Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/361 E. 2022/541 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/361 Esas
KARAR NO : 2022/541
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/08/2016
KARAR TARİHİ : 21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil …’nün, 12.07.2016 tarihinde müvekkil …’ye ait … plakalı motosiklet ile normal hızda seyir halinde iken, mülkiyeti davalı … taşımacılığı A.Ş’ne ait olan … plakalı aracın yönetiminde bulunan davalı şoför …’in, aracını kontrolsüz bir şekilde yola çıkararak kendi şeridinde gitmekte olan …’ye çarptığını, müvekkilinin sürüklenerek karşı yoldaki … plakalı araçla çarpıştıklarını, müvekkil … kaza sonucunda kolundan ve bacağından yaralandığını ve ambulansla … Araştırma Hastanesi’ne hastaneye kaldırıldığını, kaza yerine gelen trafik görevlilerince müvekkilin yokluğunda ve gerçeğe aykırı bir şekilde tutanak tutulduğunu, tutanakta sözde …’nün “geçme kurallarına rivayet etmeyerek” kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunun iddia edildiğini, oysa ki … plakalı araç sürücüsü …, kazanın oluşumunda tek ve asli kusurlu olduğunu, kaza tespit tutanağının aksine müvekkil kendi şeridinde seyir halinde gitmekte olup kaza yerinde şerit vs. değiştirmediğini, aksine park halinde iken birden yola çıkan … plakalı araç sürücüsünün kendisi olduğunu, o kadar ki müvekkil ve kullanmakta olduğu motosiklet çarpmanın etkisiyle sürüklendiğini ve karşı şeritteki araçla çarpıştıklarını, ekte sunduğu kamera kayıtlarında durumun tüm gerçekliğiyle görüldüğünü, trafik polislerince tutulan tutanak ve çizilen krokiler gerçekteki yol durumu ve vaka ile uyuşmamakta olup müvekkilin hastanede olması sebebiyle yokluğunda ve tamamen davalı şahsın beyanları doğrultusunda, adeta kazaya müvekkil sebebiyet vermiş gibi tutanak tutulduğunu, bu tutanakların gerçeği yansıtmadığı bilirkişi raporu ile ortaya çıkacağını, … plakalı araç şoförü vasıtayı dikkatsiz ve tedbirsiz kullanmış olduğundan, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve davacı …’nün yaralanmasına sebep olduğunu, müvekkil … kolunda yüzünde ve bacağında meydana gelen yaralanmalar sebebiyle günlerce çalışamadığını, hareketlerinin sınırlandığını, ailesinin bakım ve gözetminde yaşamış olup elem ve ızdıraplara duçar olduğunu, biraz olsun bu çöküntünün hafifletilmesi için davacı … için manevi tazminat talebinin olduğunu, yine davalıların kusurlu hareketi sonucunda meydana gelen kaza nedeniyle müvekkil …’nün aracının kullanılamaz hale geldiğini, birçok parçanın değişmesi gerektiğini, … Sulh Hukuk Hakimliği’nden motosiklette meydana gelen maddi hasarın ve değerinin tespitinin yapılmasının istenildiğini, 2016/77 D.İş sayılı dosyası bilirkişi raporunda liste halinde belirtilen parçaların değişmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulduğunu, bilirkişi raporunda görüldüğü üzere belirtilen tüm parçaların değişmesi gerektiğini, davalıların kusurlu hareketleri sonucunda müvekkil … maddi zarara uğratıldığını, müvekkil … ise manevi açıdan zarar gördüğünü, iş bu nedenle müvekkil zararlarının tespiti ve tahsiline karar verilmesi için huzurda dava açma zaruretinin hasıl olduğunu, davacıya ait … marka, 2014 … model aracın sıfır olup, söz konusu kaza 12.07.2016 tarihinde meydana geldiğini, aracın olay tarihine kadar hiçbir kazası ve çizilen bölümü dahi bulunmadığını, müvekkilin aracı kazaya karışmadan önce 100.000,00 – TL değerinde iken, kaza sonucunda meydana gelen hasardan dolayı araca cüzi miktarlarda değer biçildiğini, sıfır ve daha önce hiç kazaya karışmayan araç davalının kusurlu hareketi neticesinde değer kaybettiğini, vasıta artık davalının kusurlu eylemi neticesinde adeta hurda vasıta haline geldiğini, müvekkilin özenle kullandığı bakımlarını eksiksiz yaptırdığı vasıtasının, hiç kusuru olmadığı halde hasar gördüğünü ve değer kaybına uğradığını, … A.Ş adına kayıtlı … plakalı otomobilin, … poliçe numarası ile davalı …’nden zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı ve ticari olduğunu, söz konusu sigorta şirketine zararın karşılanması amacıyla davacı tarafından 05.08.2016 tarihinde başvuru yapılmış olduğunu ve başvurunun reddedildiğini, aracın ticari olması halinde, dava konusu alacaklara kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiğini, davalı araç şoförünün kusurlu hareketi sonucu müvekkiller maddi ve manevi zarara uğramış olduğundan, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak maddi zararın ve manevi tazminat alacağının davalılardan tahsiline, davalıya ait … plakalı aracın 3. Kişilere devrinin önlemek ve dava konusu alacakların karşılıksız kalmaması amacıyla uyaptan kaydına tedbir konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, müvekkilinin kaza esnasında sol sinyalini yaktığını ve sola doğru çıkmış olmasına rağmen davacının hız kurallarına aykırı şekilde ve hızını düşürmeyerek motosikleti kullanması sonucu davacı motosikleti ile müvekkilinin aracına süratli bir şekilde çarptığını ve araçta maddi hasara sebep olduğunu, dava konusu kazada motosikleti kullanan davacının ağır kusurunun bulunması sebebiyle davacıların açmış oldukları davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacılardan …’nün manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını ve bu talebin reddini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkil sigorta şirketlerine KTK md.97 gereği dava öncesi başvuru yapılmadığından taraflarına dava açılamayacağını, kazanın meydana gelmesindeki kusur ile araçtaki hasar tutarının ve değer kaybının, genel şartlarda açıkça yer alan formüllere göre hesaplanmasını, davacıya ait aracın kullanılmışlık katsayısı, hasar boyutu katsayısı ve araç baz değeri göz önüne alındığında iddia edilen fahiş maddi hasar ve değer kaybı taleplerinin reddini, aracın dava konusu kazadan öncekin hasarlarının tespitini, dava konusu kazadan önce hasarsızlığın yitirilmiş olması halinde değer kaybı taleplerinin reddini, araç kasko şirketi tespit edilerek kaskodan ödeme alınıp alınmadığının tespitini, mükerrer ödemeye sebebiyet verilmemesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, müvekkilinin lehine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 12/07/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasından kaynaklı hasar/ değer kaybına dayalı maddi tazminat ile davacı sürücü yönünden manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü, … İlçe Emniyet Müdürlüğü, … Hastanesi, … ve … İcra Dairesi’nin cevabi yazılarının mevcut olduğu, poliçe/ hasar dosyası, tedavi evraklarının celp edildiği, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/… değişik iş sayılı dosyasının UYAP üzerinden gönderildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 2016/… esas, 2018/… karar sayılı 19/09/2018 tarihli kararı ile; “…1-Davanın kısmen kabulü ile, a- 28.500 TL hasar bedelinin davalılar … ve … AŞ den kaza tarihi olan 12/07/2016 tarihinden itibaren, davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 17/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ye verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
b- Davacı … yararına taktiren 3.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 22/08/2016 itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ve … AŞ den müştereken ve müteselsilan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine ” dair verilen kararın davacılar vekili ile davalılar … ve … AŞ vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosya … Mahkemesine gönderilmiş, olup … Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 2019/… esas, 2021/… karar sayılı 01/04/2021 tarihli ilamı ile; “… Dosya kapsamından, 12.07.2016 tarihinde tarihinde davalılardan … A.Ş’ne ait olan davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet çarpışması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği ayrıca hasar gören motosiklet için de hasar bedeli talep edildiği anlaşılmaktadır.
Kazaya ilişkin kaza tespit tutanağında sürücü …’nün geçme kurallarına riayet etmemekten dolayı kusurlu olduğu yazılı olup, 03/05/2017 tarihli bilirkişi raporu ile …’ nün kusursuz olduğu, …’ in asli derecede tam kusurlu olduğu görüşü açıklanmış, farklı heyetten alınan 27/10/2017 tarihli rapor ile de …’ nün % 25, …’ in % 75 kusurlu olduğu görüşü açıklanmış, mahkemece son rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Bu durumda, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken; Kusur oranları bakımından bilirkişi raporları arasında oluşan çelişkinin giderilmesi için (Son rapor … Makine Mühendisliği bölümünde görevli akademisyenlerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan alındığından) ATK … İhtisas Dairesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan, sunulan CD ler de incelenerek çelişkiyi giderecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.
Kabule göre; Mahkemece bilirkişi raporunda hesaplanan 38.000,00 TL hasar bedelinden kusur oranına göre dağılım yaparak 28.500,00 TL miktara ulaşması ve bunu da gerekçeli kararında tartışılmış olması karşısında, davacı vekilinin, bilirkişi heyeti tarafından 38.000,00 TL hasar hesaplandığını, mahkemenin re’sen bu bedelin altında miktara hükmetmesini kabul etmediklerine yönelik istinaf talebi yerinde değildir.
Kusur açısından rapor alınması gerektiğine göre, tarafların kusur oranlarına ilişkin rapor alındıktan sonra, manevi tazminat açısından da buna göre değerlendirilerek karar verilmesi gerekmekle, manevi tazminata ilişkin istinaf itirazları incelenmemiş ve ayrıca vekalet ücreti açısından yapılan iki ayrı tashih kararına göre maddi hata düzeltilmiş olduğundan bu açıdan istinaf incelemesi yapılmamıştır.” gerekçeleri kapsamında kaldırılması üzerine yukarıdaki esasa kaydı yapılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/… esas, 2020/… karar sayılı ceza dava dosyası fiziken celp ve tetkik edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan … Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’nin 14/06/2022 tarihli raporunda; “…Dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağından kaza mahallinin meskun mahal olduğu, zeminin asfalt kaplama, yol yüzeyinin kuru, havanın açık, vaktin gündüz, yolun eğimsiz düz olduğu, mahalde hız limitinin 30 km/s olarak işaretlendiği görülmüştür.
03/05/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunun sürücü …’nün kusursuz, sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, sürücü … -‘ün kusursuz olduğu şeklinde tanzim edildiği görülmüştür.
27/10/2017 tarihli bilirkişi raporunun ve 22/02/2018 tarihli ek bilirkişi raporunun sürücü …’in %75 (yüzde yetmiş beş) oranında asli kusurlu, sürücü …’nün %25 (yüzde yirmi beş) oranında tali kusurlu, sürücü … …’ün kusursuz olduğu şeklinde tanzim edildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/… Soruşturma sayılı dosyasına sunulmuş olan 27/07/2018 tarihli bilirkişi raporunun sürücü …’in 1. derecede asli tam kusurlu, sürücü …’nün ve sürücü … …’ün atfa kabil kusurunun olmadığı şeklinde tanzim edildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/… Soruşturma sayılı dosyasına sunulmuş olan, dairemiz tarafından hazırlanan 25/06/2019 tarihli raporun sürücü …’nün kusursuz, sürücü …’in asli kusurlu, sürücü … …’ün kusursuz olduğu şeklinde tanzim edildiği görülmüştür.
Dosya tümüyle incelendi. … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosya içeriği, trafik kazası tespit tutanağı, bilirkişi raporları ve … İhtisas Dairesi raporu içeriği, tüm beyanlar, kaza anı kamera görüntüleri ile yol fotoğraflarının ve kamera görüntülerinin bulunduğu CD’lerin içeriği, mevcut veriler ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında kazanın yukarıda “OLAY” bölümünde anlatılan şekilde meydana geldiği anlaşılmıştır.
Mevcut verilere göre;
A) Davalı sürücü … meskun mahalde gündüz vakti seyri sırasında yola gereken dikkatini vermeyip, düz seyrederek gelen motosikletin seyir durumunu dikkate almadan yolun soluna doğru manevra yapıp sevk ve idaresindeki otomobilin davacı sürücünün yönetimindeki motosikletle çarpıştığı olayda kusurludur.
B) Davacı sürücü … olay yerinde seyri sırasında aynı istikamette sağ tarafından yeterli kontrolü yapmadan yolun sol tarafına doğru manevra yapan davalı sürücünün yönetimindeki otomobille çarpışmasıyla meydana gelen olayda atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
C) Sürücü … … sevk ve idaresindeki otomobilin kaza yaparak kendi istikamet şeridine savrulan davacı sürücünün yönetimindeki motosikletle çarpıştığı olayda atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A) Davalı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu,
B) Davacı sürücü …’nün kusursuz,
C)Sürücü … …’ün kusursuz olduğu…” yönünde rapor sunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki dava dosyası kapsamında; 12/07/2016 tarihinde davalılardan … A.Ş’ye ait olan davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacı sürücü …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile çarpışması sureti ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacı sürücünün yaralanması nedeniyle manevi tazminat talep edildiği gibi ayrıca hasar gören motosiklet nedeni ile hasar/değer kaybına dayalı maddi tazminat talep edildiği görülmüştür.
Kazaya ilişkin tutulan dosyada mübrez kaza tespit tutanağında davacı sürücü …’nün geçme kurallarına riayet etmemekten dolayı kusurlu olduğu yazılı olup, 03/05/2017 tarihli bilirkişi raporu ile …’nün kusursuz olduğu, …’in asli derecede tam kusurlu olduğu görüşü açıklanmış, farklı heyetten alınan 27/10/2017 tarihli rapor ile de …’ nün %25, …’ in % 75 kusurlu olduğu görüşü açıklanmış ve mahkememizce son rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de bu kez anılı istinaf ilamı gereğince kusur oranları bakımından bilirkişi raporları arasında oluşan çelişkinin giderilmesi için ceza dava dosyasının celbine müteakip … ATK … İhtisas Dairesi marifeti ile rapor alınması yoluna gidilmiştir. Bu suretle alınan rapor ile kusurun tespiti ve oranına yönelik çelişkinin giderildiği, davacı sürücünün olay yerinde seyri sırasında aynı istikamette sağ tarafından yeterli kontrolü yapmadan yolun sol tarafına doğru manevra yapan davalı sürücü …’in yönetimindeki otomobille çarpışmasıyla meydana gelen olayda atfı kabil kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, kusursuz kabul edilmesinin gerektiği, davalı sürücü …’in ise meskun mahalde gündüz vakti seyri sırasında yola gereken dikkatini vermeyip, düz seyrederek gelen motosikletin seyir durumunu dikkate almadan yolun soluna doğru manevra yapıp sevk ve idaresindeki otomobilin davacı sürücünün yönetimindeki motosikletle çarpıştığı olayda %100 kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu talepler yönünden tatbiki gereken TBK’nın 49. maddesi; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermekte olup anılı yasal düzenleme gereğince gerek kasten gerek ihmal yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahsın, o zararın tazmine mecbur olduğu açıktır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 85/1.maddesi uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Kanun’un 85/son maddesi gereğince ise işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi uyarınca; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesi gereğince ; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” Anılı yasal düzenlemeler gereğince Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasa gereğince yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olup davalıların sorumluluklarının ilgili yasal düzenlemelere dayalı olduğu görülmüştür.
Anılı kanuni düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı sürücünün kusurunun bulunmadığı trafik kazası nedeni ile asli ve %100 kusurlu olduğu saptanan davalı sürücünün eylemi nedeni ile teknik tespitler ışığında 38.000-TL hasar bedeli isteminin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. İlk mahkeme ilamına yönelik her iki taraf vekilinin ayrı ayrı istinaf talebinin mevcut olması nedeni ile usuli müktesep hakkın oluşmadığı gibi davacı …’ye ait aracın pert işlemine tâbi tutulduğu ve pert olan araç nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı anlaşıldığından ıslah usuli işlemine konu talebin 38.000TL hasar bedeline dayalı olmakla işbu tespitler neticesinde talep edilen anılı maddi tazminat miktarının zorunlu poliçe limitini aşmadığı, kanuni düzenlemeler kapsamında davalı sürücü, davalı araç maliki şirketin ve davalı … şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçeleri kapsamında davacı araç maliki … ‘nün işbu maddi zararını tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı sürücü … yönünden talep edilen manevi tazminat istemi kapsamında yapılan değerlendirme kapsamında ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi mümkün olup davalı sürücünün asli kusuru (%100) neticesinde uğramış olduğu kaza neticesinde tedavi görmek zorunda kalan davacı sürücünün bu suretle manevi zarara uğradığı ve davalı sürücü ile davalı araç maliki şirketin anılı yasal düzenlemeler gereğince davacının manevi zararını gidermekle yükümlü oldukları sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında kanun ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış olup taktiren 5.000-TL manevi tazminatın tahsiline dair hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Son olarak temerrüt tarihi ve faizin nevi noktasında değerlendirme yapılmış olup davalı sürücü ile davalı araç maliki şirket yönünden temerrütün, haksız fiil tarihi olan 12/07/2016 itibari ile başladığı tespit edilmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davacı tarafın davadan önce 08/08/2016 tarihinde davalı … şirketine başvuru yapması üzerine temerrüt halinin davalı … yönünden 17/08/2016 itibari ile başladığı anlaşılmıştır. Manevi tazminat istemi yönünden dava dilekçesinde talep edilen faizin başlangıç tarihi açıkça belirtilmediğinden dava tarihi esas alınarak hüküm kurulması gerekmiştir. Kazaya neden olan sigortalı aracın davalı şirkete ait olup ticari nitelikte olması nedeni ile davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden avans faizi isteminde haklı oldukları sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
A-38.000,00 TL hasar bedelinden kaynaklı maddi tazminatın davalılar … ve … A.Ş.’nden kaza tarihi olan 12.07.2016 tarihinden itibaren, davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 17.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ye ödenmesine,
B-Davacı … yararına takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 22.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … A.Ş.’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ye ödenmesine,
2-Maddi tazminat yönünden; Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.595,78 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (654,00 TL ıslah harcı ve 29,20 TL peşin harç olmak üzere) 683,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.912,58 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Manevi tazminat yönünden; Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 341,55 TL karar-ilam harcının davalılar … A.Ş.’nden tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Maddi tazminat yönünden; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
5-Manevi tazminat yönünden; Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş.’nden alınıp davacıya ödenmesine,
6-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 1.145,00 TL ATK ücreti, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 397,68 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.542,68 TL yargılama giderinin, davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine , (davalı … şirketinin 334,56 TLlik kısmından sorumlu tutulmasına)
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
8- Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç ve 654,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 712,40 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, (davalı … şirketinin 93,74 TLlik kısmından sorumlu tutulmasına)
Dair; davacılar vekili ile davalı … A.Ş. vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır