Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/308 E. 2022/719 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/308 Esas
KARAR NO : 2022/719
DAVA : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/12/2012
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/07/2008 tarihinde sürücü … …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon ile seyir halinde iken trafik kazası neticesinde hayatını kaybettiğini ve müteveffanın eşi olan müvekkilinin destekten yoksun kaldığını, trafik kazası yapılan aracın dava dışı … San ve Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı olarak davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile alacağın tam miktarının belirlenmesine, şimdilik 5.000.TL tazminatın davalıdan tahsiline, masraf ve ücreti vekalete karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan müteveffa … …’ın sürücü olduğu aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, davaya konu olay nedeni ile davacı murisinin sürücü olduğu ve müvekkili şirkete trafik sigortası ile sigortalı araçla yapmış olduğu kaza nedeni ile müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, kaza yapan araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün asli kusur oranı ile sebebiyet verdiği kaza neticesinde vefatı ve bu vefattan dolayı mirasçılarının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin söz konusu olamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ölümlü trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır.
Davacının mirasçılık sıfatını gösterir veraset ilamının, araç tescil kayıtlarının ibraz edildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak poliçe ile kazaya konu hasar dosyası celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılmış ve davacıya murisinin vefatı nedeni ile herhangi bir ödemenin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/… esas, 2008/… karar sayılı soruşturma dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiş olup tahkikat neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 16/06/2014 tarihli, 2012/… esas, 2014/… karar sayılı davanın zamanaşımı nedeni ile reddine dair kararının, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2014/… esas, 2015/… karar sayılı zamanaşımı süresinin dolmadığına yönelik gerekçeli kararı ile bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine bu kez Mahkememizin 21/10/2015 tarihli, 2015/… esas, 2015/… karar sayılı kararı ile direnme kararının verildiği ve davanın zamanaşımı nedeni ile reddine dair yeniden hüküm kurulduğu, işbu direnme kararının temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/12/2020 tarihli, 2018/… esas, 2020/… karar sayılı ilamı ile; “… Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yosun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere trafik kazaları bir haksız fiildir. Haksız fiil mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) 41. maddesinde tanımlanmış, Kanun’un 60. maddesinde ise haksız fiilden zarar görenin zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir.
Belirtilmelidir ki 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) konuya ilişkin 49 ve 72. maddeleri de aynı yönde düzenleme içermektedir. Anılan maddeler ile haksız fiillere uygulanacak üç zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Bunlar, zarar görenin zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlayacak bir yıllık zamanaşımı; fiilin vukuundan itibaren işleyecek on yıllık zamanaşımı ve fiilin aynı zamanda ceza kanunlarında düzenlenmiş olması hâlinde uygulanacak olan ceza zamanaşımı süreleridir.
Somut olay değerlendirildiğinde; 30/07/2008 tarihinde … …’ın sevk ve idaresindeki araç ile yaşanan tek taraflı trafik kazasında sürücü … …’ın vefat etmiş, araç içinde yolcu olarak bulunan iki kişi de yaralanmıştır. Olayın meydana geliş şekli itibariyle ölen sürücünün eylemi bir bütün olarak ele alındığında, eylem 5237 sayılı TCK’nın 85. maddesi değil, 5237 sayılı TCK’nın 89/4. maddesinde yer alan taksirle yaralama suçunu oluşturmaktadır. 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerekmektedir. 5237 sayılı TCK’nın 89/4. maddesinde düzenlenen ve taksirle yaralama olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nın 109/2 maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçmeden açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleşmediği açıktır…” gerekçeleri ile direnme kararının bozulması üzerine yargılamaya işbu esas numarası üzerinden devam edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan aktüerya bilirkişi Ayhan Tokat tarafından hazırlanan kök bilirkişi raporunda özetle; “…1- KAZANÇ DURUMU İLE BİLİNEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
a-Dava dosyasında müteveffanın asgari ücretin üzerinde kazanç sağladığını gösterir bir belge bulunmadığından zorunlu olarak asgari ücretlere göre hesaplama yapılacaktır.
Kazalının aktif dönemi 01.06.2014 tarihinde sona ermektedir. Kazalının pasif dönem zararı, Yargıtay kararlarına göre asgari geçim indirimi dikkate alınmaksızın belirlenen net yasal asgari ücretlere göre yapılacaktır. Buna göre;
b-Müteveffanın 30.07.2008-30.07.2022 arası geçen 14 yıllık işlemiş aktif ve pasif devre net kazançları aşağıdadır.
2-BİLİNMEYEN DÖNEM KAZANÇ TESPİTİ
A-Müteveffanın işlemiş ve bilinen devredik net kazançları yukarıdaki esaslara göre belirlenmiş olup, herhangi bir artış ve iskontoya tabi tutulmaksızın aynen esas alınacaktır.
Ancak ;
a)İşleyecek bakiye devre sonuna kadar geçecek süre içinde Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar nazara alınarak her yıl için ayrı ayrı %10 artış ve %10 iskontolama esasına göre hesaplama yapılacaktır. Bu duruma göre,
b)Kazalınn işleyecek pasif devre başındaki 1 yıllık net geliri ise;
4.253,40 TL x 12 ay = 51.040,80 TL olup, anılan tutar işleyecek pasif devre maddi zarar hesabına esas alınacaktır. Buna göre
B-PEŞİN DEĞER
3-MADDİ TAZMİNATIN HESAPLANMASI
1-Davacı Eş Ayşe’nin maddi zararı
Hak sahibi Eş olay tarihinde 52 yaşında olup, 18 yaşından küçük çocuğu bulunmamaktadır. Eşin kaza tarihindeki yaşı dikkate alındığından AYİM tablosuna göre %1 oranında yeniden evlenme şansı bulunmakta olup, nihai takdir ve değerlendirme sayın mahkemeye ait olmak üzere, eşin maddi zararından %1 oranında yeniden evlenme şansı indirimi yapılacaktır. Buna göre;
3-DAVALININ SORUMLULUK KAPSAMI VE TEMERRÜT TARİHİ
A)30.07.2008 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalı sigorta şirketinin zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden sorumluluk üst limiti 125.000,00 TLdir.
Davacı ile dava dışı tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamı poliçe limitini aştığından buna göre, yukarıda belirlenen zararın limite orantılanması sonucu poliçe limiti ile sınırlı olarak bir hak sahibinin talep edebileceği tutar aşağıdaki gibidir;
B)Karayolları Trafik Kanunu’nun 99.maddesinde; “…Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar….”demektedir.
Bu durumda;
Davacı tarafından davalı sigorta şirketine 12.07.2012 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 24.07.2012 tarihinde mesai saati bitkimi sona ermektedir. Bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 25.07.2012 tarihinde gerçekleşmiş olacaktır.
SONUÇ: Delillerin takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere; 30.07.2008 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında desteğin %100 kusuruna göre müteveffa … …’ın geride kalan hak sahiplerinden,
a-Davacı Eş …’ın destekten yoksun kalma
Sebebiyle maddi zararının = 272.806,44 TL olduğu,
b-Davacı ile dava dışı hak sahiplerinin maddi zarar toplamı kaza tarihi itibariyle geçerli olan zorunlu trafik sigorta poliçesindeki 125.000,00 TL lik limiti aştığından, davalının 125.000,00 TL limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın davacılar ile dava dışı hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının aşağıdaki gibi olduğu,
c-Başvuru tarihine göre temerrüt tarihinin 25.07.2012 olarak belirlendiği… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan aktüerya bilirkişi … tarafından hazırlanan ek bilirkişi raporunda özetle; “… a-Davacı eş …’ın destekten yoksun kalma
Sebebiyle maddi zararının = 272.806,44 TL olduğu,
(Yeniden evlenme ihtimalinin bulunmadığı durumda)=275.562,06 TL
b-Davacı ile dava dışı hak sahiplerinin maddi zarar toplamı kaza tarihi itibariyle geçerli olan zorunlu trafik sigorta poliçesindeki 125.000,00 TL lik limiti aştığından, davalının 125.000,00 TL limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın davacılar ile dava dışı hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının aşağıdaki gibi olduğu,
1.Seçenekte; Eşin olay tarihindeki yaşına göre %1 oranında yeniden evlenme ihtimalinin bulunduğunun kabulü halinde;
2.Seçenekte; Eşin rapor tarihindeki yaşına göre yeniden evlenme ihtimalinin bulunmadığının kabulü halinde;
c-Başvuru tarihine göre temerrüt tarihinin 25.07.2012 olarak belirlendiği…” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesindeki 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı talebini 93.543,95- TL arttırarak neticeten 98.543,95-TL’nin 25/07/2012 temerrüt tarihi itibari ile bankalarca mevduata uygulanan en yüksek ticari faiz oranında faiz uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, dilekçenin davalı vekiline tebliğ edildiği, davalı vekilinin beyan ve itirazlarını içerir dilekçe ibraz ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; 30/07/2008 tarihinde meydana gelen ölümlü tek taraflı trafik kazası nedeniyle davacı eşin, destekten yoksun kalma nedenine dayalı zararının mevcut olup olmadığı, dava ve ıslah sureti ile talep edilen destekten yoksun kalma tazminat istemleri yönünden davalı sigorta şirketinin tazmin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 53. maddesinde düzenlenmiş olup haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kişilerin anılan düzenleme gereğince uğradığı zararın tahsilini talep hakkı bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekmektedir. Esasında destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, düzenli bir yardımı ifade etmektedir. Mevcut olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak kimse destek olarak kabul edilmektedir. Huzurdaki davada trafik kazası neticesinde vefat eden … …’ın davacının eşi olduğu, ölenin, ölüm meydana gelmeseydi, davacı eşe destek olacağı açık olduğundan davacı eşin desteğini yitirdiği ve zarara uğradığı sonuç ve kanaatine varılması gerekmiştir.
Dosya kapsamında, aracı sevk ve idare eden desteğin (müteveffa … …’ın) tek taraflı ölümlü trafik kazasının meydana gelmesinde asli/ tam kusurlu olduğu sabit olmakla birlikte Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları’nın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girdiği, yeni genel şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartların, genel şartların yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanmasının gerektiği, somut olayda ise kaza ve poliçe tarihi 2008 yılına ait olmakla Genel Şartlar’ın A.6. maddesinin (c ) ve (d) bentlerinin tatbik edilemeyeceği saptanmıştır. Bu kapsamda davacının talebinin doğrudan kendisi üzerinde doğan destekten yoksunluk zararına ilişkin olması, bu zararın oluşumundaki desteğin kusurunun davacıya yansıtılamayacağı, sürücü desteğin kusurlu olmasının, onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin, davacının destekten yoksun kalma zararı yönünden tazmin sorumluluğunun mevcut olduğu kanaatine varılması gerekmiştir.(Emsal ilamlar: Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 15/06/2011 tarihli ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, Yargıtay HGK’nın 22/02/2012 tarihli, 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, Yargıtay HGK’nın 16/01/2013 tarihli, 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları)
Anılı hukuksal kabul gereğince bir sonraki aşamada tazminat hesabının aydınlatılması gerekmiş olup Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…Ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…Ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmekle ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişikliğin anılı iptal kararı nedeni ile tatbik edilemeyeceği, bu nedenle tazminatın %1,8 teknik faiz uygulanmadan hesaplanmasının gerektiği, ayrıca uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasına yönelik içtihatların geliştirildiği, ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi sureti ile müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları süreler kapsamında hesaplama yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Anılı kriterler uyarınca; ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına, iptal kararından sonraki hukuki durum ve güncel içtihatlar ile güncel asgari ücret rakamlarına uygun hazırlanmakla itibar edilir bulunan ek bilirkişi raporu kapsamında, davacı eşin yeniden evlenme ihtimalinin olup olmadığı meselesi yönünden alternatifli olarak hesaplama yapıldığı görülmüştür.
Davacı eşin yeniden evlenme ihtimalinin bulunup bulunmadığı noktasında; eşin yaşı, 18 yaşından küçük çocuk sayısı, sağlığı, görünümü, ekonomik durumu gibi etkenlerin değerlendirilerek bu belirlemenin yapılması ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince; evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin rapor tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu’ndaki belirlemelerin esas alınması gerekmiştir. Bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde, davacı eşin rapor tarihindeki yaşının 68 olduğu, buna göre AYİM tablosuna göre evlenme ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla, indirim yapılmaksızın davacı eşin destekten yoksun kalma nedeni ile maddi zararının 98.543,95-TL olduğu sonucuna varılmış olup, anılı tazminat bedeli yönünden davalı sigorta şirketinin tazmin sorumluluğunun mevcut olduğu anlaşılmıştır. (Emsal ilam: Yargıtay HGK’nın 01/10/2019 tarihli, 2017/17-2038 E, 2019/979 K. sayılı kararı)
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü noktasında inceleme yapılmış olup 2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği, davacı tarafın dava öncesinde 12/07/2012 tarihinde yapmış olduğu başvuru kapsamında temerrüt tarihinin HMK’nın 26. maddesi ışığında taleple bağlılık kuralı gereğince 25/07/2018 olarak belirlendiği ve kazaya neden olan aracın (kamyon) ticari vasıfta olması nedeni ile avans faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
98.543,95-TL destekten yoksun kalma maddi tazminatının 25/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 6.731,54 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan (21,15 TL peşin harç +320,00 TL ıslah harcı olmak üzere ) 341,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.390,39 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dava tam kabul ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti ile 287,40 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.187,4 TL yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 15.767,03 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7- Davacı tarafça yatırılan 21,15 TL başvuru harcı, 21,15 TL peşin harç ve 320,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 362,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır