Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/315 E. 2021/840 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/315
KARAR NO : 2021/840
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Şirketin İhyası
ASIL DAVA TARİHİ : 29/04/2021
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 05/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirketin davalı müdürlüğün … sicil numarasıyla kayıtlı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine itirazın iptali davası açtığını, bu davanın Yargıtay aşamasından geçerek müvekkili lehine bozulduğunu, ancak anılan şirketin ticaret sicilinden tasfiye sounucu terkin edildiğini, taraflarına … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı ve 11/03/2021 tarihli ara kararı ile davada taraf teşkilinin sağlanması açısından işbu davayı açmak için mehil verildiğini, sözü edilen şirket açısından davanın devam ettiğini, şirkete tebligat yapılamadığından 6100 sayılı HMK’nın 52 ve 54. maddeleri hükmünün yerine getirilmesine gerek kalmaksızın şirketin ihyasının gerektiğini beyanla …’nün … sicil numarasıyla kayıtlı … Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …’nün … sicil numarasıyla kayıtlı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine itirazın iptali davası açtığını, bu davanın Yargıtay aşamasından geçerek müvekkili lehine bozulduğunu ancak anılan şirketin ticaret sicilinden tasfiye sounucu terkin edildiğini, …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı ve 11/03/2021 tarihli ara kararı ile davada taraf teşkilinin sağlanması açısından verilen mehil neticesinde, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/… Esas sayılı davasının açıldığını, bu davanın 02/07/2021 tarihli duruşmasında da işbu davayı açmak ve 2021/… Esas sayılı dava ile birleştirilmek üzere taraflarına mehil verildiğini, davalı … … …’in davalı şirketin en son tasfiye memuru olarak görev yaptığını, sözü edilen şirket ile müvekkili arasındaki alacak açısından davanın halen devam ettiğini, bu sebeple davalı şirketin ihyasının gerektiğini beyanla …’nün … sicil numarasıyla kayıtlı … San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, iş bu dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/… esas sayılı davası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün TTK’nın 32. ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkilinin ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı vereceğini, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddettiğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere depo edilmesi ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkilinin tespit etmesinin mümkün olmadığını, Mahkememizce davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkilinin uyacağını, TTK m. 545/1’de düzenlendiği üzere, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün tasfiye memurlarının bildirimi ve başvurusu üzere işlem yapmış olduğunu, bu kapsamda herhangi bir sorumluluğunun bulunduğunun kabul edilmesinin kanuna aykırı olacağını, nitekim tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, şirkete ve şirketin alacaklılarına karşı sorumlu olduğunun düzenlendiğini, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmaya katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava bulunması sebebiyle Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir.
Mahkememizce, …’nden, ihyası talep edilen Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin sicil dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; şirketin 12/06/2017 tarihinde tasfiye sürecine girdiği, tasfiye kararının 19/06/2017 tarihinde tescil edildiği, alacaklılara çağrı ilanlarının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde 25/07/2017, 01/08/2017 ve 08/08/2017 tarihlerinde yayınlandığı, tasfiyenin 28/12/2018 tarihinde tamamlandığı ve bu tarih itibariyle şirketin sicilden terkin edildiği, tasfiye memurunun … … olduğu anlaşılmış, tasfiye neticesinde terkin edilmiş şirketin ihya davasının Ticaret Sicil Müdürlüğü ile birlikte tasfiye memuruna karşı da yöneltilmesi gerektiğinden davacı vekiline tasfiye memuruna dava açmak üzere süre verilmiş, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/…Esas sayılı dosyası ile açılan dava Mahkememiz dosyası ile birleştirilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir. Mahkememizin 2021/… Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davanın, davacı tarafından ihyası talep edilen şirkete karşı itirazın iptali talebiyle 07/06/2007 tarihinde açıldığı, davanın reddine karar verildiği, Yargıtay’ca bozulmakla Mahkememizin 2013/… Esassına kaydedildiği, bu esas üzerinden verilen 22/10/2013 tarihli kararın da bozulması neticesinde, 2021/… Esasa kaydedildiği ve yargılamanın devam ettiği, davacıya 24/03/2021 tarihinde ihya davası açmak üzere 1 aylık kesin süre verildiği, davanın verilen süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun ek tasfiye başlıklı 547. maddesinde ” tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veyan birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” denilmek suretiyle ek tasfiyenin kimler tarafından talep edilebileceği ile yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiştir. Eldeki davada, ihyası talep edilen şirketin son sicil adresinin “… Evleri Mahallesi, … Sokak, No: … /İstanbul” olması sebebiyle Mahkememiz görevli ve yetkili olup davacı tarafça açılmış ve itirazın iptali davasının bulunması sebebiyle aktif husumetinin bulunduğu, şirketin tasfiyesinin tamamlanmadığı ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için yeniden sicile tescil edilmesi gerektiği kanaatine varıldığından asıl ve birleşen davanın kabulü ile Tasfiye Halinde … …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasına, son tasfiye memuru davalı … …’in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, davalı … asıl davada yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş, birleşen davada davalı tasfiye memuru yönünden ise, tasfiye işlemleri usulüne uygun şekilde yapılmış ve davacı tarafın Mahkememizde açmış olduğu davanın esası, her ne kadar tasfiye sürecinden önce ise de, tasfiyeden önce davanın reddine karar verildiği ve tasfiye sürecinde dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğu anlaşıldığından aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen … ATM’nin 2021/… esas sayılı dosyasında davanın kabulüne, …’nün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicilden 28/12/2018 tarihinde terkin olunan Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nin TTK’nın 547. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin İHYASINA,
2-6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesi gereğince; ihyasına karar verilen şirketin ek tasfiyesi için … … …’in (TC no: …) tasfiye memuru olarak atanmasına,
3-Şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin kararın kesinleştiğinde ticaret sicilde tescil ve ilanına, karardan bir suretin …’ne gönderilmesine, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına,
4-Asıl ve birleşen davada karar ve ilam harcı 59,30 TL peşin alınmış olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Asıl ve birleşen davada davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl ve birleşen davada davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Asıl ve birleşen davada taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır