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 435.669,52-TL alacak üzerinden takip başlatıldığı, davalı borçlularca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür. İtirazın iptali davasının da yasal süresinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … tarafından hazırlanan 28/07/2022 tarihli kök rapor ve 19.07.2023 tarihli bilirkişi ek raporlarında davacının davalılardan talep ettiği şekilde başarı primi alacağı bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ile denetime uygun bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Uyuşmazlığın temelindeki hukuki işlem 27.02.2020 tarihli sözleşmenin incelenmesinde, sözleşmenin davacı … A.Ş ile davalılar … A.Ş ve hissedarlar … arasında imzalandığı, işbu ”SÖZLEŞME” başlıklı sözleşmenin hukuki niteliği itibariyle, danışmanlık (hizmet) ve TBK. 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesi olduğu, karma tipli niteliği bulunduğu anlaşılmıştır. Davalılar … ‘nun hissedarlar olarak sözleşmeyi imzalanmış oldukları görülmekle davalılar vekilinin pasif husumet itirazına itibar edilmemiştir.
Sözleşmenin ücret başlığı altında düzenlenen 3.1.a maddesinde ”Hissedarlar yatırımcı ile yapılacak görüşmenin başarı ile sonuçlanması halinde yatırımcının şirketin hisse değerleri ve/veya aktiflerinin satın alım bedeli olarak hissedarlara yapacağı ödeme ve/veya finansal kuruluşlara ve hissedarlara karşı üstlenilen tüm finansal borçlar üzerinden (yatırım bedeli) %4(yüzdedört) başarı primini (Başarı Primi) nakden ve defaten danışmana ödeyecektir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Davacının alacak isteminin temelini sözleşmenin bu maddesi oluşturmaktadır. Davacı taraf bu madde kapsamında danışmanlık hizmeti kapsamında şirket hisse satışı olur ise danışman şirkete (davacı şirkete) başarı primi ödemesi yapılması gerekirken hak edildiğini iddia ettiği başarı priminin ödenmemesine yönelik olarak alacak isteminde bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşme yukarıda da ifade edildiği üzere karma tipli danışmanlık ve simsarlık sözleşmesi niteliğindedir. Alacak istemine konu başarı primi ödenmesi hükmünün hukuki niteliğinin ise simsarlık anlaşması kapsamında olduğu kanaatine varılmıştır.
TBK’nın 521. Maddesinde ”Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu kapsamda simsarın kendi faaliyeti neticesinde anlaşma sağlanmış olması ücret ödenmesinin koşullarındandır. … Hukuk Dairesi 2019/… Esas, 2021/… Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi simsarın sözleşme koşullarına göre hizmet bedeli talep edebilmesi için öncelikle kendisinin sözleşmeye uygun aracılık hizmeti verdiğini kanıtlaması gerekir.
Davacı tarafça davalının hisselerini satın alan müşterilerin temininde aracılık ettiği hususunun dosyaya ibraz edilen deliller ile ispatlanamadığı, simsarın kendi faaliyeti neticesinde sözleşmenin kurulduğuna dair illiyet bağını ispatlamasının TBK’nın 521/1. Maddesi gereğince zorunlu olduğu ancak dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle davacının sözleşmenin 3.1.a maddesi uyarınca başarı primine hak kazandığından bahsedilemeyeceği, tanzim edilen bilirkişi raporlarının dosyadaki bilgiler ile uyumlu ve kabul edilebilir nitelikte olduğu, davacı vekilince sözleşmenin ‘SÜRE’ başlığı altında düzenlenen 4. Maddesinde yer alan ‘herhangi bir yatırımcı’ ifadesinin başarı primi kazanılacağı anlamında geldiğinden bahisle ek rapora karşı da itiraz etmiş ise de sözleşmede yer alan maddenin bütün olarak değerlendirilmesinde ‘sözleşme süresi içerisinde temasa geçilmiş olan herhangi bir yatırımcı ile sözleşmenin sona ermesinden itibaren 18 ay içinde işbu sözleşmede konu edilen hususların gerçekleştirilmesi halinde işbu sözleşmenin 3.1.a maddesinde yer alan Başarı Primi Hissedarlar tarafından Danışmana ödenecektir.’ ifadesinin yer aldığı, sözleşme sona erdikten sonra ‘temasa geçilmiş’ olan yatırımcılar bakımından sözleşme sona erdikten sonra da ücrete hak kazanılacağına yer verildiği, başarı primi talep edilen yatırımcıların temininde davacının dahlinin ispatlanamadığı, sözleşmenin 4. Maddesinde yer alan ‘herhangi bir yatırımcı’ ifadesinin davacının temin etmediği yahut sözleşmede yer alan ifadesiyle ‘temasa geçmediği’ yatırımcılar bakımından da geçerli olduğu sonucuna varılamayacağı, sözleşme bütün olarak değerlendirildiğinde davacının iddia ettiği şekilde yorumlanamayacağı, basiretli tacir olarak hareket etme yükümlülüğü bulunan tarafların iradelerinin bu yönde olması halinde sözleşmede açıkça iddia edilen düzenlemeye yer verilmesi gerektiği, bu nedenle davalılardan takibe konu edilen şekilde başarı primi alacağı talep edilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine, ancak davacının takipte kötüniyetli olduğunun da ispatlanamadığı sonuç ve kanaatiyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminat talebinin şartları oluşmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
3-Alınması gerekli 269,85-TL harçtan davacı tarafından yatırılan 5.165,03-TL peşin harcın mahsubu ile arta kalan 4.895,18-TL’nin davacıya iadesine,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 66.200,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır