Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/331 E. 2022/247 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/331 Esas
KARAR NO : 2022/247
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/05/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20/03/2016 tarihinde … İli … İlçesi … Köyü ile … Köyü arasında … mevkinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı, … ‘a ait sürücü … ‘in sevk ve idaresindeki … araç sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda kontrolden çıkmasıyla tek taraflı, maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucunda sürücü … …’in hayatını kaybettiğini, Kazanın oluşumunda müteveffa sürücü … … asli ve tam kusurlu olduğunu, trafik kazası sonucunda babalarını kaybeden müvekkillerinin bu kazanın etkisinden bir ömür boyu çıkamayacak ve bir ömür boyu babalarının desteğinden yoksun kalacak olmalarından dolayı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında davalı … Sigorta A.Ş.’ne 12.04.2021 tarihinde başvuru yaptıklarını ve akabinde yapılan 22/04/2021 tarih ve 2021/… nolu arabuluculuk görüşmeleri sonucunda, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın asli ve tek kusurlu olmasından dolayı davalı şirketle anlaşmaya varılamadığını, söz konusu trafik kazasının oluşumunda müteveffanın kusurunun söz konusu olsa da müvekkillerinin bu kazada zarar gören 3. Kişi konumunda olduklarından müteveffanın kusurunun müvekkillerin destekten yoksun kalma tazminatı hakkını etkilemediğini beyanla müvekkilleri için 1.000’er TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu trafik kazasına karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 22.04.2015 – 22.04.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte kaza tarihinde poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumlu olabileceği teminat limiti 310.000.-TL ile sınırlı olduğunu, davacıların desteği … …’in kendi kusuru ile sebebiyet verdiği kaza sonucu vefat etmiş olması nedeni ile davacıların tazminat taleplerinin haksız olduğunu, davacıların … ‘in ölümü nedeni ile destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun araştırılaması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatının genel şartlara göre hesaplanması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılara ait mirasçılık belgesi, poliçe / hasar dosyası, araç tescil kayıtları celp edilmiştir.
… ASCM’nin 2016/… esas sayılı dosyası ile …. ATM”nin 2020/… esas sayılı dosyası (müteveffanın babası tarafından ikame edilen dosya) ile 2021/221 esas sayılı dosyası (müteveffanın eşi tarafından ikame edilen dosya) uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Davacıların ekonomik ve sosyal durum araştırmasına yönelik belgeler tetkik edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan aktüerya bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı Eş … ‘nın maddi zararı: hak sahibi Eş olay tarihinde 25 yaşında olup, 18 yaşından küçük 2 çocuğu bulunmaktadır. Eşin kaza tarihindeki yaşı ve çocuk sayısı dikkate alındığında AYİM tablosuna göre %30 oranında yeniden evlenme şansı bulunmakta olup, nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; eşin maddi zararından %30 oranında yeniden evlenme şansı indirimi yapılacaktır. Buna göre;
Davalının sorumluluk kapsamı ve temerrüt tarihi:
A-20.03.2016 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı sigorta şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti 310.000,00 TL’dir.
Davacılar ile dava dışı tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı poliçe limitini aştığından buna göre, yukarıda belirlenen zararın limite orantılanması sonucu poliçe limiti ile sınırlı olarak bir hak sahibinin talep edebileceği tutar aşağıdaki gibidir;
¸
B-Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “..Sigortacılar , hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödeme zorundadırlar…” demektedir. Bu durumda;
Dava dosyasında davalıya yapılan başvurunun tebliği tarihini gösterir belge bulunmadığından davalının 07.05.2021 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiştir.
SONUÇ:
Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 20.03.2016 tarihinde meydana gelen tek tarafla trafik kazasında desteğin %100 kusuruna göre müteveffa … …’in geride kalan hak sahiplerinden;
a-Davacı kızı … …’in destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının =142.070,13 TL
b-Davacı oğlu … …’in destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 99.536,13 TL olduğu,
c-Davacılar ile dava dışı hak sahiplerinin maddi zarar toplamı kaza tarihi itibariyle geçerli olan zorunlu trafik sigorta poliçesindeki 310.000,00 TL lik limiti aştığından, davalının 310.000- TL limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın davacılar ile dava dışı hak her bir hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının aşağıdaki gibi olduğu,
d-Dosyada mevcut belgelere göre davalının 07.05.2021 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği,
e-Dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacılar vekilinin değer arttırım dilekçesi ile destekten yoksun kalma maddi tazminat istemine yönelik netice-i taleplerini rapordaki hesaplama miktarına yükselttiği, dilekçenin davalı vekiline tebliğ edildiği görülmüştür.
Huzurdaki davada 20/03/2016 tarihinde tarihinde meydana gelen tek taraflı ölümlü trafik kazası nedeniyle davacıların (vefat eden desteğin çocukları olup) destekten yoksun kalma sebebine dayalı olarak maddi tazminat isteminde bulundukları görülmüş olup somut olayda ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesi gereğince; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenlendiği, uyuşmazlığın ise desteğin tam kusurlu bir şekilde meydana getirdiği trafik kazasında ölümünden kaynaklı olarak davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edilip edilemeyeceği, bir başka ifade ile rizikonun teminat kapsamında olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içermekte olup Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan Genel Şartlara göre belirlenmekte olup Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle, zorunlu sigortacının kapsamındaki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.6. maddesinin (c ) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde, “destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının dışında kalan hallerden sayılmıştır. Bununla birlikte Yeni Genel Şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartlar, genel şartların yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmeler yönünden uygulanma kabiliyeti bulmaktadır. Somut olaya bakıldığında ise kazaya sebebiyet veren araca ilişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesinin tanzim tarihinin 22/04/2015, kaza tarihinin ise 20/03/2016 olduğu görülmüştür. Dolayısıyla poliçenin genel şartların yürürlük tarihinden önce düzenlenmesi nedeni ile davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenemeyeceği anlaşılmıştır. (Emsal ilam: Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/5558 esas, 2021/7512 karar sayılı ilamı) Ayrıca her ne kadar kaza tarihi genel şartların yürürlük tarihinden sonra gerçekleşmiş ise de Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli ve E.:2019/40; K.:2020/40 sayılı kararı ile 2918 sayılı Kanun’un 92/1-i maddesi iptal edilmiş bulunduğundan ve kaza tarihi itibariyle de 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Kanun’un 92. maddenin g ve h bendlerindeki düzenlemeler yürürlükte olmadığından uyuşmazlığın çözümünde anılan yasal düzenlemelerin uygulanmasının mümkün bulunmadığı sonucuna varılması gerekmiştir. Bu nedenlerle davacıların sırf ölenin mirasçısı sıfatı ile değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla talepte bulundukları, destekten yoksun kalma tazminatının miras yoluyla geçen bir hak niteliğinde değil sigorta hukuku kapsamında talep edilen bir hak olduğu, bu durumda ölen kişinin sigortalı aracın işleteni veya sürücüsü olmasının bir öneminin olmadığı, ölenin kusurunun üçüncü kişi konumunda olan mirasçılara yansıtılamayacağı hususları göz önüne alındığında rizikonun teminat kapsamında olduğu kanâatine varılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı 6098 sayılı TBK’nın 53. maddesinde düzenlenmiş olup haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kişilerin anılan düzenleme gereğince uğradığı zararın tahsilini talep hakkı bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Esasında destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, düzenli bir yardımı ifade etmektedir. Mevcut olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak kimse destek olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki davada trafik kazası neticesinde vefat eden … ‘in davacıların babası olduğu, ölenin, ölüm vuku bulmasaydı çocuklarına destek olacağı açık olduğundan davacıların desteğini yitirdiği ve zarara uğradığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki; “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmekle birlikte ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile birlikte uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirildiği ancak hesaplamalarda pregresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması yönünde ilamların mevcut olduğu görülmekle anılı yönteme göre (Ayrıca Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 17/06/2019 tarihli ve 2016/15677 Esas – 2019/7635 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; eş ve çocuklar ile ana ve babanın pay alacağı durumlarda desteğe iki pay, eşe iki pay, çocukların her birine birer pay, ana ve babaya birer pay ayrılarak desteğin gelirinin tamamının dağıtılması ilkesine uygun hesaplama gereğince) yapılan hesaplama neticesinde davacı … …’in gerçek maddi zararının 44.331,98-TL, davacı Muhammet … …’in gerçek maddi zararının 31.059,55-TL olarak saptanması gerekmiştir. Anılı tespitler ve kanuni düzenlemeler uyarınca davalı (ZMSS) sigorta şirketinin desteğini kaybeden davacı çocukların maddi zararını tazmin ile yükümlü oldukları sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü yönünden inceleme yapılmış olup 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği düzenlenmekle davacıların dava tarihinden önce 12/04/2021 tarihli başvurusu neticesinde davalı sigorta şirketi yönünden temerrütün 20/04/2021 tarihi itibari ile başladığı anlaşılmıştır. Kazaya neden olan sigortalı aracın hususi nitelikte olması nedeni ile yasal faize hükmedilmesi gerektiği, değer arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca haksız eyleme dayalı talebin tümü yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği kanaatine varılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
A-Davacı … … yararına 44.331,98-TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-Muhammet … … yararına 31.059,55-TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 5.150 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (2.000,00 TL ıslah harcı+59,30 TL peşin harç) 2.059,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.090,70 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 741,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 10.600,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7-Devletçe karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin, davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
8- Davacı tarafça yatırılan 2.000,00 TL ıslah harcı, 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.118,60 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır