Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/285 E. 2021/857 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/285 Esas
KARAR NO : 2021/857
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi nezdinde … poliçe … acente numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile kayıtlı bulunan sigortalınızın maliki olduğu … plakalı araç, müvekkilin maliki olduğu … plaka numaralı araca 19/03/2019 tarihinde çarptığını, davacı müvekkilin maliki olduğu araç işbu kazada hasarlandığını, kaza sonrasında düzenlenen Kaza Tespit Tutanağına göre müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı karşılığı olarak şimdilik 4.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın davaya konu maddi tazminat talepleri zamanaşımına uğradığından taleplerinin reddinin gerektiğini, huzurdaki dava trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın tazminine ilişkin haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat davası olduğunu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. maddesinde, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararlar bakımından zamanaşımı süresi 2 yıl olarak düzenlenmiş, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması durumunda, bu sürenin, maddi tazminat istemleri için de geçerli olacağı düzenlendiğini, huzurdaki davaya konu kaza, maddi hasarlı trafik kazası olup, ceza zamanaşımının uygulanması söz konusu olmadığından, davaya konu zararlar bakımından zamanaşımı süresi KTK m. 109/1 uyarınca 2 yıl olduğunu, dava konusu kaza 19.03.2019 tarihinde gerçekleştiğinden, zamanaşımı süresi, 2198 sayılı KTK md.109/1 uyarınca 19.03.2021 tarihinde dolduğunu, huzurdaki davanın ise 19.04.2021 tarihinde açıldığını, davacının huzurdaki davaya konu talepleri zamanaşımına uğradığını, dava konusu talepler zamanaşımına uğradığından davanın reddini, belirsiz alacak davası açmada hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla değer kaybı hesaplamasının ZMMS genel şartlarına göre yapılmasını, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı ZMSS’ye dayalı değer kaybına ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf delillerinin ibraz edildiği, poliçe ve hasar dosyasının celp edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin kanuni süresi içerinde ibraz ettiği cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle işbu savunma HMK’nın 142. maddesi uyarınca ele alınarak tetkik edilmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; somut olayda davacı yanın, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı ZMSS’ye dayalı değer kaybına ilişkin maddi tazminat isteminde bulunduğu görülmüş olup yürürlükte olmakla tatbiki gereken 2918 sayılı KTK’nın 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağının hüküm altına alındığı anlaşılmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında suç teşkil etmediği tespit edilmiş olup bu hali ile uzamış ceza zamanaşımı süresinin somut olaya uygulanma ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Huzurdaki davaya konu trafik kazasının 19/03/2019 tarihinde meydana geldiği, anılı kaza tarihinde kaza tespit tutanağının davacı ve karşı araç sürücüsü eşliğinde tanzim edildiği, bu hali ile kaza tarihi itibari ile zararın ve tazminat yükümlüsünün davacı nezdinde bilinir olduğu, davanın ise 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 19/04/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar dava kapsamında zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğu görülmüş ve 7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Kanun’a eklenen 18/A maddesinin 15. bendi doğrultusunda, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı süresinin duracağı kabul edilmiş ise de somut olayda 24/03/2021 tarihinde arabuluculuk sürecinin başladığı, anılı tarih itibari ile de zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu saptanmıştır. Tüm bu tespitler ışığında; kaza tarihinden itibaren 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin dava tarihi itibari ile dolduğu anlaşılmakla; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan 68,31-TL harçtan 59,30-TL’in mahsubu ile bakiye 9,01-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 4.000-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13. Bendine göre; arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda anlaşamamaları hallerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinde ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre hazineden ödenen toplam 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.01/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır