Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/280 E. 2021/270 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/280 Esas
KARAR NO : 2021/270
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/04/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketinde 04/06/2013-2014 tarihleri arasında … sayılı Genişletilmiş Özel Otomobil Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğu belirtilen … plakalı araca, davalı …’in kontrolündeki … plakalı aracın 29/09/2013 tarihinde çarpması sonucu hasar meydana geldiğini, sigortalıya 31.000,00-TL tazminat bedeli müvekkili şirket tarafından ödendiğini, oluşan zararın 25.000,00-TL’si için davalı tarafa ait aracın ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş’ya başvurulduğu, trafik poliçesi kısmını aşan zarar miktarı 6.000,00-TL olduğunu, kazada davalı %100 oranında kusurlu olduğunu, bundan dolayı TTK 1472.madde gereği müvekkili sigorta şirketi trafik poliçe kısmını aşan 6.000,00-TL’lik hasar tazminatını davalı …’tan talep etme hakkına sahip olduğunu, 10926 muhaberat numaralı yazı ile davalıdan talep edilmesine rağmen , davalı borcunu ödemediğini, taraflarınca alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, izah edilen sebeplerle, … plakalı araca teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını, icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE:
Dava; Davacı … şirketinin sigortaladığı araç ile davalıya ait aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile davacı … şirketinin rücuen tahsil talepli başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı saptanmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür.
Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalısının yerine geçer. Bu bir kanuni halefiyettir. Sigortalının, gerçekleşen zararın tazmininden sorumlu olanlara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. 22/03/1944 tarih 37/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, bu noktada ilişkinin “Halefiyet” ilişkisi olduğu ve sigortacının, açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu açıklanmıştır.
Huzurdaki dava sigorta şirketi tarafından karşılanan zararın rücuen tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı … şirketinin dava dışı sigortalının haklarına halef olduğu ve bunun sonucu olarak sigortalının haklarına tabi olduğu, dava dışı sigortalının ve davalı gerçek kişinin tacir olmadığı, bu hali ile dava kapsamında haksız fiil hükümlerinin tartışılmasının gerektiği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarih 37 Esas, 9 Karar R.G.03/07/1944 sayılı kararında da ifade edildiği üzere; sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, Halefiyete dayanan davaların ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği, somut olayda davacı … olup, halefi olduğu sigortalısının gerçek kişi olduğu, yine davalı tarafın da gerçek kişi olduğu, uyuşmazlığın niteliğine bakıldığında haksız fiilden kaynaklandığı, bu nedenlerle mahkememizin görevsiz olduğu ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM(Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tensiben verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2021

Katip …

Hakim …