Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/290 E. 2023/477 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/290 Esas
KARAR NO : 2023/477
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında ticari alım-satım ilişkisi bulunduğunu, muhtelif tarihlerde davalı …’e ürün satışı yapıldığını, satışlara istinaden 20.02.2014 tarihli 5.522,87 -TL satış bedelli, 25.02.2014 tarihli 380,42 -TL satış bedelli, 05.03.2014 tarihli 5.094,57 -TL satış bedelli, 03.04.2014 tarihli 3.830,44 -TL satış bedelli, 22.04.2014 tarihli 5.701,75 -TL satış bedelli, 02.05.2014 tarihli 2.782,95 -TL satış bedelli, 09.05.2014 tarihli 7.761,40 -TL satış bedelli, 21.05.2014 tarihli 3.024,77 -TL satış bedelli, 30.05.2014 tarihli 533,43 -TL satış bedelli, 05.06.2014 tarihli 2.926,42 -TL satış bedelli, 25.06.2014 tarihli 5.110,25 -TL satış bedelli, 27.06.2014 tarihli 332,87 -TL satış bedelli, 18.07.2014 tarihli 4.960,53 -TL satış bedelli, 08.08.2014 tarihli 711,55 -TL satış bedelli, 08.08.2014 tarihli 1.414,08 -TL satış bedelli, 18.08.2014 tarihli 2.171,99 -TL satış bedelli, 20.08.2014 tarihli 12.229,98 -TL satış bedelli, 26.08.2014 tarihli 713,29 -TL satış bedelli, 28.08.2014 tarihli 2.821,67 -TL satış bedelli, 12.09.2014 tarihli 11.798,78 -TL satış bedelli, 26.09.2014 tarihli 5.152,25 -TL satış bedelli, 24.10.2014 tarihli 3.052,46 -TL satış bedelli, 29.10.2014 tarihli 1.713,71 -TL satış bedelli, 14.11.2014 tarihli 7.534,78 -TL satış bedelli, 20.11.2014 tarihli 4.337,18 -TL satış bedelli, 28.11.2014 tarihli 3.132,58 -TL satış bedelli, 19.12.2014 tarihli 2.103,98 -TL satış bedelli, 16.03.2015 tarihli 4.923,64 -TL satış bedelli, 26.06.2015 tarihli 518,57 -TL satış bedelli, 07.07.2015 tarihli 2.074,28 -TL satış bedelli, 23.07.2015 tarihli 1.879,87 -TL satış bedelli, 06.08.2015 tarihli 31.399,90 -TL satış bedelli, 06.08.2015 tarihli 1.524,25 -TL satış bedelli, 19.08.2015 tarihli 5.378,07 -TL satış bedelli, 02.09.2015 tarihli 6.128,47 -TL satış bedelli, 17.09.2015 tarihli 9.690,06 -TL satış bedelli, 21.09.2015 tarihli 2.458,51 -TL satış bedelli, 28.10.2015 tarihli 3.680,96 -TL satış bedelli 38 adet fatura tahakkuk edildiğini, yapılan satışlara istinaden muhtelif ödemeler yapıldığını, müvekkili alacaklarını ayrı ayrı talep etmeyip, sayılan faturalara ilişkin cari hesap ekstresi kesildiğini, ekstreye göre 131.051,13-TL borç olarak, 46.000,-TL alacak olarak kaydedildiğini, ödenmesi gereken bakiye borç miktarının toplam 82.232,09-TL olduğunu ve davalının borçlarını ödemediğinden … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… takip sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve davalının itiraz etmesi ile iş bu dosyanın açıldığını belirterek, davanın kabulüne, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini arz ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme akdedilmediğini, davacının iddia ettiği toplam 83.144,53-TL tutarlı faturaları neye istinaden kestiğini veyahut teslim ettiği belli olmadığını, müvekkilinin sözlü satış sözleşmesi uyarınca edimini yerine getirdiği tahsilat makbuzları ile sabit olduğunu, dayanılan faturalar hizmetin alındığı ve borcun doğmuş olduğunu ispat etmediğini, müvekkilinin satıcının satılanın zilyetlik ve mülkiyetini devrettiği tüm ürünlerin bedeli ödendiğini, yapılan ödemelere ilişkin makbuzların sunulduğunu, dayanılan faturalar ve kapsamı satış sözleşmesi uyarınca satıcının satılanı zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devrettiği ve borcun doğmuş olduğunu ispat etmediğini, davacı taraf kendisinin satılanın zilyetlik ve mülkiyetini devrettiği ve bu süre zarfında yalnızca 46.000-TL ödeme aldığını buna rağmen satılanın zilyetlik ve mülkiyetini devretmeye devam ettiğini iddia etmekte olduğunu, söz konusu iddia ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını belirterek haksız açılan reddine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana hükmedilmesini arz ve beyan etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; cari hesaba dayalı olarak başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden faizler dahil toplam 83.144,53-TL alacağın ticari faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalı şirketin yetkilisi marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı ileri sürülmüş ise de davaya konu takip dosyası kapsamında yapılan incelemede, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarının takibe yönelik itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmasının gerektiği, ancak itiraz dilekçesinin tebliğ edilmediği müddetçe 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı, somut olayda takip dosyası içeriğinden davalı takip borçlusunun itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinin tespit edildiği, bu nedenle 1 yıllık dava açma süresinin dolmadığı anlaşılmakla, hak düşürücü süre yönünden yapılan usuli itirazın reddi gerekmiştir.
Zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmede; davacı ile davalı arasında bir ticari alım satım sözleşmesi olduğundan dava 6098 sayılı TBK.’nun 146.maddesine göre alacak on yıllık zamanaşımına tabidir bu nedenle davalının zamanaşımı itirazının reddi gerekmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”… Tahsilat makbuzları açısından ödemeler: Davalının bakiyenin tamamını ödediğini öne sürerek dava dosyasına asıllarını da ibraz ettiği, detayları aşağıda listelenen tahsilat makbuzlarının delil olma niteliği Sayın Mahkemenin takdirinde olup, davalının kendi defter kayıtlarında yer almadığı tespit edilmiştir.

Davacı şirket davalıya ait cari hesap ekstresini takip ve dava konusu yapmıştır. Davacı muavin defter kayıtlarından yapılan incelemede, davalının kısmi ödeme yaptığı, cari hesap alacağının en son düzenlenen 15 adet faturadan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Takibe konu cari hesap alacağını oluşturan faturalara ilişkin detaylar aşağıdaki tabloda gösterildiği şekildedir:
Ft. Tarihi Ft. No. Tutar
1) 14/11/2014 … 7.534,78
2) 20/11/2014 … 4.337,18
3) 28/11/2014 … 3.132,58
4) 19/12/2014 … 2.103,98
5) 16/03/2015 … 4.923,64
6) 26/06/2015 … 518,57
7) 07/07/2015 … 2.074,28
8) 23/07/2015 … 1.879,87
9) 06/08/2015 … 31.399,90
10) 06/08/2015 … 1.524,25
11) 19/08/2015 … 5.378,07
12) 02/09/2015 … 6.128,47
13) 17/09/2015 … 9.690,06
14) 21/09/2015 … 2.458,51
15) 28/10/2015 … 3.680,96
TOPLAM 86.765,10

Fatura toplamı 86.765,10-TL olup, … nolu faturanın 5.533,01-TL’sinin ödendiği, 2.001,77-TL’sinin ödenmediği, tüm faturaların taraf defterlerinde tam bir mutabakat ile yer aldığı, davalı borcunun (86.765,10 – 5.533,01) = 81.232,09-TL olduğu tespit edilmiştir.
4)İşlemiş faiz: İşlemiş faiz talebine ilişkin bilgi ve belge ibraz edilmediğinden fatura alacağın takipten sonra faiz işletilebileceği sonucuna varılmıştır.
Sonuç:
Yukarıda yer alan tespit ve değerlendirmeler sonucunda;
-Davacının 82.232,09-TL’yi takip ve dava konusu yaptığı,
-Takip tarihinde davalının 81.232,09-TL borçlu olduğunun tespit edildiği, borcun en son düzenlenen 15 adet faturadan kaynaklandığı,
-Alacağa takipten sonra faiz işletilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını, “şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında alım satım ilişkisinin söz konusu olduğu, ticari ilişki kapsamında davacı tarafça bakiye cari hesap alacağına dayanılarak icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça yapılan itiraz üzerine işbu davanın ikame edildiği, davalı tarafın dosya kapsamında ödeme makbuzları ile ödeme iddiasının bulunduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda anılan ödeme makbuzları hesaba dahil edilmeksizin davacının 81.232,09-TL alacaklı olduğunun belirlendiği, davacı tarafın ödeme makbuzlarını kabul etmediği, bu nedenle ödeme makbuzlarında davacı adına tahsilat yapan olarak adı geçen … ve …’in mahkememizce tanık olarak dinlendiği, davacı taraf tanık olarak gösterilmeyen kişilerin mahkememizce resen dinlenemeyeceğini beyan etmiş ise de mahkememizce aslında yeni bir delil olarak tanık dinlenmediği, önceden delil olarak sunulan ödeme makbuzlarının delil olarak kabul edilip edilemeyeceğini tespit etmek ve sunulan delilin sıhhatini araştırmak, HMK 31 maddesi uyarınca davayı aydınlatma ödevi kapsamında sunulan makbuzlardaki imzaların imza atanlara ait olup olmadığı ve yine imza atanların davacı şirket çalışanı olup olmadığı hususlarında muğlak durumu aydınlatmak amacıyla resen inceleme yapıldığı ve …’in tanık olarak dinlendiği , dinlenen tanık beyanlarında görüleceği üzere davacı şirketin ödeme makbuzları ile tahsilatlar yaptığı, dosya kapsamında tahsil edilen tutarın 96.400 TL olduğu, …’in hem antetli makbuzlardaki hem antetsiz tahsilat makbuzlardaki hem de yine antetsiz para makbuzu yazan makbuzlardaki … ismi yazan ve yanında imza bulanan imza ve yazıların kendisine ait olduğunu ve davacı şirketin antetsiz makbuzlar ile de ödeme aldığını beyan ettiği, …’ın kabul etmediği antetsiz makbuzlar hesaptan çıkarılsa dahi tutarı 2.000 TL olmakla kalan 94.400-TL tutarında makbuzla yapılan davalı ödemelerinin, bilirkişi tarafından tespit edilen 81.232,09-TL borca yettiği, bu durumda davalının davacı tarafa bir borcu kalmadığı anlaşılmakla davanın reddine, davacının takipte kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan 1.004,19-TL peşin harçtan alınması gereken 269,85-TL harcın mahsubu ile fazla yatan 734,34-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan 964,50-TL yargılama giderinin, davanın kabul oranına bakılmaksızın 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11. Bendine göre; tamamının arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirmiş ise de 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11. Bendine göre; arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin yine aynı kanunun 11. Bendi uyarınca davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7- Davacı tarafça yatırılan 269,85-TL peşin harç ile 59,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 329,15-TL’nin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır