Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/326 E. 2022/733 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/326 Esas
KARAR NO : 2022/733
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/05/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/04/2014 arihinde … yakınlarında,… Plakalı, … …’ın kullanımındaki araç tam kusurlu olarak müvekkillerinin de yolcu olarak içinde bulunduğu araca çarparak müvekkillerin müşterek kızlarının vefatına müvekkillerin de ağır yaralanmalarına sebep olduğunu, kaza tarihinde araç davalı şirkette … numaralı trafik sigortasi poliçesiyle poliçeli olduğunu, kaza ile ilgili olarak … Ağır Ceza Mahkemesinde 2014/… Esas sayılı dosyasıyla yargılama yapılmış olup, yargılama sırasında kusur incelemesi yapılmış yargılama sonucunda aracı kullanan … … tam kusurlu olduğu yönünde karar verildiğini, kazadan sonra müvekkillerin hayatlarını daim ettiremediğini, müvekkiller yaşı itibariyle kaza tarihinden önce de sonra da desteğe ve bakıma muhtaçtırlar. Kazadan önce müvekkillerle geçinmeleri ve hayatlarını idame ettirebilmeleri için kızları ilgilenmiş olup, müvekkillere kızları …’un baktığını, kazadan sonra müvekkiller daha da ağır yaralı hale gelmişler, müvekkil … yürüyemez hale gelerek engelli kaldığını, bu süreçte hep desteğine ihtiyaç duyduğu kızları … yanlarında olamadığını, müvekkiller, çok zor durumda kalmış olup hala birilerinin desteğine muhtaç olduklarını, kızlarının maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, bu sebeple davalı yanca davacılara destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi gerektiğini, müteveffa vefatından sonra arkasında annesi, babası ve kızını bıraktığını, kızları annesinin vefatından kısa bir süre sonra eşi tarafından canice öldürüldüğünü, müvekkiller müteveffa kızlarının desteğine hepten muhtaç olmuş ve yokluğunu daha da derinden hissettiklerini, destekten yoksun kalan davacı … ve … … olduğunu, kaza yapan ve sürücüsü %100 kusurlu olan … plakalı jamyon aracının kaza tarihi itibariyle … poliçe no’lu trafik Sigortası, davalı Sigorta Şirketi tarafından yapıldığından, adı geçen şirketten maddi tazminat istenilmektedir. görüşme sonunda taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, trafik kazasında kızları …’u yitiren davacıların, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre belirlenecek destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının, (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) Şimdilik 1.000,00-TL’nin kaza tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan alınarak müvekkil davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “dava şartlarını” düzenleyen 14. maddesinin 2. fıkrası, “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.
” hükmünü içerdiğini, davaya konu olan uyuşmazlık bakımından da, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereğince trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru bir dava şartı haline getirildiğini, KTK madde 97, “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü içerdiğini, anılan mevzuat gereği, dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuru yapılması, dava şartı haline geldiğini, sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerin tam ve eksiksiz bir şekilde ibraz edilmesinden itibaren (15) iş günü içinde muaccel hale gelir. şeklinde düzenlendiği, davacılar tarafından davalı müvekkil sigorta şirketine yapılmış herhangi bir başvuru bulunmadığını, bu nedenle geçerli bir başvuru bulunmadığı için, dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, sigortalı sürücü … …’ın kusurunun %100 olduğuna dair yapılan tespitler ve değerlendirmeler tamamen hatalı olduğunu, davalı müvekkil yalnızca kusur oranından sorumlu tutulabileceğini, davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde kaza ile ilgili olarak … Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2014/… E. Sayılı dosya bakımından yapılan yargılamada sigortalı araç sürücüsü … …’ın kusurlu olduğunun tespit edildiği ve cezaya mahkum edildiğini, beyanla davalı müvekkil şirkete yapılmış herhangi bir geçerli başvuru bulunmadığından davanın öncelikle usulden reddine, esasa ilişkin verdiğimiz cevaplar neticesinde davacı tarafın tüm talepleriyle birlikte davanın esastan reddine, vekalet ücretlerinin ve her türlü yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş ve savunmuştur.
DELİLLER:
… Ağır Ceza mahkemesine ait 2019/… Esas, 2020/… K. Sayılı dosyası uyap üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/… Esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilerek dosyamız arasında alınmıştır.
Dosya kapsamında alınan … Adli Tıp kurumu … İhtisas Kurulunun 18/06/2019 tarih, 2019/… Esas, 2019/… sayılı raporunda özetle; Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 05/07/2017 tarih, … karar nolu müzekkeresinde kişinin bir tıp fakültesi ya da eğitim araştırma hastanesine sevki sağlanarak yeni yaptırılacak arter kan gazları, solunum fonksiyon testi (akım volüm halkasını içerecek şekilde) incelemelerinin, yeni çekilecek PA/Lateral akciğer grafisi, iki yönlü sol uyluk ve sağ el bileği grafilerinin düzenlenecek raporları ile mümkün olduğu takdirde dijital ortamda (DICOM) formatında ve kişinin 03/01/2017 çarşamba günü Kurumumuzda hazır bulunacak şekilde muayene gönderilmesinin istenildiği, fakat kişinin yaşlı ve hastaneye sevkinin mümkün olmaması nedeniyle dosyanın mevcut durumu itibariyle söz konusu trafik kazası nedeniyle maluliyeti olup olmadığının değerlendirilmesinin istendiği, mevcut verilerle, Halil İbrahim ve Münevvere kızı, 18/10/1951 doğumlu, … …’nın maluliyet durumu hakkında herhangi bir kanaat bildirilemediği yönünde rapor oluşturulduğu anlaşılmıştır.
… trafik tescil ve denetleme şube müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
SGK’ya yazı yazılarak davacı taraflara trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… Hastanesi Başhekimliğine yazılan … Alçıya ait hastane kayıtları dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, 21/04/2014 tarihli trafik kazasında kızları vefat eden davacıların, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerine ilişkindir.
Somut olay incelendiğinde;
Kesin hüküm yönünden yapılan değerlendirmede;
Öncelikle davacının aynı kazaya dayalı olarak açtığı … Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/… Esas, 2020/… Karar sayılı dosyası celp edilerek kesin hüküm yönünden bir inceleme yapılmıştır. Celp edilen dosyanın tetkikinde davacının … … olduğu, davayı sebep olayın aynı kaza olduğu ancak talebin kazadan kaynaklanan maddi (maluliyet, bakıcı gideri) ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu işbu davanın ise destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle … Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/… Esas sayılı dosyanın işbu dava için kesin hüküm teşkil etmediği sonucuna varılmış ve dava karara bağlanmıştır.
Zaman aşımı yönünden yapılan değerlendirmede;
Davalı yargılamanın ilerleyen aşamalarında zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de mahkememizce bu itiraz dikkate alınmamıştır. Şöyle ki zaman aşımı bir def’idir ve cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Mahkemece re’sen dikkate alınamaz. Davalı vekilince cevap dilekçesinde böyle bir itirazda bulunulmadığı gibi cevap dilekçesinin ıslah edilmesi yoluna başvurulmamış ve ıslah suretiyle de böyle bir itirazda bulunulmamıştır. Yine cevap dilekçesi sonrası ileri sürülen zaman aşımı itirazı iddia ve savunmanı genişletilmesi mahiyetindedir ve somut olayda davacı yanın buna da muvafakatı yoktur. Açıklanan nedenlerle usulüne uygun yapılmayan zaman aşımı itirazı dikkate alınmamıştır. (… Hukuk Dairesi 2020/… Esas 2022/… Karar, … Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 2021/… Esas, 2021/… Karar)
Davanın esası yönünden yapılan değerlendirmede;
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; 21/04/2014 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazası nedeniyle davacı anne ve babanın, destekten yoksun kalma nedenine dayalı zararının mevcut olup olmadığı, dava ve ıslah sureti ile talep edilen destekten yoksun kalma tazminat istemleri yönünden davalı sigorta şirketinin tazmin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı Borçlar Kanunu (BK)’nun 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır.Görülmektedirbağlanmıştır.Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nın 53/3. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. BK’nın 53. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür. Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı )Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, BK’nın 45/111. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK’nın 15.06.2011 gün ve 2011/17-142-411 E., K. ve 20.04.2011 gün ve 2011/17-34-216 E., K. sayılı ilamları )
Yapılan açıklamalara göre icra edilen yargılama kapsamında aktüerya uzmanı bilirkişi … ile kusur uzmanı … marifetiyle konuya ilişkin 24/06/2022 tarihli rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı raporunda özetle;” 21.04.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; davalıya sigortalı kamyonetin sürücüsü … …’ın %100 (yüzde yüz) oranında asli
kusurlu, Otomobil sürücüsü … …’in kusursuz olduğu, davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre … …’in vefatı nedeniyle geride kalan hak sahiplerinden;
-davacı anne … …’nın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 125.042,05 TL,
davacı baba … … …’nın destekten
yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 63.793,09 TL. olduğu,
-davacılar ile dava dışı tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı; kaza tarihi itibariyle
geçeri olan zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limiti aştığından, davalının 268.000,00TL
limit le sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın her bir hak sahibinin payına isabet eden
tutarlarının aşağıdaki gibi olduğu,
Poliçe Limiti İle Sınırlı Olarak
Hak sahipleri Talep Edilebilir Zarar Tutarı;
davacı anne … … =51.426,36 TL, davacı baba … … … = 26.236,34 TL
Dava dışı Eş … … = 87.029,99 TL dava dışı kızı … = 2.579,68TL dava dışı oğlu İbrahim Üveys … =727,63 TL olmak üzere TOPLAM = 268.000,00 TL. başvuru tarihin göre temerrüdün 24.01.2018 tarihinde gerçekleşmiş olacağı”, yönünde mütalaada bulunmuştur.
Davacılar vekili 01/07/2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının, (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere) … … yönünden 51.426,36-TL ve … … … yönünden 26.236,34-TL’nin kaza tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte ıslahını talep etmiştir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacıların desteği olan … …’in 21/04//2014 tarihinde davalı sigortanın ZMMS ile sigortaladığı … plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiği,müteveffanın anne ve babası olan davacıların kızlarının doğacağı muhakkak olan desteğinden yoksun kaldıkları, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davalı sigorta sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacılar lehine yapılan ödemelerin işbu tazminat kalemine ilişkin yapıldığı iddiasında bulunan davalı yanın bunu ispatlayamadığı, poliçe limiti nazara alınarak toplamda geri kalan bakiye yönünde hesaplama yapıldığı, hesaplama yönteminin ise Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı sonrası geliştirilen içtihatlar uyarınca hesaplamada TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak, %10 arttırım/indirim yapılması ile belirlendiği ve bilirkişi raporunun da bu şekilde hazırlanmış olduğu anlaşılmakla davanın ıslah edilen miktarlar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Temerrüt ve faiz yönünden yapılan değerlendirmede;
Temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü noktasında inceleme yapılmış olup 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davacı tarafın dava öncesinde 11/01/2018 tarihinde yapmış olduğu başvuru kapsamında temerrüt tarihinin 24/01/2018 olarak belirlendiği ve kazaya neden olan aracın (kamyonet) ticari vasıfta olması nedeni ile avans faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla bu yönden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından açılan davanın KABULÜ ile,
51.426,36-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının 24/01/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı … …’ya ödenmesine,
26.236,34-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının 24/01/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı … … …’ya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 5.305,13TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 59,30TL’nin ve 1.309,20TL ıslah harcının mahsubu ile 3.936,63TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30TL peşin, 59,30 TL başvurma harcı ve 1.309,20 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.427,8TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 12.426,03 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan posta, tebligat, bilirkişi ücreti vesairden oluşan toplam 1.603,05TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı (e-duruşma), gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır.